Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 17
  • Öğe
    Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan isyanlarda aşiretlerin rolü
    (Batman Üniversitesi, 2015) İlyas, Ahmet
    Bu çalışmada, genç cumhuriyetin yaşamış olduğu isyan furyası sonrası oluşmuş olan travmanın devlet üzerinde ne denli etkili olduğu incelenecektir. Özellikle cumhuriyet ilan edilmeden önce de birçok isyanın vuku bulduğu ve bu isyanların Türkiye’yi sıkıntıya uğrattığını belirtilebilir. Çalışmanın ana paydası ve omurgası, çıkan isyanlarda aşiretlerin ne kadar etkili olduğu gerçeğidir. Özellikle, Halifelik kurumunun ortadan kaldırılması sonrası ortaya çıkan tabloda aşiretler, merkezi hükümetin, ulus devlet inşası için kendilerinin feda edileceği algısı, çıkan isyanlarda önemli rol oynamıştır. Ayrıca, Halifeliğin yeni kurulmuş olan devlette yaşayan halk için birleştirici bir nosyon etkisi olduğu da belirtilebilir. Çalışmanın önemli merhalelerinden biri de Şeyh Sait İsyanı sonrası, Kemalist yönetimin aşiretlere olan bakış açısıdır. Bilhassa, bu isyan neticesinde görülecektir ki ülkenin doğusunda aşiretlerin ciddi bir oranda nüfuzlarının yanı sıra askeri güçleri de vardır. Bu gücü iyi kavrayan merkezi yönetim, aşiretler üzerine bir takım tenkil hareketleri düzenlemiştir. Yapılan bu hareketler neticesinde, aşiretlerin bazen yalnız bazen de birleşerek, isyan ettikleri görülmüştür. Bu çalışmanın ana amaçlarından biri de 1923-1940 yılına kadar çıkan isyanların yayılmasında aşiretlerin etkisini ortaya çıkarmaktır.
  • Öğe
    Stratejik Bir İnşa Planı Olarak Medeniyetler Çatışması
    (Batman Üniversitesi, 2016) Silinir, Murat
    Berlin Duvarının çökmesi ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliği’nin çözülmesinden sonra, küresel sistemik yapının derin bir değişime maruz kalması, küresel sistemik yapı ile ilintili yeni paradigmalara ihtiyacı doğurmuştu. Bunun için geleneksel uluslararası ilişkiler teorilerinin aşılması gerekiyordu. Huntington’ın “Medeniyetler Çatışması mı?” başlıklı makalesi veya tezi bu ihtiyaca cevap vermeye yönelik bir çalışma olarak ileri sürülmüştür. Huntington’ın çalışmasının tüm dünyada tartışma yaratması ve tartışmaların günümüzde bile güncelliğini koruması, tezin stratejik önemini gözler önüne sermektedir. Huntington’ın tezinin temel işlevlerinden biri Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan kaotik geçiş sürecini anlamlandırmaya çalışmaktı. Buna göre, ideolojik kutuplaşmaların yerini din odaklı medeniyetler arası gerilimler ve hatta çatışmaların alacağı haber veriliyordu. Bu çatışmalar, özellikle Batı medeniyeti ile İslam medeniyeti arasında kültürel ve dinsel bir görünümde gerçekleşecekti. Ulus devletler her ne kadar küresel sistemde temel aktör olma statülerini devam ettirseler de geleneksel egemenlik yapıları erozyona uğrayacak ve medeniyet şemsiyesi altında temel işlevlerini devam ettireceklerdir. Çalışmanın temel amacı, Huntington’ın Medeniyetler Çatışması paradigmasını “Medeniyet” kavramı çerçevesinde irdeleyip, medeniyetlerin geleceğine yönelik çıkarımlarda bulunmaktır. Bu genel amaç çerçevesinde, ilk olarak, Huntington’ın Medeniyetler Çatışması paradigması genel hatlarıyla ele alınacaktır. İkinci olarak, Huntington’ın medeniyet kavramına yüklediği anlam incelenecektir. Üçüncü olarak, İslam dinin medeniyetler çatışması paradigması içindeki yeri ve paradigmanın güçlü&zayıf boyutları eleştirel bir düzlemde tartışılacaktır. Son olarak, Medeniyetlerin çatışması olgusunun geleceği irdelenecektir.
