8 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Öğe Hayat karşısında şair: Cemal Süreya şiirinde gerçeklik algısı(Uluslararası Ekonomi, Siyaset ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2019-01-15) Karadeniz, MustafaGerçeklik, Cemal Süreya’da özgün ve alternatif bir şiir dünyası üretebilmek için temel hareket noktasıdır. Bu çerçevede Süreya, şiiri bir taklit sanatı olarak değil, dünyayı dönüştürmenin araçlarından biri olarak görür. Şiirde amaçlanan yeni ve özgün gerçekliğin üretimi için başvurulan temel strateji, dilin yabancılaştırılmasıdır. Onun şiirde kurmak istediği yeni ve özgün evrenin yapı taşları sözcüklerdir. Şiirde yeni bir gerçeklik üretebilmenin başlıca yolu, sözcüklerin günlük dildeki yerleşmiş, donmuş anlamlarının, kullanım imkânlarının dışında yeni bir bakışla değerlendirilmesidir. Süreya’nın teorik olarak işaret ettiği bu özgün ve farklı gerçeklik anlayışı, ilk şiirlerinden itibaren pratikte de karşılık bulur. Bu alımlama tarzı, şiirlerde bazen burjuva ahlakı, kadın ve cinsellik kavramları ekseninde toplumsal normlara yönelik ironik bir eleştiri olarak bazen de Anadolu insanının çaresizliği ve sefaletiyle belirir. Bu çalışma, Cemal Süreya’nın gerçeklik kavramını alımlama tarzını poetik metinleri ve şiirleri bağlamında serimlemeyi amaçlamaktadırÖğe Cemal Süreya şiirinde resim sanatı ve renklerin kullanımı(Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2016-06) Karadeniz, MustafaCemal Süreya, Batılı resimden önemli ölçüde etkilenmiş bir şairdir. Ancak O, Ece Ayhan ve İlhan Berk’in aksine, figürün bütünüyle yitmediği somut resme ilgi duyar. Süreya’nın şiirlerindeki Batılı resim etkisi ya bir laytmotif gibi tekrarlanan ve imge değeri taşıyan birtakım renklerin yoğun kullanımı üzerinden ya da bazı şiirlerde muhtelif Batılı ressamlara dair doğrudan göndermelerle tezahür eder. Bu durum, Süreya’nın dış dünyanın kavranışında kavramlara değil renklerden mürekkep imgelere öncelik verdiğini ve muayyen bir sözcük kadrosundan hareketle gerçeküstü tablolar çizmeye çalıştığını düşündürür.Bu çalışma, Batılı resimden gelen etkilerinve renk kullanımının Süreya’nın şiir estetiğini nasıl ve ne derece etkilediğini ortaya koyabilmeyi amaçlamaktadır.Öğe Yitirilmiş bütünlüğün ikamesi için bir öneri: roman ve halk(Selçuk Üniversitesi, 2020) Karadeniz, MustafaCengiz Han ve Lenin biyografileriyle tanınan İngiliz gazeteci, romancı ve tarihçi Ralph Winston Fox (1900-1936) görece kısa bir ömre çok sayıda kitap, deneme ve makale sığdırmış üretken bir yazardır. Yazarın ölümünden sonra 1937’de yayımlanan Roman ve Halk (The Novel and the People), Ferit Burak Aydar’ın İngilizceden çevirisiyle Ayrıntı Yayınları tarafından Ekim 2019’da yayımlandı. Fox 12 bölümden oluşan çalışmasında, roman türünün tarih boyunca geçirdiği zorunlu değişimleri İngiliz romanı bağlamında ele alır. 128 sayfadan oluşan kitabın girişinde yazar romanın, matbaayla yaygınlaşan bir medeniyet yaratısı olduğunu vurgular. Fox’a göre burjuva bireyin epiği olan roman, kapitalizmin dünyaya sunduğu en önemli yaratıcı kültürel