Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Öğe
    Cihan Aktaş’ın hikâye ve romanlarında yapı ve tema
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-07-29) Güzel, Mahbube; Korkmaz, Ferhat
    Toplumsal meselelere duyarlı bir yaklaşımla eserlerini kaleme alan Cihan Aktaş; roman, hikâye, günlük, inceleme-araştırma türlerinde eserler vermiş kadın yazarlardandır. 1980’li yıllardan itibaren çeşitli dergilerde düşüncelerini aktaran Aktaş, sonraki yıllarda yazılarını kitaplaştırmıştır. Eserlerinde genelde ‘kadın’ özelde ise ‘başörtülü kadınların’ problemleri üzerinde durmuştur. Hikâye ve romanlarında kadının yaşadığı baskıları, İslâmcı kadının birey olma çabasını, din, gelenek, modernizm arasında sıkışan kadın ekseninde işlemiştir. Kadının yanı sıra göç, mülteci sorunu, çevre, edebiyat, kültür, sinema konularını inceleme ve araştırma eserlerine taşımıştır. Edebiyat dünyasına düşünce yazıları yazarak başlayan Cihan Aktaş, hikâyeciliğiyle ön plana çıkmış, yazın hayatına on üç hikâye kitabı, dört roman sığdırmıştır. İlk hikâye kitabını 1991 yılında Üç İhtilal Çocuğu adıyla kaleme almış, Bana Uzun Mektuplar Yaz adlı ilk romanını 2002 yılında yayımlamıştır. Cihan Aktaş’ın hayatı ve sanatının ele alındığı bu çalışmada hikâye ve romanları yapı ve tema bakımından analiz edilmiştir.
  • Öğe
    Sema Kaygusuz’un öykülerinde yapı ve tema
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-09-22) Ersoy, Bahar; Karadeniz, Mustafa
    1990’lı yıllarda yazın hayatına başlayan Sema Kaygusuz; öykü, roman, oyun, senaryo gibi pek çok türde eser veren üretken bir yazardır. Edebiyat dünyasına öykü türüyle giriş yapan Kaygusuz, gerek eserlerinin biçim ve içerik özellikleri gerekse aldığı ödüllerle Türk edebiyatının dikkat çeken yazarları arasında yer alır. Bu çalışma, Sema Kaygusuz’un Ortadan Yarısından, Sandık Lekesi, Doyma Noktası, Esir Sözler Kuyusu ve Karaduygun adlı öykü kitaplarını yapısal ve tematik bakımdan incelemeyi ve yazarın Türk öykücülüğündeki yerini saptamayı amaçlamaktadır. Karakter ve durum ağırlıklı öyküler yazan Sema Kaygusuz, öykülerinde sıradan insanların yaşamlarından hareketle genel insanlık hâllerine ve toplumsal meselelere değinir. Kendine has oluşturduğu düşünsel ve kavramsal dünyasını sanatına taşıyarak öykücülüğü noktasında özgün ve sanatsal bir söylem diline ulaşır. Kaygusuz, öykülerinin yapı özelliklerini sahip olduğu düşünsel ve yazınsal duyarlıklar paralelinde oluşturur. Öykülerindeki kurmaca kişileri, anlatıcı ve odaklanma tercihleri, zamanı ve mekânı konumlandırışı ve son olarak kullandığı anlatım teknikleri doğrudan doğruya yazarın duyuş ve düşünüş tarzından esinlenir. Bu açıdan Kaygusuz’un kurmaca metinleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, doğa ve kadının ortak kaderi, modern bireyin yalnızlığı ve insanın doyumsuzluğu gibi temalar ekseninde şekillenir. Yazarın özellikle öykülerini çoğunlukla eko-feminist bakışla temellendirdiği çalışmanın ulaştığı önemli bulgulardan biridir. Kaygusuz’un öykü anlayışı onu Türk öykücülüğü alanında modernist bir yazar olarak değerlendirmeye imkân verir.
