7 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Öğe “Materyalist şiir-şair” tartışmaları ve edebi eleştiride istatistiksel metot(Süleyman Demirel Üniversitesi, 2011-09) Korkmaz, Ferhatİkinci Yeni şiiri, Türk edebiyatına getirdiği pek çok yenilikle anılmaktadır. Özellikle I. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’da ortaya çıkmaya başlayan ve II. Dünya Savaşı yıllarında zirve yapan soyut sanat, edebiyat versiyonu olarak Türk şiirinde kendini ilkin Demokrat Parti döneminde İkinci Yeni hareketinde göstermiştir. İkinci Yeni, şiire getirdiği yeni imkânlar ve anlamsızlık konusu etrafında şüphesiz ki pek çok tartışmaya sebep olur. Şiir dilindeki sessel, yazımsal, sözdizimsel ve sözcüksel sapmalar; alışılmamış bağdaştırmalar, anlamsızlık ve bilinçaltı gibi başlıklar bakımından İkinci Yeni hareketi, Türk şiirinin çok önemli bir kırılma noktasıdır. Sezai Karakoç’un, Edip Cansever’in Yerçekimli Karanfil adlı şiir kitabına eleştiri olarak yazdığı ve Pazar Postası’nda çıkan “Bir Materyalist Şiir” başlıklı yazısı İkinci Yeni şiirinin en ünlü tartışmalarından birini başlatır. Bu çerçevede gelişen tartışmaya Asım Bezirci, Hüseyin Cöntürk, Cemal Süreya ve Ülkü Tamer gibi pek çok eleştirmen ve şair katılır. Böylelikle “Materyalist Şiir-Şair” bağlamında edebi eleştiride istatistiksel metot tartışmaya açılır. Çalışmamızda, “Materyalist Şiir-Şair” konusundan hareketle edebi eleştiride istatistiksel metot ele alınacaktır.Öğe Tokatlı bir yayımcı ve kuramcı Muzaffer Erdost(Gaziosmanpaşa Üniversitesi, 2015-09) Korkmaz, Ferhat1932 yılında Tokat’ın Artova ilçesinde doğan Muzaffer Erdost, ikinci yeni şiirinin kurulmasında ve gelişmesinde emeği geçen önemli yazar ve yayıncılar arasındadır. 1956 yılında Ankara Üniversitesi, Veteriner Fakültesi’ni bitirdikten sonra İkinci Yeni şiirinin doğduğu yer olan Pazar Postası’nda Yazı İşleri Müdürü olarak göreve başlar. Muzaffer Erdost bu göreve geldikten sonra, gazetede İkinci Yeni poetikasına uygun şiirler daha çok yayımlanır ve eleştiri ortamı hareketlilik kazanır. Pazar Postası’nda yazdığı yazılarla dönemin edebiyat egemenlerine karşı henüz çocukluk çağlarını yaşayan yeni şiiri savunur, kuramsallaştırmaya çalışır. Cemal Süreya, Sezai Karakoç, İlhan Berk, Turgut Uyar ve Edip Cansever gibi yeni şiirin öncüleri, onun yazı işleri müdürlüğü görevini yürüttüğü gazete sayesinde eserlerine emin bir sığınak, dingin bir liman bulur.1950’li yılların en önemli ve ünlü sanat ve edebiyat tartışmalarında bir “agora” bir “forum” olan Pazar Postası’nın 3 yıl süreyle en uzun Yazı İşleri Müdürlüğünü yapan Muzaffer Erdost’un İkinci Yeni üzerine değerlendirme ve yazıları İkinci Yeni şiirinin doğuşu bakımından dikkate değerdir. Bu yazılar, dönemin sanat ve edebiyat ortamının hareketlenmesinde önemli katkılar sunmuştur. Çalışmamızda Muzaffer Erdost’un yaşamıyla birlikte İkinci Yeni şiiri üzerine yazdıkları ele alınacak, sanat ve edebiyat görüşü üzerine bir değerlendirme yapılacaktır.