23 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 23
Öğe Uluslararası kültürel miras mevzuatı(Kültürel Mirasın Dostları Derneği, 2007) Aydın, Mahmut; Öz, Ali Kazım; Güner, Saadet; Aydın, Mahmut; Öz, Ali Kazım; Güner, Saadet; Kapan, DenizÖğe Uluslararası Mühendislik, Doğa ve Sosyal Bilimler Sempozyumu (ISENS-21): Bildiri tam metin kitabı 25-28 Kasım 2021(Batman Üniversitesi, 2021) Demir, İdris; Aydın, HüseyinÖğe Dilin genel durumu ve dillerin karşılaştırılma olanağı(Cinius Yayınları, 2017-12) Yaş, EminLinguistik araştırmalar insanın ilk kelimeyi çıkarması için 2 milyon yıl kadar bir zaman geçirdiğini belirtir. Teori ve varsayımların dışında ileri sürülebilecek kanıtlar eski canlı kemikleri, insanların tarihte kullandıkları araç gereçler, mağaralara ve kayalara çizilen resimler ve bazı fosillerdir. Günümüzde yaklaşık 6.000 dil vardır. Dünyada yaşayan her insanın, her grubun, hatta medeniyetin ulaşmadığı Afrika ve Avusturalya kıtalarındaki her kabilenin bir doğal dili vardır. Peki dil bu güne gelinceye kadar nasıl bir evrim geçirdi? Hangi biyolojik, psikolojik, sosyolojik, ontolojik ve teolojik faktör veya faktörler insanın bir dile sahip olmasını mümkün kıldı? Yeryüzündeki tüm dillerin kökeni aynı mıdır? Başlangıçta bir dil mi yoksa bir kaç tane dil mi vardı? Dil, insan genetikleri yoluyla mı sonraki nesillere aktarılır? Bugün dilleri birbiriyle karşılaştırılmak ne kadar mümkündür? Bunun bilimsel araçları nelerdir? Elinizdeki bu kitabın amacı dilin tarihsel ve şimdiki durumunu genel bir bakış çerçevesinde incelemek ve dillerin birbirleriyle ne kadar karşılaştırılabileceğini örneklerle anlatmaktır. Özellikle yabancı dil öğretmenlerine önerilir. Bir de herkesin anlayabileceği, severek okuyabileceği bilgileri içerir. Dilbilimin derin bilgilerine gerek yoktur. Linguistikte okuyan öğrenciler için 5, 6 ve 7. bölümlerde oldukça faydalı bilgiler yer almaktadır. Bu bölümlerde bazı dilbilimsel konular işlendi. Fakat herkesin ve her tabakadan insanın kavrayabileceği biçimde verildi. Yine kitapta şunlar aydınlatıcı olmaktadır: Okumayı kolaylaştıran şemalar, tablolar ve resimler; anlamayı kolaylaştırmak ve daha fazla bilgi için bazı referanslar; dilbiliminin öncülerinden sayılan dilbilimcilerden verilen İngilizce ve Türkçe alıntılar; bazı konular anlatılırken bilgileri madde şeklinde sıralamak; dilbiliminde hiçbir ön bilgiye sahip olmadan herkesin kolayca anlayabileceği bir dilin kullanılması; genel kavramlar için kitabın sonuna eklenen bir ek sözlük. Ayrıca aktarılan dilbilimsel açıklamalar, tanımlamalar ve araştırmalar dallar arası bir açıdan ele alınmıştır.Öğe Nehir Millet ve Aydın Menderes(Batman Üniversitesi Yayınevi, 2021-08) Demir, İdrisMilletimiz, kökleri tarihin derin mazisinde, gövdesi halde, dalları ve yaprakları istikbale uzanan; mazide, halde ve istikbalde hatıraları, temayülleri ve tasavvurlarıyla birleşmiş bir varlıktır, maziden gelip halden geçerek istikbale akan bir nehir gibi... İnşa edilmekte olan bu sürekli tecezzinin yerine İslam'ı (fütuhat), istikrarı (devlet), hosgörüyü (birlik) ve bunların muhassalası olarak da refahı temin edecek olan düzendi. Nehir milletin yan kolları hızla onu oluşturmaya doğru koşuyorlardı. Etnik ve inanç farklılıkları nasıl bir ayrışma sebebi değillerse zihinlere ve hafızalara kodlanmış hususlarda birbirileriyle bölünmez bir bütün teşkil etmeye bağlamıştı.