22 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 22
Öğe Küllüoba’da İlk Tunç Çağı'nda beslenme alışkanlıkları ve bölgesel karşılaştırması(Arkeoloji ve Sanat, 2019) Gündem, Can YumniÖğe Bir grup gümüş Tarsos sikkesinin nümismatik ve arkeometrik açıdan değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2015-05-01) Aydın, Mahmut; Devecioğlu, ÜlküYurtdışına kaçak yollarla eser kaçırılması yıllardır engellenmeye çalışılan bir durumdur. 1999 yılında Türkiye’den İsviçre’ye gönderilirken Zürih Havalimanı’nda yakalanan bir grup sikke de şans eseri yakalanmış ve ülkemize geri verilmiştir. Burada, bu grup içinde bulunan ve Zürih Havalimanı’nda yakalanan ve bir define olduğu düşünülen 23 âdet gümüş Kilikia-Tarsos kent sikkesi çalışılmıştır. Tarsos, Roma egemenliği altında gümüş sikke basma ayrıcalığına sahip kentlerden biridir. İmparator Augustus’tan İmparator Macrinus’a kadar gümüş sikke basan kent, Traianus zamanında burada 4 örneğini göreceğimiz tetradrahmi, Hadrianus zamanında ise ağırlıklı olarak tridrahmi biriminde gümüş sikke basmıştır. Her iki imparatorun adına gümüş sikke basan diğer Anadolu kentlerinde de görülen unvan ve ikonografik özellikleri burada yayımlanan 23 adet sikkede de görmek mümkündür. Bu çalışmada incelenen Tarsos kent sikkeleri tahribatsız enerji dağılımlı X-ışını floresans spektrometresi (ED-XRF) ile analizleri yapılarak kimyasal kompozisyonu belirlenmiş ve analiz sonuçları aynı dönemin Roma darplarıyla karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma sonucunda Tarsos gümüş sikkelerinin Roma darplarıyla benzer oranlarda gümüş içerdiği anlaşılmıştır.Öğe Olba kazısı seramik buluntuları arkeometrik analizleri(Bilgin Kültür Sanat, 2016-01-01) Aydın, Mahmut; Akyol, Ali AkınOlba kazılarında farklı bölgelerinden ele geçen seramik buluntular arkeometrik yöntemler kullanılarak incelenmiştir. Öncelikle kodlanıp fotoğraflanarak belgelenen örneklerin renk değerleri L*a*b* renk sistemi kullanılarak belirlenmiştir. Örneklerin petrografik özellikleri ince kesit optik mikroskop analiziyle, kimyasal yapısı da XRF ve SEM-EDX analizleri ile belirlenmiştir. İnce kesit optik mikroskop analizi ile seramikler; matriks/agrega içeriği, agrega türü/ dağılımı/boyutu, gözenekliliği ve matriks kil yapısının özelliklerine göre gruplandırılmıştır. Seramiklerin pişirim sıcaklıkları 750-950°C arasında olmalıdır. Bazı örneklerin agrega içeriğinde tuğla kırığı parçaları da belirlenmiştir. Seramik örneklerin hammadde içeriğini kumtaşlarından ayrışmış yerel kayaç kırıkları oluşturmaktadır. Seramiklerin Sr ve Zr içeriklerine göre, üretimlerinde çoğunlukla karasal olmak üzere karasal/denizel hammadde karışımı kullanılmış olmalıdır. XRF analizi sonuçlarına göre seramik örnekler 2 grup halinde sınıflandırılmıştır. SEM-EDX analizi, seramiklerin gövde ve astarlı yüzeylerinin homojen bir yapıya sahip olmadığını göstermiştir.Öğe Derekutuğun yerleşimi arkeozoolojik çalışmaları ışığında hayvan kalıntılarının tartılmasının önemi(Antropoloji, 2019-12-20) Gündem, Can YumniBu çalışmanın iki ayrı konu başlığı bulunmaktadır. İlk olarak Arkeozoolojik çalışmalarda hayvan kalıntılarının neden tartılması gerektiği tartışılmış, ikinci olarak ise bu metodun önemini gösterebilmek için Prof. Dr. Ünsal Yalçın’ın kazı başkanlığında yürütülmüş Derekutuğun Madenci Yerleşimi’nin Arkeozoolojik çalışmalarından örnek verilmiştir. Bu araştırma yalnızca Derekutuğun Yerleşimi’nden çıkarılan İlk Tunç Çağ III (İTÇ III) katmanlarına ait hayvan kemiklerinin incelenmesi üzerinedir. Çorum İl sınırları içinde yer alan Derekutuğun bir madenci yerleşimi olup, yakında bulunan bakır cevherinin günümüzden 4.000 sene önce madenciler tarafından çıkarılıp sonra işlendiği bir yerdir. Bakır cevheri çıkarmak ve işlenmesi için kurulmuş olan bu yerleşimde yaşamış insanların kırmızı et tüketme alışkanlıklarını anlamak aslında Anadolu arkeolojisi için bir ilk olmuştur. Madenciler kırmızı et ihtiyaçlarını eşit ağırlıkta sığır ve domuzdan tedarik ederken, koyun üçüncü sıradadır. Bu sonuçlar yakındaki Derekutuğun’nun çağdaşı olan Boğazköy yerleşimindeki hayvan bağlı ekonomisi ile çok keskin zıtlıklar göstermektedir.