Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 8 / 8
  • Öğe
    Problems of Syrian refugees living in the city centres and solution offers: the case of Batman
    (IJOPEC Publication, 2017-06) Türk, Emrullah; Nerse, Serdar
    This study has been done specifically in Batman in order to analyse social problems of Syrian refugees who were forced to migrate to Turkey because of the war in Syria. Interviews have been conducted with some Syrians who live in the city centre. This research which is needed to be conducted to find out the effects of the war on the refugees aims to investigate their problems in social life and to suggest some possible solutions. Through using a semi-structured interview as the data instrument, Syrian refugees living in Batman city centre have been found to have several problems, thus some possible solutions to these problems have been recommended in this study
  • Öğe
    Kent merkezinde yaşayan suriyeli çocukların eğitim imkânları, yaşanan sorunlar ve sorunlara ilişkin çözüm önerileri: Batman örneği
    (Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2017-10) Türk, Emrullah
    Türkiye, 2011 yılından bu yana devam eden Suriye Savaşı’ndan dolayı yakın tarihin en büyük göç dalgası ile karşı karşıya bulunmaktadır. Türkiye’nin izlediği “açık kapı” politikası sonucu Türkiye’ye göç eden 3 milyonu aşkın Suriyelinin büyük bir bölümü kamplar dışında kent merkezilerinde yaşamaktadır. Bu manada ülkenin neredeyse tamamına yayılan sığınmacılar, kentler üzerinde büyük bir baskı oluşturmaktadır. Kentlerde yaşayan sığınmacılar, başta ekonomik olmak üzere birçok sorun ile karşı karşıya kalmaktadır. İşte bu sorunlardan bir diğeri de eğitime dair sorunlardır. Eğitim sorunu, özellikle ilköğretim çağında olan çocukları en fazla etkileyen konuların başında gelmektedir. Söz konusu sorununaşılması ve sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi adınaeğitim kurumlarına önemlisorumluluklar düşmektedir. Özellikle dil güçlüğünden kaynaklı iletişim sıkıntılarının aşılabilmesi ve uyum sürecinin hızlanabilmesi adına okullarda verilen eğitimin niteliği büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada, Batman kent merkezinde faaliyetlerini sürdüren okullarda okuyan Suriyeli çocukların, okullarda gördükleri eğitime ilişkin bilgilere yer verilmektedir. Bu çerçevede konuya ilişkin dokümanların analizinin yanı sıra saha çalışması kapsamında yetkililer ve okullardaki eğitimcilerle yarı yapılandırılmış formlar çerçevesinde görüşmeler yapılmıştır. Çalışma, Batman kent merkezi ve Suriyelilerin yoğunlukta olduğu okullarla sınırlı tutulmuştur. Çalışma sonucunda ilköğretim çağında bulunan Suriyeli sığınmacılarıneğitim sürecine dair imkânlar, yaşanan sorunlar ve söz konusu sorunlara ilişkin çözüm önerilerine yer verilmiştir.
  • Öğe
    Suriyeli göçmenlerin Türk vatandaşlığı hakkındaki görüş ve beklentileri
    (Selçuk Üniversitesi, 2020-04) Türk, Emrullah
    Suriye’de yıllardır süren savaş, son yılların en büyük insani krizlerinden birine dönüşmüş vaziyettedir. Savaştan dolayı zorunlu kitlesel göçe maruz kalan Suriyelilerin büyük çoğunluğu Türkiye’ye yönelmektedir. Türkiye, coğrafi konumu itibariyle düzensiz göç hareketlerinde bir çekim merkezi haline dönüşebilme riskinden dolayı 1951 tarihli Cenevre sözleşmesi’ne 1961 yılında coğrafi sınırlama şerhi koyarak taraf olmuştur. 