Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 5 / 5
  • Öğe
    XVI. yüzyıl başlarında Balkan şehirlerinde nüfus: Sağkol Kazaları örneğinde bir tarihsel demografi denemesi
    (Kyrgyz-Turkish Manas University, 2021-07-30) Alaca, Hanife
    Osmanlı Devleti’nde nüfus ile ilgili bilgileri içeren en kapsamlı sayımlar XVI. yüzyıl boyunca gerçekleştirilmiştir. Bu sayımlar tımar sistemiyle bağlantılı olarak devlet genelinde vergi potansiyelini belirlemek üzere yapılmış ve bunun neticesinde defterler düzenlenmiştir. Tahrir defterleri adı verilen bu defterler sayesinde bir bölgenin nüfus yapısı hakkında bilgiler elde etmek mümkün olmuştur. Çimpe Kalesi’nin alınmasından sonra Osmanlı Devleti Balkanlar’da yerleşmeye başlamıştır. Balkanlar’da devam eden fetihler sonucunda “Rumeli Eyaleti” teşkil edilmiştir. Rumeli Eyaleti, Osmanlı’nın idari, askeri ve ekonomik yönden en önemli eyaletidir. Rumeli, idari teşkilatlanmada sağkol, solkol ve ortakol olmak üzere kazalara ayrılmıştır. Bu çalışmanın amacı, 370 Numaralı Tapu Tahrir Defteri’nden elde edilen bilgiler ışığında, Rumeli sağkol olarak adlandırılan “Edirne, Dimetoka, Ferecik, Keşan, Kızılağaç, Zağra-i Eskihisar, İpsala, Filibe, Tatarbazarı, Samakov, Üsküb, Kalkandelen, Kırçova, Manastır, Pirlepe ve Köprülü” kazalarında yer alan ve şehir özelliği taşıyan yerleşmelerde Müslüman ve gayrimüslim nüfusun demografik yapılarını tespit etmektir. Böylece, Osmanlı Devleti hâkimiyetinde yer alan Balkan coğrafyasında Müslüman ve gayrimüslim mahallelerinin özellikleri ve sosyal ilişkileri ortaya konmaya çalışılacaktır. Çalışmanın özgünlüğü, XVI. yüzyıl başlarında nüfus araştırılması için dönemin ana kaynağı sayılan tahrir defterlerini analiz etmesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca Osmanlı idari yapısı içinde en önemli birimlerden olan Rumeli Eyaletinin nüfusu hakkında kapsayıcı başka herhangi bir çalışmanın bulunmaması da araştırmanın önemini artırmaktadır.
  • Öğe
    Gölmarmara Halime Hatun Vakfı
    (Gaziantep Üniversitesi, 2020-07-01) Alaca, Hanife
    Halime Hatun, Manisa’da doğan, III. Murad’ın oğlu Şehzade Mehmed’in dayesidir. Manisa’ya bağlı Marmara Kasabası’nda cami, medrese, şadırvan, mektep, han, kütüphane, çeşme ve imaret yaptırmıştır. Bu çalışmanın konusunu Halime Hatun külliyesini oluşturan kurumlar, bu kurumlarda yer alan vakıf görevlileri, bu görevlilere ödenen ücretler oluşturmaktadır. Ayrıca vakıf görevlilerinin yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülükler ile birlikte vakfın gelir ve giderleri de bu çalışmanın konusunu teşkil etmektedir. Halime Hatun Vakfiyesi, III. Mehmed dönemine ait olup, evasıt-ı Rebiülahir H.1011 M.1602/1603) tarihlendirilmiştir. Çalışmamızın ana kaynağını Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan 582 numaralı vakfiye defterinin 265-269 sayfaları oluşturmaktadır.
