Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 9 / 9
  • Öğe
    Batman il sınırları içinde kalan Ilısu Barajı etkileşim alanına dair jeomorfolojik ve arkeolojik tespitler
    (Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları, 2016-05) Kozbe, Gülriz; Karadoğan, Sabri; Güngör, Akarcan
  • Öğe
    Characterization of medieval glass from Cizre Castle excavation by SEM-EDS and P-EDXRF analyses
    (Türkiye Bilimler Akademisi, 2020-06-15) Aydın, Mahmut; Güngör, Akarcan; http://dx.doi.org/10.22520/tubaar.2020.26.008
    Şırnak İli Cizre İlçesinde yer alan Cizre Kalesi Kazıları’nda 2013-2017 yılları arasında ele gecen cam örnekler arkeometrik yönden incelenmiştir. Cam örnekler öncelikle form özelliklerini yansıtacak şekilde görsel olarak tanımlanmış, fotoğraflanarak belgelenmiş ve kodlanmıştır. Cam örneklerinin yapım teknikleri hem görsel hem de taramalı mikroskop altında habbe şekillerine göre belirlenmeye çalışılmıştır. Örneklerin element ve mineralojik içerikleri taşınabilir Enerji dağılımlı X-ışınları floresans spektroskopi (P-EDXRF) ve Taramalı Elektron Mikroskobu-Enerji Dağılımlı Spektroskopi (SEM-EDS) yöntemleri ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçları cam örneklerin 7 tanesi soda camı iken diğer 7 si potasyum kireç camı olduğu anlaşılmıştır. Örneklerin yüksek Si içerikleri, camların hem mekanik direnç ve dayanıklılığın, hem de ergime sıcaklığının yüksek oluşuna işaret etmektedir. Cam örneklerin üretiminde bir örnek hariç bitki külü (K ve/veya Mg) kullanılmamıştır. Cam örneklerin Al içeriklerindeki farklılık örneklerin hammadde adresini ayrı kaynaklara dayandırmaktadır. Sr ve Zr’nin tespit edilmemiş veya düşük oranlarda olması karasal hammadde kullanılmış olduğunu göstermektedir. Camlarda renk veren elementler; Fe, Co, Mn ve Cu’dur
  • Öğe
    Geç Antik Çağ’da bir kırsal yerleşim : Dede Harabeleri
    (Ege Yayınları, 2019) Kozbe, Gülriz; Caner, Eyüp; Güngör, Akarcan
    MÖ 3. yüzyıl ile MS 7. yüzyıl sonuna dek yaklaşık 1000 yıl iskân görmüş olan Dede Harabeleri, bu süreç içerisinde tarımsal üretime yönelik kırsal bir yerleşim olarak varlık göstererek Hellenistik Dönem’den Geç Antik Dönem’e kadar bu kimliğini kesintisiz korumuş olmalıdır. Gerçekleştirilen kurtarma kazıları sonucunda, yerleşimde en az beş ayrı mimari tabakanın oluştuğu ve erken dönemden geç dönemlere doğru yerleşimin sınırlarının sürekli genişlediği tespit edilmiştir. Ağırlıklı olarak tarımsal üretime yönelmiş kırsal bir yerleşim şeklinde tanımlanmakla birlikte; Dede Harabeleri’nde yaşayanların standart bir yaşam tarzı içinde, standart tek bir iş koluyla meşgul olmadıklarını; tarımsal üretimin yanı sıra dokumacılık, hayvancılık ve maden işçiliği gibi birden fazla faaliyeti aynı anda gerçekleştirdiklerini söyleyebiliriz. Dede Harabeleri’nde “işlevsellik” her zaman ön plandadır. Yaşam tamamen üretime yönelik faaliyetler çerçevesinde şekillenmiş ve bu durum yerleşim dokusunun tamamına nüfuz etmiştir. Burada mimari, devşirme malzemenin yanı sıra doğadan elde edilen tüm malzemeler, hiçbir işleme tabi tutulmadan gelişigüzel kullanılarak şekillendirilmiştir. Gerek kullanılan seramikler; gerekse mimari sadece araç olarak görülmüş; amaç ise her zaman pratik üretim olmuştur. Türkiye’de kırsal yerleşim arkeolojisi açısından bugüne dek yapılan araştırmaların yetersiz olması nedeniyle barındırdığı kırsal nüfusun dinamik ve üretken yaşamını ortaya koyan Dede Harabeleri bu açıdan Geç Antik Çağ arkeolojisinde farklı bir yere sahip olacak eşsiz bir laboratuvar görünümündedir.