1967 yılındaki değişikliğe rağmen coğrafi sınırlama şerhini günümüze kadar muhafaza etmiştir. Bu sebeple topraklarına yönelen 3,7 milyon Suriyeliyi geçici koruma statüsü’nde misafir olarak değerlendirmektedir. Bu süreçte hükmetler, sayıları hızla artan Suriyeli göçmenlerin uyum sürecini hızlandırmak için farklı alanlarda kamu politikalarını hayata geçirmektedir. Eğitim, sağlık ve istihdam gibi alanlardaki düzenlemelerin yanı sıra Türk vatandaşlığına geçirilmeyle ilgili tartışmalar son dönemde uygulanan göç politikasının sonuçlarındandır. Suriyelilerin “misafir” ya da “geçici” olma hallerinin “kalıcılığa” dönüşme aşamasını temsil eden vatandaşlık verme/kazanma konusu son zamanlardaki en önemli tartışmalardandır. Suriyeli göçmenlere dair vatandaşlık tartışmaları zaman zaman alevlenmektedir. Geçici Koruma Yönetmeliğinin 25. maddesi, Suriyeli göçmenlerin Türkiye’de aldıkları ikamet izin süreleri 5 yılı geçmiş olsa da Türk vatandaşlığına başvuru için bir dayanak oluşturmayacağını göstermektedir. Bu konuyla alakalı olarak yapılan araştırmalar, Türk vatandaşlarının Suriyeli göçmenlere vatandaşlık verilmesine sıcak bakmamaktadır. Bu bağlamda, tartışmanın bir diğer tarafı olan Suriyeli göçmenlerin vatandaşlık kazanma konusunda ne düşündüklerinin açığa çıkarılması da önem arz etmektedir. Bu çalışma, Suriye’de yaşanan çatışmaların artmasıyla birlikte Batman kent merkezine göç etmek zorunda kalan 20 Suriyeli göçmen ile nitel araştırma kapsamında yapılan derinlemesine mülakatlardan elde edilen verilere dayanmaktadır. Çalışmada, Suriyeli göçmenlerin vatandaşlık kazanma taleplerinin olup olmadığı gerekçeleriyle birlikte incelenmiştir. Ayrıca Suriyelilerin misafirlik ve gelecek beklentilerine dair görüşlerine de yer verilmiştir. Suriye’den kitlesel akının başladığı ilk yıllarda öncelikli beklentiler temel ihtiyaçlarının karşılanması yönündeyken, son yıllarda bu beklentiler çalışma hakkı, seyahat hakkı, mülkiyet hakkı gibi hususlarda ön plana çıkmaktadır. Araştırma bulguları, Suriyeli göçmenlerin çoğunun “misafir” olarak görülüyor olmaktan rahatsızlık duymadıkları ancak geleceğe dair belirsizliği ortadan kaldırmak için Türk vatandaşlığı kazanmayı istediklerini göstermektedir.
  • Öğe
    Batman yerel basınında Afgan, Iraklı ve Suriyeli göçmenlere ilişkin haberlerinin incelenmesi
    (Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2017-10) Türk, Emrullah
    Türkiye, coğrafi konumu itibariyle birçok ülkeden gelen göçmenlere ev sahipliği yapmaktadır. Tarihsel süreç içerisinde farklı zamanlarda ve farklı büyüklüklerde kitlesel göçlere maruz kalan Türkiye, son olarak 2011 yılının Nisan ayından bu yana yoğun birSuriyeli göçmen akını ile karşı karşıya bulunmaktadır. Batman ili de bu göçmenlere ev sahipliği yapan kentlerdendir. Son zamanlarda farklı ülkelerden gelen göçmenlerin -özellikle de Suriyelilerin-misafirlik konumundan ülkenin bir parçası haline geldiği gerçeği dikkate alınarak,göçmenlerin ev sahibi toplum ile uyum sürecini destekleme adına çalışmalara girişilmektedir. Göçmenlerin uyum sürecine katkı sunma bağlamında kamu kurum ve kuruluşları faaliyetlerinin yanında, yerel basında göçmenlere dair haberleriyleönemli işlevler görebilmektedir. Söz konusu haberlerin içeriği,ev sahibi konumundakileri olumlu ya da olumsuz yönde etkileyecek bir hâl alabildiğinden dolayı önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı Afgan, Iraklı ve Suriyeli göçmenlerin Batman yerel basınında nasıl temsil edildiklerini irdelemektir. Çalışma, 2012-2017 yılları arasındaki göçmenleri konu alan yerel haberlerin analizine dayanmaktadır. Bu bağlamda göçmenler kent içerisindeki yaşam tecrübeleri oranında yerel basında haber konusu olmaktadır.Çalışma sonucunda, Batman yerel basınının göçmenlere dair haberleri ele alış biçimlerinde benzerliklerin yoğun olduğu görülmektedir. Göçmenlere ilişkin haberlerde daha çok olumlu bir bakış açısının olduğu görülmektedir. Nihayetinde bu yönde bir bakış açısının var olması, uyum sürecinidestekleyici bir işlev gördüğüsöylenebilir.