hediyedir. Epikteki toplumsal bütünselliğin aksine roman, bireyi ve onun kaderi ve yaşantısıyla sınırlı olan mücadelesini ele alır. Yazara göre roman, insan ile toplum arasındaki dengenin kaybolduğu, bireyin başkalarıyla ve doğayla daimi bir mücadele içine girdiği kapitalist bir toplumda gelişebilir. Roman ve Halk, sanat ve hayat arasındaki bağlantıyı oldukça akıcı bir dille mesele edinen kıymetli bir çalışma. Yazarın sosyalist gerçekçi sanat anlayışının gelişimi ve sorunları hakkındaki fikirleri, Türk edebiyatındaki toplumcu-gerçekçi roman geleneğine dair yeni çalışmalara ilham verebilecek türdendir.Öğe Benliğin yıkımı ve yeniden inşası bağlamında Seyhan Erözçelik’in Pentimento adlı şiir kitabının incelenmesi(Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2016-04) Karadeniz, MustafaDâhil olduğu kuşağın önemli şairlerden biri olarak değerlendirilmesine rağmen, Seyhan Erözçelik’in şiirleri üzerine yapılmış kapsamlı çalışmalar bulunmamaktadır. Oysa şiirlerine genel kabuller içinden yaklaşılamadığı söylenen şairin şiirine ait “kendinden menkul” özelliklerin hakkıyla ele alınması gerekmektedir. Pentimento(2011), Erözçelik’in son şiir kitabıdır. Bu kitaptaki şiirlerin temel sorunsalını, “ben”in hâl içindeki memnuniyetsizliğin etkisiyle geçmişe dair pişmanlıkları hatırlaması, yıkması ve yeniden inşa ederek hatıra hâline getirmesi oluşturur. Bu çalışmada Pentimento’daki şiirler, söz konusu tema ekseninde, göstergebilimsel ve dilbilimsel kavramlar ışığında biçim ve içerik özellikleri açısından incelenmiştir. Sonuç bölümünde ise yapılan çözümlemelerden hareketle, şiirlerin biçim ve içerik yönünden sahip olduğu özelliklerin Erözçelik’i 1980 sonrası Türk şiirinin önemli birkaç şairinden biri yapan başlıca unsurlar olduğu ifade edilmiştir.Öğe Orhan Pamuk’un Beyaz Kale romanında anlatım teknikleri(Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2016-10) Karadeniz, MustafaBeyaz Kale, Orhan Pamuk’un gerek biçim gerekse kullanılan anlatım teknikleri açısından önceki romanlarından ayrılan bir yapı arz eder. Tarihsel gerçeklerin kurguyla harmanlandığı roman, Bir Osmanlı Hoca ile Venedikli köle arasındaki tanışma, etkileşim ve birbirinin yerine geçerek yeni bir hayata adım atmalarını anlatır. Söz konusu hikâye, Doğu-Batı, kimlik, ötekilik gibi sorunsalların romanda işlenebilmesi için bir vesile olarak kullanılır. Ancak Beyaz Kale’ye yazınsal bir metin olma özelliği kazandıran temel nokta, bu sorunsalları serimlemek için kullanılan anlatım teknikleridir. Bu çalışma, romanda kullanılan anlatım tekniklerini ve bu tekniklerin yazarın amacına nasıl katkıda bulunduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadırÖğe Türk şiirinin imgeyle imtihanı(Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları, 2020-12-01) Karadeniz, MustafaYalçın Armağan’ın 2019 yılında İletişim Yayınları’ndan çıkan İmgenin İcadı adlı kitabı, adından da anlaşılabileceği gibi, şiir eleştirisi ve teorisi konusunda kerteriz alınan en temel kavramlardan birini, imgeyi odağına alıyor. 