Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 1161
  • Öğe
    Buhar sıkıştırmalı klasik soğutma sistemi kullanarak PV sistemleri soğutulması ve verim analizi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-09-07) Vuran, Sadık; Yılmaz, Adem
    Bu tez çalışmasında fotovoltaik güneş panellerinde ısı kaynaklı kayıpları düşürmek ve panel verimini yükseltmek için panelin arka yüzeyine sıkıştırılmış buhar yardımı ile soğutulmaya çalışılmıştır. Panellerin alt yüzey sıcaklıklarının sıkıştırılmış buhar ile soğutulması ile elde edilen değerleri ölçüp elde edilen verilerin karşılaştırılması yapılmıştır. Dış ortamın zamana bağlı sıcaklık değişimleri, güneş radyasyon değerleri ve ortam koşulları ölçülmüştür. Elde edilen bulguların analiz sonuçları panel üzerindeki verim hareketliliği incelenmiştir. Deney için üç adet 105W’lık PV panel kullanılmıştır. Modül üç panelin arka yüzeyine sarmal Şekilde montajlanan bakır boru içinde kompresör yardımıyla sıkıştırılmış R600 gazı ile soğutulmuştur. Modül iki panelin arka yüzeyine sadece su olması durumunda soğutulma yapılmıştır, modül bir panel ise ortam koşullarında bulunun bir panelin durumunu gözetlemek ve referans amaçlı olarak boş bırakılmıştır. Panel yüzeyine yerleştirilen üç farklı yüzey sıcaklıkları, ortam sıcaklığı ve giriş çıkış sıcaklıkları yapılmış ve zamana bağlı olarak oluşan güç, akım ve volt değerleri kaydedilmiştir. Sonuçlara göre deney düzeneğinde kullanılan tüm panellerin maksimum güç oranları önceden belirlenmiştir. Deney analizleri sonucunda soğutma düzeneği kurulan panel ve boş panelin verileriyle kıyaslanma yapıldığında soğutma yapılan panelde %5,73 güç üretimi fazlalığı bulunmuştur. Boşken panellerin güç üretimlerini kıyasladığımızda soğutulan panelin tüm gün boyunca ortalama olarak 0,5W daha az güç üretmiştir. Her üç panellinde aynı özelliklerine sahip olmasına rağmen oluşan farklılıklar deney sonucunda etkisini göstermiştir. Hesaplamalar sonucunda elektriksel verimin %9 iken, soğutulan panelde verim %7,9 olarak bulunmuştur. Yapılan deneyde soğutma yapılan modül üç, tüm gün ortalama sıcaklık değeri 33ºC’ de iken referans panelin ortalama sıcaklık değeri ise 40ºC’ de kalmıştır. Yapılan çalışmada panel 14ºC soğutulmuş ve bu sıcaklık farkı istenildiğinde daha da arttırılabilir Şekildedir. İdeal çalışma sıcaklığına 25ºC yakın olarak soğutma yapılan modül üçün panel arka yüzey sıcaklık aralığı olarak 30ºC’ ye sabit tutularak panelin üreteceği güç miktarı gözlemlenmiştir. Soğutma elemanı olan kompresör toplamda üç saat boyunca tükettiği enerji miktarı 0,319 kWh olarak bulunmuştur. Tüketmiş olduğu bu enerji miktarını karşılamak için 40W panel yeterli olacaktır. Yapmış olduğumuz çalışmada soğutulan modül 3 no’lu panelin arka yüzeyini su ile tamamen kaplayıp tüm yüzey alanını eşit bir Şekilde soğutulmuştur. Soğutulan bu yüzey alanın eşit olmasından kaynaklı olarak diğer çalışmalara nazaran soğutma borularının temas ettiği alanların dışında tüm yüzey alanı eşit bir Şekilde soğutulmuştur. Böylelikle panel verimli yükseltilmiştir.