  • Öğe
    Investigation of a diagnostic group of Bronze Age pottery(Dark Rimmed Orange Bowl ware) from the upper TigrisValley, Turkey
    (X-RAY Spectrometry, 2021-01-23) Güngör, Akarcan; Işık, İskender; Kozbe, Gülriz; İssi, Ali
    This study focuses on the archaeometry characterization of representativeDark Rimmed Orange Bowl wares from different sites of the upper Tigris Val-ley and dated to the Bronze Age. The chem ical composition of the potsherdsdivided the sample set into three main groups which suggested different rawmaterial sources. The mineral content and rock type of the potteries respec-tively indicated that the raw materials were derived from the calcareous claydeposits and they were soil or alluvia formed mostly by weather ing in volcanic(basalt) province. Considering the geological structure of the region, it wasdeduced that the raw materials have presumably been supplied from theregion or at least from the near vicinity of the upper Tigris Valley. X-ray dif-fraction results showed that the firing temperature range of the potsherdschanges between 750 and 950C, and approximately around 800–900C in gen-eral. This assumption was also supported by the low vitrification degreeobserved on scanning electron microsc opic images of the samples. The resultsalso suggested that such type of pottery would have likely been produced usinga sensitively adjusted kiln so as to control the firing atmosphere (reducing/oxi-dizing) and achieve the desired colorings, particularly the bichrome effect(i.e., black/gray on red)
  • Öğe
    Eski ve yeni dönem arkeolojik araştırmalar ve yazılı kaynaklar ışığında Sultantepe Höyüğü'nün olası kültürel tarihi
    (Batman Üniversitesi, 2018-08-01) Güngör, Akarcan; Kozbe, Gülriz
    Anadolu ve Mezopotamya arkeoloji için önemi yadsınamayacak bir yerleşim yeri olan Sultantepe Höyüğü, Yeni Assur İmparatorluğu'nun, Anadolu'daki en büyük ve içerdiği yazılı kaynaklar açısından en önemli yerleşmelerinden birisidir. Sultantepe Höyüğü'nde 1951-1952 yıllarında gerçekleştirilen kısa süreli kazı ve sondaj çalışmalarından yaklaşık olarak 60 yıl sonra Prof. Dr. Gülriz Kozbe Başkanlığı'nda gerçekleştirilen Sultantepe Höyüğü 2011 yılı intensif yüzey araştırmaları çerçevesinde yüzeyden toplanan seramiklerden yola çıkılarak yerleşimin Neolitik Döneme kadar uzandığı saptanmıştır. Daha çok bir Assur kalesi olarak bilinen Sultantepe'de eski dönem çalışmaalarında tespit edilen mimari, seramik, küçük buluntu ve en önemlisi çok sayıdaki tabletleriyle kültürel dokunun zenginliği dikkat çekmektedir. Yeni dönem çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen intensif yüzey araştırmasında Neolitik Dönem'den, Hellenistik-Roma Dönemi'ne kadar yerleşimin olduğunu gösteren seramik örnekleri saptanmıştır. Bununla birlikte çok sayıda küçük buluntu tespit edilip envanterlik ve etütlük eserler Şanlıurfa Müzesi'ne teslim edilmiştir. Ayrıca yeni dönem çalışmlarının diğer bir ayağını ise höyük üzerinde farklı alanlarda yapılan jeofizik radar çalışmaları ile yerleşime dair mimari yapılar hakkında net bilgiler edinilmesini sağlamıştır. Söz konusu Yukarı Dicle Bölgesi'nde yer alan Assur eyalet merkezlerinden Üçtepe ve Ziyaret Tepe gibi önemli yerleşim yerlerinde gerçekleştirilen kazılar sayesinde Assurlular hakkında önemli bilgiler edinilirken Orta Fırat Bölgesi'nde yer alan ve oldukça zengin kültürel bir dokuya sahip Sultantepe'de gizemini halen koruduğu gibi gün geçtikte höyük üzerinde ve çevresinde modern yapılaşma ve beşeri tahribata maruz kalmıştır. Söz konusu Fırat Havzası'ndaki bir Assur eyalet merkezi olduğunu düşündüğümüz Sultantepe Höyüğü'nde sistemli arkeolojik kazıların başlamasıyla bu tez çalışmasının bir ön hazırlık oluşturacağını ümit ediyorum. Sultantepe'de ivedilikle gerçekleştirilecek sistemli arkeolojik kazı çalışmaları ile Harran Ovası'ndaki Assurlular hakkındaki bilinmeyenleri aydınlatılacağı gibi gerekli koruma önlemlerinin de alınmasını sağlayacaktır.