  • Öğe
    Leyla Erbil’in öykü ve romanlarının psikanalitik açıdan incelenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-01-21) Çelik, Mizgin; Zariç, Mahfuz
    Türk edebiyatının çağdaş ve yenilikçi isimlerinden olan Leyla Erbil, yaşadığı çağın toplumsal ve siyasal sorunlarına duyarsız kalmayarak bu sorunları eserlerinde irdelemiştir. Yaşadığı çağa eleştirel bir gözle bakan Erbil, toplumun yerleşik değerlerine başkaldıran bir tavır ile meydan okumuştur. Eserlerinde kullandığı biçim ve teknikler ile de yaşadığı dönemin önemli yazarları arasında yer almayı başarmıştır. 20.yy da temelleri Sigmund Freud tarafından atılan psikanalitik kuram, insan ve insan davranışlarını inceler. Özellikle edebi eserlerde yer alan karakterlerin incelenmesi bu alan için büyük bir önem arz etmektedir. Psikanalitik alan bizzat Freud tarafından sanat eserlerine uygulanarak psikanalitik ve edebiyat bir potada birleştirilmiştir. Bu iki alanın ilişkilendirilmesi psikanalitik edebiyat eleştirisi yöntemini doğurmuştur. Bizde bu perspektiften yola çıkarak Leyla Erbil’in Gecede, Hallaç, Eski Sevgili, Üç Başlı ejderha, Cüce, Tuhaf Bir Kadın, Tuhaf Bir Erkek, Kalan, Karanlığı Günü ve Mektup Aşkları eserlerini psikanalitik inceleme yöntemi açısından inceledik.
  • Öğe
    Toplumsal cinsiyet kavramı bağlamında Cengiz Aytmatov’un eserleri
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-08-07) Yalçın, Yelda; Karadeniz, Mustafa
    Türk dünyasının ünlü yazarlarından Cengiz Törökuloğlu Aytmatov’un aşk, dostluk, savaş ve kahramanlık temalarını işlediği çok sayıda eseri mevcuttur. Eserlerinde destan, masal, efsane, hikâye ve türkülere yer vererek bir milletin değerli hazinesinin milli ve kültürel birikimler olduğunu ortaya koyar. Yazar, oluşturduğu karakterler üzerinden milletinin tarih boyunca karşılaştığı zorlukları, yaşadığı coğrafyanın çetin koşullarını ve acılarını anlatır. Aytmatov, bu temaları işlerken mücadeleci ve vatansever karakterlerin tam karşısına yozlaşmış, milli değerlerden ve kültürden yoksun karakterleri yerleştirir. Cinsiyet faktörü bağlamında değerlendirildiğinde söz konusu karakterler, sahip olduğu özellikler bakımından iki kutuplu bir görünüm sergiler. Çalışmada, Cengiz Aytmatov’un roman ve hikâyelerinde yer alan kadın-erkek karakterler Toplumsal cinsiyet kavramı altında ele alınmış, sahip oldukları özelliklere göre tasnif edilmiştir. Bu karakterleri incelerken cinsiyetleri başta olmak üzere yaşamları, milliyetleri, sosyal sınıfları, dinleri ve yaşadıkları dönem gibi birçok faktör göz önünde bulundurulmuştur. Toplumsal cinsiyet başlığı altındaki çalışmaların çoğu yalnızca kadınlar üzerine yoğunlaşır. Bu çalışmada ise kadın ve erkek karakterler, ayrı alt başlıklar hâlinde bir incelemeye tabi tutulmuştur. Her iki cins de aile içinde, ekonomik yaşamda, eğitim, din, siyaset vb. toplumsal ve sosyal alanlarda karşılaştıkları cinsiyetçi meseleler bakımından ele alınmıştır. Son olarak çalışmada, Aytmatov için tipik özellikteki cinsiyet ve ideal kadın-erkek profilleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Cengiz Aytmatov’un eserlerinde yer alan kadın ve erkek karakterler, savaşın ve yoğun siyasi faaliyetlerin olduğu dönemde yaşam sürer. Bulundukları dönemin koşulları gereği her iki cins de güçlünün güçsüzü ezdiği ve itibarsızlaştırdığı bir döngünün içinde yer alır. Tüm bu faktörler göz önünde bulundurulduğunda her iki cins için cinsiyetçi tutum ve söylemlerle ötekileştirilen, geleneklerine ve kültürüne son derece bağlı, toplumsal norm ve baskılara maruz kalan kişiler olduğu söylenebilir. Geleneksel ataerkil aile yapısının hâkim olduğu bu eserlerde kadın ve erkek karakterler, toplumun uygun gördüğü şekilde yaşamlarını şekillendirir. Yazarın eserleri yaşadığı dönemde var olan cinsiyetçi meseleleri, toplumun kadına ve erkeğe olan bakış açısını ve onlardan beklentilerini anlamamız yönünde oldukça kapsamlıdır. Bu hususta Aytmatov’un eserleri toplumsal cinsiyet eşitsizliği bağlamında incelenmeye değerdir.