Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 39
  • Öğe
    Synthesis, characterization and antioxidant activity of heterocyclic Schiff bases
    (Journal of the Chinese Chemical Society, 2020-08-04) Aral, Tarık; Dağ, Beşir; Kızılkaya, Hakan; Genç, Nusret; Erenler, Ramazan
    Schiff base derivatives have gained great importance due to revealing a great number of biological properties. Schiff bases were synthesized by treatment of 4-amino-1,5-dimethyl-2-phenyl-1H-pyrazol-3(2H)-one (1) with various aldehydes in methanol at reflux. In addition, diamine was reacted with an aldehyde to yield the corresponding Schiff bases. The structures of synthesized Schiff bases were elucidated by spectroscopic methods such as microanalysis, 1 H-NMR, 13C-NMR, and FTIR. Antioxidant activities of synthesized Schiff bases were carried out using different antioxidant assays such as 1,1-diphenyl-2-picryl-hydrazyl free radical (DPPH• ) scavenging, 2,20 -azino-bis (3-ethylbenzthiazoline-6-sulfonic acid) (ABTS) radical scavenging, and reducing power activity. (E)-4-((1H-indol-3-yl)methyleneamino)-1,5-dimethyl-2-phenyl-1H-pyrazol-3(2H)-one (3), (E)-1,5-dimethyl-4-((2-methyl-1H-indol-3-yl) methyleneamino)-2-phenyl-1H-pyrazol-3(2H)-one (5), (E)-1,5-dimethyl-2-phenyl-4-(thiophen-2-ylmethyleneamino)-1H-pyrazol-3(2H)-one (7), (E)-1,5-dimethyl2-phenyl-4-(quinolin-2-ylmethyleneamino)-1H-pyrazol-3(2H)-one (9), (1S,2S, N1,N2)-N1,N2-bis((1H-indol-3-yl)methylene)cyclohexane-1,2-diamine (11), and (1S,2S,N1,N2)-N1,N2-bis((2-methyl-1H-indol-3-yl)methylene)cyclohexane-1,2-diamine (12) were synthesized in high yields. Compound 5 displayed a good ABTS•+ activity. Compound 3 revealed the outstanding activity in all assays. Compound 7 has the best-reducing power ability in comparison to other synthesized compounds. Although compounds 5, 11, 12 are new, compounds 3, 7, 9 are known. Due to revealing a good antioxidant activity, the synthesized compounds (3, 5, 7) have the potential to be used as synthetic antioxidant agents.
  • Öğe
    Bazı makrosiklik resöptörlerin moleküler tanımada kullanılması üzerine bir derleme
    (Batman Üniversitesi, 2016) Sünkür, Murat
    Moleküler tanıma çalışmalarının organik kimyadaki önemi gün geçtikçe artmaktadır. Canlı hücrelerindeki biyomoleküllerde, tıbbi ve zirai ilaçların çoğunda kiral moleküller bulunmaktadır. Biyolojik moleküllerin temel yapı taşı olmalarından dolayı amin veya protonlanmış amin bileşikleri ile yapılan moleküler tanıma çalışmaları çok ilgi görmektedir. Bu kiral moleküllerin tanıma çalışmalarında kullanmak için de birçok yeni reseptör bileşik sentezlenmiştir. Bu çalışmada dört makrosiklik reseptörün kiral organik amonyum tuzları ve amino asitlerle tanıma çalışmalarında kullanılan nicel tayin yöntemleri üzerine bir inceleme yapılmıştır.
  • Öğe
    Kiral tetraamid jelatörleri
    (Erzurum Atatürk Üniversitesi, 2018-03) Aral, Tarık; Aral, Hayriye; Sünkür, Murat; Barış Cebe, Deniz
  • Öğe
    Ibuprofen’in supramoleküler jel yapısı içine sokulması ve kontrollü salımı
    (Kimyagerler Derneği, 2014) Çolak, Mehmet; Barış Cebe, Deniz; Uzan, Serhat; Aydın, Haluk; Hoşgören, Halil
    İlaç salımında ilk kez Esch ve arkadaşları, N,N’-dibenzoil-L-Systin’i (DBC) organojelatör olarak kullandılar.1 İlacın dozunun miktar, yer ve zaman olarak kontrol edilebilirliği; ilaç salım bilimi açısından anahtar rol oynar. Çünkü geliştirilmiş kontrol, yan etkileri minimize ederken; terapötik etkiyi maksimize eder.2 Organojellerin ilaç salımında kullanılmasının, polimer ve hidrojel esaslı matrikslere göre bazı avantajlara sahiptir. Organik karakterli oluşları, mikrobiyalkontaminasyona karşı direnç sağlar. Bunun yanında deri yoluyla ilaç verilebilme olanağı sağlayabilir. Biyouyumlu, biyobozunum ve nonimünojik özellikli oluşları uzun süreli güvenilir kullanım olanağı sağlar. Sentetik LMWG’ler, Lecitingibi doğal ve az bulunan pahalı malzemelere göre, daha ucuz ve büyük ölçekli üretim avantajına sahiptirler.3 Klasik metotlara göre topikal olarak ilaç verilmesi, birçok avantaja sahiptir. Bunlar, ilacın bağırsak ve karaciğerdeki ilk geçiş noktasındaki metabolize olmasının önlenmesi; oral yoldan ilaç verilmesinde söz konusu olan metabolizma ve absoprsiyon hızındaki değişikliklerin önlenmesinde; biyolojik yarı ömrü kısa olan ilaçların verilmesindeki risklerin önlenmesinde; son olarak farmasötik olarak aktif ve inaktif ilaç katkı maddelerinden oluşan gastrointestinaliritasyonların elimine edilmesidir. İlaçların topikal uygulanmasında karşılaşılan derinin bariyer özelliğinin aşılmasında, birçok kimyasal ve fiziksel yaklaşımlar kullanılmaktadır. NSAID lar için ilaç taşıyıcı araç olarak, enhancer özelliği arttırılmış, yeni organojelformülasyonlar, bis-aminoalkolokzalamitlerden hazırlanacaktır. BAOA ile NSAID’ların yeni jel formülasyonları, hem enhancer hem de biyouyumlu olan sıvılar (Etil laurat, etil miristat, etil palmitat, izopropillaurat, izopropilmiristat, izopropil palmitat) içerisinde hazırlanacaktır.İbuprofenin hazırlanan yeni jel formülasyonunun salım çalışmaları, İbuprofeninsupramolekülerorganojel içerisine hapsedilebildiği ve ilaç dozunun, miktar ve zaman olarak kontrol edilebilirliği gösterilmiştir.
  • Öğe
    Yeni schiff baz metal komplekslerinin, sentezi, karekterizasyonu ve biyolojik aktivitelerinin incelenmesi
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020-01-14) Tenekecioğlu, Yunus; Dağ, Beşir
    Bu çalışmada 4-aminoantipirin (1) ve 2-pridin karboksialdehit (2) tepkimesinden elde edilen 4(2-piridilmetilen)amino-1-fenil-2,3-dimetil-5-pirazolone (3) bileşiğinin indirgenmesiyle 1,5-dimetil-2fenil-4-(piridin-2-il-metilamino)-1H-pirazol-3(2H)-on (4) bileşiği elde edildi. Bu bileşiğin (4) nikel ve kobalt kompleksleri elde edildi. Sentezlenen komplekslerin antioksidan aktiviteleri incelendi ve DPPH• radikal giderme, ABTS+• katyon radikal giderme ve indirgeme gücü yöntemleri kullanıldı. Nikel kompleksinin kobalt kompleksinden daha yüksek aktivite gösterdiği gözlendi.
  • Öğe
    Hidrojen bağlı 8OBA/ADA ikili kompleks sıvı kristalin termal ve mikroyapısal özellikleri
    (Iğdır Üniversitesi, 2019-06-01) Sünkür, Murat; Okumuş, Mustafa
    Bu çalışmada, mezojenik 4-oktiloksi benzoik asit (8OBA) ve mezojenik olmayan adipik asit (ADA)’in ikili kompleksinden sentezlenen yeni bir sıvı kristalin termal özellikleri diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) ve mikroyapı özellikleri polarize optik mikroskop (POM) ile incelenmiştir. 8OBA ve ADA arasında hidrojen bağının oluştuğu zayıflatılmış toplam yansıma-kızılötesi spektroskopisi (ATR-IR) ile doğrulanmıştır. Ayrıca, 8OBA/ADA sıvı kristal kompleksinin kimyasal yapısı 1H-NMR çalışmasıyla incelenmiştir. DSC ve POM sonuçları sentezlenen yeni sıvı kristal kompleksin sıvı kristalik özellikler sergilediğini göstermektedir. 8OBA/ADA ikili kompleksi, DSC ile sürekli ısıtma ve soğutma esnasında faz geçiş pikleri göstermektedir. Soğutma esnasında gözlenen smektik C fazı sürekli ısıtma esnasında gözlenmemiştir. Sürekli ısıtma esnasında elde edilen faz geçiş sıcaklık ve entalpi değişim değerleri, sürekli soğutma esnasında elde edilen faz geçiş sıcaklık ve entalpi değişim değerlerinden daha yüksek, fakat nematik alan daha düşüktür. Ayrıca bu değerlerin ısıtma oranına bağlılığı da araştırılmıştır. Isıtma oranı arttıkça faz geçiş sıcaklıklarının arttığı fakat entalpi değerlerinin azaldığı gözlemlenmiştir. DSC ile ölçülen faz geçiş sıcaklık değerlerinin POM ile ölçülen faz geçiş sıcaklık değerleri ile yaklaşık aynı olduğu görülmüştür. 8OBA/ADA sıvı kristal kompleksin faz geçişleri için faz geçiş aktivasyon enerjileri hesaplanmıştır ve elde edilen değerler, faz sırasına göre faz geçiş aktivasyon enerjilerinin arttığını göstermiştir. Bu sonuç da 8OBA/ADA sıvı kristal kompleksin faz geçişlerinin sürekli ısıtma esnasında düzenli olarak gerçekleştiğini göstermektedir.
  • Öğe
    Yeni C2 simetrik kiral tetraamid bileşiklerinin sentezi ve bazı amin ve aminoasit esterlerinin enantiyomerik tanımasında kullanılması
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-08-21) Tiğiz, Züleyha; Sünkür, Murat
    UV-Vis Spektroskopisi, bağlanma sabitlerini (Ka) hesaplamak için yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Benesi-Hildebrand denklemi kullanılarak UV-Visible titrasyon deneylerinden elde edilen verilerden reseptör (konukçu) ile konuk molekülleri arasında oluşan komplekslerin bağlanma sabitleri hesaplanır. Bu tez kapsamında (S)-izolösinden türetilen iki yeni C2-simetrik kiral tetraamid bileşiği sentezlendi ve bazı amino asit esterlerinin ve 1-ariletilaminlerin enantiyomerlerine karşı enantiyomerik tanıma yetenekleri Uv-titrasyon yöntemi ile incelendi. Sentezlenen bileşiklerin yapıları element analizi, FT-IR, 1H-NMR, 13C-NMR ile karakterize edildi. Bu konukçu bileşikler güçlü bir kompleksleşme (Ka 5787,23 M-1 ‘ye kadar) ve çok iyi enantiyoselektivite sergilemiştir (KaS / KaR = 13,98 ‘e kadar)
  • Öğe
    İmin Temelli C2-simetrik bis(fosfinit)-Ru(II) kompleksinin sentezi ve asimetrik transfer hidrojenasyon reaksiyonlarındaki etkinliği
    (Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, 2017) Elma Karakaş, Duygu; Saleh, Najmuldain Abdullah; Sünkür, Murat; Baysal, Akın; Aydemir, Murat; Durap, Feyyaz
  • Öğe
    Hidrojen bağlı ikili kompleks sıvı kristalin termal ve optiksel özelliklerinin incelenmesi
    (Batman Üniversitesi, 2017) Okumuş, Mustafa; Sünkür, Murat
    Bu çalışmada, 4-oktiloksi benzoik asit (8OBA) ve azelaik asit (AZA)’in ikili kompleksinden sentezlenen yeni supramoleküler sıvı kristalinin termal ve optiksel karakterizasyonu diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) ve polarize optik mikroskop (POM) ile yapılmıştır. 8OBA ve AZA arasında hidrojen bağının oluştuğu zayıflatılmış toplam yansıma-kızılötesi spektroskopisi (ATR-IR) ile doğrulanmıştır. DSC ve POM sonuçları yeni supramoleküler kompleksin sıvı kristalik özellikler sergilediğini göstermektedir. 8OBA + AZA ikili kompleksi, DSC ile sürekli ısıtma ve soğutma esnasında dört faz geçiş piki göstermektedir. Bu faz geçişlerinin hepsi birinci düzen geçişidir ve nematik faz termal stabilitesi smektik mezofaz termal stabilitesinden daha yüksektir. Sürekli ısıtma esnasında elde edilen faz geçiş sıcaklıkları, sürekli soğutma esnasında elde edilen faz geçiş sıcaklıklarından daha yüksek, fakat nematik alan daha düşüktür.
  • Öğe
    Polar HPLC sabit fazlarında son gelişmeler: Mixed-Mode kromatografi
    (Hitit Üniversitesi, 2017-09) Aral, Tarık; Aral, Hayriye; Altındağ, Ramazan; Çelik, Kadir Serdar
    Sabit faz kromatografinin ana unsurudur. Özellikle HPLC’de sabit fazın önemi çok büyüktür. Ayırma mekanizması, ayırma selektivitesi ve kolon etkinliği dolgu maddesinin yapısına bağlıdır. Geleneksel sabit fazlar (NP ve RP)da ayırma mekanizması tek bir etkileşime dayanırken mixed model sabit fazlarda bir çok ayırma mekanizması geçerlidir. Polar dolgu fazları yapılarına göre üç gruba ayrılır: Polar gömülü, polar HILIC ve polar mixed-mode1. Bir dolgu maddesinin mixed-mode olarak nitelendirilmesi için analitlerle en az iki farklı etkileşim göstermelidir. Geleneksel dolgu maddeleri ile kıyaslandığında, bu farklı etkileşim türleri büyük avantaj sağlar: yüksek ayırma selektivitesi, yüksek bağlanma kapasitesi ve yüksek kolon etkinliği (teorik tabaka sayısı) v.b. 2. Son birkaç yılda mixed-mode sabit fazlar üzerine çalışmalar ve bu alana olan ilgi hızla artmaktadır. Çok sayıda mixed-mode sabit faz hazırlanmış olup polardan apolara pek çok analit grubunun ayrılmasında tek bir kolon başarı ile kullanılmıştır 3. Geleneksel ters faz kolonlar düşük ve orta polarlıktaki bileşiklerin ayrılmasında başarı ile kullanılırken mixed-mode kolonlar düşük polariteden çok yüksek polariteye sahip çok farklı analit gruplarının ayrılmasında da kullanılabilmektedir. Böylece bir mixed-mode kolon hem ters faz hem HILIC hem normal faz kolon görevi görmüş olur1. Grubumuz 2012 yılından beri mixed-mode sabit fazlar üzerine çalışmakta, bu alanın gelişimine önemli katkılar sağlamaktadır [4-5]. Genellikle doğal amino asit bileşiklerinden yola çıkılarak geliştirdiğimiz farklı yapıdaki mixed-mode sabit fazlar ile pek çok polar-apolar bileşik sınıfı başarı ile ayrılmış olup, hazırlanan kolonlar ticari kolonlar ile yarışacak, ticari kolonlara alternatif olabilecek niteliktedir. Bu sunum kapsamında, öncelikli olarak kendi çalışmalarımızdan oluşan son yıllarda mixedmode kromatografi alanındaki gelişmelerin kısa bir özeti sunulacaktır.