Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 9 / 9
  • Öğe
    Dijital eğitimde eşitsizlikler : Kırsal-kentsel ayrımlar ve sosyoekonomik farklılaşmalar
    (İnsan ve Toplum / The Journal of Humanity and Society, 2020-12) Nerse, Serdar
    Gelir ve ekonomi temelli eşitsizliklerin yanı sıra toplumu doğrudan etkileyen “sosyal eşitsizlikler” de yeterince anlaşılamamıştır. Bu nedenle farklı bileşenlerle eşitsizlikler en iyi ihtimalle ölçülmekte ve incelenmektedir. Sosyal eşitsizlik; yeni durum, olay ve sorunların gelişmesi nedeniyle göreceli olarak bir dizi yeni boyut, beklenti ve sonuç ortaya çıkarmaktadır. Küresel ve ulusal ölçekte yaşanan yeni gelişme, genişleme ve daralmalar, eğitimde eşitsizliğin tekrar tartışılması gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmada da kırsal-kentsel ayrımlar ile sosyoekonomik farklılaşmalar temelinde Covid-19 salgını sürecinde dijital eğitimde ortaya çıkan eşitsizlikler incelenmiştir. Bu iki ayrıma bağlı olarak salgın sürecinde evde uzaktan eğitime katılmaya çalışan üniversite öğrencilerinin dijital medya, internet, bilgi ve iletişim teknolojilerine (DİB) erişim ve kullanımlarındaki eşitsizliklerin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Yaş, cinsiyet, ikamet yeri, okuduğu sınıf ve sosyoekonomik statüsüne göre 3 ayrı üniversiteden seçilen toplam 16 öğrenci araştırmaya dâhil edilmiştir. Nitel yöntemin uygulandığı araştırmada, veriler, derinlemesine görüşmelerle elde edilmiştir. Görüşme verileri, Maxqda nitel veri analiz programıyla kategorileştirilmiş ve temalara dönüştürülmüştür. Açık, eksenel ve seçici kodlama neticesinde birleştirilen kategori ve temalar görselleştirilmiştir. Katılımcıların bireysel ve aile özellikleri, okulların çevresi ve mali kaynak durumları, kalkınma, özgürleşme, kültürlenme faktörleri etkileşimli şekilde eşitsizliği ortaya çıkarıcı etkiye sahip olduğu gibi dijital eğitim eşitsizliğinde kırsal-kentsel ayrım ve sosyoekonomik farklılaşmaların belirgin olduğu görülmektedir.
  • Öğe
    Sosyolojik düşüncede sosyal sermaye tartışmaları: Pierre Bourdieu ve James Samuel Coleman bağlamında karşılaştırmalı bir analiz
    (Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD), 2015-10) Türk, Emrullah
    Sosyal sermaye kavramı, modernleşmeyle birlikte başlayan aşırı bireyselliğe karşı tepkiyi ifade etmek adına 20 yy. sonlarından bu yana adını akademik çalışmalarda sıkça duyuran bir kavramdır. Toplumsal alanda ilişki, bağlantı ve ağların birey ve toplum için önemini vurgulama noktasında sosyal sermaye kavramına atıfta bulunulmaktadır. Sosyal sermayenin varlığının bireysel başarı, mutluluk ve sağlık gibi noktalarda olumlu etkilerinin yanında toplumsal anlamda da güven, iyi yönetim, yardımlaşma ve sivil toplum katılımları sağlaması noktasında da önemi vurgulanmaktadır. Ayrıca sosyal sermayenin bir kısım akademik çevrelerce ekonomik kalkınmada gizli bir işleve sahip olduğu da ayrıca vurgulanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, sosyolojik düşüncenin ve sosyolojik analizin enstrümanları arasında önemli bir yer tutan sosyal sermaye nosyonunun James Samuel Coleman ve Pierre Bourdieu’de büründüğü anlam kodlarını karşılaştırmalı bir düzlemde analiz etmektir. Başka bir ifadeyle, toplumsal eşitsizlikler ve elitlerin iktidarına katkısı yönüyle sosyal sermayenin Bourdieu’de kazandığı anlam çerçevesiyle; avantaj ve dezavantaj vurguları ile okullardaki akademik başarılar üzerindeki etkisini merkeze alan Coleman’cı çizgiyi mukayese etmektir.
  • Öğe
    Dağıstan-Derbent şehri ve Terekeme köylerinin tarihi ve sosyal yapısı üzerine bir değerlendirme
    (Journal of Turkish Studies, 2014-01) Şutanrıkulu, Gülreyhan
    Derbent, Rusya Federasyonuna bağlı olan Dağıstan Özerk Cumhuriyetinin tarihi ve önemli ikinci şehridir. Aynı zamanda önemli Türk nüfusunu barındıran Derbent şehri Avrasya ile Ortadoğu arasındaki tek geçit noktası olduğu için birçok millet tarafından yurt edinilmiştir. Kafkasya’nın önemli geçit yollarından biri olması nedeni ile de kanlı savaşlara, ihtilaflara, düşüş ve yükselişlere sahne olmuştur. Asırlar boyu Derbent Güney Dağıstan’ın tek şehri olmuş ve doğu Kafkasya’nın bu bölgesinin hayatında özel bir rol oynamıştır. Erken ortaçağda bu şehir Hazar denizi üzerinde önemli bir liman ve bin yıldan fazla Güney-doğu Avrupa yolu üzerinde en büyük transit ticaret merkezi olmuştu. Bunun dışında, Arap fethinden bu yana uzun süre Derbent, Güney Dağıstan’ın (belki de genel olarak) dini (Müslüman) merkezi oldu. Ayrıca Derbent, her zaman güney Dağıstan’ın büyük zanaat merkezi olarak kalmaya devam etmiştir. Dağıstan tarihi birçok yazar tarafından incelenmiş anacak Türk dünyasına yeterince tanıtılmamıştır Bu çalışmada, ilk çağ, Roma, Sasani ve İslam dönemi Derbent tarihi tanıtılmaktadır. Öte yandan Dağıstan’da yaşayan ve bölgenin en önemli yerli halklarından olan Terekeme Türklerinin tarihinin kısa özeti de verilmektedir. Antik çağdaki coğrafyacısılar ve yazarlar tarafından ele alınmasına rağmen, Terekemelerin yaşadığı bu bölgenin ve özellikle de Terekeme köylerinin tarihi Türk Dünyasında pek tanıtılmamıştır. Bu çalışmanın amacı Derbent ve Terekeme köylerinin tarihini Türk Dünyasına tanıtmaktır.
  • Öğe
    Dağıstan kısa tarihi
    (Yeni Türkiye, 2015) Şutanrıkulu, Gülreyhan
  • Öğe
    Postmodernite ve kültürel farklılıkların tanınması bağlamında çokkültürlülük tartışmaları
    (Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2016-02) Türk, Emrullah
    Bir kavram olarak “çokkültürlülük” sosyal bilimlerin son yarım yüzyılda toplumsal alanlarda karşılaşılan farklılıkların tanınması, farklılıklara ilişkin sorunların çözümlenmesine yönelik tartışmalarda yoğun olarak kullanılan bir kavram oldu. Bu çalışmanın amacı, toplumsal yaşamda heterojen birliktelik olarak anlam kazanan çokkültürlülük yapı ve siyaset tartışmalarının başladığı düzlemi ortaya koymak ve çokkültürlülük üzerine ortaya konulan literatürü karşılaştırmalı olarak değerlendirmektir. Başka bir ifadeyle çokkültürlülük kavramını sosyal ve siyasal gelişmelerle beraber kavramın dayandığı teorik temelleri ele almaktır. Ayrıca çokkültürlülük kavramı daha çok postmodernitenin doğuşu ve kavramsallaşmasıyla ilişkilendirildiğinden dolayı doğal olarak postmodernitenin çokkültürlülük kavramını nasıl içerdiğinin anlaşılması amaçlanmaktadır
  • Öğe
    Kırsal kentsel ilişkilerde değişim: yeni tanımlamalar ve kavram okumaya yönelik bir analiz
    (Asos Journal Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2017-12) Türk, Emrullah; Nerse, Serdar
    Köy, kır ve kent tartışmaları ekseninde bugün dünyada yaşanan toplumsal değişimlere yönelik detaylı açıklamalara ihtiyaç duyulmaktadır. Köy ve kenti açıklayıcı mahiyetteki çalışmaların tamamı köyü ve kenti birbirinden ayırıcı tanımlamalar üzerine inşa edilmiştir. Bir tarafta kırsal alanın ne olduğu ve diğer tarafta onu kentten ayıran özellikler sıralanmaktadır. Yerleşim birimleri olarak köy ve kentin birbirinden farklılıklar gösterdiği söylenmekte, kırsal alanın ise her iki birimi çevrelediği gerçeği çoğunlukla ihmal edilerek ya kent sınırına ya da köyün sınırına dahil edilmektedir. Dolayısıyla son dönemlerdeki gelişmelere de dikkat edildiğinde küresel ölçekte köy ve kentin etkileşim yönünden benzerlikler gösterdiği ortadadır. Bu çalışmada da dünyada yaygın şekliyle bilinen kırsal alan ve Türkiye’de de yerleşim birimi merkezi olarak köy ve kentin bütünleşme linkleri ve etkileşimlerinin ne olduğu temellendirilmekte ve gri set olarak tanımladığımız köy ya da kente yakınlaşmış bölgelere, periferileşmeye yönelik yapılacak kavramsallaştırma ve tanımlamalar için açıklamalar geliştirilmiştir.
  • Öğe
    The comparative analysis of outgoings for R&D activities in Turkey for 2014
    (Elsevier, 2016-09) Türk, Emrullah; Elitok, Yavuz; Karhan, Gökhan
    Expenses for R&D activities and the expenses which are done for these activities and its portion in GDP is the key to developed the economy of the country and the ability to make an innovation. Theoretically, including R&D studies into economic growth was done by the studies of Romer and Lucas in between 1986-1988. Remaining competing conditions with globalizations and technology-intensity production have necessitated to give more importance to R&D activities. Technological innovations can increase the competitiveness of a company; it expands the share of the market. It has tried to be identified by examining the expenses of R&D in public, mercantile establishments and universities in Turkey for the year 2014 that which expense isn’t enough and which expense should be doubled. As a result, it will be easier to develop new solutions.
  • Öğe
    Toplumsal bir kurum olarak din
    (Route Educational and Social Science Journal, 2018-02) Şutanrıkulu, Gülreyhan
    Günümüz dünyasında birçok din ve dini inanç vardır. İnsanlık tarihi boyunca din, her zaman sosyal hayatın en önemli bileşeni olmuştur. Hızlı değişen dünyada insanlar bir destek noktası ararken bunu manevi bir güçte buluyor ve buda dini faktörün büyümesine yol açıyor. Dinin içinde davranış, sosyal normlar, değerler, roller, inanç, ritüeller, örf ve adetlerin yer alması dinin en önemli toplumsal kurum olduğunu göstermektedir. Din kavramının birçok tanımı vardır. Sosyal bilimlerde bu kavramın tanımında iki ana yaklaşım bulunmaktadır: anlamlı ve işlevsel. Anlamlı yaklaşım dinin özüne odaklanır. Bu yaklaşıma göre din sosyal grubun dâhil olduğu toplu bir aktivitedir. Böylece, din başta toplumu güçlendiren sosyal olgu olarak görülmelidir. Fonksiyonel yaklaşım ise dini davranışın karakteristik özelliklerini araştırmaktadır. Bu yaklaşıma göre insan yaşamının temel sorunları ve inançları bir din tarafından belirlenebilir. Bu iki yaklaşıma göre din – toplumun değişim ve gelişim süreçlerini etkileyen kültürel sosyal ve kişisel sistemleri birleştiren bir fenomendir.
  • Öğe
    Dağıstan Derbent Bölgesi Terekeme Türklerinin geleneksel kültüründeki cinsiyet kalıp yargıları
    (Turkish Studies Social Sciences, 2021-02) Şutanrıkulu, Gülreyhan
    Bu makalede Dağıstan Derbent bölgesinde ikamet eden Terekeme Türklerinin geleneksel kültüründeki cinsiyet kalıp yargılarını ele alınmaktadır. Dağıstan çok uluslu bir ülkedir. Bu uluslar birbirinden sadece dil olarak değil, kültürel, etnopsikolojik ve her birine özgü özellikleri ve özgünlüğü açısından da farklıdırlar. Dolayısıyla her ulus kendi kültürel değerlerini bildiği gibi diğer ulusların da kültürünü bilmekte ve buna saygı duymaktadır. Geleneksel kültürlerin hayatta kalmasını ve sürdürülebilir olmasını sağlayan unsurların en başında o kültürde saklı olan kültürel değerler gelmektedir. Geleneksel kültürü tanımlarken cinsiyet boyutunu ele almadan tanımı eksik yapılmış olur. Cinsiyet kavramı insanın zihnine yaşadığı toplum tarafından çocukluk yıllarında yerleştirilmektedir. Cinsiyet kalıpları davranışsal ve ahlaki olarak hem sosyo-kültürel bağlamda hem de günlük hayatta mevcut olduğundan erkek ve kadın arasındaki farklılıklar her toplumda her zaman önemli bir yer tutmuştur. Terekeme Türklerinin geleneksel kültüründeki ahlaki değerleri, gelenekleri ve toplumsal cinsiyet tutumlarını, düzgün cinsiyet kimliğinin oluşmasında en önemli rol ailenindir. Genel olarak geleneksel kültürlerde kadın ve erkek rolleri açısından neredeyse bütün toplumlarda ister az isterse çok gelişmiş olsun erkekler kadınlara göre daha baskın bir konuma sahiptirler. Geleneksel yaşam alanlarından uzaklaşmasına rağmen kadın ve erkek arasındaki ayırım devam ederek etnik kimliğin desteklenmesini sürdürmektedir. Terekeme Türklerinin geleneksel kültürünün bu açıdan ele alınmasının bilim dünyasına bir katkıda bulunacağı düşüncesindeyiz.