Öğe Yeni Assur ordusunda savaş arabaları(Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-12-31) Kaçmaz Levent, Esra; Biber, Hanifiİnsanoğlunun taşıt kullanımına dair ilk veriler Güney Mezopotamya’da MÖ 4. bin yılın sonlarında (MÖ 3200-3100) Uruk yerleşiminin IVa evresinde ele geçen kil tablet üzerinde karşımıza çıkmaktadır. MÖ 3. bin yılın ilk yarısına gelindiğinde ise “Ur Standardı” ve “Akbaba Steli” olarak bilinen iki eserde tekerlekli arabaların ortaya çıktığı söylenebilir. MÖ erken 3. bin yıldan itibaren savaş tasvirlerinde görülen arabalar, savaş alanlarındaki hız kabiliyeti ve manevra gücü ile savunmanın temel silahlarından biri haline gelmiştir. Assur savaş arabaları, ordunun en önemli sınıfını oluşturmaktaydı. Ninurta-Tukulti-Aššur’a (MÖ 1133) ait silindir mühür üzerinde görülen iki tekerlekli savaş arabası en eski tasvir olarak karşımıza çıkmaktadır. İlerleyen zamanlarda I. Assurnasirpal (MÖ 1050-1032) dönemine ait Beyaz Dikili Taş ve II. Tukulti-Ninurta (MÖ 888-884) dönemine ait tahrip olmuş bir duvar resminde görülen savaş arabaları, II. Assurnasirpal (MÖ 883-859) dönemi saray kabartmalarında sistematik olarak ele alınmıştır. II. Assurnasirpal (MÖ 883-859) ile Assurbanipal (MÖ 668-631) dönemi arasında geçen zaman sürecinde savaş arabaları gelişim göstererek ihtiyaçlara daha uygun bir hale getirilmiştir.Öğe Characterization of medieval glass from Cizre Castle excavation by SEM-EDS and P-EDXRF analyses(Türkiye Bilimler Akademisi, 2020-06-15) Aydın, Mahmut; Güngör, Akarcan; http://dx.doi.org/10.22520/tubaar.2020.26.008Şırnak İli Cizre İlçesinde yer alan Cizre Kalesi Kazıları’nda 2013-2017 yılları arasında ele gecen cam örnekler arkeometrik yönden incelenmiştir. Cam örnekler öncelikle form özelliklerini yansıtacak şekilde görsel olarak tanımlanmış, fotoğraflanarak belgelenmiş ve kodlanmıştır. Cam örneklerinin yapım teknikleri hem görsel hem de taramalı mikroskop altında habbe şekillerine göre belirlenmeye çalışılmıştır. Örneklerin element ve mineralojik içerikleri taşınabilir Enerji dağılımlı X-ışınları floresans spektroskopi (P-EDXRF) ve Taramalı Elektron Mikroskobu-Enerji Dağılımlı Spektroskopi (SEM-EDS) yöntemleri ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçları cam örneklerin 7 tanesi soda camı iken diğer 7 si potasyum kireç camı olduğu anlaşılmıştır. Örneklerin yüksek Si içerikleri, camların hem mekanik direnç ve dayanıklılığın, hem de ergime sıcaklığının yüksek oluşuna işaret etmektedir. Cam örneklerin üretiminde bir örnek hariç bitki külü (K ve/veya Mg) kullanılmamıştır. Cam örneklerin Al içeriklerindeki farklılık örneklerin hammadde adresini ayrı kaynaklara dayandırmaktadır. Sr ve Zr’nin tespit edilmemiş veya düşük oranlarda olması karasal hammadde kullanılmış olduğunu göstermektedir. Camlarda renk veren elementler; Fe, Co, Mn ve Cu’durÖğe Çalınan orijinal altın “kanatlı denizatı (hıppocampus)’nın taşınabilir x-ışını floresans spektrometresi yöntemiyle Türkiye’ye iade edilmesinin sağlanması(Türkiye Bilimler Akademisi, 2017) Aydın, MahmutABD’den Türkiye’ye iade edilen (1993 yılı) ve Uşak Müzesi’nde sergilenen Altın Denizatı’nın orijinali (Hippocampus), 2005 yılı sonunda sahtesiyle değiştirilerek çalınmıştır. Eser çalındıktan sonra INTERPOL (Uluslararası Polis Teşkilatı) ve Türk polisi tarafından aranmaya başlanmıştır. Çalınan orijinal kanatlı denizatı aranırken Türk polisi, aralıklarla kaçakçılar tarafından pazarlanan sahte Altın Kanatlı Denizatı’nı ele geçirmiştir. Fakat ele geçenlerin çok basit yapılmış sahte eser olduğu ortaya çıkmıştır. Orijinalliğinden şüphelenilen Altın Denizatı, 2012 yılı Ekim ayında Almanya’nın Hagen kentinde bulunmuştur. Bu makale, Hagen savcılığında bulunan Denizatı’nın Türkiye’den çalınan orijinal Denizatı olup olmadığının anlaşılması için Türkiye ve Almanya’da yapılan taşınabilir X-Işınları Floresans Spektrometresi (Portable-XRF) analizleri ve bunların istatistiksel olarak değerlendirilmesi çalışmalarını içermektedir. İlk defa denenen bu arkeometrik çalışma sonucunda eserin orijinal olduğu tespit edilmiş ve Türkiye’ye iadesi sağlanmıştır.Öğe Batı Anadolu sahil kesiminde kalkolitik çağ: mimari ve inşaat teknikler(Ankara Üniversitesi, 2018-01-01) Gündoğan, ÜmitBu çalışmada Batı Anadolu sahil şeridinde, kazısı yapılan Kalkolitik Çağ merkezlerinin mimarisi kronolojik düzen içerisinde değerlendirilerek, yapıların inşasında kullanılan teknik ve yapı tipleri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Kullanılan malzeme, teknik ve yapı tipleri yerleşim yerleri içerisinde küçük farklılıklar olmasına rağmen genel olarak bir bütünlük arz eder. Yapıların inşasında kullanılan malzemeler, taş, ahşap, çamur harç, dal, saz ve otsu bitkilerden oluşmaktadır. Teknik olarak ise dal-örgü ve çamur-harç, taş temel üzeri kerpiç ve kerpiç duvar tekniği kullanılmıştır. Taş temel üzeri kerpiç mimari tekniği tüm Kalkolitik dönem boyunca kullanılmışken, dal-örgü ve çamur-harç tekniği Orta ve Geç Kalkolitik dönemde, kerpiç duvar tekniği ise yalnızsa Geç Kalkolitik dönem içerisinde kullanılmıştır. Bu tekniklerle inşa edilen, dikdörtgen, apsidal, ızgara, çukur ve dairesel planlı yapıların Kalkolitik Çağ merkezleri içerisinde farklı dönemlerde yoğun olarak kullanıldığını görülür. Dikdörtgen planlı yapılar, Kalkolitik Çağ’ın tüm evrelerinde kullanılırken çukur ve dairesel planlı yapılar Orta ve Geç Kalkolitik dönem içerisinde, apsidal ve ızgara planlı yapılar ise Batı Anadolu sahil kesimi içerisinde sadece Geç Kalkolitik dönemde kullanılmıştır.Öğe Ege tipi bir ustura ve üzerindeki tekstil kalıntılarının arkeolojik ve arkeometrik analizleri yoluyla Miken saray organizasyonundaki tunç ve tekstil endüstrileri üzerine bir değerlendirme(Mersin Üniversitesi, 2019-07-25) Gür, Barış; Aydın, MahmutBu çalışmada Kemal Uğurbil’in özel koleksiyonunda bulunan Ege tipi metal ustura ve üzerinde bulunan tekstil kalıntılarından yola çıkarak Ege bölgesi geç tunç çağı tekstil ve tunç endüstrisi incelenmiştir. Ustura üzerinde bulunan tekstil ve yapımında kullanılan metal tipinden yola çıkarak Miken ekonomisinin iki farklı endüstrisi hakkında değerlendirme yapılmıştır. Miken usturası taşınabilir enerji dağılımlı X ışını floresans spektroskopisi (P-EDXRF) ve taramalı elektron mikroskobu (SEM-EDS) kullanılarak arkeometrik analizleri yapılmıştır. Analiz sonuçları %90 bakır (Cu) ve %10 kalay alaşımı kullanılarak tunçtan yapıldığını ortaya koymuştur. Bunun yanısıra SEM sonuçları usturayı saran tekstili görünür kılarak keten olduğunu kanıtlamıştır. Dünyanın en eski tekstillerinden biri olan ketenin Mikenlerdeki varlığı tabletlerden bilinmektedir.Öğe Ankara’da erken Bizans dönemi mezar alanı kazısı(Selçuk Üniversitesi, 2016-06-20) Aydın, Mahmut; Zoroğlu, CandemirRoma Dönemi’nde Galatia Eyaleti’nin başkentliğini yapan Ankyra kentinin anıtsal yapıları ve diğer çarpıcı kalıntıları ile olası nekropol alanları genellikle Ankara’nın Erken Cumhuriyet Dönemi imar faaliyetleri sırasında gerçekleşen hafriyat çalışmaları ile açığa çıkarılmıştır. Ankara Celal Bayar Bulvarı üzerindeki Gazi Üniversitesi Sıhhiye Kampüsünde inşa edilen Mühendislik ve Mimarlık Fakültesindeki yapılaşma faaliyetleri sırasında ortaya çıkarılan Maltepe Erken Bizans Dönemi Mezar Alanı olasılıkla Ankyra kentinin daha önce bir bölümü tespit edilen güney nekropolü’nün devamı niteliğindedir. Gerçekleştirilen kurtarma kazısı sonucunda bu alanda tahrip edilmiş olası bir kilisenin küçük bir kısmı ve kilise cemaatine ait olması muhtemel beşik tonozlu bir mezar yapısı ortaya çıkarılmıştır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »