4 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Öğe 2587-2588 numaralı (H. 1247/ M. 1832) Harput Sancağı Arapgir Kazası müslüman- gayrimüslim nüfus defterlerinin trankripsiyonu ve karşılaştırmalı değerlendirmesi(2019-02-22) Erman, Ozan; Türkmen, Mustafa Nuriİmparatorluk özelliğine sahip olan Osmanlı’da yürütülen nüfus hizmetleri, geçmişten günümüze kadar devam eden uzun bir tarihi serüvene sahiptir. Osmanlı Devletinin kuruluşundan itibaren asker toplamak ve vergi almak amacıyla belirli aralıklarla tahrir yapılmış ve çeşitli kayıtlar tutulmuştur. Osmanlı’da modern anlamdaki nüfus hizmetleri, 1831 nüfus sayımından sonra Dâhiliye Nezareti bünyesinde Ceride-i Nüfus Nezareti ve bu işleri Sancaklarda yürütecek Defter Nazırlıklarının kurulmasıyla başlamıştır. 1831 tarihinde yapılan ilk genel nüfus sayımından sonra 1844, 1852, 1856, 1866, 1881, 1882 ve 1905 gibi değişik tarihlerde bölgesel veya genel nüfus sayımları yapılarak, kayıtların güncel tutulmasına önem verilmiştir. Osmanlı Devleti’nin XIX. Yüzyıldaki toplumsal, siyasal ve ekonomik tarihini büyük ölçüde nüfus ve nüfus hareketleri belirlemiştir. Nüfus defterleri tutuldukları yerlerle ilgili olarak başta mahalle ve köy isimlerini vermek suretiyle, idari yapılanmayı, erkek nüfusun sayısını ve askerlik durumlarını, vergi mükelleflerini, doğum ve ölüm tarihlerini, kullanılan isim ve lakapları ortaya koyması açısından büyük önem taşırlar. Bu bilgilerin bulunduğu 02587 ve 02588 numaralı Harput Sancağı Arabgir Kazası Müslüman ve gayrimüslim defterleri hicri 1247 Miladi 1832 tarihli nüfus istatistiklerini içerir. Defterdeki bilgiler nüfus, yaş, lakap, meslek, yer değişikliği, vergi, fiziksel engel durumu gibi başlıklar halinde tablolar halinde tasnif edilmiştir. Elde edilen bilgiler üzerinden dönemin demografik, ekonomik ve sosyal yapısı hakkında birçok sonuca ulaşılmıştır.Öğe 1935 nüfus sayımı ve Bingöl’ün nüfus potansiyeli(Batman Üniversitesi, 2017) Çoban, Ebru; İlyas, AhmetTarih boyunca varlığını sürdürmüş olan her devlet, mevcudiyetinin çeşitli dönemlerinde sahip oldukları gücü tespit edebilmek amacıyla nüfus sayımı yapma ihtiyacını duymuştur. Çünkü bu sayımlardan elde edilen netice, devletlerin gerek ekonomik gerekse de sosyal gücünü ifade eden önemli bir ölçüttür. Türkiye’de de Cumhuriyet’in ilanından önce benzer amaçlarla uygulanmaya başlanan nüfus sayımları, Kurtuluş Savaşı sonrasında meclisin gündemindeki en önemli konulardan biri olmuştur. Savaş sonrasında ekonomik sosyal ve askeri sorunlara eğilebilmek için Türkiye nüfusunun tespit edilmesi Cumhuriyet döneminin ilk nüfus sayımı ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde ilk kez yapılan 1927 Genel Nüfus Sayımı ile birlikte 1935 yılından sonra nüfus sayımları sonu 0 ve 5 ile biten yıllarda uygulanarak her beş yılda bir tekrarlanmıştırÖğe Erken Cumhuriyet’in ilk nüfus sayımında Diyarbakır (1927)(Tarih Okulu Dergisi (TOD), 2018-12) İlyas, Ahmet; Çoban, EbruCumhuriyet Türkiye’sinin temelinin atıldığı II. Meşrutiyet dönemi yeni bir devletulus birlikteliğini öneriyordu. Zira geç Osmanlı Devleti’nin yıkılış sürecine girmesinde etkili olan husus çok kültürlülük, çok uluslu ve heterojen toplum yapısıydı. Milli Mücadelenin başarıya ulaşması sonrası yönetici tabaka İttihat ve Terakki’nin yarım bıraktığı ulus-devlet anlayışını tamamlamak için siyasi, sosyal, ekonomi ve kültürel alanda önemli değişikliklere gitmiştir. Devlet yeni siyasal kimliğini oluştururken ulusdevlet inşa sürecinde yapılan değişikliklerden bir tanesi de nüfus sayımları olmuştur. Çünkü yeni kimlik arayışında olan yeni devlet siyasi ve sosyal politikalara yön vermek için nüfusun özelliklerini bilmesi gerekirdi. Türk tarihinde ilk kez bilimsel yöntemlerle nüfusun sayımı 1927 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmanın amacı, Cumhuriyet döneminde yapılan ilk nüfus sayımının Diyarbakır ili çerçevesinde ele almaktır. Daha çok nicel-nitel verilerden oluşan bu çalışmada; Diyarbakır ili nüfusunun yoğunluğu, medeni hal durumu, okur-yazarlık oranları, meslek kolları, yaş grupları, konuşulan anadiller ve dini inançlar açısından özellikleri hakkında veriler yer almıştır. Çalışmanın konu olarak ele alınmasında, Diyarbakır ilinin geçmişi hakkında birçok yazı kaleme alınmasına rağmen Cumhuriyet döneminde ulus-inşa süreci içerisinde yer alan 1927 yılında yapılan nüfus sayımı verilerinin araştırılmamış olması önemli bir eksikliğin giderilmesi gerektiği yönünde olmuştur. Çalışmada başta kullanılan kaynaklar Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü’nün hazırlamış olduğu fasiküller ve dönemin basını dikkate alınmıştır.Öğe Cumhuriyet döneminde Siirt'te nüfus mühendisliği (1927-1950)(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-06-23) Arpacık, Osman; Yaşar, SelmanGeçmişi M.Ö. 3000'li yıllara kadar uzanan Siirt şehri Mezopotamya ile Anadolu uygarlıklarının kesiştiği bölgede kurulmuştur. Siirt şehri Osmanlı Devleti'ne katıldığı ilk dönemlerde Diyarbakır vilayetine bağlanmış, daha sonra Bitlis vilayetine bağlanan Siirt şehri, Cumhuriyetin kurulmasından hemen sonra da il statüsüne kavuşturulmuştur. Bu dönemlerde de önemli demografik değişimlere uğramıştır. Cumhuriyet Döneminde Siirt'te Nüfus Mühendisliği (1927- 1950)" adlı tez çalışmasının amacı Siirt ilinin, demografik yapısı ve tarihsel gelişimine dair veriler tespit edilerek ortaya koymaktır. Dört bölüm halinde hazırlanan ve eldeki veriler kapsamında, 1927-1950 Yılları arasında Siirt ilinin nüfus yapısındaki değişim, gelişim ve potansiyeli ayrıntılı bir şekilde incelemeye çalışılmıştır. Giriş kısmında nüfus kavramı, nüfus kavramının tarihsel gelişimi ve geçmişten günümüze dünyada yapılan nüfus sayımları ele alınmıştır. Birinci bölümde Siirt ilinin ilk çağlardan Osmanlı Devleti ve Milli Mücadele Dönemi'ne kadar olan tarihsel geçmişi hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiştir. Ayrıca Osmanlı Devleti döneminde yapılan nüfus sayımlarından ve Siirt nüfusundan da bahsedilmiştir. İkinci bölümde Siirt ilinde Cumhuriyet'in kuruluşundan 1950'li yıllara kadar meydana gelen sosyal, siyasal ve iktisadi gelişmeler ele alınmıştır. Üçüncü bölümde ise tezin asıl konusunu oluşturan ve 1927-1950 yılları arasında Siirt ilinin nüfus yapısı ve özelliği hakkında mevcut veriler ile tablolar oluşturularak aktarılmaya çalışılmıştır. Son olarak da tezin dördüncü bölümünde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin uyguladığı nüfus politikalarına kısaca değinilmiştir.