  • Öğe
    Gaybî haberler yönüyle Kur’ân’ın i‘câzı
    (Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, 2020-06-30) Doğan, Mehmet Zeki
    Her peygamberin nübüvvetini tasdik eden mucizeleri vardır. Hz. Peygamber’in de en büyük mucizesi Kur’ân’dır. Kur’ân, ümmî bir peygamber tarafından tebliğ edilmesi, erişilmez bir hidâyet kaynağı olması, beyân, belâgat nazm, tertip, üslûp, psikolojik etkileme gücü, teşrîʻ için koyduğu hükümler ve sonradan keşfedilen birçok ilmî gerçeğe işaret etmesi gibi pek çok yönden mu‘cizdir. Kur’ân’ın en önemli i‘câz yönlerinden biri de onun ihtiva ettiği gaybî haberlerdir. Âlimlerin çoğu, Kur’ân’ın gaybî haberler yönüyle mu‘ciz olduğunu kabul etmekte ancak bu i‘câz yönünün tek başına yeterli olamayacağını da ifâde etmektedir. Kur’ân’ın gaybî haberler yönüyle mu‘ciz olduğunu savunan âlimler, genellikle onu diğer i‘câz yönleriyle birlikte kabul etmektedir. Bu çalışmamızda öncelikle, Kur’ân’ın geçmişe, nüzûl zamanına ve geleceğe ait gaybî haberler yönüyle i‘câzı ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmeye ve incelenmeye çalışılacaktır.
  • Öğe
    Nef’î’nin şiirlerinin psikanalitik açıdan incelenmesi
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-07-24) Yalçın, İdris; Bozkurt, Kenan
    Psikanalitik edebiyat metodu, Freud’un kurucusu olduğu psikanalizin imkanlarından faydalanılarak ortaya çıkmış ve edebî metinlerin incelemesinde kullanılan bir yöntem olmuştur. Edebiyat ve psikanalizin hareket noktasının insan olması, insan davranışlarının nedenleri üzerinde durup ruhsal yaşamın malzeme olarak kullanması her iki bilim dalını birbirine daha da yaklaştırmıştır. Psikanalitik eleştiri yönteminde sanatkârın hayatının ve ruhsal yaşamının esere ne şekilde yansıdığı, bastırılmış duyguların edebî eserde nasıl dile getirildiği üzerinde durularak edebî eser incelemesinde farklı bir bakış açısı geliştirilmiştir. Bu çalışmada, övünmede olduğu kadar sövgüde de abartıya kaçan ve uçlarda gezinen 17. yüzyılın ve klâsik Türk edebiyatının en büyük kaside üstadı ve hiciv şairi Nef’î’nin bu tavrının nedenleri, psikanalitik eleştiri yönteminin imkanlarından yararlanılarak izah edilmeye çalışılmıştır. Nef’î’nin bu tavrı, kuralları belirlenmiş klasik şiirin genel bir eğilimi gibi görünse de bu tavrın psikanalitik edebiyat kuramında birtakım psikolojik izahatları vardır. Zira küçük yaşta babası tarafından terk edilen şairin bu travmatik terk edilmişliğin ağır tahribatı altında ezildiği, bu tahribatın etkisiyle sağlıklı ilişkiler geliştirme noktasında sıkıntılar yaşadığı ve çocukluk çağı travmalarının şairin sanatçı kişiliğinde belirleyici olduğu düşülmektedir. Babasız kalmanın acı tecrübesini henüz küçük yaştayken yaşayan Nef’î’nin bu durumu şiirlerine nasıl yansıttığı, narsist davranışları ile hiciv ve küfre meyyal tavrının nedenleri hakkında disiplinlerarası bir çalışma yapılarak özellikle Freud, Adler, Jung, Fromm, Lacan ve Klein gibi psikanalistlerin tespitlerinden faydalanılarak şairin şiirlerinin nedenleri üzerinde durulmuş; Nef’î’nin şiirlerini hangi ruh hali ile yazdığı örnek beyitler üzerinden ortaya konmaya çalışılmış ve psikanalitik çözümlemeler yapılmaya çalışılmıştır. Bu yönüyle bu çalışmanın benzer çalışmalara kaynaklık etmesi ve araştırmacıların klâsik Türk edebiyatı manzumelerine farklı bir gözle bakması amaçlanmıştır.
