7 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Öğe Gaziantep Tilbaşar Höyük'te ele geçen Erken Tunç Çağı mutfak kapları ve şerit perdahlı seramiklerin arkeometrik karakterizasyonu(Batman Üniversitesi, 2018-06-04) Ekinci, Osman; Bayazit, MuratBu tez çalışmasında, Gaziantep iline bağlı Oğuzeli ilçesinin güneydoğusunda yer alan ve kazı başkanlığını Dr. Öğr. Üyesi Elif GENÇ'in yapmış olduğu Tilbaşar Höyük'te ele geçen Erken Tunç Çağı'na tarihlenen 10 adet şerit perdahlı ve 14 adet mutfak kaplarından oluşan toplam 24 adet temsili seramik numunesinin arkeometrik incelemesi yapılmıştır. Bu amaçla, numunelerin karakterizasyonunda, XRD (X-ray Difraksiyon), petrografi, SEM/EDX (taramalı elektron mikroskobu/enerji saçınımlı X-ışını spektroskopisi), FTIR (Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi) ve TG-DTA (Termogravimetri-Diferansiyel termal analiz) yöntemleri kullanılmış ve üretim özelliklerinin (hammadde, pişirim şartları vb.) belirlenmesi amaçlanmıştır. Kullanılan analitik analiz yöntemleri ile elde edilen sonuçlar ışığında seramiklerin kimyasal ve mineral/faz içerikleri belirlenmiş ve pişirim özellikleri (maksimum sıcaklık aralığı, atmosfer, pişirim tekniği vb.) hakkında öngörülerde bulunulmuştur. EDX analizi sonucunda örneklerdeki SiO2 miktarı % 39,8-63,9, CaO miktarı % 9,86-40,22, FeO miktarı % 4,65-9,69, Al2O3 miktarı % 11,24-18,08, MgO miktarı % 1,62-3,72, K2O miktarı % 0,75-4,02, P2O5 miktarı % 5,64, TiO2 miktarı % 1,19-2,05, Na2O miktarı % 0,63-0,91 ve SO3 miktarı % 0,24 olarak belirlenmiştir. XRD analizi sonucunda kalsit, kuvars, illit/muskovit, alkali feldspatlar, plajiyoklaz, gehlenit, hematit ve piroksen belirlenen mineraller olmuştur. Kalsit, kuvars, illit/muskovit, piroksen, hematit gibi mineraller FTIR analizinde de belirlenmiştir. SEM görüntülerde seramik örneklerin büyük çoğunluğunda düşük sinterleme davranışı olduğu ve çoğunda vitrifikasyonun gerçekleşmediği veya zayıf olduğu gözlemlenmiştir. Petrografik analizde elde edilen sonuçlar neticesinde genel olarak kalsit, kuvars ve kil minerali örneklerde belirlenen mineraller olmakla beraber, hammaddenin kalkerli olduğu tespit edilmiştir. DTA analizi sonuçlarında genel olarak 700-900°C arasında endotermik pik, TG analizinde ise belirgin bir ağırlık kaybının olduğu belirlenmiştir. Bu durumda örneklerin içeriğinde bulunan kalsit, dolomit gibi minerallerin bozunmadığı ve dolayısıyla pişirim sıcaklığının 900-1000°C'ye ulaşamadığı söylenebilir. Seramik örneklerin genel olarak 700-900°C arasında pişirim sıcaklığına sahip olduğu belirlenmiştir.Öğe Spatial organization and production activities at Bakla Tepe during the first half of the 3rd millennium bc(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2019-12) Gündoğan, Ümit; Şahoğlu, Vasıf; Erkanal, HayatThe coastal region of western Anatolia and the eastern Aegean Islands, which share similar geographic, climatic, and conditions, witnessed a common architectural development process regarding settlement patterns and building types during the rst half of the 3rdMillennium BC. A recent comprehensive study of the architecture of Bakla Tepe offers new contributions to our understanding of the development of architectural traditions and settlement models not only of coastal Western Anatolia but also of the eastern Aegean Islands. At the beginning of the 3rdmillennium BC, Bakla Tepe and other coastal settlements of western Anatolia were surrounded by strong defensive systems. This idea of a citadel paved the way for a new perspective on the plans of settlements, and the space within the walls had to be organized as efciently as possible in order to house all the needs of a community. As a result of this organization, production activities were carried out in private areas inside and outside settlements.