4 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Öğe İslami romanlarda rüya ve rüyanın işlevleri(Batman Üniversitesi, 2020-06-30) Gürbüz, Ademİslami romanlar 1970’li yıllardan itibaren yazılmaya başlanmış ve 1990’lı yıllara kadar çok büyük ilgi görmüştür. O güne kadar romandan uzak duran İslami camia, İslami hassasiyetlerin konu edildiği bu kitaplara büyük ilgi göstermiş ve kurgu yoluyla bile olsa çocuklarını bu romanlarla eğitmeye çalışmıştır. İslami camia için bir çeşit alternatif/karşı edebiyat olarak görülen bu romanlar, zamanla büyük bir popülarite kazanmış ve satış rekorları kırmıştır. Bu bağlamda İslami romanlar Türk edebiyatının bir döneminde adından söz ettirmiş ve büyük okuyucu kitlelerine ulaşmıştır. İslami romanlar, her ne kadar edebiyat eleştirmenlerince basite alınmışsa da toplumda aynı şekilde karşılanmamış ve büyük bir teveccüh görmüştür. Bu çalışma, edebiyatımızda belli bir zümrenin temsilciliğine soyunan ve muhafazakâr camianın okula/okumaya olan bakış açısını değiştiren İslami romanlardaki rüya unsurunu ve rüyanın işlevlerini irdelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmada Türk edebiyatının önde gelen İslami romancılarından otuz yazar seçilmiş ve bu romancılardan birer örnek incelenmiştir. Çalışma sonucunda İslami romanlarda rüyaların ne amaçla kullanıldığı, rüyaların kurgu içindeki işlevi ve verdiği mesajlar, rüyalara ne tür anlamlar yüklendiği vb. tespit edilmeye çalışılacaktır.Öğe Akademik eleştiri bağlamında Mehmet Rauf’un Eylül adlı romanı(Journal of Turkish Studies, 2017-03-15) Zariç, MahfuzGünümüzde metin incelemesinde Rus Biçimciliği (Biçimcilik), Fransız Biçimciliği (Yapısalcılık) ve Amerikan Biçimciliği (Yeni Eleştiri) gibi yöntemler yerini metin merkezli Akademik Eleştiriye bırakmıştır. Akademik Eleştiri, metin incelemesi için değişmez bir şablon önermez. Eleştiri için gerekecek temel ölçütleri ve ana başlıkları belirler. Bu anlayışa göre incelemede kullanılacak olan konu başlıklarının belirlenmesinde edebî metin biçim ve içeriği esas alınmalıdır. Bu bağlamda Servet-i Fünûn döneminin yazarlarından Mehmet Rauf’un Eylül adlı psikolojik romanında özellikle “bakış açısı ve anlatıcı, kişilerin sunuluş biçimi ve dönüşümleri, kişilere isim verilmesi, merkezi kişilerin yaşadığı temel çatışmalar, anlatının merkezindeki aşk unsurunun kurgulanmasında ayrılıklar ve kavuşmalar, paylaşılan sırlar ve eşyalar, birbirini anlayamama, yanlış anlama ve nihayetinde anlama, kıskançlık ve aldatılma şüphesi, ortak ilgiler ve itiraflardan yararlanma; zamanın kullanımı ve sunuluşu, mekân unsurları; zaman ve mekânın kişilerin ruh hâline etkisi, dil ve üslûp özellikleri, üslûpta mizah;” unsurları üzerinde durulabilir. Romandaki “anlatım yöntem ve teknikleri, kurguda ilgi uyandırma, roman kişilerinin yaşadığı gerilimler, anlatıdaki düğümler ve çözümler, rastlantılar, diyaloglar, tezler, çıkarımlar ve metnin estetik bütünlüğü” konuları da kurgu açısından dikkate değerdir. Bu yazıda Eylül romanı üzerine yazılmış makale ve tezlerde hangi unsurların öne çıkarıldığı hakkında bilgi verildikten sonra metnin incelenmesi ve yorumlanmasında “yazar merkezli, dönem/sosyal çevre merkezli ve okur merkezli eleştirel” yaklaşımlardan da faydalanılacaktır.