  • Öğe
    Mardin ilindeki arkeolojik alanların ilin turizm kalkınması açısından değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-06-22) Ak, Yasir; Gülbahar, Mehmet Onur
    Mardin’in sahip olduğu 238 Arkeolojik sit alanı, 3 tane kentsel sit ve 1403 tescilli kültür varlığı ile adete bir açık hava müzesi konumundadır. Mardin’de birçok medeniyetin yaşamış olması kültürel açıdan şehri önemli kılmaktadır. Son yıllarda yapılan ziyaretler kültür turizmin önemini artmıştır. Mardin ilinin tarihi dokusu turistlerin ilgisini çekmektedir. Mardin ilinde işsizlik sorunu önemli problemlerden bir tanesidir. Mardin iline bakıldığında işsizlik sorununun giderilmesinde turizmin önemli bir etken olması beklenmektedir. Bölgeyi görmeye gelen turistler, antik şehir ve alanları gezmenin yanında bölgenin ekonomisine katkı sunmaktadır. Emek yoğun bir sektör olan turizm, istihdamı olumlu yönde etkilemektedir. Arkeolojik kazılar neticesinde de istihdam oluşmaktadır. Araştırmanın amacı, Mardin ilindeki arkeolojik alanların ilin kalkınması açısından değerlendirilmesi ve bazı antik yerleşim ve arkeolojik alanların tespit edilip kayıt altına alınması ile gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. Araştırma yöntemi olarak nitel araştırma yöntemi tercih edilmiş olup veri toplama tekniği olarak yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın alanı Mardin ili olup örneklem belirlenirken maksimum çeşitleme ve amaca yönelik örnekleme yöntemleri kullanılıştır. Araştırma arkeolojik alanlara vakıf 6’sı arkeolog olmak üzere toplam 16 katılımcı ile yüz yüze yapılmıştır. Elde edilen bulgular betimsel analiz yöntemiyle işlenmiş olup veri haline getirilmiştir. Mardin ilindeki arkeolojik alanlarla ilgili çok çalışma yapılmadığı görülmüştür. Çalışma neticesinde kazı çalışması yapılan veya daha kazı çalışması yapılmayan yeni yerler tespit edilip kayıt altına alınmıştır. Çalışma neticesinde arkeolojik alanların turizme kazandırılması sonucu istihdam yaratacağı saptanmıştır.
  • Öğe
    Kitap değerlendirmesi: Cumhuriyet Türkiyesi'nde bir mesele olarak İslam 2
    (Batman Üniversitesi, 2021-06-01) Karagöz, Gül Nihal
    Türkiye’nin zor dini problemlerle ve laiklik tartışmalarının yaşandığı kritik bir dönemde kaleme alınan bu eser üç bölümden oluşmaktadır. Bu ciltte yazar ismail Kara, tarihi irtibatları da hesaba katarak bilgiler vermiş, tarafların görüşlerini göz önünde bulundurarak tahlillerde bulunmuş, geleceği de hesaba katarak Türkiye merkezli değerlendirmeler yapmıştır. Uzun yıllar tartışılan laiklik meselesi farklı başlıklar ve yeni sorularla ele alınmaktadır. Ülkemizde tartışılan din eğitimi ve problemleri İmam Hatip Okulları, Din Dersleri ve İlahiyat Fakülteleri bağlamında detaylandırılmıştır. Kitapta yazar yeni sorular sorarak, var olan soruları geliştirerek değiştirmeyi, hiyerarşileri yeniden kurarak, üstü örtülenleri ortaya çıkarmayı amaçlamıştır.