  • Öğe
    Nehir Millet ve Aydın Menderes
    (Batman Üniversitesi Yayınevi, 2021-08) Demir, İdris
    Milletimiz, kökleri tarihin derin mazisinde, gövdesi halde, dalları ve yaprakları istikbale uzanan; mazide, halde ve istikbalde hatıraları, temayülleri ve tasavvurlarıyla birleşmiş bir varlıktır, maziden gelip halden geçerek istikbale akan bir nehir gibi... İnşa edilmekte olan bu sürekli tecezzinin yerine İslam'ı (fütuhat), istikrarı (devlet), hosgörüyü (birlik) ve bunların muhassalası olarak da refahı temin edecek olan düzendi. Nehir milletin yan kolları hızla onu oluşturmaya doğru koşuyorlardı. Etnik ve inanç farklılıkları nasıl bir ayrışma sebebi değillerse zihinlere ve hafızalara kodlanmış hususlarda birbirileriyle bölünmez bir bütün teşkil etmeye bağlamıştı.
  • Öğe
    Enerji güvenliği: NATO’nun küresel enerji güvenliğindeki rolü
    (Batman Üniversitesi, 2012) Silinir, Murat; Karhan, Gökhan; Çayın, Mücahit; Aydeniz, Nihat
    Günümüz dünyasında özellikle karşılıklı ekonomik ve siyasi bağımlılığın derinleştiği bir süreçte, enerji güvenliği stratejik bir önem arz etmektedir. Dünyada tüketim toplumlarının post-modern hale gelmesi sonucu devletler ve en önemlisi ekonomik sistemler için enerji, vazgeçilmez can damarıdır. Enerji olgusunun bu kritik yanı, güvenlik çalışmalarının önemli çalışma alanlarından biri haline gelmiştir. Bir bölgesel ve küresel güvenlik örgütü olan NATO da bu güvenlik alanında stratejik roller üstlenmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, NATO’nun küresel güvenlik anlayışı çerçevesinde, enerji güvenliği kavramını incelemektir. Bu temel amaca yönelik olarak çalışma üç ana bölüme ayrılmaktadır. İlk kısımda, kavramsal zeminde güvenlik anlayışı, ikinci bölümde yeni güvenlik unsuru olarak enerji güvenliği ve son bölümde ise enerji güvenliği ve NATO analiz edilmeye çalışılarak geleceğe yönelik projeksiyonlar yapılacaktır.
  • Öğe
    Bölgesel kalkınmada öncü rol üstlenen bölgesel kalkınma ajanslarının incelenmesi: Dicle Kalkınma Ajansı örneği
    (Batman Üniversitesi, 2012) Karhan, Gökhan; Çayın, Mücahit; Silinir, Murat; Aydeniz, Nihat
    Bu çalışmada, Türkiye`deki 26 Bölgesel Kalkınma Ajansından (BKA) biri olan ve TRC3 Düzey2`de bulunan Mardin, Batman, Siirt ile Şırnak illerini kapsayan Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA) incelenmektedir. Çalışmada ilk başta kalkınmada BKA`ların önemi vurgulanmış olup, daha sonra DİKA derinlemesine analiz edilmiştir. DİKA gerek projeler bakımından olsun gerekse gelir-gider noktasında olsun büyük gelişmeler kaydetmiştir. DİKA`nın hizmet kapsamında olan illerin projelere başvuru sayısında, projelerinin kabul edilmesi noktasında ve projelerden alınan destek tutarındaki başarıları yıllara ve programlara göre değişiklikler göstermektedir. Yaptığımız araştırma sonuçlarına göre en başarılı il Batman olurken, en başarısız il ise Şırnak olmuştur.