Öğe B. Nihan Eren’in Kör Pencerede Uyuyan adlı öykü kitabı üzerine bir inceleme(RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2021-06) Karadeniz, MustafaÇağdaş Türk öykücülüğünün genç yazarlarından biri olan B. Nihan Eren’in Kör Pencerede Uyuyan adlı öykü kitabı, bilinçle kurgulanmış ve birbirine sıkıca bağlı yirmi öyküden oluşur. “Gece” ve “Gün” adlı iki bölümden oluşan kitaptaki öyküler, ortak bir zaman diliminde ve mêkanda geçer. Aynı zaman ve mekân üzerine kurgulanan öyküler, birbiriyle kesişerek birbirine işaret ederek ve birbirini aydınlatarak gelişir. Öykülerin içerdiği bu özellik, Kör Pencerede Uyuyan’a bir romandaki gibi bütünlüklü bir yapı da kazandırır. Başka öykücülerde sadece atmosfer oluşturmak için kullanılan nesne veya ayrıntılar, Eren’in öykülerinde olay örgüsünü aydınlatan bağlantı noktaları olarak işlev kazanır. Kitaptaki öykülerde yalnız, mutsuz, kaygılı, umutsuz, geçmişinde hayal kırıklıklarını ve terk edilmişlikleri barındıran muhtelif yaş gruplarına ait insanlarla karşılaşılır. Eren, aynı toplumsal yapı ve zaman diliminde yaşama tutunmaya çalışan “kırık hayatlar”dan manzaralar sunar. Bu manzaralar yoluyla, öykü karakterlerinin yaşadıklarının aslında toplumsal yapıya hâkim olumsuzluklardan kaynaklandığını ima etmeye çalışır. Kitaptaki öykülerde görünüşle gerçek arasındaki derin uçurum ve topluma hâkim ikiyüzlülük Eren’in eleştiri oklarının temel hedefi olur. Eren’in öykülerindeki bu kurgu ve içerik uyumu, dil ve anlatım tutumuyla da desteklenir. Kör Pencerede Uyuyan adlı öykü kitabına yönelik biçim, kurgu, dil ve muhteva eksenli bir inceleme bu makalenin temel konusunu oluşturmaktadır. Bu inceleme yoluyla Eren’in öykü anlayışının temel bileşenlerini ve bunların birbiriyle olan ilişkisini saptamaya çalışmak amaçlanmıştırÖğe Dinî çocuk edebiyatı açısından olağanüstü, kurgu ve gerçeklik(Batman Üniversitesi, 2021-12-14) Şener, Osman ZahitBirçok edebi eser, eldeki verili ve yaşanan gerçekliğin ötesinde, bu gerçekliğin insanın duygu ve zihin dünyasında meydana getirdiği etkiler üzerinden kurgulanmıştır. Bu kurgusal yapı, somut gerçeklikle her zaman birebir uyuşmayabilir, hatta kimi zaman olağanüstü ve düşsel unsurlar içerebilir. Destan, efsane, masal, menakıp gibi geleneksel edebi türler ve modern bir tür olan fantastik, çoğu zaman mevcut gerçekliğin ötesinde insanın hayal gücünün yaratımı olan düşsel unsurlarla kurgulanmıştır. Bu düşsel ve olağanüstü kurguyu, birçok geleneksel dönem Türk İslam edebiyatı eserinde ve günümüz çocuk edebiyatı eserlerinde yaygın olarak görmek mümkündür. Bu çalışmada, öncelikle olağanüstü düzlemde kurgulanmış ve düşsel unsurlar içeren metinlerin Dinî çocuk edebiyatı açısından imkân ve sınırlılıkları değerlendirilmiştir. Çalışmada irdelenen ikinci konu, olağanüstü unsurlar içermeyen ve gerçeklik düzleminde kurgulanmış Dinî çocuk edebiyatı metinleri söz konusu olduğunda; bu metinlerdeki kurgunun gerçeklikle ilişkisinin veya dini kaynaklarla uyumunun nasıl değerlendirilmesi gerektiğidir. Bu noktada, peygamberler ve sahabiler gibi gerçek şahısların, gerçek olayların veya İslam’ın iman, ibadet ve ahlak esaslarına ilişkin dini içeriğin etrafında yapılacak bir kurguda, dini içeriğin kendine has özellikleri sebebiyle bazı sınırlamaların ortaya çıktığı görülmektedir. Bu sınırlılıklar konusunda; din eğitimi, temel İslamî ilimler, edebiyat, estetik ve çocuk edebiyatı gibi farklı disiplinlerin yaklaşımları doğrultusunda ortak bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.