Öğe Irak'tan Türkiye'ye hayatlar; Güneydoğu'da sığınmacı kadınlar(Belge Yayınları, 2017-10-20) Arslan, YusufKim yerini, yurdunu, yuvasını bırakıp da başka yerlere gitmek ister? Yuvanız, yurdunuz sizi öldürmek üzere ant içmiş eli silahlı adamlarca işgal edilmiş ise siz de belirsizliğe güven duymak mecburiyetinde kalır mısınız? Üzerinde yaşadığınız dünyaya patojenik davranışlar sergileyen güçlerce saldırılsa ve izinizi buldukları anda öldürüleceğiniz, tecavüze uğrayacağınız, köle olarak alınacağınız kesin olsa ne yapardınız? Gücünüz yettiğince karşı mı koyardınız? Peki ama gücünüz yetmediğinde ne yapardınız? Kalmak mı daha zor olurdu gitmek mi? Kişiye göre değişir belki ama gitmekte öyle kolay olmazdı. Kalsaydınız vatansever, gitseydiniz mülteci olurdunuz.Öğe Uzun yürüyüş : arkeolojik hayvan kalıntılarının hikâyesi arkeozooloji bilimi nedir ?(Ege Yayınları, 2020-10) Gündem, Can Yumniİnsanoğlunun dünya üzerindeki hikâyesi, geçmiş zamanlardan bugüne aslında uzun yürüyüş ve arayışlar ile geçmiştir. Bu kitabın özü de, arkeolojik kazılardan çıkarılan hayvan kalıntılarının incelenmesinin metotlarını tanıtmak ve önemini anlatmaktır. İşte bu noktada kesinlikle fark ediyoruz ki, insanoğlu bu uzun yürüyüşü sırasında aslında diğer hayvanlar âleminin bireyleri olmadan bugünlere gelemezdi. Eğer bu yolculuğa devam edeceksek ki ediyoruz, yine onlarsız olmayacağını anlamamız gerekmektedir. Neden bu kitap? Arkeozoolog olarak ülkemizde Arkeozooloji Bilimini kendi dilimizde tanıtacak bir kitabın eksikliği yadsınamaz bir gerçekti. Ben arkeologlarımızın, arkeozoolog adaylarının, öğrencilerin ve meraklıların kütüphanelerinde bu bilimi tanıtan ve anlatan Türkçe bir çalışmanın olmasını istedim. Bu kitap ağırlıklı olarak Arkeozooloji Biliminin ortaya çıkışını, gelişimini, amaçlarını ve metodik yöntemlerini tanıtmak için hazırlanmış olup, bu kitabın devamı olarak hazırlanan ikinci kitap ise ağırlıklı olarak hayvan kemiklerinin tanımlama yöntemleri, iskelet ve kemikler üzerinden tanımlamalar, istatistik çalışma yöntemleri ve terminoloji ağırlıklı bir çalışma olarak hazırlanmaktadır.Öğe Koleksiyonların belgelenmesi(Kültürel Mirasın Dostları Derneği, 2016) Stiff, Matthew; Paolini, Anna; Migliorati, Beatrice Beccaro; Aydın, Mahmut; Bozkurttan, RamazanÖğe Geç Antik Çağ’da bir kırsal yerleşim : Dede Harabeleri(Ege Yayınları, 2019) Kozbe, Gülriz; Caner, Eyüp; Güngör, AkarcanMÖ 3. yüzyıl ile MS 7. yüzyıl sonuna dek yaklaşık 1000 yıl iskân görmüş olan Dede Harabeleri, bu süreç içerisinde tarımsal üretime yönelik kırsal bir yerleşim olarak varlık göstererek Hellenistik Dönem’den Geç Antik Dönem’e kadar bu kimliğini kesintisiz korumuş olmalıdır. Gerçekleştirilen kurtarma kazıları sonucunda, yerleşimde en az beş ayrı mimari tabakanın oluştuğu ve erken dönemden geç dönemlere doğru yerleşimin sınırlarının sürekli genişlediği tespit edilmiştir. Ağırlıklı olarak tarımsal