  • Öğe
    Batman yerel basınında göçmenlerin temsili üzerine bir analiz
    (İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2019-12-31) Türk, Emrullah
    Türkiye, son yıllarda sayıları hızla artan ve farklı ülkelerden gelen göçmenlere ev sahipliği yapmaktadır. Bu süreç beraberinde göçmenlerle ev sahibi konumunda olan halkın etkileşimini doğurmaktadır. İşte bu etkileşimin nicelik ve niteliği, uyum ya da çatışma sürecini belirlemektedir. Türkiye’ye yönelen bu göçmenlerin herhangi bir çatışma zemini oluşmadan uyum süreçlerine katkı sunmak amacıyla, kamu kurumları ile sivil toplum örgütleri çeşitli faaliyetler yürütmektedir. Ayrıca ulusal ya da yerel basın kuruluşları da yaptıkları haberlerle bu sürecin olumlu ya da olumsuz yönde şekillenmesinde rol oynamaktadır. Bu çalışmanın amacı, Batman yerel basınında göçmenlerle alakalı haberlerin ele alınış biçimlerini değerlendirmektir. Çalışma, nitel araştırma kapsamında, 2012-2018 döneminde Batman’daki yerel gazetelerde göçmenlerle alakalı yüzlerce haber arasından araştırma bağlamından kopuk ve tekrara düşen haberler elendikten sonra toplamda 67 adet haberin söylem analizine dayanmaktadır. Çalışma bulgularına göre, Batman yerel basınında göçmenlere dair haberlerin ele alınış biçimlerinde yoğun benzerlikler bulunmakta ve temsiller büyük oranda olumlu bir şekilde sunulmaktadır. Göçmenlere ilişkin haberlerin genellikle “sıkıntı”, “sorun” ve “mağduriyet” başlıkları etrafında şekillendiği görülmektedir. Son olarak, yerel basının bu yaklaşımın, göçmenlerin uyum sürecine katkı sağladığı söylenebilir
  • Öğe
    Batman’da sokakta çalış(tırıl)an çocuklar ve karşı karşıya oldukları riskler
    (OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2019-09-30) Türk, Emrullah
    Göç, yoksulluk ve kentleşmenin sonuçlarından biri olan sokakta çalış(tırıl)an çocuklar olgusu, Türkiye’de başta büyükşehirler olmak üzere birçok kentin karşı karşıya olduğu sorunlardandır.Bu çalışma, Batman’da sayıları hızla artan sokakta çalış(tırıl)an çocukların demografik ve sosyo-ekonomik durumlarını ortaya koymayı, çalış(tırıl)ma nedenlerini ve sokakta doğabilecek muhtemel riskleri öngörerek çözüm önerileri sunmayı amaçlamaktadır. Öte yandan bu çalışma, çocukların sokakta çalış(tırıl)ma nedenlerinden biri olan kentsel yoksulluğa dikkat çekmektedir. Araştırmaya, Batman kent merkezinde ikamet eden ve amaçlı örneklem tekniği ile belirlenen 129 çocuk katılmıştır. SPSS aracılığıyla elde edilen veriler ışığında değerlendirmeler yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre, yoksul ailelere mensup olan çocukların büyük bir bölümü hem eğitim hayatlarına devam etmekte hem de sokakta çalış(tırıl)maktadır. Bu çocukların ebeveynlerinin eğitim düzeyi ise düşüktür. Genelde düzensiz bir gelir elde eden bu çocuklar, sokakta her an tehlike ve/veya risklerle karşı karşıyadır. Öte yandan bu çalışma, günden güne sayıları artmakta olan sokakta çalış(tırıl)an çocukların ileriki yıllarda sokak çocuklarına dönüşme riskine dikkat çekerek öneriler sunmaktadır.
  • Öğe
    Göç, kent ve bölgesel kalkınma:trc3 bölgesi (Mardin-Batman-Siirt-Şırnak) örneği
    (Marmara Belediyeler Birliği Yayınevi, 2017-05) Türk, Emrullah; Aydın, Halil İbrahim; Çayın, Mücahit
    Bir insanın bulunduğu bir yerden iktisadi, siyasi, kültürel veya diğer nedenlerle başka bir yere hareket etmesi şeklinde açıklanan göç olgusu, illiyet bağı çerçevesinde analiz edildiğinde hemen hemen bütün dünya ülkeleri için önem arz eden ekonomik ve sosyal bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de de göçün tarihi uzun yıllar öncesine dayanmakta ve bu sorunu çözümleyebilmek için çeşitli politikalar uygulanmaktadır. Son yıllarda yaşanan göç uluslararası düzlemde kendini göstermekte ve bu süreç kentlerin nüfusu ile fiziki yapısını değiştirmenin yanı sıra sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapısında da değişikliğe neden olmaktadır. İnsanların iktisadi, siyasi, kültürel durumların yanı sıra özellikle savaş durumunda farklı coğrafyalar arasında yer değiştirmesi olarak ifade edilebilen uluslararası göçün üst düzeyde yaşandığı günümüzde kentler bu durumdan etkilenmekte ve çarpan etkisiyle ekonomik kalkınma sürecine etki etmektedir. Nitekim göç, kent ve ekonomik kalkınma sürecinin birbirleriyle yakın etkileşim halinde olduğu gün yüzüne çıkmaktadır. Bu bağlamda çalışma; göç, kent ve bölgesel kalkınma arasındaki ilişkiyi TRC3 bölgesi (Mardin-Batman-Siirt- ırnak) örneği üzerinden ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Zira söz konusu bölge bir taraftan iç göç olarak negatif net göç hızını yaşarken diğer taraftan son yıllarda başta Suriye'li olmak üzere on binlerce yabancı kişiye ev sahipliği yapmaktadır. Bu noktada bölgedeki göç olgusunun sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel açıdan incelenmesi önem arz etmektedir. Çalışma kapsamında öncelikle göç, kentleşme ve bölgesel kalkınma ilişkileri olgusu teorik olarak izah edilmiş daha sonra TÜİK verileri ve söz konusu İllerin Göç idaresi Müdürlüklerinden alınan veriler doğrultusunda iç ve dış göç hareketleri detaylı bir şekilde irdelenmiştir. Elde edilen veriler ile yapılan değerlendirme sonucunda TRC3 Düzey 2 (Mardin-Batman-Siirt- ırnak) bölgesi Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine (ADNKS) göre sürekli göç vermektedir. Bununla beraber aldığı dış göç rakamları ise sürekli artmaktadır. Gerek iç göç gerekse dış göç hareketleri beraberinde sosyo-ekonomik ve sosyokültürel problemleri getirmek suretiyle bölgesel kalkınma sürecini olumsuz etkilemektedir. Söz konusu problemlerin bertaraf edilmesi için de merkezi ve yerel birimlerin birlikte hareket etmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
  • Öğe
    Türk basınında Suriyeli göçmenlere ilişkin haberlere yapılan yorumların incelenmesi
    (Afyon Kocatepe Üniversitesi, 2019-03-20) Türk, Emrullah
    Tarih boyunca yaşanan kitlesel göçler yöneldiği toplumun ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel yapısını derinden etkilemiştir. Tarihin değişik dönemlerinde birçok kitlesel göçe ev sahipliği yapmış olan Türkiye, 2011’den bu yana Suriye’de iç karışıklıklar sonucu başlayan kitlesel göçlerle karşı karşıya kalmıştır. Göç idaresinin Ağustos 2018 verilerine göre, 2011 Nisan ayından bu yana Türkiye’de geçici koruma altında bulunan Suriyeli göçmen sayısı 3 milyon 500 bin’i aşmıştır. Bu makalede, Türkiye’de Suriyeli göçmenlere bakış açısının hangi yönde ilerlediği sorgulanmaktadır. Göçmenlere yönelik inşa edilen tutumların somut olarak yansıma biçimlerine dair internet ortamında rastlanan örnekler üzerinden Suriyelilerin, Türkiye’de ötekileştirilip/ötekileştirilmediğine ya da ne düzeyde ötekileştirildiğine dair sonuçlara ulaşılmaya çalışılmaktadır. Bu kapsamda internet temelli haberlere yapılan yorumlar üzerinden elde edilen veriler betimsel olarak analiz edilmiştir. Türkiye’deki ana akım gazete haberlerinde “Suriyeliler” anahtar kelimesiyle irdelenen haberlere okuyucuların yapmış olduğu yorumlardan anlaşıldığı üzere, göçmenlere tanınan ekonomik, sosyal hakların yanında münferit bazı olaylar yerli halkın Suriyeli göçmenlere bakış açısını derinden etkilemekte, göçmenlerin toplumsal konumunun “ötekilik” tecrübesi üzerinden şekillendiği ve bu anlayışın “misafirlik” söylemini etkisizleştirdiği sonucuna ulaşılmaktadır. Ancak bunun yanı sıra bu tür bir bakış açısının, başlangıçtan bu yana “açık kapı” politikasıyla Suriyelilere kucak açan hükümetlerin ve yerel halkın genel duruşunu da yansıtmaktan uzak olduğu sonucuna varılmaktadır.