  • Öğe
    1935 nüfus sayımı ve Bingöl’ün nüfus potansiyeli
    (Batman Üniversitesi, 2017) Çoban, Ebru; İlyas, Ahmet
    Tarih boyunca varlığını sürdürmüş olan her devlet, mevcudiyetinin çeşitli dönemlerinde sahip oldukları gücü tespit edebilmek amacıyla nüfus sayımı yapma ihtiyacını duymuştur. Çünkü bu sayımlardan elde edilen netice, devletlerin gerek ekonomik gerekse de sosyal gücünü ifade eden önemli bir ölçüttür. Türkiye’de de Cumhuriyet’in ilanından önce benzer amaçlarla uygulanmaya başlanan nüfus sayımları, Kurtuluş Savaşı sonrasında meclisin gündemindeki en önemli konulardan biri olmuştur. Savaş sonrasında ekonomik sosyal ve askeri sorunlara eğilebilmek için Türkiye nüfusunun tespit edilmesi Cumhuriyet döneminin ilk nüfus sayımı ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde ilk kez yapılan 1927 Genel Nüfus Sayımı ile birlikte 1935 yılından sonra nüfus sayımları sonu 0 ve 5 ile biten yıllarda uygulanarak her beş yılda bir tekrarlanmıştır
  • Öğe
    Cumhuriyet‟in ideal toplum yetiştirme yolu: 5245 sayılı harika çocuk yasası
    (Türk İslâm Medeniyeti İlmi Araştırmalar Enstitüsü, 2017) İlyas, Ahmet
    Bu çalışmanın amacı 1948 yılında hazırlanan 5245 Sayılı Kanunu"nun tarihsel ve vatandaşlık açısından incelenmesini içermektedir. Yasanın hazırlanışı öncesi meydana gelen gelişmeler, Osmanlı"dan Cumhuriyet"e devletin vatandaşlık kavramına olan bakış açısı, çalışmanın ana metnini oluşturur. Türkiye"de vatandaşlık esasının, Osmanlı"dan devralınan kul-tebaa ikilemine benzer bir yapılanma ile devam etmeyeceği en başından bellidir. Özellikle İttihat ve Terakki Cemiyeti"nin ideal vatandaş konusundaki yaklaşımı, cumhuriyet elitlerine yol açar. Bu konuda milliyetçi ve batıcı bir yurttaş yetiştirme, özlenen bir tablodur. Esasında Mustafa Kemal"in kafasında en başından beri batıcı ve geleneklere bağlı kültürel milliyetçiliği esas alan bir toplum vardır. Bu amacın uygulanması adına çocuklar için okutulacak ders kitaplarının, Mustafa Kemal"in hayalindeki vatandaşlık boyutunda hazırlanması için önemli yasalar hazırlanmıştır. Bu eğitim yasalarından biri de 5245 Sayılı Harika Çocuk Yasası"dır. Bu yasanın amacı özel yetenekli çocukların devlet bursuyla yurtdışında eğitim almalarını sağlamaktadır.
  • Öğe
    Our endangered values: America's moral crisis
    (Batman Üniversitesi, 2015) Silinir, Murat
    George Friedman’a göre, “yirmi birinci yüz yıl üzerinde çalışma yapmak Amerika Birleşik Devletleri üzerinde çalışma yapmak anlamına gelmektedir;” çünkü içinde bulunulan çağ “Amerikan Çağı”dır. Bu çağın anlaşılabilmesi için Amerika Birleşik Devletleri’nin çok boyutlu bir şekilde analiz edilmesi gerekmektedir. Jimmy Carter’ın “Our Endangered Values: America’s Moral Crisis”(Tehdit Altındaki Değerlerimiz: Amerika’nın Ahlaki Krizi) isimli kitabı, Amerika’nın ve dünyanın daha iyi anlaşılabilmesini sağlayabilecek eleştirel bir kitaptır. Bu kitabın Türkçeye çevrilmemiş olması bu kitap incelemesine önem katmaktadır. Carter’ın bu kitabının temel amacı, “Amerikan değerlerinin” hiçbir dönemde olmadığı kadar büyük tehlikelerle karşı karşıya olduğudur.
  • Öğe
    Geri Çekildi: Enerji ve ekonomik büyüme ilişkisi: Türkiye örneği
    (Batman Üniversitesi, 2012) Karhan, Gökhan; Silinir, Murat; Çayın, Mücahit; Aydeniz, Nihat
    Enerjinin küresel güç olma yolundaki önemi daha önce olduğu gibi günümüzde de giderek artmaktadır. Enerji hem ülkeler için hem de küresel bazdaki şirketler için stratejik bir kaynak durumundadır. Çoğu ülkede olduğu gibi Türkiye’de de enerjide dışa-bağımlılık ve enerji tüketim hızı giderek artmaktadır. Enerjideki bu dışa bağımlılık sadece ülkelerin ekonomik yapısını dışa bağımlı hale getirmekle kalmayıp aynı zaman da ülkelerin siyasi yapısını ve gelecekteki kararlarını da dışa bağımlı hale getirmektedir. Bu ithalat fazlasını ve tüketim hızını azaltabilmek için yeni veya yenilenebilir enerji kaynaklarına verilen önemin arttırılması gereklidir. Bu çerçevede Türkiye’nin 1960-2011 yılları arasındaki enerji tüketimi ve ekonomik büyüme ilişkisi incelenmiştir. Çalışma sonucunda ise enerji ve ekonomik büyüme arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi bulunmuştur.