  • Öğe
    Dijital eğitimde eşitsizlikler : Kırsal-kentsel ayrımlar ve sosyoekonomik farklılaşmalar
    (İnsan ve Toplum / The Journal of Humanity and Society, 2020-12) Nerse, Serdar
    Gelir ve ekonomi temelli eşitsizliklerin yanı sıra toplumu doğrudan etkileyen “sosyal eşitsizlikler” de yeterince anlaşılamamıştır. Bu nedenle farklı bileşenlerle eşitsizlikler en iyi ihtimalle ölçülmekte ve incelenmektedir. Sosyal eşitsizlik; yeni durum, olay ve sorunların gelişmesi nedeniyle göreceli olarak bir dizi yeni boyut, beklenti ve sonuç ortaya çıkarmaktadır. Küresel ve ulusal ölçekte yaşanan yeni gelişme, genişleme ve daralmalar, eğitimde eşitsizliğin tekrar tartışılması gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmada da kırsal-kentsel ayrımlar ile sosyoekonomik farklılaşmalar temelinde Covid-19 salgını sürecinde dijital eğitimde ortaya çıkan eşitsizlikler incelenmiştir. Bu iki ayrıma bağlı olarak salgın sürecinde evde uzaktan eğitime katılmaya çalışan üniversite öğrencilerinin dijital medya, internet, bilgi ve iletişim teknolojilerine (DİB) erişim ve kullanımlarındaki eşitsizliklerin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Yaş, cinsiyet, ikamet yeri, okuduğu sınıf ve sosyoekonomik statüsüne göre 3 ayrı üniversiteden seçilen toplam 16 öğrenci araştırmaya dâhil edilmiştir. Nitel yöntemin uygulandığı araştırmada, veriler, derinlemesine görüşmelerle elde edilmiştir. Görüşme verileri, Maxqda nitel veri analiz programıyla kategorileştirilmiş ve temalara dönüştürülmüştür. Açık, eksenel ve seçici kodlama neticesinde birleştirilen kategori ve temalar görselleştirilmiştir. Katılımcıların bireysel ve aile özellikleri, okulların çevresi ve mali kaynak durumları, kalkınma, özgürleşme, kültürlenme faktörleri etkileşimli şekilde eşitsizliği ortaya çıkarıcı etkiye sahip olduğu gibi dijital eğitim eşitsizliğinde kırsal-kentsel ayrım ve sosyoekonomik farklılaşmaların belirgin olduğu görülmektedir.
  • Öğe
    Hasankeyf arkeopark alanına taşınan anıt eserler ve bunların yeniden turizme kazandırılması
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-07-10) İnaç, İbrahim; Kozbe, Gülriz
    Bu yüksek lisans tezi, Batman il sınırları içerisinde yer alan Hasankeyf’deki sekiz adet taşınmaz kültür varlığının korunması ve turizme kazandırılması üzerine odaklanmaktadır. Özellikle, söz konusu tarihi yerleşimindeki taşınmaz kültürel mirasın bir bölümünün Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES) Projesi kapsamında su altında kalma riskiyle karşı karşıya kaldığı ve bu mirasın korunması ve taşınması için yapılan projeler değerlendirilerek Zeynel Bey Türbesi, Artuklu Hamamı, İmam Abdullah Zaviyesi, Kızlar Camii, Orta Kapı, Süleyman Han Camii ve Er Rızk Camii olarak bilinen taşınmaz kültür varlıklarının Arkeopark’a taşınması, korunması ve turizme kazandırılması ele alınmıştır. Bu bağlamda tezimizde tanıtılan metotlarla Hasankeyf Arkeopark Alanı’nın belgelenmesi ve turizm sektörüne kazandırılması sağlanmıştır. Sergileme alanlarının tasarımı, eserlerin doğal aydınlatmayla uyumlu bir şekilde sunulmasını sağlamış ve ziyaretçilerin eserlere rahatlıkla erişebilmesi için düzenlemeler yapılmıştır. Nitekim Hasankeyf Arkeopark Alanı'na taşınan anıt eserlerin korunması ve turizme kazandırılması, sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi için değil; ülkemiz kültürel mirası ve turizmi için de önem taşımaktadır.