  • Öğe
    Osmanlı’da vakıf ve hayırseverlik: “Valide Sultan Vakfı’ndan 1663 yılında Medine’ye gönderilen surre örneğinde”
    (Bozok Üniversitesi, 2021-06-30) Alaca, Hanife
    The foundation, which is one of the most important examples of philanthropy in the Ottoman Empire, is clearly seen in the Ottoman ṣurrah tradition. The gifts sent to Mekka and Medina by the Ottoman sultans were recorded and the books containing information about these aids were named ṣurrah Notebooks. Mekka and Medina are important cities for Muslims. For this reason, aids in kind and in cash were made to these holy places by the Muslim rulers. After Medina passed under Ottoman rule, the Ottoman sultans constantly sent ṣurrah to this city. In addition, it was stipulated that some foundations established to send aid to Medina under the conditions of the foundation. One of them is IV. It is a foundation founded by the mother of Mehmed, Valide Sultan. As can be understood from the foundation foundation founded by Valide Sultan in 1663, the management of the foundations established in Istanbul and Medina contains information such as foundation employees and wages. In this article, the book numbered 96 in the ṣurrah Notebooks in the Ottoman Archives of the Presidency General Directorate of State Archives will be examined. In line with the information obtained from this book, the foundation and philanthropy in the Ottoman Empire will be evaluated in the ṣurrah sample sent to Medina in 1663 by the Valide Sultan Foundation
  • Öğe
    1579 Tarihli Mufassal Tahrir defterine göre Sigetvar Nahiyesi’nde sosyal ve iktisadi hayat
    (İstanbul Üniversitesi, 2021-06-23) Alaca, Hanife
    Sigetvar, I. Süleyman’ın yaptığı son sefer sonucunda 1566 yılında Osmanlı topraklarına katılmış Macaristan’da bir kaledir. Fethedildikten sonra Budin Eyaleti’nin bir sancağı olan Sigetvar daha sonra müstakil bir eyalet durumuna gelmiştir. Bu makalenin amacı, arşivde bulunan 1579 yılına ait ilk mufassal tahrir defteri ışığında, reayanın hukuki durumu ve nüfusu hakkında bilgiler sunmaktır. Böylece, Sigetvar’ın Osmanlı hâkimiyetine geçmesi ile birlikte burada Osmanlı hâkimiyeti teşekkülü hakkında bilgi sahibi olunması amaçlanmaktadır. Çalışmanın ana kaynağını Almanya Arşivi’nde “Munich Collections” da bulunan 1579 tarihli 138 Numara ile kayıtlı mufassal tahrir defteri oluşturmaktadır. III. Murad dönemine ait olan defterin ilk sayfasında “Defter-i Mufasall-ı Liva-i Sigetvâr bi- Dergâh-ı Âlî” ibaresi yer almaktadır. Bu defterde, 1579 yılında Osmanlı hâkimiyeti altında bulunan Sigetvar’ın idarî yapısı, nüfus, iskân, yetiştirilen ürünler ve alınan vergiler hakkında ayrıntılı bilgiler mevcuttur.
  • Öğe
    Hurufat Defterlerine göre Tunus’ta dini ve sosyal yapılar
    (Gaziantep Üniversitesi, 2021-07-29) Alaca, Hanife
    Tunus, günümüzde Kuzey Afrika’nın en küçük ülkesi olup, batıda Cezayir, güneydoğuda Libya, kuzeyde ve doğuda Akdeniz kıyıları ile çevrilidir. Tunus, Kanuni Sultan Süleyman dönemine 1534 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Tunus’un fethedilmesinden sonra bu bölge Osmanlı’nın eyaleti haline geldi. İdari birim olan eyaletin yönetiminde, Osmanlı Devleti’nin diğer bölgelerinde olduğu gibi beylerbeyi bulunuyordu. Beylerbeyi ilk dönemlerde oldukça güçlüydü. Daha sonra ise yeniçeriler, reis taifesi ve dayılar, yönetimde oldukça etkili olmaya başladılar. Bunun sonucunda yeniçerilerden meydana gelen “dayı” ünvanlı kişiler ortaya çıkmaya başladılar. Böylece Tunus’ta dayılar devri başlamış oldu. Tunus’ta dayı ünvanlı kişilerden sonra hâkimiyet Beylere geçmiştir. Bu Beyler asayişi sağlamak ve vergi toplamak ile görevli kişilerdi. Dayıların hâkimiyeti yeniçerilere dayanırken, Beyler daha çok kırsal kesimdeki halk üzerinde etkiliydiler. Tunus’ta yönetim Beylerden sonra Muradilere geçmiş ve Muradi hanedanı seksen üç yıl Tunus’ta hâkimiyetini sürdürmüştür. Muradilerden sonra Tunus, 1705’den Fransız işgaline kadar Hüseyiniler tarafından yönetilmiştir. Üç yüz yıl Osmanlı egemenliği altında kalan Tunus’ta Osmanlı döneminde kurulmuş vakıflar mevcuttur. Bu çalışmanın temel kaynağını Tunus hurufat defterleri oluşturmaktadır. Şehir tarihi açısından son derece önem taşıyan hurufat defterleri bir bölgenin sosyal, dini, iktisadi ve kültürel yapısı hakkında bilgiler ihtiva etmektedir. Bu araştırmada hurufat defterleri ışığında Tunus’ta kurulan vakıf, câmi, medrese, zaviye, mescitler ve mektepler tespit edilmeye çalışılacaktır. Ayrıca vakıf kurumlarının gelirleri, vakıf görevlileri atama şartları ve ücretleri hakkında da bilgiler verilecektir. Hurufat defterlerine göre 1759-1816 yılları arasında Beyrut’ta sekiz cami ve beş zaviye bulunduğu tespit edilmiştir. Ancak hurufat kayıtlarında mektep, medrese gibi vakıf eserleri ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Bu nedenle çalışmada adı geçen kurumlardan bahsedilmemiştir.