Öğe Bir grup erken tunç çağı kırmızı astarlı ve yalın basit seramiklerin arkeometrik incelemesi: Tilbaşar, Gaziantep(Batman Üniversitesi, 2019-02-22) Tanyeri, Fürkan; Bayazit, MuratBu tez çalışmasında Gaziantep ili Oğuzeli ilçesinin, 12 km güneydoğusunda yer alan ve 2015 yılından bu yana Gaziantep Müze Müdürlüğü Başkanlığı’nda ve Çukurova Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Elif GENÇ’in sorumluluğunda yürütülen Tilbaşar Höyük kazısında bulunan Erken Tunç Çağı’na ait kırmızı astarlı ve yalın basit seramiklerden oluşan toplamda 24 adet temsili seramik numunesinin arkeometrik incelemesi yapılmıştır. Bu doğrultuda, numunelerin karakterizasyonunda XRD (X-ışını difraksiyon), petrografi (optik mikroskop), SEM/EDX (taramalı elektron mikroskopi/enerji saçınımlı X-ışını spektroskopisi), FTIR (Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi) ve TG-DTA (Termogravimetri-Diferansiyel termal analiz) yöntemleri kullanılarak örneklerin üretim özelliklerinin (hammadde, pişirim şartları vb.) belirlenmesi amaçlanmıştır. Kullanılan analiz yöntemleri ile elde edilen sonuçlar ışığında seramiklerin kimyasal ve mineral/faz içerikleri belirlenmiş ve pişirim özellikleri (maksimum sıcaklık aralığı, atmosfer, pişirim tekniği vb.) hakkında öngörülerde bulunulmuştur. Buna göre, her iki seramik grubunun da kalkerli hammaddeler kullanılarak üretildiği ve bölgenin jeolojik formasyonu dikkate alındığında bu seramiklerin büyük olasılıkla yerel üretime ait olduğu öngörülmüştür. Seramiklerin mineral/faz içeriklerine bakıldığında kırmızı astarlı seramiklerin genel olarak düşük sıcaklıkta (700-800 oC), yalın basit seramiklerin ise çoğunlukla daha yüksek sıcaklıklarda (800-900 oC) pişirildikleri saptanmıştır. Çalışma kapsamında kullanılan FTIR ve TG-DTA analizleri seramiklerin mineral içeriklerini teyit edici nitelikte sonuçlar vererek başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Mikro yapısal açıdan bakıldığında kırmızı astarlı seramiklerde çoğunlukla vitrifikasyon belirtisine rastlanmazken, yalın basit seramiklerin bazı örneklerinde bölgesel vitrifikasyon davranışının olduğu gözlemlenmiştir. Çalışmada elde edilen veriler iki seramik grubu arasında üretim teknolojisi bakımından farklılıklar olduğuna işaret etmiştir.Öğe Çeşme – Bağlararası: Batı Anadolu sahil kesiminde bir Tunç Çağı yerleşimi(Ankara Üniversitesi, 2018-01-01) Şahoğlu, Vasıf; Çayır, Ümit; Gündoğan, Ümit; Tuğcu, İrfanÇeşme – Bağlararası, İzmir ilinde yer alan, son yıllarda keşfedilmiş ve MÖ 3. ve 2. Bin yıllarda iskan görmüş önemli bir kıyı yerleşimidir. Yerleşimin iskan tarihine bakıldığında önemli kesintilerin bulunduğu görülür. Bağlararası’nın MÖ 2. Bin yerleşimi, bu binyılın ilk çeyreğine tarihlenen ve büyük bir deprem katmanıyla birbirinden ayrılan iki tabakadan oluşmaktadır (CB 2 ve CB 1). Erken olan CB 2 tabakası, Batı Anadolu’nun yerel özelliklerinin hakim olduğu bir kıyı kasabası izlenimi vermektedir. Bunu takip eden CB 1 tabakası ise öncekinin aksine, Minos ve Minoslaşmış elemanların oldukça yoğun bir şekilde kendini gösterdiği bir dönemi temsil etmektedir. MÖ 2. Bin’deki “Uluslararası Ruhun” aksine, Çeşme – Bağlararası’ndaki MÖ 3. Bin yerleşiminin oldukça lokal özellikler gösterdiği ve deniz aşırı bağlantılarının yok denecek kadar az olduğu tespit edilmiştir.Öğe Orta Fırat Bölgesi erken ve orta tunç çağı'na ait bir grup seramiğin arkeometrik yöntemlerle incelenmesi(Batman Üniversitesi, 2019-06-19) Çağine, Didem; Bayazit, MuratBu tez çalışmasında, Tilbaşar Höyük (Gaziantep), Erken Tunç Çağı yalın basit seramikler (üç ayaklı çömlek) ve Orta Tunç Çağı tarak bezemeli ağzı yivli seramiklerin arkeometrik karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. İncelenen seramiklerin hammadde içerikleri ve üretim teknolojileri farklı analiz teknikleri kullanılarak belirlenmiştir. Karakterizasyon sürecinde XRD (X-Ray Difraksiyon), ince kesit (optik mikroskop), SEM/EDX (Taramalı Elektron Mikroskobu/Enerji Saçınımlı X-ışını spektroskopisi), FTIR (Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektroskopisi) ve TG-DTA (Termogravimetri Diferansiyel Termal Analiz) yöntemleri kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar her iki örnek grubunun da kalkerli kil içeren hammadde kaynaklarından üretildiğine işaret etmektedir. Bölgenin jeolojik formasyonuna bakıldığında, incelenen seramiklerin yerel üretim olma olasılığının yüksek olduğu görülmüştür. Belirlenen mineral ve faz içerikleri seramiklerin genel itibariyle üç farklı sıcaklık aralığında piştiğine işaret etmiştir; 700-800oC, 800-900oC ve 900-950oC. Petrografik analiz sonuçları Erken Tunç Çağı (üç ayaklı çömlek) yalın basit seramik buluntularda minerallerin bazalt kayaç kökenliği olduğuna, Orta Tunç Çağı tarak bezemeli ağzı yivli seramiklerdeki minerallerin ise bazalta ek olarak silt taşı, kum taşı ve marn kökenli olduğuna işaret etmiştir. Çalışmada tamamlayıcı teknik olarak kullanılan FTIR ve TG-DTA analizleri seramiklerin kimyasal ve mineralojik içeriklerini teyit eden sonuçlar vermiştir. Seramiklerin SEM görüntülerinde genel olarak zayıf vitrifikasyon saptanırken, bazı numunelerde kısmi olarak bölgesel vitrifikasyon davranışı olduğu gözlemlenmiştir.Öğe The “Aegean settlement pattern” in coastal western anatolia from the neolithic age to the end of the 3rd millennium bc(Türkiye Bilimler Akademisi, 2021-01-14) Gündoğan, ÜmitExtending over a wide geographical area Anatolia has a rich architectural diversity. The Western Anatolia Region is divided into two sub-regions as Coastal Western Anatolia and Inland Western Anatolia. Even though similar building techniques and similar materials were used in both sub-regions, the settlement patterns differ from each other distinctively. Especially in the 3rd Millennium BC, while buildings opening to the streets were seen in the Western Anatolian coastline, Eastern Aegean Islands, the Sporades Islands, Mainland Greece, The Cyclades Islands and Crete Island, buildings leaning on the defense system in Inner West Anatolia open to the courtyard located in the center of the settlement. When Considered the commercial and cultural relations between the regions in the 3rd Millennium BC, it is seen that a cultural an architectural idea was culturally formed in the area surrounded by the Aegean Sea. This architectural planning system plays an important role in understanding the social structures, organizational forms, hierarchical structures of the societies and the interrelations with the neighboring cultural regions.Öğe Küllüoba ilk tunç çağı yerleşiminde aşağı şehir ve yukarı şehrin et tüketiminin karşılaştırılması(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-12-06) Temel, Yağmur; Gündem, Can YümniKüllüoba Höyüğü, Eskişehir ilinin 35 km güneydoğusunda, Yazıdere-Yenikent Köyü’nün 1300 m güneyinde yer alır. Yukarı Sakarya Ovalarının batı kesiminin merkezinde yer alan yerleşme, ova seviyesinden 10 m yükseklikte konumlanmıştır. Turan EFE başkanlığında 1996 senesinde kazısına başlanan Küllüoba Kazısı, 2019 yılından itibaren Murat TÜRKTEKİ başkanlığında devam etmektedir. Yerleşim; Geç Kalkolitik Çağ sonlarından Orta Tunç Çağı’nın başlarına kadar yerleşim görmüştür. Yapılan kazılarda İTÇ II dönemiyle birlikte yerleşimin genişlemesi ve bu döneme ait geniş alanlarda ortaya çıkartılan mimari İTÇ II dönemini daha da öne çıkarmaktadır. Önemli gelişmelerin olduğu İTÇ II döneminde Küllüoba’da da Aşağı ve Yukarı Şehir arasındaki sınırların daha belirginleşmesi yapılan tez çalışmasında bu dönemi seçilmesi üzerinde önemli etkilere sahiptir. Bu tez çalışmasında ITÇ II dönemine ait arkeozoolojik veriler göz önünde bulundurularak Aşağı ve Yukarı Şehirlerden ele geçen hayvan kemik kalıntıları ışığında kırmızı et menüsü araştırılmıştır. Arkeozooloji bilimi temel olarak yerleşimde tespit edilmiş hayvan kalıntıları üzerinden insan-hayvan ilişkileri, beslenme ekonomileri ve sürü sistemleri gibi birçok konuyu temel olarak işlese de bu tez çalışmasında asıl amaç olarak farklı bir yol benimsenmiştir. İTÇ II dönemiyle Küllüoba’da Aşağı ve Yukarı Şehir alanlarında mimari, çanak çömlek vb. yönleriyle birbirinden farklılaşmaya izlenmektedir. Bu yaşanan farklılaşmanın alanlar arasında diyetleri bakımından farklı ve benzer yönleri çalışmanın ana temasını oluşturmaktadır. Bu tezde; çeşitli makro tanımlama yöntemleri kullanılmıştır. Ancak genellikle İskelet Elementi Dağılımı ve Kemiğin Et Taşıma Oranı (KETO) dağılımı ile incelemeler aktarılmıştır. KETO; Becker tarafından 1995 senesinde Kastanas buluntuları üzerine araştırmaları konu eden yazısında yaptığı dağılım ile oluşturulmuş metottur. Hayvanların farklı vücut bölümlerinin kemik buluntularını dört et değeri sınıfına ayırmış ve belirli alanlar için miktarları kaydettiğine değinmiştir. Küllüoba arkeozoolojik çalışmaları ışığında Aşağı Şehir ve Yukarı Şehir (Kompleks II) İTÇ II Dönemi kırmızı et menüsü bu doğrultuda açıklanmıştır.