27 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 27
Öğe Abdülhak Şinasi Hisar’ın dil konusundaki görüşleri ve eleştiri anlayışı(Batman Üniversitesi, 2014) Zariç, MahfuzYer yer kullandığı dilin eskiliği vurgulanan, romanları ve romancılığı ile tanınan Abdülhak Şinasi Hisar, pek çok konuya yer verdiği deneme ve eleştiri yazılarında dil ve tenkit sorunlarına da yer vermiştir. Eski söz dağarcığının korunması ile birlikte dilde sadeleşmeye taraftar olan Hisar, edebiyatın gelişmesi için de eleştiri sanatının önemini vurgulamış, eleştirinin nasıl olması gerektiği hakkında görüşler ileri sürmüş, Türk edebiyatında tenkit noksanlığına dikkat çekmiştir. Hisar, kendisi de yazdıkları ile sanatçı eleştirisinin örneklerini vermiştir.Öğe Cemile Sümeyra öykülerinde duyarlıklar ve değerler(2020-08-20) Zariç, MahfuzGünümüz öykü yazarlarından Cemile Sümeyra’nın öyküleri Derin Dalış adı altında 2018 yılında yayımlanmıştır. Derin Dalış’ta yer alan yirmi beş kısa öyküde hayat, ölüm, benlik, dostluk, aile, arayış, değişim, insani ilişkiler, varoluş gayesi ve sanat gibi konular izlekleştirilmiştir. Yazar, bu öykülerinde genel olarak kendisini ve ailesini merkeze alarak, evrensel insani hâllere, kadın yazar olmanın zorluklarına; acıma, umut, kanaat gibi duygu ve değerlere, yakın geçmişteki darbe girişimlerine yer vermiştir. Cemile Sümeyra’nın Derin Dalış’ın yanı sıra Kendi Kalemini Kıranlar–Türk Edebiyatında İntihar, Hayatı Kurgulamak, Seyahat ve Edebiyat adlı araştırmainceleme eserleri de bulunmaktadır. Bu yazıda Müslüman kadın duyarlıkları ile kaleme alınmış olan Cemile Sümeyra öyküleri; temalar, öne çıkarılan değerler ve dini-tasavvufi göndermeler, merkezi öykü kişileri ve dil özellikleri açısından ele alınacaktır.Öğe 1950-1980 arası İslami duyarlıklı öykü anlayışı ve öykücüler(Akademik Bakış Dergisi, 2017-03-01) Zariç, Mahfuz1950-1980 arası dönemde öykü kaleme alan isimlerden bir kısmı ortak bir dini duyarlık göstermişlerdir. Bu anlayışla kaleme alınmış eserlerde yazarlar, İslami değerleri insani değerlerle özdeş görüp ön plana çıkarmıştır. Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Şevket Bulut, Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Mustafa Kutlu, İsmail Kıllıoğlu, Durali Yılmaz, Ali Haydar Haksal, Hüseyin Su ve Ramazan Dikmen gibi isimler tarafından temsil edilen bu öykü anlayıĢında anlatıda edebi değerin sağlanması göz ardı edilmemiştir. Bu öykücüler aynı zamanda geleneksel anlatı birikiminden de faydalanmışlardır. Yazarlar, İslami duyarlıklı öykücülükte modern anlatı tekniklerinden faydalanmıştır. Kişi merkezli kurgularında vakadan ziyade duyuşlara odaklanmışlardır. Yazarlar öykülerinde ölüm, aile, taşra hayatı, arayış ve acziyet gibi konuları izleğe dönüştürmüĢlerdir. Batı edebiyatını yakından takip edip onlar gibi yazmaya çalışan bu öykücüler, kişi kadrolarını genellikle aile bireyleri, yakın akrabalar ve dost çevreleri; kendini yalnız hisseden anlaşılmadığını düşünen