20 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 20
Öğe Geç Antik Çağ’da bir kırsal yerleşim : Dede Harabeleri(Ege Yayınları, 2019) Kozbe, Gülriz; Caner, Eyüp; Güngör, AkarcanMÖ 3. yüzyıl ile MS 7. yüzyıl sonuna dek yaklaşık 1000 yıl iskân görmüş olan Dede Harabeleri, bu süreç içerisinde tarımsal üretime yönelik kırsal bir yerleşim olarak varlık göstererek Hellenistik Dönem’den Geç Antik Dönem’e kadar bu kimliğini kesintisiz korumuş olmalıdır. Gerçekleştirilen kurtarma kazıları sonucunda, yerleşimde en az beş ayrı mimari tabakanın oluştuğu ve erken dönemden geç dönemlere doğru yerleşimin sınırlarının sürekli genişlediği tespit edilmiştir. Ağırlıklı olarak tarımsal üretime yönelmiş kırsal bir yerleşim şeklinde tanımlanmakla birlikte; Dede Harabeleri’nde yaşayanların standart bir yaşam tarzı içinde, standart tek bir iş koluyla meşgul olmadıklarını; tarımsal üretimin yanı sıra dokumacılık, hayvancılık ve maden işçiliği gibi birden fazla faaliyeti aynı anda gerçekleştirdiklerini söyleyebiliriz. Dede Harabeleri’nde “işlevsellik” her zaman ön plandadır. Yaşam tamamen üretime yönelik faaliyetler çerçevesinde şekillenmiş ve bu durum yerleşim dokusunun tamamına nüfuz etmiştir. Burada mimari, devşirme malzemenin yanı sıra doğadan elde edilen tüm malzemeler, hiçbir işleme tabi tutulmadan gelişigüzel kullanılarak şekillendirilmiştir. Gerek kullanılan seramikler; gerekse mimari sadece araç olarak görülmüş; amaç ise her zaman pratik üretim olmuştur. Türkiye’de kırsal yerleşim arkeolojisi açısından bugüne dek yapılan araştırmaların yetersiz olması nedeniyle barındırdığı kırsal nüfusun dinamik ve üretken yaşamını ortaya koyan Dede Harabeleri bu açıdan Geç Antik Çağ arkeolojisinde farklı bir yere sahip olacak eşsiz bir laboratuvar görünümündedir.Öğe Urartu’nun depremle uyumu: Ayanis örneği(Ege Yayınları, 2021-03) Caner, Eyüp; Beşikçi, BuketÖğe Mimari yapılarda kullanılan mozaik çini süsleme örneklerinin kültürel miras bağlamında görsel olarak belgelenmesi Zeynel Bey Türbesi(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2013-09) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Cereci, SedatTarihi yapıların günümüze kadar ulaşabilenleri restore edilerek ayakta tutulmaya çalışılsa da, bu yapıların görsel olarak belgelenmesi ve düzenli bir şekilde arşivlenerek kültürel miras kapsamında muhafaza edilmesi 21. yüzyılda giderek daha zorunlu bir hal almaya başlamıştır. Görsel teknolojilerin kültürel öneme sahip tarihi yapıların ve içerdikleri sanatsal süslemelerin belgelenmesinde kullanımı sayesinde, yapılar ilk inşa edildiklerinde sahip oldukları görünüme dijital olarak geri dönebilecek ve şu anki durumları da kayıt altına alınabilecektir. Bu çalışmada mozaik çini süslemelerinin kullanıldığı tarihi yapıların görsel olarak kayıt altına alınma gerekliliği Mezopotamya medeniyetlerinin çoğuna ev sahipliği yapmış olan Hasankeyf’te yer alan Zeynel Bey Türbesi örneği üzerinden değerlendirilmiştir.Öğe Mahmut Paşa Türbesi (İstanbul) mozaik çinilerinde yapım tekniğinin belirlenmesi(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2014-09) Taşkıran, Gürbüz; Erkan, YoncaÇini sanatı, Türk süsleme sanatı içinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle Erken Osmanlı Dönemi çinilerinde çok renkli ve birbirinden farklı tekniklerin birarada uygulandığı görülmektedir. Çini sanatı ait olduğu dönemlere özgü uygulama biçimleri, motif, kompozisyon ve renk özelliklerine sahiptir. Bu çalışmada İstanbul’daki Erken Osmanlı Dönemi yapılarından Mahmut Paşa Türbesi’nin (1474) dış cephelerinde yer alan mozaik çiniler belgelenerek motif, kompozisyon ve renk özellikleri ile yapım tekniği yönünden değerlendirilmiştir. Mahmut Paşa Türbesi Selçuklu Dönemi ile Osmanlı Dönemi arasındaki geçiş evrelerine ışık tutmakta ve ağırlıklı olan Selçuklu geleneğine dayanmaktadır. Dolayısıyla bu yapıda bulunan mozaik çinilerin yapım ve uygulama yöntemleri ile renk ve kompozisyon özelliklerinin belirlenmesi erken dönem çini bezeme teknikleri ile ilgili önemli katkı sağlamaktadır. Yapılan çalışmada turkuaz, lacivert ve patlıcan moru renklerine sahip ve uygulandığı cephelerde altı ve sekiz kollu yıldızların hakim olduğu geometrik motiflerden oluşan mozaik çiniler incelenmiştir. Sonuç olarak Mahmut Paşa Türbesi mozaik çinilerinin çok ender görülen kakma mozaik çini tekniği ile uygulandığı gözlemlenmiştir. Çinilerin üretim tekniğinin Selçuklu Dönemi’ndeki gibi renkli çini levhaların kesilmesiyle elde edilen küçük parçalar tarzında olduğu belirlenmiştir.Öğe Arkeolojik araştırmalarda kurumsal devlet kimliğinin kent mimari silueti üzerindeki etkilerine bir örnek: Urartu kale kentleri(Gazi Kitabevi, 2020-05) Caner, Eyüp; Parıltı, Umut; Tosun, MuratÖğe Hasankeyf İmam Abdullah Zaviyesi konservasyon ve restorasyon çalışmaları(Batman Üniversitesi, 2016) Eliüşük, Mevlüt; Akgönül, Mustafa SerdarHasankeyf Antik Kenti sınırları içindeki İmam Abdullah Zaviyesi, Eyyubi Meliki el-Melikü’l Muvahhid Takıyyeddin Abdullah tarafından 1249-1294 yılları arasında inşa edilmiştir. Zaviyenin mevcut haliyle yapısal sorunlarından dolayı, neredeyse çökme durumuna gelen bölümlerinin sağlamlaştırılması için 2010 yılında Hasankeyf Kazı Başkanlığı’nca ‘Acil Önlem ve Takviye Projesi’ hazırlatılmıştır. Hazırlanan proje Ilısu Baraj Projesi kapsamında 2012-2013 yılları arasında tamamlanmıştır. Konservasyon ve restorasyon çalışmalarında ilk olarak yapının dış yüzeyindeki çimento esaslı harç ve sıvalar temizlenmiştir. Bu çalışmanın devamında ise yapının duvar ve kubbesinde destekleme çalışmaları yapılmıştır. Yapılan çalışmalarda ise hazırlanan koruma raporu ile uyumlu olarak kireç, cas ve taş tozundan oluşan harç kullanılmıştır. Kubbede yapılan çalışmalarda mevcut haliyle daire formlu kasnağa sahip olan kubbenin ilk inşasında sekizgen bir kasnağa sahip olduğu anlaşılmış ve mevcut izler doğrultusunda kubbe kasnağının restorasyonu tamamlanmıştır. İmam Abdullah Zaviyesi çalışmaları aslına uygun olarak tamamlandıktan sonra her 6 ayda bir gözlem yapılmış ve kubbede özellikle kış aylarından sonra bakıma ihtiyaç oluştuğu saptanmıştır.Öğe Anadolu-Gürcistan ekseninde erken Transkafkasya kültürü’nün pastoralizmi(Bilgin Kültür Sanat, 2020-06) Koçerdin Öztürk, Emsal; Sezer, VedatAnadolu toprakları tarihin hemen her döneminde önemli kültürlere, uygarlıklara ve topluluklara hem yurtluk yapmış hem de geçiş rotası olmuştur. Bu durumun temel sebebi söz konusu toprakların sahip olduğu olağanüstü konumudur. Bu özellikli lokasyonda en büyük paylardan birini de dağlık Doğu Anadolu toprakları alır. Doğu Anadolu Bölgesi Mezopotamya, İran, Kafkaslar ve Orta Anadolu gibi çok önemli kültür bölgeleri arasında kilit bir konuma sahiptir. Bu bölgelerin birbirleri ile bağlantısı her zaman bu zorlu coğrafya üzerinden gerçekleşebilmiştir. Bu nedenle de bölge hiçbir zaman önemini yitirmemiştir. Gürcistan, Azerbaycan, Nahcivan, İran ve Ermenistan gibi bölge ülkeleri antik çağdan itibaren Anadolu ile birlikte birçok kültür ve medeniyete ortak olarak ev sahipliği yapmıştır. Bu bakış açısı ile arkeolojik çerçevede Erzurum Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından 'Anadolu-Güney Kafkasya İlişkileri Araştırmaları Dizisi' adı altında çalışmaların ve yayınların yapılmasına karar verilmiştir. Bu araştırma dizisinin ilk yayınını aşağıda detaylı bilgisi verilecek olan Anadolu - Gürcistan İlişkileri eksenli bir uluslararası sempozyumda sunulan bildirilerin kitabı oluşturmaktadır. 2018 Ekim ayında gerçekleştirilen bu sempozyum kapsamında yedi farklı ülkeden yüzden fazla katılımcı bilimsel sunumlarını yapmıştır. Bu organizasyonla ülkemizin komşu ülke halkları ve kültürleri ile olan etkileşimlerinin gerek kültürel gerekse de bilimsel anlamda geniş kitlelere duyurulması amaçlanmıştır. Sempozyumda katılımcılar Arkeoloji, Sanat Tarihi, Tarih, Coğrafya gibi bilim alanlarından Tanıtım MetniÖğe Seramik arkeometrisinde TG-DTA termal analiz uygulamaları(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2014-09) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Işık, İskender; İssi, Ali; Ersan Eruş, Hazal ÖzlemArkeolojik kazılarda en sık rastlanılan malzemeler arasında bulunan pişmiş toprak ürünler (seramikler) arkeometrik araştırmalarda yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Termal analiz yöntemlerinden biri olan termogravimetrikdiferansiyel termal analiz (TG-DTA) tekniği seramiklerin özellikle üretim şartlarının ortaya çıkarılmasında sıklıkla tercih edilmektedir. Bu yöntem ile belirlenen endotermik/ekzotermik etkiler ve buna bağlı olarak gözlemlenen ağırlık kaybı değerleri sayesinde higroskopik ve kimyasal su içeriği, organik madde ihtivası, kalsit ve dolomit gibi karbonatlı malzemelerin varlığı ve polimorfik dönüşümlerin tespiti yapılabilmektedir. Elde edilen veriler ışığında seramiklerin hammadde içeriği ve üretim özellikleri hakkında yorumlar yapılabilmektedir. Bu çalışmada Kuriki Höyük (Batman, Türkiye) arkeolojik yerleşim alanında ortaya çıkarılan bazı temsili çömlek buluntularının termogravimetrik-diferansiyel termal analiz incelemeleri, numunelerin XRD metodu ile belirlenmiş mineral/faz içerikleri üzerinden yorumlanmıştır. Bu değerlendirme neticesinde TG-DTA tekniğinde elde edilen sonuçların seramik arkeometrisindeki karşılıkları bir kez daha ortaya konulmuşturÖğe Pastoralizm ve Doğu Anadolu(Bingöl Üniversitesi, 2018-04-13) Koçerdin Öztürk, EmsalEkonomik ve sosyal modeller incelendiğinde, ilk bakışta iki farklı yaşam tarzı ile karşılaşıldığı düşünülmektedir. Bunlar avcı-toplayıcılık ve yerleşik hayattır. Oysa yaşamı şekillendiren önemli unsurlardan ikisi coğrafya ve ekolojidir. Anadolu coğrafyası düşünüldüğünde, yarımada oldukça değişken yüzey şekilleri ve bunun etkisinde iklimsel farklılıklara sahiptir. Bu farklılıklar da ekonomik, sosyal ve politik hayatta aynı ölçüde çeşitlilikler yaratmaktadır. Bu yaşam biçimlerinden biri de “göçebe hayattır”. Bu çalışmada göçebe kültürün kısa tarihçesi, genel özellikleri ve çeşitleri incelenecek, ardından, Doğu Anadolu Bölgesi’nin bu yaşam tarzının neresinde yer aldığına değinilecektir.Öğe Doğanpınar Barajı/Dede Harabeleri kurtarma kazıları, 2016-2017(T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 2019-12) Caner, Eyüp; Kozbe, GülrizDoğanpınar Barajı Projesi kapsamında Ekim 2016 tarihinde başlayan Dede Harabeleri Kurtarma Kazıları, Gaziantep Müze Müdürlüğü başkanlığı* 1 ve Batman Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gülriz Kozbe'nin bilimsel danışmanlığı altında bir ekip2 tarafından mali yılın devri nedeniyle verdiğimiz 1 aylık ara dışmda kesintisiz olarak Aralık 2017 tarihine dek gerçekleştirilmiştir. Dede Harabeleri yerleşimi, Gaziantep İli, Oğuzeli İlçesi'ne 13 km. uzaklıkta yer alan Tilbaşar Ovası'ndaki Belören (Mezere) Köyü'nün güneyinde yer almaktadır