üretime yönelmiş kırsal bir yerleşim şeklinde tanımlanmakla birlikte; Dede Harabeleri’nde yaşayanların standart bir yaşam tarzı içinde, standart tek bir iş koluyla meşgul olmadıklarını; tarımsal üretimin yanı sıra dokumacılık, hayvancılık ve maden işçiliği gibi birden fazla faaliyeti aynı anda gerçekleştirdiklerini söyleyebiliriz. Dede Harabeleri’nde “işlevsellik” her zaman ön plandadır. Yaşam tamamen üretime yönelik faaliyetler çerçevesinde şekillenmiş ve bu durum yerleşim dokusunun tamamına nüfuz etmiştir. Burada mimari, devşirme malzemenin yanı sıra doğadan elde edilen tüm malzemeler, hiçbir işleme tabi tutulmadan gelişigüzel kullanılarak şekillendirilmiştir. Gerek kullanılan seramikler; gerekse mimari sadece araç olarak görülmüş; amaç ise her zaman pratik üretim olmuştur. Türkiye’de kırsal yerleşim arkeolojisi açısından bugüne dek yapılan araştırmaların yetersiz olması nedeniyle barındırdığı kırsal nüfusun dinamik ve üretken yaşamını ortaya koyan Dede Harabeleri bu açıdan Geç Antik Çağ arkeolojisinde farklı bir yere sahip olacak eşsiz bir laboratuvar görünümündedir.Öğe Oyundan düğüne; Güneydoğu'da çocuk gelinler(Belge Yayınları, 2015-01-16) Arslan, YusufTürkiye'de çocuk gelinlerin sosyal bir problem olarak görülmesinin tarihi oldukça yenidir. Yetkililerin ve üniversitelerin uzun süre duyarsız kaldığı bu konu ancak feminist kadın hareketlerinin çabalarıyla sosyal bir problem olarak kabul edilmiş geçte olsa mücadele edilmeye başlanmıştır. Türkiye'de çocuk gelin sorunu var mıdır? Çocuk gelinlerin Türkiye ve dünyadaki durumu nasıldır? Çocuk gelinleri engellemek için Türkiye'de ve dünyada ne tür mücadeleler verilmektedir? Daha da önemlisi kız çocukları niçin erken evlendirilmektedir? Bu soruların yanıtlarını bulmak için hazırlanmış olan bu kitap her biri onlu yaşlarında evlendirilmiş Güneydoğulu kız çocuklarını ve onların gerçek yaşam öykülerini içermektedir. Alanında ilk kitap olma özelliği taşıyan Oyundan Düğüne Hayatlar: Güneydoğu'da Çocuk Gelinler adlı bu kitap kız çocukları üzerine çalışanlar için bir başvuru kaynağıdır. Kitabın ülkemizde eksikliği duyulan çocuk gelin araştırmalarına katkıda bulunacağı inancındayız.Öğe Petrol, göç ve değişim (Batman kentleşmesi)(Çizgi Kitabevi Yayınları, 2020-03-23) Türk, EmrullahTürkiye'de bazı kentlerin ortaya çıkışı veya büyümesinde, doğal kaynaklar belirleyicidir. Bu bağlamda, Hasankeyf yakınlarındaki Raman Dağı'nda 1940 yılında Türkiye'deki ilk petrol rezervinin bulunması, Batman kentleşme sürecinin başlangıcını oluşturmaktadır. Yıllar içinde petrol üretimi sayesinde gerçekleşen ekonomik dinamizm, sosyal, kültürel ve mekânsal değişim sağlayarak, Batman kentleşme sürecini son derece özgün kılmaktadır. Bu çalışmada, petrolden doğan kentin, 1950'li yıllarda başlayan kentleşme serüveni ve bu süreçte yaşanan değişim mercek altına alınmaktadır. Batman kentleşme sürecinde, 1955- 1985 periyodunda petrol üretiminin oluşturduğu ekonomik dinamizm ön plana çıkarken, 1985 sonrasında ise sanayileşmeden ziyade zorunlu göçün baskıladığı bir kent fotoğrafıyla karşılaşılmaktadır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »