Semih Kaplanoğlu sinemasında varoluşsal izlekler

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2020-01-06

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess
Attribution-ShareAlike 3.0 United States

Özet

Sanatın doğuşu ve gelişimi sürecinde insan sürekli ön planda durmuş kendi yaşamı ile sanatı şekillendirmiştir. Bu şekillendirme aşamasında sanatı oluşturan insanın tasarım zihniyeti önemli rol oynamıştır. Yaşamın değişimi sanatın farklı alanlara evirilmesine ve farklı türlerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Sanatın türleri ve dalları ortaya çıkmış farklı alanlarda boy göstermeye başlamıştır. Fakat sanat hiçbir zaman kendi içerisinde yer alan anlam bütünlüğünü kaybetmemiştir. Sinema ise bu bütünlüğü görsel ve işitsel anlamda korumaya çalışan sanatın vazgeçilmez dalıdır. Yaşamı ve insanı anlamlandırma sürecinde görsel ve işitsel mekanizmaları kullanarak bir çok katkıda bulunmuştur. Felsefe ailesinin aykırı genç üyesi varoluşçuluk sinemaya da etki etmiş ve bu alanda sivrilen bir duruş sergilemiştir. İnsan ve yaşama dair anlamları, soruları, düşünceleri farklı bir yaklaşımla ele alma süreci başlamıştır. Tarkovski ve Bergman gibi isimler sinemada bu yaklaşımın öncülüğünü yapmıştır. Türk sinemasında ise Ömer Kavur, Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan ve Semih Kaplanoğlu ile varoluşçuluk şekillenmiştir. Ülkemizi 2020 de ABD de yapılacak olan 92. Akademi Ödülleri’nde ( Oscar ) Türkiye adına temsil edecek olan Semih Kaplanoğlu en önemli auteur yönetmenlerimizdendir. Minimalist sinema tarzı ile dünya çapında saygı gören Kaplanoğlu varoluşçu felsefenin etkilerini sinemasında olağanca belirgin şekilde hissettirmiştir. Karakterleri ve sahneleri ile varoluşçu felsefenin sorduğu sorulara eşdeğer sorular soran, izleyicinin iç dünyasında bir aydınlanma başlatmak isteyen Kaplanoğlu Sineması’nda varoluşsal izlekler incelenmiştir. Varoluş felsefesinin önde gelen isimleri Sartre, Nietzsche, Heidegger, Kierkegaard, Jaspers, Scheler, Bergson’dan etkilenen Kaplanoğlu filmlerindeki Yusuf, Erol, Cemil karakterleri ile izleyiciye bu isimlerin düşüncelerini sinema yoluyla başarılı bir şekilde aktarmıştır.
During the process of emergence and development of the art human being stood in the foreground and formed the art with his own life. At this forming level the design logic of human being who has generated the art has played a significant role. The change of life has brought the evolvement of the art into other fields and emergence of the different sorts of itself. The sorts and branches of the art have emerged and started to appear in other fields. But the art at no time lost its cohesion that it has within itself. Meanwhile, cinema is the indispensable branch of the art which tries to preserve this cohesion both visual and auditory. During the process of interpretation of life and human being with the usage of visual and auditory mechanisms it contributed much. As a young and repugnant member of the philosophy the existentialism has effected cinema as well and presented a sharp stance in this field. A new process of the evaluation of meanings, questions and ideas on human being and life through a different approach had started. Individuals like Tarkovski and Bergman have pioneered this approach in cinema. In Turkish cinema, however, existentialist cinema has been formed by Ömer Kavur, Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan and Semih Kaplanoğlu. Semih Kaplanoğlu, who is going to represent Turkey at the 92nd Academy Awards (Oscar) that will be held in US in 2020, is one of our best auteurs. Kaplanoğlu who has a worldwide fame with his minimalist cinema style has made the effects of existential philosophy as evident as much in his cinema. In this respect, the existentialist themes of Kaplanoğlu’s Cinema which asks questions that are equivalent to the questions posed by the existential philosophy via his characters and scenes and aims to start an enlightenment in the inner world of audience have been analyzed. Kaplanoğlu, who has been effected by the prominent figures of existentialist philosophy like Sartre, Nietzsche, Heidegger, Kierkegaard, Jaspers, Scheler and Bergson, in his films with his Yusuf, Erol and Cemil characters had transferred these figures’ ideas to the audience successfully via cinema.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Bal, Buğday, Semih Kaplanoğlu, Sinema, Süt, Varoluşçuluk, Yumurta, Yusuf Üçlemesi, Existentialism, Cinema, Turkish Cinema

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Diril, M. O. (2020). Semih Kaplanoğlu sinemasında varoluşsal izlekler. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Batman.