The “Aegean settlement pattern” in coastal western anatolia from the neolithic age to the end of the 3rd millennium bc
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Attribution-ShareAlike 3.0 United States
Özet
Extending over a wide geographical area Anatolia has a rich architectural diversity. The Western Anatolia Region is divided into two sub-regions as Coastal Western Anatolia and Inland Western Anatolia. Even though similar building techniques and similar materials were used in both sub-regions, the settlement patterns differ from each other distinctively. Especially in the 3rd Millennium BC, while buildings opening to the streets were seen in the Western Anatolian coastline, Eastern Aegean Islands, the Sporades Islands, Mainland Greece, The Cyclades Islands and Crete Island, buildings leaning on the defense system in Inner West Anatolia open to the courtyard located in the center of the settlement. When Considered the commercial and cultural relations between the regions in the 3rd Millennium BC, it is seen that a cultural an architectural idea was culturally formed in the area surrounded by the Aegean Sea. This architectural planning system plays an important role in understanding the social structures, organizational forms, hierarchical structures of the societies and the interrelations with the neighboring cultural regions.
Geniş bir coğrafyaya sahip olan Anadolu, birbirinden farklı oldukça zengin bir mimari çeşitliliğe sahiptir. Anadolu’nun Batı Anadolu olarak adlandırılan bölgesi kendi içerisinde Batı Anadolu sahil kesimi ve İç Batı Anadolu olmak üzere iki bölgeye ayrılmaktadır. Bu iki bölgede birbirine benzer malzeme ve inşaat teknikleri kullanılmış olsa da yerleşim modellerinde belirgin bir farklılık görülmektedir. Özellikle MÖ 3. Binyıl’da Batı Anadolu sahil kesimi, Doğu Ege Adaları, Sporad Adaları, Kıta Yunanistan, Kiklad Adaları ve Girit Adası’nda sokaklara açılan yapılar görülürken, İç Batı Anadolu’da savunma sistemine yaslandırılan yapılar yerleşimin merkezinde bulunan avluya açılmaktadır. MÖ 3. Binyıl’da bölgeler arası ticari ve kültürel ilişkiler düşünüldüğünde, Ege Denizi’nin çevrelediği alanda kültürel bir mimari fikrin oluştuğu görülmektedir. Bu mimari planlama sistemi, toplumların sosyal yapısını, örgütleniş biçimini, hiyerarşik yapısını ve çevre kültür bölgeleriyle olan ilişkilerinin anlaşılmasında önemli rol oynamaktadır.