Cilt 3, Sayı 1
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Tasavvufta bâde(Batman Üniversitesi, 2019-06-30) Pûrcevâdî, Nasrullâh; Kaska, Çetin"Bâde" lafzı İslami tasavvuf ve irfanda, özellikle tasavvufi şiirlerde, genellikle hakiki manasından farklı olarak kullanılmıştır. Sûfiler badenin gerçek ve mecazi anlamını birbirinden ayırt etmek için şeriatın yasakladığı sarhoşluk veren sıvıyı "sathi bâde” ve mecazi bâdeyi de "manevi bâde" olarak adlandırmışlar. Bâde ya da şarâbın mecazi manası tasavvuf tarihinde ve tasavvufî şiirin çeşitli dönemlerinde bir tarafta sabit kalırken diğer tarafta da değişime uğraşmıştır. Gerçek olan şu ki bu mefhumun asıl gayesi Allah’a duyulan muhabbet veya aşktır. Bu çalışmada bâdenin edebiyattaki tarihi serüvenine, özellikle İranlı tasavvufçu ve şairlerin onu nasıl kullandığına, manevi ve maddi bâde arasındaki ilişkiye değinilmiştir.Öğe Türk sözlü destanlarında islamȋ esintiler(Batman Üniversitesi, 2019-06-30) Reichl, Karl; Kobotarian (Azeroğlu), NabiÇeviri makalemizde Dr. Karl Reichl tarafından ele alınan "Türk Sözlü Destanlarında İslamȋ Esintiler" İngilizce'den Türkçeye çevrilmiştir. Türk destanları konusunda yıllar boyu araştırma yapan Karl Reichl "Türk Boylarının Destanı" adlı eserin yazarıdır. Bu eser Prof. Dr. Metin Ekici tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Bir yabancının gözüyle Türk destanları ve İslami motiflerin tabiri Türk araştırmacılar için bir hayli yenilikleri içermektedir. Bu yazıda da Türk destanlarında İslami esintiler farklı bir bakış açısıyla ele alınmıştır. Yazı 2001 yılında Bişkek’te UNESCO, Kırgızistan Cumhuriyeti Milli Komisyonu. tarafından yayınlanan makalenin çevirisidir. Çevirici tarafından eksik veya doğru düşünülen sözcükler köşeli tırnak içinde gösterilmiştir. Metinin özgünlüğü ve has üslubu mümkün olduğu kadar korunmuştur.Öğe İbn-i Arabî kelami tartışmalar, sorular, şüpheler(Batman Üniversitesi, 2019-06-30) Kıyak,ÖmerYazar, Kelam Öğretim Üyesi olmasından mütevellit olsa gerek kitabının önsözünde çalışmasının çerçevesini, İbn-i Arabî’nin görüşleri ve bunların kelamî bağlamda tartışmaları olarak sınırlamıştır. Zira Mustafa Akman, İbn-i Arabî’nin yaygın kanaate ve tarihî süreçte tasavvuf dünyasına mensup bir sûfî olarak bilinmesine karşın intima, fikir, tercih ve tekliflerinin kimi zaman dolaylı da olsa kelam ile bir ilişkisinin olduğuna inanmaktadır. Yazarın tanıtımını yapacağımız bu eseri altı bölümden oluşmaktadır. “İbn-i Arabî” başlıklı birinci bölümde (s.17-147) İbn-i Arabî’nin kim olduğuna (s.17-37), üslubuna (s.37-65), bilgi felsefesine (s.65-122), genelde sûfîlerin (s.65-93) özelde ise kendisinin bilgi nazariyesine (s.94-122), eserlerinden de el-Fütûhat’ul-Mekkiyye ve Füsûs-ul-Hikem’de yer alan görüşlerine (s.122-147) değinilmiştir. “Vahdet-i Vücûd Felsefesi” başlıklı (s.149-311) ikinci bölümde; vahdet-i vücûd felsefesine (s.151- 199), velayet-nübüvvet tartışmalarına (s.199-226), mertebe-i insan veya insan-ı kâmil (s.226-243), Muhammedî hakîkat (s.243-274), ricâlu’l-gayb/kozmik insan (s.274-311) konularına değinilmiştir.Öğe سیمای سوره ذاریات از منظر اسلوب شناسی(Batman Üniversitesi, 2019-06-30) Hanif, Abdul Rahmanیکی از مهم ترین جنبه های اعجاز قرآن کریم، ظرافت های بلاغی آن است که در همه ادوار مورد توجه پژوهشگران و ادیبان قرار گرفته است. از جمله مباحث بلاغی قرآن کریم، اسلوب شناسی است که در ضمن آن با بهره گیری از دستآورد های علم بلاغت به بررسی جلوه های اسلوبی موجود در قرآن کریم می پردازد. این تحقیق با روش توصیفی و تحلیلی و بر اساس معیار های اسلوب شناسی، به بررسی سوره ذاریات در چهار سطح آوایی، ترکیبی، بلاغی و تصویرپردازی پرداخته است. حاصل پژوهش بدین گونه است که هر کلمه در قرآن، معنای خاصی دارد که در بهترین جایگاه خود قرار گرفته است و چینش کلمات و عبارات به گونه ای است که در بهترین مکان از نظر نحوی قرار گرفته اند و همگی این ترکیب ها دلیل بلاغی دارند.