gençler ve kente uyum sağlamaya çalışan insanlardan seçmişlerdir. Bu yazarların göndermelerinin önemli bir kısmı Kur’an ayetlerine, hadislere, İslam tarihine, kıssalara ve menkıbelere dönüktür. İslami duyarlıklı öykücüler mekân itibariyle çoğunlukla kasaba edebiyatı olarak da nitelenebilecek ürünler ortaya koymuşlardırÖğe Nurullah Genç’in İntizar adlı romanında Tebliğ ve İlahi Aşk(İksad Yayınevi, 2020-02) Zariç, MahfuzNurullah Genç’in tezli roman olarak kabul edilebilecek İntizar adlı eserinde, akıl, ruh, aile hayatı ve aşk gibi konular ele alınmıştır. Romanda akla ve beşeri aşka karşın imanla özdeşleştirilen İlahi aşk; felsefeye karşın da nas üstün tutulmuştur. İsim ve renk sembolizminden de faydalanılan bu romanda yazar, kurguda mektup ve günlük tekniklerinden, sondan başlama ve geri dönüşler gibi modern ve postmodern anlatım tekniklerinden faydalanmıştır. Romandaki imkânsız aşk kurgusu aracılığıyla, roman merkezi kişilerinden Emre, tasavvufi kavramlar eşliğinde, tebliğ görevinin nasıl olması gerektiğini ve hidayete ermenin ne anlama geldiğini de izah etmiştir.Öğe Yeni eleştiri kuramından akademik eleştiri yöntemine(International Journal of Languages, 2014-08) Zariç, MahfuzGünümüz akademik yayın ortamlarında, metin merkezli oluşları itibariyle biçimci/yapısalcı eleştiri yöntemlerine çağdaş edebiyat, Klasik edebiyat, Halkbilimi ve Halk edebiyatı ürünlerinin incelenmesinde her geçen gün daha fazla başvurulmaktadır. Biçimci/yapısalcı yöntemlerden en yaygın olarak kullanılanı ise Yeni Eleştiridir. Yeni Eleştiri, T. S. Eliot’un görüşlerinden hareket ederken metin merkezli yöntemlerden Biçimci Eleştiri, Victor B. Shklovsky ile Roman Jacobson gibi isimlerin; Arketipçi Eleştiri, C. Jung’ın ve N. Frye’ın görüşlerini temel almaktadır. Göstergebilimsel Eleştirinin ilkeleri R. Barthes’e dayandırılırken Yapısökücü Eleştiri, daha derin daha yakın daha pratik okumalar vaat eden Jacques Derrida’nın ve Yapısalcılığın da öncü ismi olan F. de Saussure’ın görüşleri etrafında şekillenmiştir. Yeni Eleştirinin günümüz edebiyat sahasındaki şekli olan Akademik Eleştiri, kendisine ve eleştirmenlere sınırlar dayatan bir yöntem değildir. Akademik Eleştiri, ilkeleriyle ufuk açarken eleştirmeni psikolojiden, tarihten, edebiyat tarihinden ve sosyolojiden yararlanmaktan alıkoymaz. İncelemede de dikkatli olmayı ve sadece edebi metni esas almayı salık verir. Akademik Eleştiri; edebi metinleri incelemek üzere iki yönlü okuma yöntemini önerir. Çözümleyici dikey okumada, metin bir cümle gibi kabul edilip unsurlarına ayrılır. Sentezleyici yatay okumada kapalı, yakın, derin okuma pratikleriyle eleştiriye tabi tutulan metin adeta yeniden inşa edilir. Bu yöntemde metnin okunmasından sonra, esas inceleme planının hazırlanması için gerekecek temel ilkeler ve bakış açıları ortaya konur. Biricik kabul edilen edebi esere uygulanabilecek incelemeler için yol gösteren Biçimci Akademik Eleştiri, okumanın neticesinde alınacak notların belirleyici olduğunu öğretir. Eserin kendisinin, metnin tahlili için gerekli esas alt başlıkların elde edilmesine yeterli geleceğine inanır.