224 sayfadan oluşan eser, yazarın 2011’de yine İletişim Yayınları’nca yayımlanan ilk kitabı İmkânsız Özerklik’in hem kronolojik hem de kavramsal ve tematik bağlamda süreği niteliğinde. Ön sözünde, kitabın bu özelliğine yazarınca bilhassa işaret edilir: “İmgenin İcadı, ilk kitabım İmkânsız Özerklik’in devamı olarak görülebilir. (...) İmkânsız Özerklik’te modernist şiirin niçin dirençle karşılaştığını, İmgenin İcadı’nda ise bu direncin hâkim fikirler açısından nasıl kırıldığını yorumlamaya çalışıyorum” (s.9-10). İmgenin İcadı, 1950 ve 1983 yılları arasında imge hakkında yazılmış, kapsam ve etki ağı bakımından kritik önemi haiz yazıları temel alarak imgenin Türk şiirindeki serencamını serimlemeyi amaçlıyor. İmge konusundaki temel gelişmelerin bu tarihsel aralıkta gerçekleştiğini düşünen Armağan, 1980 sonrasından ise dikkate değer bulduğu üç yazıya yer veriyor. Ancak kitap, yazınsal bir terim olarak değil tarihsel bir figür olarak imgenin Türk edebiyatındaki görece kısa tarihine odaklanır. Başka bir deyişle, kavram estetik/metin merkezli değil sosyolojik ölçütler gözetilerek incelenir.Öğe Şehir hafızası ve deneyim mekânı olarak edebiyat: edebiyat şehir hafıza üzerine düşünceler(Dil ve Edebiyat Araştırmaları, 2020-03-20) Karadeniz, MustafaEbru Burcu Yılmaz’ın 2019 Mayıs’ında Kesit Yayınları’ndan çıkan Edebiyat Şehir Hafıza isimli çalışması, 1940 ve 1960 yılları arasında yayımlanan Türk romanlarından seçilen örneklerden hareketle, edebî dekor içinde şehir hafızasının görünümlerini dikkatlere sunmayı amaçlıyor. Türkiye tarihinde sosyal, kültürel ve siyasi bakımdan meydana gelen değişimlerin şehircilik faaliyetleri açısından da gözle görülür bir hız ve artışa yol açması incelemede bu tarihsel aralığın seçilmesinin temel gerekçesi olarak ileri sürülüyor. 432 sayfadan oluşan kitapta incelenen kavramların yörüngesinde döndüğü jenerik kavram “hafıza mekânı”dır. Burcu Yılmaz, söz konusu kavram bağlamında Türk edebiyatında şehir temsilleri ve hafıza mekânlarına yönelik yorum, tespit, tenkit ve tekliflerini 1940-1960 arasında yazılan geniş bir roman yelpazesi üzerinden serimliyor. Ele aldığı konuya dair tespit ve eleştirilerle yetinmeyip dikkate değer öneriler de sunması Edebiyat Şehir ve Hafıza’nın özgün taraflarındandır. Yazara göre geçmişten bugüne mekân kültürü konusunda yaşanan değişimleri, bu değişimlerin ahlaki ve düşünsel izdüşümlerini romanlar üzerinden sorgulama imkânı bulmak mümkündür. Bu sorgulama, insan merkezli mekân uygulamalarına ilham verebilir. Edebiyat Şehir Hafıza, sadece has edebiyat okuruna değil, toplumun aynı mekânı paylaşan, birlikte yaşama arzusuna sahip bütün paydaşlarına, şehre dair edilgen tavırdan kurtulması ve sorumluluk alması için yapılmış incelikli bir çağrıdır.Öğe Sahi roman nedir? sadece bir edebî tür müdür?(Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları, 2019-06-01) Karadeniz, MustafaHâlihazırda Oxford St Peter’s College’da dersler veren Marina MacKay’ın Roman Nedir? adlı çalışması, 2018’in mayıs ayında Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi tarafından Fazilet Akdoğan Özdemir’in çevirisiyle yayımlandı.