Öğe İngiliz idaresinde Kıbrıs’ta örgün din eğitimine genel bir bakış(Batman Üniversitesi, 2019-06-30) Nurçin, VolkanBu çalışma, Kıbrıslı Türklerin İngiliz idaresi altındayken örgün eğitim kurumlarında nasıl bir din eğitimi uygulandığını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda Türkiye ve KKTC’deki arşivlerden temin edilen belgeler ile matbu eserler, süreli yayınlar ve raporlardan hareketle, dokümantasyon metodu kullanılarak konunun açıklığa kavuşturulmasına çalışılmıştır. Kıbrıslı Türklerin eğitim kurumları, Osmanlı’dan tevarüs edilen geleneği İngiliz idaresi altındayken de devam ettirmiştir. Bu dönemde sıbyan mektepleri-ilkokullar, rüştiyeler-ortaokullar, idadi-lise ve medreseler, Kıbrıslı Türklerin örgün eğitim kurumlarını oluşturmaktadır. Bu örgün eğitim kurumlarından sıbyan mekteplerinde İngiliz idaresinin sonuna kadar din dersleri okutulmuştur. Ortaokul ve lisede ise uzun yıllar din dersleri bulunurken, 1942-1943 eğitim-öğretim yılından sonra müfredattan çıkartılmıştır. Dönemin bir diğer örgün eğitim kurumu olan medreseler ise 20. yüzyılın başlarından itibaren rüştiyelerin de artmasıyla etkinliğini yitirmiş ve 1920’li yıllarda Peristerona Medresesi dışında hepsi kapanmıştır. Peristerona Medresesi müderrisinin 1940 yılında vefat etmesiyle söz konusu medrese de tarihe karışmıştır.Öğe “Allah nerede?” Bağlamında vârit olan rivayetlerin tahlili(Batman Üniversitesi, 2019-06-30) Kurt, MuratRivayetlere göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) ile bir cariye arasında geçen diyalogda, Hz. Peygamber (s.a.v.), cariyeye (هللا أين ( “Allah nerede?” diye sormakta, buna mukabil cariye, (ء ِما َس َّال يِف” (Gökte” diye cevap vermektedir. Hz. Peygamber’in (s.a.v.), cariyenin cevabını onun mü’min oluşunun bir ispatı olarak değerlendirmesine dair bu rivayet, Allah’a mekân izafe etme açısından ontolojik bir problem teşkil etmektedir. Selef ulemâsı, bu tarz rivayetleri te’vil etmeksizin zahirine hamlederek, kabul cihetine gitmiş ve panteist bir yaklaşıma düşmemek için de “Allah göktedir” cümlesinin göğün, güneşi, ayı ve diğer gök cisimlerini kuşattığı gibi Allah’ı da kuşattığı anlamına gelmeyeceğini belirterek Allah’ın sıfatlarının keyfiyeti konusunda nassları yorumlamaya gitmeden, olduğu gibi kabul etmişlerdir. İlim ve hikmet ehli olarak tanımlanan düşünürler ise, rivayetleri te’vil etme cihetine giderek, Allah için (أين) (nerede?) sorusunun sorulmasını dahi caiz görmemişlerdir. Çünkü (أين) (nerede?) sorusu bir cismin yerini öğrenmek için sorulur. Allah cisim olmaktan, zaman ve mekândan münezzeh olduğu için araştırmada “Allah göktedir” ifadesini içeren rivayetler, hadis tenkidi açısından değerlendirilmeğe çalışılmıştır. Araştırmanın birinci kısımda rivayetlerin tarikleri ve isnad tahlili ele alınmıştır. Bu bölümde rivayetlerin metinleri ve senedleri ele alınarak sened ve metin açısından sıhhat dereceleri ortaya koyulmaya çalışılmıştır. İkinci kısmında ise rivayetlerin selef uleması ve ilim ve hikmet ehli olarak tanımlanan hadîs edebiyatın önemli simaları olan şârihler tarafından nasıl yorumlandığı belirtilmiştir. Allah’a mekân izafe edenlerin referans gösterdikleri kaynaklardan biri olan (هللا أين” (Allah nerede?” rivayetinin sened açısından sıhhatli oluşu, dik