Öğe Balkan Cities and Culture in Tanzimat era Turkish novel(2012-10) Korkmaz, FerhatÖğe Üniversiteler için Türk Dili ve Anlatım(Sınırsız Kitap yayıncılık, 2015) Korkmaz, Ferhat; Zariç, Mahfuz; Öztürk, Zehra; Duran Oto, Elif; Karadeniz, MustafaÖğe Edebiyat dergilerine yansıması üzerine bir araştırma(Muş Alparslan Üniversitesi, 2017-05) Korkmaz, FerhatÖğe Osmanlı Dönemi gazete-roman ilişkisi üzerine bir araştırma(Amasya Üniversitesi, 2019-03) Korkmaz, FerhatTürkiye’de gazetelerin tarihi süreç içerisinde sosyal, siyasal, ekonomik ve sanatsal pek çok etkileri olmuştur. İlk gazetecilik faaliyetleri, Tanzimat Fermanı’nın ilanından hemen önce başlamış ve gazete, o günden bugüne sistem ve toplumu önemli ölçüde değiştirip dönüştürme gücünü elinde bulundurmuştur. Türk edebiyat tarihinde yer alan edebî sahadaki pek çok önemli eser ve faaliyet dahi gazeteci/aydın/sanatçılar tarafından ortaya konulmuştur. Şiir, makale, öykü ve roman gibi pek çok yeni edebî tür, basın aracılığıyla Türk edebiyatına dâhil olmuş ve okurla buluşmuş; yeni edebiyat anlayışının yerleşmesi ve kökleşmesinde gazetelerin hayati bir rolü olagelmiştir. Türk edebiyatının ilk dönem telif ve çeviri romanları gazetelerde tefrika edilmek suretiyle yayımlanmıştır. İlk çeviri roman olan Tercüme-i Telemak, Mecmua-i Fünûn’da yayımlanmıştır. Şemsettin Sami’nin 1872’de kaleme aldığı Taaaşşuk-ı Talat u Fıtnat romanı, Hadika gazetesinde yayımlanmıştır. Esrâr-ı Cinâyât, Mai ve Siyah, Eylül gibi Türk romancılığında çığır açan eserler, gazetelerde tefrika edilmek suretiyle ilk defa okurla buluşmuştur. Çalışmamızda Osmanlı dönemindeki gazeteler taranarak gazetecilikle ilgili olan romanlar incenmiş; Türk romanının doğuş sürecinde basının romana etkisi, gazete-roman ve romancı-gazeteci-iktidar ilişkisi üzerine bir değerlendirme yapılmıştır.Öğe Ahmet Mithat Efendi’nin romanlarında Üsküdar(Üsküdar Belediyesi Kültür Ve Sosyal İşler Müdürlüğü, 2012-11) Korkmaz, FerhatAhmet Mithat Efendi, otuzu aşkın romanıyla Türk toplumuna roman okumayı ve yazmayı öğreten edebiyatçımızdır. Romanlarını yazdığı ve ikbalinin en parıltılı günlerini yaşadığı 1874-1908 yılları -1876’ya kadar Rodos’ta sürgün olsa da- arasındaki otuz dört yıl, Osmanlı ülkesi ve payitahtının siyasi, ekonomik ve düşünsel bakımlardan çok hareketli bir dönemidir. Onun romanlarında medeni dünyanın ve İmparatorluk ailesinin bütün fertleri ve mekânları yer alır. Yazın hayatı boyunca neredeyse her yıl bir roman telif eden Ahmet Mithat Efendi, uzak coğrafyalara ilgi duyduğu kadar yaşadığı dönemin İstanbul’unu büyük bir ustalıkla eserlerine yansıtmıştır. Her şeyden önce Ahmet Mithat Efendi bir İstanbul âşığıdır. Beykoz’u ikamet yeri olarak seçen ve İstanbul’un Avrupa yakasındaki matbaasında çalışan Ahmet Mithat Efendi’nin Akbaba’dan bindiği Şirket-i Hayriyye Vapuru Üsküdar’dan geçer. Romanına otobiyografik hususiyetleri taşımaktan hoşlanan bu büyük romancının eserlerinde 1880’den 1912’ye kadar neredeyse her gün gördüğü Üsküdar’ın daima önemli bir yeri olmuştur. Romanlarına yaşadığı kenti bir fon olarak ve genellikle realist bir anlayışla yansıtan Ahmet Mithat Efendi’nin birçok romanında Üsküdar, bütün canlı tasvirleriyle yerini alır. Kimi romanlarının büyük bölümü Üsküdar’da geçer. Bu vesileyle Üsküdar, şaşaalı yaşamının son günlerini yaşayan büyük bir İmparatorluktan bütün güzelliğiyle günümüze ışır. Çalışmamızda Ahmet Mithat Efendi’nin romanlarında Üsküdar ele alınacak, seçilen mekânın roman unsurları üzerindeki tesirleri incelenecektir