46 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 46
Öğe Şanlıurfa ilinde yatay yüzeye gelen anlık global güneş ışınımının modellenmesi(Dicle Üniversitesi, 2019-03-15) Karakaya, Hakan; Kallioğlu, Mehmet Ali; Avcı, Ali Serkan; Ercan, UmutBu çalışma ile Şanlıurfa ilinin iklim özellikleri ve topografik yapısı göz önüne alınarak yatay düzleme gelen aylık ortalama günlük global güneş radyasyonunun tespit edilebilmesi için literatürde yer alan 5 farklı model incelenmiştir. Sonuçlar istatistiksel karşılaştırma metotları, belirlilik katsayısı (R²), ortalama yüzde hata (MPE), sapma hatası (MBE), ortalama mutlak hata yüzdesi (MAPE), bağıl hata karesi (SSRE), bağıl standart hata (RSE), ortalama karekök hatası (RMSE), bağıl hata yüzdesi (e) ve t-istatistik (t-sat) ile olmak üzere dokuz farklı istatistik yöntemi ile karşılaştırılmıştır. Şanlıurfa ili için en uygun yaklaşım için bir sonuç verilmiştir. İstatistiksel hata sonuçlarına göre Cheegar ve Chibani Modeli yatay düzleme gelen global güneş ışınımı için Şanlıurfa ilinde kullanılacak en uygun model olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak Şanlıurfa ili toplam güneş radyasyonu tahmini için polinom modelin tercih edilmesi önerilmiştir. Bu model verilerine göre Şanlıurfa ili için yıllık güneş enerjisi potansiyeli 4332,020 W/m2 /ay olarak belirlenmiştirÖğe An experimental investigation of the effect of thermophysical properties on time lag and decrement factor for building elements(Gazi University, 2020-06-01) Oktay, Hasan; Yumrutaş, Recep; Argunhan, ZekiThe time lag (TL) and decrement factor (DF) are essential for the heat storage capabilities of building elements, which strictly depend on the thermophysical properties of the elements. Many investigations are presented in literature arguing to find the influence of each thermophysical property on TL and DF by keeping the other properties constant. This study aims to investigate the effect of each property on TL and DF, utilizing relationships between the measurement values of the thermophysical properties of wall materials. Therefore, first, 132 new concrete wall samples were produced, and their thermophysical properties were tested. Secondly, TL and DF values for each building element are computed from the solution of the problem by Complex Finite Fourier Transform (CFFT) technique. Finally, a multivariate regression analysis has been performed, and the variations of each thermophysical property versus TL and DF are presented, and also the findings are compared with literature. The results show that each property alone (keeping the other properties constant) is not adequate to identify the thermal inertia and thermal performance of a wall element. Besides, 87.3 % decrease in thermal diffusivity corresponds to 6.03 h increase in the value of TL and 88.8 % decrease in value of DF; respectively, for W1 wall assembly.Öğe Kompozit yama ile tamir edilmiş eliptik delikli alüminyum plakalarda eğilme davranışının sayısal incelenmesi(Dicle Üniversitesi, 2018-09) Adin, Hamit; Karaman, YasemenUzay, havacılık ve otomotiv sanayinde malzemede hasar oluştuğu zaman eğer hasar küçük çaplı ise tüm malzemeyi değiştirmek yerine maliyet, işçilik, zaman vb.sebeplerden dolayı hasarın tamiratına başvurulur. Oluşan bu hasarları tamir edebilmek veya yavaşlatabilmek için çeşitli tamirat yöntemleri bulunmaktadır .Malzemede oluşan hasarlı bölgeye yapacağımız tamirat yöntemlerinden biri de fiber takviyeli kompozit malzeme kullanılarak çift taraflı bindirme bağlantıları oluşturmaktır .Bu çalışmada yapıştırma bağlantısı ile yama işleminin hasarlı bölgeyi onarması amaçlanmıştır. Bu amaçla, merkezine farklı boyutlarda eliptik delikler açılan alüminyum levhaların yamasız ve farklı boyutlarda çift taraflı