  • Öğe
    İzâkî ve yayımlanmamış Türkçe şiirleri
    (Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2020-12-30) İçli, Ahmet
    İnsanların, kendini ifade etme ve çevresini tanıyıp tanımlama sürecinde oluşturduğu görsel, yazılı ve sözlü ürünler, çevresini nasıl gördüğü ve yaşadığına dair ipuçları barındırır. Tarihsel süreçte insanoğlu, duygu ve düşüncelerini yazıya dökmüş, kendini ve çevresini, dönemine ve geleceğe aktarmıştır. Türk edebiyatında birçok edip, eserlerini bugünlere miras bırakmıştır. Bunların birçoğuna ait bilgi ve belgeler incelenmiş bir kısmı da incelenmeyi ve gün yüzüne çıkarılmayı beklemektedir. Klâsik Türk Edebiyatı olarak da nitelendirilen Divan edebiyatı geleneğinde şiir yazanlardan biri İzâkî’dir. Hakkında, tezkirelerde ve diğer birinci derecede edebiyat kaynaklarında bilgi bulunmamaktadır. Ondan ancak tespit edilebilen ve incelenebilen mecmualardaki şiir örneklerinden hareketle haberdar olunmaktadır. Eldeki verilere göre onun, en erken 16.yüzyılın ikinci yarısı ile 17. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı söylenebilir. İzâkî’nin bazı şiirleri bir ansiklopedi maddesi ve bir akademik makale vasıtasıyla yayımlanmıştır. Ayrıca mecmuası üzerinde iki yüksek lisans çalışması vardır. Bazı şiir mecmualarında da ona ait şiir örnekleri tespit edilmiştir. İzâkî’nin tanıtımı ve ona ait mecmuasındaki şiirlerinin yayımlandığı çalışmanın devamı niteliğindeki bu makalede, şaire ait tespit edilen manzumelerin Latin harflerine aktarımları yapılacaktır. İncelemede İzâkî’nin, yirmidört (24) yeni şiiri bulunmaktadır. Bu şiirler, Kasımî’nin Bahru’l-Maarif’inde geçmektedir. Bunlar arasında şairin Farsça bir gazeli de vardır.
  • Öğe
    Basındaki bilgiler ışığında ilk kadın Milletvekillerimizden Trabzon Milletvekili Seniha Hızal ve Meclis’teki Faaliyetleri
    (Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 2020-04-30) Yaşar, Selman
    Türk Milletinin çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkması için bir çok yenilik gerçekleştiren Atatürk, Türk kadınının Cumhuriyet idaresinde hak ettiği yeri elde etmesi için çalışmıştır. 1926 yılında Medeni Kanun’la yeni haklar edinen, 1930’da Belediye seçimlerine katılma, 1933’te Muhtar seçilme hakkını alan Türk kadını, Atatürk’ün önderliğinde, 5 Aralık 1934 tarihinde kabul edilen kanunla milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazanmıştır. 8 Şubat 1935 tarihinde yapılan V.Dönem seçimlerinde 18 kadın milletvekili seçilerek TBMM’ne katılmıştır. Kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazanması, sonrasında yapılan seçimler, ilk kadın milletvekillerinin seçimleri ve TBMM’ndeki çalışmaları kamuoyunda büyük yankı yapmıştır. Dönemin gazeteleri yaptıkları haberlerle ilk kadın milletvekilleri ve TBMM’ndeki çalışmalarıyla ilgili olarak halkı aydınlatmışlardır. Bu milletvekillerinden biri de Seniha Hızal’dır. Seniha Hızal, V.Dönem (1935-1939) Trabzon milletvekilliği yapmıştır. Seniha Hızal, milletvekilliği döneminde yaptığı çalışmalarıyla TBMM’ne giren diğer 18 kadın milletvekili gibi Atatürk’ün Türk kadınına olan güvenini boşa çıkarmamıştır.
  • Öğe
    English prepositions as function words are not as easy for language learners as normally supposed to be
    (Batman Üniversitesi, 2022-06-30) Yaş, Emin
    Prepositions as function words and single monomorphemic words are the most basic words of the human language, especially in the context of maintaining daily life. They are probably the first lexes/words entered to the human’s linguistic repertoire, as their requirements in the language are so essential. Prepositions shows various relationships between lexes or phrases in sentences. Among these relationships time, points, position, direction and various degrees of mental or emotional attitudes seem to be significant. The purpose of the research is try to reveal what kind of challenges English prepositions have for the learners and also to confirm if they are as difficult as some linguists have stated before. Another purpose is to find out which features are more difficult among all their entity properties. The results of this study disclose that English prepositions possess very complex structures, different meanings and an associating duty of various types of part of speeches. In particular, those that construct the phrasal verbs require great effort for learning due to the loss of the meaning (sometimes partially, sometimes completely) they undergo. It has been understood that their properties such as steadily changing meaning and function make them quite difficult elements for learners of English.