  • Öğe
    Eski çağlarda Batman ve çevresi -arkeolojik veriler ışığında-
    (Eğitim Yayınevi - Bilimsel Eserler, 2020) Kozbe, Gülriz; Güngör, Akarcan
    Güneydoğu Anadolu Bölgesi sınırları içerisinde yer alan Batman, esasında 1990 yılında il merkezi statüsüne kavuşmuş genç bir şehirdir. Ancak Batman`ın içerisinde yer aldığı coğrafya, antik dönemlere kadar uzanan kadim bir medeniyetin geleneğini barındıran zengin bir coğrafyadır. Batman ve yöresi doğuyla batının kesiştiği önemli yollar üzerinde yer almasından dolayı Anadolu`ya etki etmiş tüm medeniyetlerin çekim noktasında yer almıştır. Tarihi metinlerde her ne kadar &`;Batman” adına rastlansa da bu ismin bir kent isminden ziyade Batman ve Garzan çayları arasında kalan coğrafi bir bölgeyi temsil ettiği anlaşılmaktadır. Tarihi kaynaklar Batman şehriyle ilgili doğrudan bilgiler sunmasa da günümüzde Batman ilinin birer ilçesi konumunda olan Hasankeyf, Beşiri, Gercüş, Sason ve Kozluk ilçelerinin geçmişte çok önemli birer yerleşim merkezi olduklarını göstermektedir. Bu bağlamda Geçmişten Günümüze Batman Tarih, Ekonomi, Siyaset, Kültür ismi ile ele alınan bu çalışma 14 bölümden oluşmakta ve her biri alanın uzmanları tarafından kaleme alınmış bulunmaktadır. Bu kitapta eski çağlarda, Ortaçağ`da ve Osmanlı döneminde Batman ve çevresi tahlil edilmiş, Batman`ın kentleşme ve nüfus hareketleri ile siyasal hayatı kaleme alınmıştır. On iki bin yıllık tarihi ile Batman ve kültür turizmi, ayrıca kültürel yapısı detaylandırılmıştır. Eğitimden sağlığa, bankacılık ve finans sektörüne, gelir dağılımı ile yoksulluk ilişkisine kadar birçok konu irdelenmiştir. Batman`da tarım, sanayi, enerji, spor gibi alanlar analiz edilmiş ve son tahlilde yatırım alanları ile genel anlamda Batman görünümü ortaya konulmuştur.
  • Öğe
    Uygarlıklar kavşağında Cizre-Silopi Ovasının erken tarihi
    (Şırnak Üniversitesi, 2018-10) Kozbe, Gülriz; Güngör, Akarcan
    Cizre ilçesinin güneydoğusu ile Cudi Dağları’nın güneyinde, Dicle, Doğu Habur ve Hezil nehirlerinin arasında uzanan ve araştırma konumuzu oluşturan Cizre-Silopi Ovası, Mezopotamya-Anadolu ilişkileri açısından inkâr edilemez bir öneme sahiptir. Nitekim uygarlıklar kavşağında yer alan Cizre-Silopi Ovası’nda 2004-2006 yılları arasında toplanan malzeme üzerinde yapılan incelemeler bize, söz konusu bölgede, Çanak Çömlekli Neolitik’den, İslami Dönemler’e dek uzanan birçok farklı dönemin mevcut olduğunu ve en erken malzemenin Çanak Çömlekli Neolitik Döneme ait mal gruplarının olduğunu göstermiştir. Bölgede, Halaf, Ubaid, Geç Kalkolitik, MÖ III. binyıl, MÖ erken II. binyıl, Orta Assur, Yeni Assur, Post Assur, Hellenistik, Part, Sasani ile Selçuklu/Artuklu ve Osmanlı dönemlerini içeren İslami Dönemlere ait seramik ve/veya küçük buluntular ele geçmiştir. Cizre-Silopi Ovası’nda küçüklü, büyüklü birçok yerleşimde tipik Yeni Assur seramiklerinin ele geçmesi, Assur yazılı kaynaklarında “Ulluba” olarak anılan bu bölgenin söz konusu dönemde tekrar önem kazandığını göstermektedir. Cizre-Silopi Ovası, sahip olduğu yüksek tarım potansiyeli ile Yeni Assur’un emperyal yayımcılık politikası sonucunda, toplu nüfus aktarımlarının da yapıldığı önemli bir kuzey eyaleti halini almış olmalıdır. Assur İmparatorluğu’nun MÖ 612’de yıkılmasıyla bölgeye önce Med, daha sonra Akhamenid etkileri gelir ve daha sonra bölge, MÖ 4. yy itibarıyla Hellenistik, Part, Sasani ve İslami Dönemleri içeren geniş bir kültürel şemsiyenin altına girer
  • Öğe
    Batman ili köprülerinin mimari açıdan değerlendirmesi ve ticaret yollarıyla ilişkisi
    (Batman Üniversitesi, 2017) Tokat, Muhammet Erşed; Güngör, Akarcan
    İnsanoğlu, gelişen teknoloji ve genişleyen sınırlar doğrultusunda coğrafi engelleri aşmak için çeşitli çözüm yolları üreterek köprüler inşa etmiştir. Ulaşım mimarisi içerisinde bir grup olan köprüler genel tanımı ile aralarında su, çukur, vadi, arazi, yol gibi doğal engeller bulunan, iki yakayı birleştirmek ve ulaşımı sağlayabilmek için yapılan ahşap, kâgir, asma veya ayaklı yapılardır. Asli görevi ulaşımı kolaylaştırmak olan köprüler ayrıca önemli ticaret yolları üzerinde yer alarak mimarlık tarihinde önemli bir gelişme göstererek günümüze ulaşmıştır. En eski örneklerinin akarsular üzerine ağaç dalları ve odunlarla basit olarak inşa edildiği düşünülen köprülerin zaman içerisinde uzun ömürlü ve daha işlevsel olmaları için taş kullanılarak belli bir mühendislik bilgisiyle tasarlanıp inşa edildikleri görülmektedir. Tarihsel süreç içerisinde artan ticaret yolları, gelişen mimarlık teknikleri ve mevcut coğrafi şartlar köprü yapımının gelişim sürecini etkileyen başlıca faktörlerdir. Anadolu’da inşa edilen köprüler “dik köprüler” ve “düz köprüler” olmak üzere iki farklı plan tipi göstermektedir. Çalışma kapsamımızı Kuzey Mezopotamya’nın bir parçası sayılan Batman ilindeki Dicle Nehri ve kolları üzerinde inşa edilmiş köprüler oluşturmaktadır. Söz konusu köprüler, kemer gözleri, mansap, memba, köprü uzunluğu ve omuzlaması, tempan duvarları, selyaran bölümleri ile köprü mimarlığı konusunda zengin bir biçimleniş göstermektedir. Nehir yataklarının değişen alan özelliklerine bağlı olarak köprü örneklerimizin tek veya çok gözlü köprü tipinde inşa edildiği görülmüştür. Bu çalışma ile konumuz dâhilindeki Batman köprülerinin tarihsel süreç içerisinde üstlendikleri roller ile kentler arasında ticareti sağlayan yollara katkıları araştırılmakta ve bununla birlikte bölgenin mimari anlayışının köprü mimarisine yansımaları ile ilgili sonuçlara ulaşmak çalışmamızın başlıca amaçları arasında bulunmaktadır.
  • Öğe
    Gaziantep Doğanpınar Barajı/ Dede Harabeleri 2018 kurtarma kazıları ve kapanış raporu
    (Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları, 2019-06) Kozbe, Gülriz; Güngör, Akarcan