bindirme bağlantılarının eğme yükü altındaki davranışları sayısal olarak hesaplanmıştır. Yama malzemesi olarak cam elyaf takviyeli kompozit malzeme kullanılmıştır. Yapıştırma işleminin yapılacağı malzemeve yapıştırıcı malzeme olarak sırası ile AA-5083 ve DP460 kullanılmıştır. Yamalı ve yamasız numuneler eğme yüküne maruz bırakılarak kritik hatlardaki gerilme dağılımlarını belirlemek hedeflenmiştir. Gerilme dağılımlarını hesaplamak için Sonlu Elemanlar Metodu kullanılmıştır. Sonlu Elemanlar Metodu ANSYS(v.14.5) programı ile gerçekleştirilmiştir. Yapılan analizlerde, farklı yama boyutları ve farklı elips büyük yarıçapları kullanılmış olup elips küçük yarıçapı sabit tutularak değişkenlerin eğme davranışına etkisi incelenmiştir. Normal gerilmeler ve kayma gerilmeleri incelenerek grafiklerle gösterilmiştir. Yamalı ve yamasız numuneler karşılaştırıldığında yamalı numunelerin daha fazla gerilme taşıdığı görülmüştür. Yama uzunluğu arttıkça yapışma yüzeyi arttığı için numunelerin mukavemeti artmıştırÖğe Performance and exhaust emissions of a DI diesel engine fueled with waste cooking oil and inedible animal tallow methyl esters(TÜBİTAK, 2011) Altun, ŞehmusThe performance and exhaust emissions of a direct injection diesel engine were experimentally investigated using 2 biodiesel fuels with promising economic perspective, one obtained from inedible animal tallow and the other from waste cooking oils. Inedible animal tallow, which is obtained from a mixture of slaughtered cattle and sheep fats collected from a local slaughterhouse during meat preparation process, was transesterified using methyl alcohol and an alkaline catalyst to produce the inedible animal tallow methyl ester. Biodiesel from waste cooking oil was produced from waste cooking oils and methyl alcohol via a transesterification reaction, and provided by a commercial biodiesel producer. In order to investigate the performance and exhaust emissions, the experiments were conducted at different engine speeds under the full load condition of the engine. The experimental results showed, compared with diesel fuel, that the biodiesel fuels resulted in a reduction in brake torque and in an increase in brake specific fuel consumption. Although both biodiesels caused reductions in carbon monoxide (CO), the NOx emissions were higher for waste cooking oil biodiesel and lower for inedible animal tallow biodiesel as compared to diesel fuel.Öğe Farklı kesme parametreleri ve MQL debilerinde elde edilen deneysel değerlerin S/N oranları ve YSA ile analizi(Gazi Üniversitesi, 2021-09-21) Gürbüz, Hüseyin; Gönülaçar, Yunus EmreBu çalışmada, AISI 4140 çeliğinin tornalanması işleminde kesme hızı, ilerleme oranı ve MQL debisinin esas kesme kuvvetleri (Fc) ve ortalama yüzey pürüzlülüğüne (Ra) etkisi hem deneysel hem de istatiksel olarak incelenmiştir. Bu doğrultuda deney sonuçlarının değerlendirilmesinde sinyal/gürültü (S/N) oranları ve yapay sinir ağları (YSA) kullanılmıştır. İşleme deneylerinde, kesme parametreleri olarak üç farklı kesme hızı (75, 100, 125 m/dk), üç farklı ilerleme oranı (0,16 - 0,25 – 0,5 mm/dev), üç farklı MQL debisi (0,35 - 0,8 - 1,7 ml/dk) ve sabit kesme derinliği (2,5 mm) seçilmiştir. İşleme deneylerinde MQL debi artışının Fc üzerinde Ra’ya göre daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca tüm MQL debi uygulamalarında hem Fc hem de Ra’nın ilerleme oranı ile arttığı ve kesme hızı ile genel olarak azaldığı görülmüştür. Fc ve Ra için S/N oranları ve YSA ile elde edilen R2 değerleri R2 S/N(Fc)= 0,9996, R2 S/N(Ra)= 0,9984, R2 YSA(Fc)=0,9990 ve R2 YSA(Ra)=0,9884 bulunmuştur. S/N oranlarına göre Fc ve Ra üzerindeki en etkili kontrol faktörlerinin sırasıyla; ilerleme oranı, kesme hızı ve MQL debi olduğu belirlenmiştir. Elde edilen regresyon değerlerine bağlı olarak S/N oranlarının ve YSA’nın deneysel verileri yüksek güven aralığında tahmin etmede geçerli olduğu tespit edilmiştirÖğe Titanyum alaşımlarından Ti-6Al-4V’nın işlenmesinde karşılaşılan zorluklar: Derleme(Gazi Üniversitesi, 2018-01-18) Çelik, Yahya Hışman; Kılıçkap, ErolTitanyum ve alaşımları, mükemmel ısı direnci, korozyon direnci, tokluk, mukavemet, yüksek çalışma sıcaklığı ve düşük ağırlık oranına sahip oldukları için uzay-havacılık, otomotiv, kimyapetrokimya ve biyomedikal gibi çeşitli endüstrilerde yüksek mühendislik alaşımları olarak kullanılmaktadırlar. Ancak bu alaşımlar düşük işlenebilirlik derecelerine sahiptirler. Titanyum ve alaşımlarının işlenmesinde yüzey bütünlüğü ve kesici takım aşınması gibi problemlerle karşılaşılmaktadır. Bu çalışmada, titanyum ve alaşımlarının delinmesinde, frezelenmesinde ve tornalanmasında kesici takım malzemeleri, aşınma mekanizmaları, kesme kuvvetleri, yüzey pürüzlülükleri gibi konular gözden geçirilmiştir. Ayrıca, bu alaşımların işlenmesinde karşılaşılan zorluklar değerlendirilmiş olup yapılmış literatür çalışmaları ayrıntılı olarak ele alınmıştır.Öğe AISI 316L çeliğinin tornalanmasında kesici takım formlarının yüzey bütünlüğü üzerine etkisi(Gazi Üniversitesi, 2019-10-25) Gürbüz, Hüseyin; Kafkas, Fırat; Şeker, UlviBu çalışmada, AISI 316L çeliğin işlenmesinde kesici takım formlarının ve kesme parametrelerinin yüzey bütünlüğü üzerine etkileri deneysel olarak araştırılmıştır. Kesme deneylerinde, PVD kaplı MM ve MF formlu sinterlenmiş karbür kesici takımlar ve PSBNR 2525M12 standardında takım tutucu kullanılmıştır. Kesme parametreleri dört farklı kesme hızı, üç farklı ilerleme miktarı ve iki farklı kesme derinliği şeklinde belirlenmiştir. Yüzey bütünlüğü; yüzey pürüzlülüğü, kalıntı gerilmeler, mikrosertlik ve mikroyapı analizleri açısından değerlendirilmiştir. Bütün kesme şartlarında, kesme derinliği ve ilerleme miktarı arttığında yüzey bütünlüğünün kötüleştiği, buna karşın kesme hızındaki artışla birlikte yüzey bütünlüğünün iyileştiği görülmüştür. Kesici takım formları karşılaştırıldığında en iyi yüzey bütünlüğü sonuçları MF formlu kesici takımlarla, en kötü yüzey bütünlüğü sonuçları ise MM formlu kesici takımlarla elde edilmiştir. Talaş açısı artıkça yüzey bütünlüğü iyileşmiştir. En kötü yüzey bütünlüğü kesme hızı 200 m/dak, ilerleme miktarı 0,1 mm/dev ve kesme derinliği 1,25 mm olduğunda, en iyi yüzey bütünlüğü ise kesme hızı 125 m/dak, ilerleme miktarı 0,3 mm/dev ve kesme derinliği 2,5 mm olduğunda elde edilmiştir.Öğe Experimental investigation of solar stills integrated with solar water heating collectors(Türk Isı Bilimi ve Tekniği Derneği, 2017-10-31) Argunhan, Zeki; El, Emin; Yıldız, Cengiz; Çakmak, GülşahSolar still is a more practical way of obtaining clean water. In this study, we aimed to improve the efficiency of solar still systems and obtain distilled water at the same time. For this purpose, 5 different solar still systems were designed. Type 1; conventional solar still, Type 2; conventional solar still integrated with solar water heating collector and run via natural convection, Type 3; conventional solar still integrated with solar water heating collector and tubular heat exchanger and run via natural convection, Type 4; conventional solar still placed with plate heat exchanger and integrated with solar water heating collector and run via natural convection, Type 5; conventional solar still placed with plate heat exchanger and integrated with solar water heating collector and run via forced convection. In this study, the experiments were carried out on the parameters influencing the performance, the amount of distilled water obtained, and the efficiency of experiment settings designed in different types; and finally the results were presented. The amount of distilled water and efficiency of conventional solar still were 2389 ml and 51.47%, respectively. Maximum total amount of water and efficiency from natural convection systems were obtained from Type 4, and the values calculated were found as to be 5788 ml and 55.91%. Maximum amount of distilled water and the efficiency were obtained by utilizing forced convection system were found as to be 6068 ml and 58.99%, respectively.Öğe Namlu içi balistik davranışın sonlu elemanlar yöntemiyle(Dicle Üniversitesi, 2017-07-01) Adin, Hamit; Özbay, Mahmut; Özgüder, OnurGünümüz savunma sanayi ürünlerinde dayanıklılığın yanı sıra hafiflik de son derece önem taşımaktadır. Bu daha hafif bir malzeme seçimiyle ilgili olduğu kadar optimum boyutlarla da ilgilidir. Optimum boyutları elde edebilmek için silah tasarımı ve sonrasında sistemin analizi vazgeçilmez aşamadır. Bu çalışmada uzunluğu ve iç çap değeri bilinen M101 top namlusu 1.25 emniyet katsayısı ile 270 kilogramdan 115.95 kilograma hafifletilmiştir. Hafifleştirme sırasında analitik yöntemlerle çözümlenmesi oldukça zor olan namlu cidar kalınlığının patlama sonucu oluşan basınç değerleriyle eksen boyunca hesaplanması ve optimizasyonu hedeflenmiştir. Namlu ait olduğu sistemden ayrılamayacağı için silah sistemi alt sistemleriyle anlatılmıştır. Ayrıca iç balistik temel denklemlerine değinilmiş, optimizasyon kavramı açıklanmış, analiz adımlarında izlenen metot ve kabuller verilmiştir. Seçilen mühimmata ait basınç değerleri Prodas programıyla elde edilmiştir. Namlu tasarımı 3 boyutlu tasarım programı olan Catia’da yapılmış ve sonlu elemanlar paket programı AnsysWorkbench’e aktarılmıştır. Model burada çözümlenerek gerilme dağılımında kritik noktalar belirlenmiştir. Bu yüksek gerilme değerlerine göre namlu cidar kalınlığı, emniyet faktörü ve otofretaj etkisi hesaba katılarak optimize edilmiştir. Çözüm yapılırken elde edilen basınçlar değerlendirilmiş, modele bu basınç değerlerinin doğru verilebilmesi için gerçek patlama olayını temsil edebilecek bir sistem oluşturulmuştur. Balistik değerler Vallier-Heydenreich yöntemiyle, gerilme değerleri ise Lame denklemiyle tekrar analiz edilmiş, sonuçlar karşılaştırılmış ve oluşan farkların sebepleri tartışılmıştır. Bu çalışmayla, namlu malzemesi, kalibresi, uzunluğu ile mühimmata ait parametreleri belli olan sistemlerin namlu cidarı optimizasyonuna yönelik akademik çalışmalara yol gösterici bir yaklaşım geliştirilmiştirÖğe Farklı duvar ve yakıt tiplerinde optimum yalıtım kalınlığının ısıtma ve soğutmada tespiti ve çevresel etkileri(Fırat Üniversitesi, 2016-09-06) Karakaya, HakanGelişen teknoloji ve artan nüfus, enerjiye olan talebi günden güne artırmaktadır. Bu durum Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri zorunlu enerji tasarrufuna yöneltmiştir. Yapılarda enerji israfı için kullanılan en etkin yöntemlerden biri ısı yalıtımıdır. Bu çalışmada dört farklı duvar tipi (tuğla, izo-tuğla, bims blok ve gaz beton) için farklı yakıt (doğalgaz, kömür, fuel-oil ve elektrik) ve yalıtım (xps ve eps) türleri kullanılarak ısıtmada ve soğutmada optimum yalıtım kalınlığı, toplam maliyet, enerji tasarrufu, geri ödeme süresi ve çevresel analizi yapılmıştır. Yıllık kazanç oranı optimum noktada yalıtımsız duruma göre ısıtmada sırasıyla % 38.20, % 55.31, % 30.19 ve % 85.10 iken soğutmada % 54,52, % 75,62, % 43,76 ve % 98,92 olmuştur. Geri ödeme süresi ısıtmada sırasıyla 2 yıl, 3,11 yıl, 1,54 yıl ve 5,88 yıl olurken soğutmada 3,03 yıl, 4,68 yıl, 2,30 yıl ve 8,79 yıl değerlerini almıştır. Çevreye salınan CO2 ve SO2 emisyonlarında yalıtımsız duruma oranla optimum noktada % 77,30 civarında azalma gözlenerek kayda değer miktarda fayda sağlanmıştır