3 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Öğe Toplumsal cinsiyet rollerindeki eşitsizlik bağlamında Nuri Bilge Ceylan sinemasında kadının konumu(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 20-01-2020) Yel, Halime; Köksal, Selma; Denizli, ÖzlemBu tez çalışmasında toplumsal cinsiyetten kaynaklı eşitsizliğin sinema filmlerine yansımaları görmek için Nuri Bilge Ceylan sineması incelenmiştir. Türk sinemasında önemli bir yere sahip olan Nuri Bilge Ceylan, kendi özgün tarzı ve estetik anlayışıyla, hem ulusal hem de uluslararası camiada önemli bir sanatçı olarak tanınmaktadır. Nuri Bilge Ceylan’ın yönetmenliğini yaptığı filmlerin bu kadar geniş bir alana yayılması ve pek çok kesime ulaşması bağlamında, yönetmenin çektiği filmlerdeki toplumsal cinsiyet temsillerinin incelenmesi önem taşımaktadır. Nitekim toplumsal yapının araçlarından biri olan sinemanın, toplumun dönüşümlerinden etkilenmemesi mümkün değildir. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve Ceylan’ın yönetmenliğini yaptığı filmlerin kapsamlı bir incelemesi yapılmıştır. Kuramsal çerçevesini feminist v kurama dayandıran çalışmada kadın karakterlerin inşa biçimlerinin ne tür anlam yapılarına denk geldiği incelenmiştir. Ayrıca, filmler incelenirken görselliğin analizi için gösterge bilim yönteminden, filmlerdeki karakterin çözümlenmesi için ise psikanalitik yöntemden yararlanılmıştır. Böylece film anlatılarındaki karakter analizi ve anlatım biçimi çözümlenirken farklı disiplinlerden yaralanmış ve seçilen filmler geniş bir perspektifte incelenmeye çalışılmıştır Bu bağlamda Nuri Bilge Ceylan’ın günümüze (2020) kadar çektiği filmlerin tamamı örneklem olarak kapsamlı bir şekilde çözümlenmeye çalışılmış ve varılan sonuçta Ceylan’ın yönetmenliğini yaptığı filmlerin, klasik anlatı kalıplarından uzak olduğu ve bu filmlerde bağımsız, gerçekçi bir sinema anlayışının hakim olduğu anlaşılmıştır. Çalışmada Ceylan’ın yönetmenliğini yaptığı filmler iki ayrı döneme ayrılmış, bu dönemlerin genel özellikleri farklılıklar ve paralellikler ekseninde araştırılmıştır. Varılan sonuçlar, yönetmenin ilk dönem filmlerinde kadın erkek konumlanışının “Uzak”tan sonra çekilen filmlere nispeten daha eşit düzlemde olduğu ve ne kadın ne de erkek kahramanın tek başına anlatının merkezinde olmadığı görülür. Ancak, özellikle “Uzak” (2002) ve sonrasında çekilen filmlerde daha çok erkek karakterlerin merkezde olduğu anlatıların ağırlık kazandığı görülmüştür. Böylelikle filmlerdeki kadın karakterlerin konumlarının erkeklerle kıyaslandığında asimetrik ve nispeten daha geri planda olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca çalışmada, gerek dünya sineması gerekse çalışmanın merkezinde yer alan Nuri Bilge Ceylan’ın yönetmenliğini yaptığı filmler, feminist bakış açısıyla incelenmiş. Toplumsal cinsiyetin tarihi kökenleri ve ataerkil toplumsal düzenle ilişkileri ele alınmıştır.Öğe Türk sinemasında Suriye sorunu ve Suriyeli mülteciler(Batman Üniversitesi, 2019-04-15) Gültekin, Talip; Işık, MehmetSinema literatüründe nadir işlenen mülteci - göç türü filmler, dünya sinemasında olduğu gibi Türk sinemasında da nadir işlenen bir konudur. Yakın tarihimizin global bir kaynak çatışması ve çıkar çatışmalarına sahne olması, Türkiye'nin de ne kadar bağımsız bir yönetim yapısına sahip olduğunu, diplomatik ilişkilerin etkisi ile iç sistemin olgularını da etkilemiştir. Bu etki yavaş yavaş politik oluşumlar ve amaçlar çerçevesinde kendi etkisini kültürel, ticari, sanatsal faaliyetler içerisinde göstermiştir. Başta sinema sanatında olmak üzere, belgesini ve olgularını sunmaya başlamıştır. Çalışmamızın temelinde ele alınan konu; komşu ülkemiz ve sınır ülkemiz olan Suriye sorununun Arap Buhranın etkileri ile ateşlenen iç savaşın yakın çevre ülkelerine olan göç etkisi ve diplomatik sonuçları doğrultusunda sinema sanatına olan kültürel, siyasi, ticari ve politik etkileri ele alınmış ve incelikli bir bilimsel endüksiyon doğrultusunda incelenmiştir. Suriye sorunu, diğer iç savaş yaşayan Arap ülkelerine nazaran daha büyük bir sorun ve etki yaratmıştır. Kendi dışında batı ve doğu ülkeleri arasında diplomatik çatışma ve çıkar ilişkilerine sebep olmuştur. Çalışma Türkiye Cumhuriyeti'ni temelden alan bir bilimsel hareketle; olumlu ve olumsuz etkileri, siyasi iç olguları, dış politik ve diplomatik varyasyonlarını ne şekilde biçimlendirdiği, sinema sanatına ve kültürüne olan etkileri ele almıştır. Yapılan ön araştırmalarda problemin ele alınmasındaki temel ölçüt, Türkiye'nin dış politikasındaki tavrı ve sığınma taleplerine gösterdiği olumlu olumsuz tutumdur. Bu tutum sinemanın beslenme konusunda ve politik ifade biçiminde kendini geliştirmesi, evrensel sinema sanatının belli noktalarında kendine bir kürsü edinmesini de sağlamıştır. Bu durumun, uluslararası arenada olumlu ve olumsuz sonuçları olduğu gibi, Suriyeli sığınmacıların Türkiye'ye sığınması ile birlikte, Türkiye'de de olumlu ve olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Sinema toplumu konu edindiği için tüm bu olumlu ve olumsuz sonuçlar Türk sineması için işlenecek yeni bir konu durumuna gelmiştir. Yönetmenler bu konuyu ele alarak hem Suriye savaşını hem de yaratığı etkileri sinemaya taşımaya başlamıştır. Tüm bu yaşanan olaylar ve bu olaylar sonucunda meydana gelen değişimlerin Türk sinemasında nasıl işlendiği ele alınmıştır.Öğe Temizlik ürünü reklamlarında toplumsal cinsiyet rollerinin incelenmesi(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-01-06) Koç, Yunus; Işık, MehmetReklamlar geniş halk kitlelerine ulaşıp mal ve hizmetlerin tanıtımını televizyon aracılığıyla yaparak toplumu etkileyebilme gücüne sahiplerdir. Toplumsal normlar çerçevesinde şekillenen toplumsal cinsiyet rolleri kadınlık ve erkeklik kavramlarıyla bağdaştırılarak, kültürel ve sosyal olguları ifade etmekle birlikte, toplumun kadına ve erkeğe biçtiği rollerden oluşmaktadır. Televizyon reklamları mal ve hizmetlerin duyurulmasında önemli araçlarından biri olup toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin tekrardan üretimiyle beraber, toplumsal cinsiyet rollerinin inşasında önemli bir etkene sahiptir. Televizyon reklamlarında toplumsal yapı, kültür, geleneklerin de etkisiyle toplumsal cinsiyet izlerine rastlanmaktadır. Televizyon reklamların da ataerkil ve eril söylemin erkek egemen yapının devamını sağladığı ve reklamlarda toplumsal cinsiyet rollerine dair davranış ve beklentilerin modellere iletilmesin de kadın üzerinden yapılan konumlandırmalarla toplumsal cinsiyet rollerinin pekiştirilmesinde önemli bir işleve sahiptir. Reklamlarda kamusal alan daha çok erkeğe atfedilirken erkek ev dışında, çalışan bir birey olarak gösterilmektedir. Kadın özel alan da ev içerisinde sunulurken yemek yapmak, bulaşık yıkamak, çocuklara bakmak, temizlik yapmak gibi geleneksel rollerin taşıyıcısı olarak sunulurken anne ve evli kadın mitleri reklamlarda sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bu tez çalışmasında amaçlanan; İnsanları etkileme konusunda önemli bir etkene sahip olan televizyon reklamların da yer alan kadın ve erkek rollerinin temsilinde, cinsiyetlere yüklenen toplumsal rollerin neler olduğunu ve kadının toplumsal konumunun belli kalıplar halinde geleneksel söylemle aktarılmasında kadının toplumdaki rolünü ve erkek egemen yapı ile biçimlendirilen reklamları feminist kuramlar çerçevesinde çözümlemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla reklamlarda kullanılan kadın ve erkek imgelerinin ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan göstergelerin göstergebilimsel analiz yöntemiyle çözümlenerek Temizlik ürünü reklamları özelinde kullanılan imge, söylem ve mesajların toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yeniden üretimine nasıl katkı sağladığı açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu araştırmada olasılığa dayalı olmayan örneklem türlerinden amaçlı örneklem yöntemi kullanılarak, feminist kuramların sağladığı kavramsal çerçevede, temizlik ürünü reklamlarında toplumsal cinsiyet rolleri kullanımını temsil edeceği düşünülen 2013-2019 yılları arasında en çok izlenen, sürekli Türkçe yayın yapan altı ulusal televizyon kanallarında yayınlanan Alo, Ariel, Mr Muscle, Parex, Pril ve Ace firmasına ait altı adet reklam filmi göstergebilimsel analiz yöntemiyle, feminist kuramlar çerçevesinde incelenmiştir. Reklam kampanyalarında yer alan toplumsal cinsiyet rolleri ve bu rollerin aracılığıyla nasıl bir anlam üretildiği ortaya çıkarılmak amaçlanarak, reklamların toplumsal cinsiyet rollerini yeniden üretmesi ve pekiştirmesine sağladığı katkı incelenmiştir