3 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Öğe 1935 nüfus sayımı ve Bingöl’ün nüfus potansiyeli(Batman Üniversitesi, 2017) Çoban, Ebru; İlyas, AhmetTarih boyunca varlığını sürdürmüş olan her devlet, mevcudiyetinin çeşitli dönemlerinde sahip oldukları gücü tespit edebilmek amacıyla nüfus sayımı yapma ihtiyacını duymuştur. Çünkü bu sayımlardan elde edilen netice, devletlerin gerek ekonomik gerekse de sosyal gücünü ifade eden önemli bir ölçüttür. Türkiye’de de Cumhuriyet’in ilanından önce benzer amaçlarla uygulanmaya başlanan nüfus sayımları, Kurtuluş Savaşı sonrasında meclisin gündemindeki en önemli konulardan biri olmuştur. Savaş sonrasında ekonomik sosyal ve askeri sorunlara eğilebilmek için Türkiye nüfusunun tespit edilmesi Cumhuriyet döneminin ilk nüfus sayımı ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde ilk kez yapılan 1927 Genel Nüfus Sayımı ile birlikte 1935 yılından sonra nüfus sayımları sonu 0 ve 5 ile biten yıllarda uygulanarak her beş yılda bir tekrarlanmıştırÖğe Türk siyasal hayatında Aşiretlerin belirleyiciliği(e-Kitap Projesi, 2017-04) İlyas, Ahmet; Çoban, EbruBu çalışmanın amacı özellikle Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sosyo-ekonomi, tarihsel ve siyasi bir geçmişe sahip olan aşiret sistemi ve onun siyasete yansıması üzerine kurulmuştur. Çalışmada aşiretlerin bölgedeki ağırlığı, sosyal yasama, ekonomiye, siyasete etkisine dikkat çekilmiştir. Aşiret ve onu oluşturan yapı üzerinden hareketle geçmişten günümüze aktarılan feodalite düzenin savunucuları ve bu düzeni korumak isteyen odak noktalarına özenle değinilmiştir. Zira aşiret sisteminin anlaşılması, Günümüzde yaşanılan birçok ana problemin çözümüne katkı sağlayacağını ileri sürülebilir. Çünkü aşiret sistemi, Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne miras bırakılan bir sosyal dokuydu. Bu sosyal dokunun temelinde de siyasi, ekonomik, askeri ve nüfus teması yer almaktaydı. Bu açıdan bakıldığında aşiret sistemi bir sosyo-tarih ekseni içerisinde ele alınmalıdır. Bu çalışmanın ana temalarından biri de Türkiye’de bir siyasi gelenek olan aşiretlerin siyasetteki rolü üzerine detaylı bir çalışma yapılarak aşiret ve siyaset kavramlarının nasıl bir ilişkiye girdiklerini genelden özele 1950-2003 yılları arasında Şanlıurfa örneğinde ön plana çıkarılmıştır. Özellikle 1950 Genel Seçimleri sonrası birçok aşiret reisinin seçimlerde Demokrat Parti’den aday olması ve milletvekili olarak seçilmesi sonrası, Türkiye’de aşiret siyaset ilişkisi ağı günümüze kadar devam ettirmiştir. Her ne kadar bu ilişki ağı zaman zaman kopuş yaşanmışsa da süreklilik açısından bakıldığından gayet başarılı olduğu ileri sürülebilir. Bu araştırmanın anlaşılması Türk siyasi tarihindeki değişim ve dönüşümün daha sağlıklı irdelenmesine yardımcı olacaktırÖğe Demokrat Parti Döneminde Bingöl ilinde eğitim (1950-1960)(ECLSS2017a, 2017-08) İlyas, Ahmet; Çoban, EbruBu çalışmanın amacı Türkiye’de çok partili döneme geçişle birlikte Türkiye’nin eğitim politikası profilini ortaya koymak ve bu eğitim politikalarının Bingöl şehrindeki etkisini belirlemektir. Genel olarak bakıldığında bir ülkedeki eğitim politikası, o ülkedeki yönetimin niteliğini yansıtmaktadır. Siyasi iktidarlar da sosyal politika aracı olarak gördükleri eğitim konusunu çeşitli dönemlerde yönlendirmişlerdir. Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle beraber ülkede okuma-yazma oranının % 10 civarında olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla Atatürk döneminde önemle ele alınan eğitim konusunda nicel artış İnönü döneminde Köy Enstitüleri’nin kurulmasıyla gelişme göstermiştir. Yeniden inşa edilen ülke için eğitim konusunda birçok adım atılmış ancak dünya siyasi haritasını ve görüşünü önemli ölçüde etkileyen II. Dünya Savaşı ile Batı’da yeni bir dünya düzeni kurulmuştur. Bu durum yeni dengelerin oluşmasına neden olduğundan, Türkiye’de bu yeni oluşum içerisinde kendine yer bulabilmesi için siyasal yapısını gözden geçirmesi kaçınılmaz olmuştu. Bilhassa bu oluşumun bir sonucu olarak 1946 yılından itibaren Türkiye’de çok partili döneme geçilmiştir. Demokrat Parti’nin kurulması ve 1950-1960 yılından itibaren kesintisiz süren iktidarı, ülkede birçok dengeyi değiştirdiği gibi eğitim konusunda da önemli adımlar atılmasına zemin hazırlamıştır. Eğitimin yaygınlaştırılması ile yapılan çalışmalar ülkedeki tüm illerde olduğu gibi Bingöl ilinde de olumlu etkisini göstermiştir. Bingöl’de 1950-1960 yıllarında Demokrat Parti programında yer alan okuma-yazma oranının arttırılma hedefi uygulanmış, özellikle bu dönemde okul, öğretmen, öğrenci sayısında nicel artışlar meydana gelmiştir. Demokrat Parti iktidarından önce ilde ilköğretim dışında okulların olmadığı daha sonra 1950-1960 yıllarında Bingöl’de orta öğretim kurumlarından ilki eğitim vermeye başlamıştır.