Öğe Postmodernist yapısal eleştiri bağlamında Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi adlı romanı(Batman Üniversitesi, 2014) Zariç, MahfuzOrhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi adlı romanı hem bir klasik olmayı hedeflemiş modern bir dönem romanı hem de bir postmodern romandır. Masumiyet Müzesi’nin Postmodernist Yapısal Eleştiri bağlamında çözümlemesi yapılırken “yapısökücü” ve “yeniden yapılandırmacı” yöntemler yansıtmalı olarak birlikte kullanılabilir. Birinci aşamada “metin merkezli” ve “okur/eleştirmen merkezli” okuma, ikinci aşamada ise “biyografik/yazar merkezli” ve “sosyal çevre-dönem merkezli” okuma gerçekleştirilebilir. Bu incelemelerle Orhan Pamuk’un klasik bir eser verirken postmodern geleneği sürdürmesi, aynı zamanda kısmen otobiyografik bir İstanbul romanı oluşturma çabaları ve yazarın dönem-müze-edebiyat sosyolojisi yaklaşımları ortaya konabilir.Öğe Nesnelci estetik değerler açısından A. Vahap Akbaş’ın son şiirleri(Batman Üniversitesi, 2022-12-31) Zariç, MahfuzBatman’da dünyaya gelen A. Vahap Akbaş (1954-2014), başta şiir olmak üzere, roman, deneme, öykü, çocuk kitapları, antoloji-derleme, sadeleştirme ve kaynak ders kitapları türünde eserler kaleme almıştır. Yazarlık hayatına Hisar dergisinde çıkan bir öyküsüyle atılan Akbaş, daha önce yayımladığı Efgan, Gül Kıyımı, Mavi Sesli Şiirler, Hüzün Coğrafyası, Bir Şehre Vardım, İnce Lügat adlı şiir kitaplarını, Şiraze başlığı altındaki son şiirleriyle birlikte, 2012’de İnşirah adıyla topluca yayımlamıştır. Ömrünün son zamanlarını hastalıkla mücadele ederek geçiren Akbaş, Şiraze’deki otuz şiirinde “aşk, sevgili, hayat, ölüm, zaman, hastalık, insan, şehir, mazi, Filistin’in işgali, çocukluk özlemi, savaş, tasavvuf, gönül, günah/günah çıkarma, dengbejlik, tabiat, şiir, şairlik, hakikat/öz, darbecilik, sözün gücü ve umut” konularını izleğe dönüştürmüştür. Sanatında sese, imgelere, söz sanatlarına, kültüre, İslamî değerlere ve geleneğe yer veren Akbaş’ın şiirleri, estetik değere haiz çok katmanlı zengin metinlerdir. Bu yazıda da Akbaş’ın şiirleri “Organik Bütünlük ve İç Tutarlılık” ile “Karmaşıklık” ve “Yoğunluk” ilkelerinden oluşan “Nesnelci Estetik Değerler” açısından incelenmektedir.Öğe Erdal Öz’ün Yaralısın adlı romanında 12 Mart Muhtırası(Roman Kahramanları, 2020-06) Zariç, MahfuzGazeteci, hukukçu, partici, öykücü ve romancı Erdal Öz’ün 1974 yılında ilk baskısı yapılan Yaralısın adlı ikinci romanı, 1975 yılında “Orhan Kemal Roman Armağanı” ile ödüllendirilir. Bu romanda, fakülte mezunu, sol dünya görüşünü özümsemiş merkezi kişisinin, 12 Mart Askeri Muhtırası sonrasında başından geçenler, iki anlatı zamanı arasında geçişler yapılarak anlatılır. Bu geçişlerde de roman kahramanının cezaevindeki ilk iki gününe ve cezaevine konulmadan önce işkence gördüğü günlere yer verilir. Kurgu ve anlatı, iki ayrı zaman ve zeminde ilerletilir. Sorgu zamanı ve koğuş zamanı arasında gidip gelen anlatıcı, nadiren de olsa geçmiş yaşantısına ait, suya sabuna dokunmayan kesitlere yer verir. Erdal Öz, bu romanının ilham ve bilgi kaynaklarının, işkencelere maruz kalıp cezaevine konmuş olan başta İrfan Uçar ve Mete Ertekin olmak üzere bazı tutuklular olduğunu, Muhtıra’dan on beş yıl sonra yayımladığı Gülünün Solduğu Akşam adlı eserinde detaylarıyla anlatır. Bu açıdan söz konusu roman ile hatıra kitabının birlikte ele alınması aydınlatıcı olacaktır.Öğe Orhan Akbal öykülerinde suçluluğa evrilen varoluşçu izlekler(Çolpan Kitap, 2021-09-03) Zariç, MahfuzVarlık ve oluş, felsefenin temel konularındandır. Kişinin kendini nasıl bir süreçte var ettiği ve gerçekleştirdiği sorunu, farklı paradigmalarla sürekli tartışılmıştır. Tartışmanın yoğunluğu ve mutlak bir sonuca ulaşılamaması, varoluş sorununun evren, doğa, toplum ve insanlarla girilen ilişkilerle belirginleşmesinden kaynaklanır. Kendini bir varlık olarak ilişkilerde fark eden özne, kurduğu her ilişkide kendi imgesinin bütünlüğünü gözetir. Bu durum, özgürlük düşüncesini veya insanın özgür olup olamayacağı sorununu doğurur. Böylece varoluşu dinamik bir süreç olarak biçimlendiren kaygı ortaya çıkar. Öznenin görünme veya belirme durumları, bir insan teki veya birey olarak onun varlığını bildirir. Bilim ve teknolojideki yenilikler ve bunlara bağlı olarak değişen toplumsal koşullar, bireyin kaygısını arttırdığı gibi, onun kendini gerçekleştirmesine alan da açar. Birey, değişen koşullarda kendi sınırlarını da keşfeder. Günah Evinin Gölgeleri - Kurguda Varoluşsal Suçluluk, edebiyat metinlerinde varoluşun izlerinin suçluluk sorunu bağlamında incelendiği bir çalışma. Bununla birlikte, kitapta, varoluşun felsefî boyutuna da alan açılarak sorun buradan kazanılan dikkatle değerlendirilmekte. Kitapta yazıları yer alan on dokuz akademisyen ve yazar, Kierkegaard'dan Jean Paul Sartre'a, Heidegger'den Nietzsche'ye, Camus'den Cioran'a, Hesse'den Sadık Hidayet'e, Yunus Emre'den Can İren'e, Melih Cevdet Anday'dan Oktay Akbal'a, Tezer Özlü'den Ayfer Tunç'a açılan geniş bir yelpazede, varoluşun kurgusal haritasını çıkarıyoÖğe İsmail Safa Muhakematı Edebiyye(Detay Yayıncılık, 2019) Zariç, MahfuzOtuz dört yıllık ömrüne yedi şiir kitabı, bir çeviri roman ve 30 edebi eleştiri yazısı sığdırabilen İsmail Safa edebiyat tarihlerinin kendisinden çoğu kez kısaca söz edip geçtiği yazarlarımızdandır. İsmail Safa; şair Ali Kamil (Akyüz) ve Ahmet Vefa'nın kardeşi, gazeteci yazar İlhami Safa'nın ve romancı Peyami Safa'nın babasıdır. İsmail Safa'nın bugüne kadar eserlerinden sadece iki günümüz yazısıyla yayınlanabilmiştir. Tanzimat ve Servet-i Fünün dönemi şairi İsmail Safa'nın okuyuculara ulaştırılamamış eserlerinden biriside 18 edebi eleştiriden oluşan Muhâkemât-ı Edebiyye adlı eseridir
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »