Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 5 / 5
  • Öğe
    Gaybî haberler yönüyle Kur’ân’ın i‘câzı
    (Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, 2020-06-30) Doğan, Mehmet Zeki
    Her peygamberin nübüvvetini tasdik eden mucizeleri vardır. Hz. Peygamber’in de en büyük mucizesi Kur’ân’dır. Kur’ân, ümmî bir peygamber tarafından tebliğ edilmesi, erişilmez bir hidâyet kaynağı olması, beyân, belâgat nazm, tertip, üslûp, psikolojik etkileme gücü, teşrîʻ için koyduğu hükümler ve sonradan keşfedilen birçok ilmî gerçeğe işaret etmesi gibi pek çok yönden mu‘cizdir. Kur’ân’ın en önemli i‘câz yönlerinden biri de onun ihtiva ettiği gaybî haberlerdir. Âlimlerin çoğu, Kur’ân’ın gaybî haberler yönüyle mu‘ciz olduğunu kabul etmekte ancak bu i‘câz yönünün tek başına yeterli olamayacağını da ifâde etmektedir. Kur’ân’ın gaybî haberler yönüyle mu‘ciz olduğunu savunan âlimler, genellikle onu diğer i‘câz yönleriyle birlikte kabul etmektedir. Bu çalışmamızda öncelikle, Kur’ân’ın geçmişe, nüzûl zamanına ve geleceğe ait gaybî haberler yönüyle i‘câzı ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmeye ve incelenmeye çalışılacaktır.
  • Öğe
    Necm Suresinde İ‘câzü’l-Kur’an
    (Batman Üniversitesi, 2021-12-14) Turabi, Mehmet Hadin
    Hz. Peygamber’in en muazzam mucizesi olanKur’an, belâğî incelikleri ihtiva eden mucizü’l-beyân bir kitaptır. Araştırmanın hedefi Necm suresinde âyetlerdeki maksut manaların birbirine olan ahenk ve intibakını sağlamada etkisi olan belâğî üslupları tespit etmek, suredeki farklı kelime kullanımlarını i‘câzü’l-Kur’ân açısından tahlil ederek açıklamaktır. Bu bağlamda üslubu, nazmı ve belâğî incelikleriyle Araplarda büyük bir etki yaratan mezkûr sure, müfessirlerin de dikkatini celp etmiştir. Bu sebeple çalışmamızda ilgili âlimlerin sureyle ilgili belâgat, fesahat ve i‘câz açısından görüşleri özetlenmeye çalışılacaktır. Âyetlerdeki taksimat, iltifat ve tekrarın duygulara olan hüsn-ü tesiri açıklanacaktır. Ayrıca Kur’an nazmının maksut manaları ifade etmede bazı kelimeleri seçmesindeki sebep ve hikmetlere değinilecektir. Şüphesiz Kur’an-î tabirin güzelliği muhatapların ruhlarına derin nüfuz ederek Allah’ın emirlerine sımsıkı bağlanmalarını sağlamıştır. Dolayısıyla inanıp emirlerini harfiyen yerine getirdikleri Allah’ın kelâmına tamamen teslim olmakla neticelenmiştir. Söz konusu sure üstün vasıfları kendinde barındıran i‘câzü’lKur’an’ın eşsiz bir örneğidir.
  • Öğe
    Kur’ân âyetleri ışığında embriyo aşamaları
    (Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, 2020-12-31) Doğan, Mehmet Zeki
    Kur’ân, pozitif bilim dallarına ait birçok konuya temas etmektedir. Bunlardan biri, insanın yaratılış aşamalarını ele alan embriyoloji konusudur. Zira insanın nasıl yaratıldığı ve hangi aşamalardan geçtiği sorusu öteden beri insanların zihinlerini meşgul etmektedir. Mümtaz bir konuma sahip olan insanın yaratılış aşamalarıyla ilgili Kur’ân’da pek çok kevnî âyet bulunmaktadır. Yalnız bu âyetler, Kur’ân’ın kendine özgü tertibi içerisinde değişik sûrelere serpiştirilmiş bir vaziyette bulunmaktadır. Kur’ân’da embriyolojiye ait bilgilerin yer alması, birçok ilim adamını bu yönden Kur’ân’a yönelmeye sevk etmektedir. Bilim ve teknoloji geliştikçe, embriyoloji ile ilgili Kur’ân âyetlerindeki esrar perdesi biraz daha aralanmakta ve bilimsel açıdan Kur’ân’a yöneliş de o oranda artmaktadır. Çalışmamızda öncelikle embriyonun aşamaları olan nutfe, alaka, mudğa, kemik ve et aşaması; ilgili kevnî âyetlerden, hadislerden, İslâm âlimlerinin görüşlerinden ve günümüzde geçerliliğini koruyan modern embriyolojinin verilerinden de istifade edilerek dörtlü bir tasnif halinde incelenecektir.
  • Öğe
    Kur’ân’da birey ve toplumun inşası
    (Batman Üniversitesi, 2022-07-04) Solmaz, Mekki
    İnsan, Yüce Yaratıcıya kulluk için yaratılmıştır. Yaratıcıya kulluk, ona bağlılık, onunla irtibatlı olarak ve onun ölçüleri doğrultusunda yaşamaktır. Bu amaç doğrultusunda insan hem maddî hem manevî yönden en güzel biçimde ve donanımlı olarak yaratılmıştır. İlk âyetin inzali ile Kur’ân’ın toplumu inşa etme süreci başlamıştır ki bu süreç yaklaşık yirmi üç yıl devam etmiştir. Bu süre zarfında iman, ibadet, ahlâk ve diğer alanlarda değişimler gerçekleştirilmiştir. Asıl amaç yeni bir hayat tarzı inşa etmektir. İlahî iradenin uygun gördüğü hususlar aynen kalmış veya kısmen değiştirilmiştir. Kur’ân, yeni bir toplum inşa çalışmasında öncelikle iman esasları üzerinde durmuş, daha sonra toplumsal meselelere değinmiştir. İmanî meselelerde tedrîcîlik kabul edilmediği için bu alandaki dönüşüm daha hızlı olmuştur. İmanî meselelerin dışındaki diğer meselelerde ise dönüşüm ve inşa, sürece yayılmıştır. Buradaki dönüşüm ve inşa; ibadetlerin düzenlenmesi, kötülüklerin yasaklanması, bireysel veya toplumsal ahlâkî hastalıkların iyileştirilmesi şeklinde olmuştur. Toplumdaki güzel davranışlar vahiyle takdir edilmiş ve bu davranışların toplumun geneline yayılması istenmiştir. Bu durum Kur’ân’ın bir toplumu inşa ederken dine uygun yönlerinin devamına müsaade etmesine ve geliştirmesine dönük yönünü oluşturmaktadır. Bu çalışmada bireyin ve toplumun inşası genel yönleriyle ele alınmıştır. İnşada öncelikler ve yöntemler ile beraber toplumsal inşa alanları da irdelenmiştir. Kur’ân’ın nüzûlünden sonra hayatın ve dolayısıyla toplumun tedrîcî bir şekilde inşası anlatılmış, Kur’ân’ın nüzûl süreci ve davet metodundan hareketle insanı ve cemiyeti yetiştirme ve inşa sürecinde nasıl bir yol takip edilmiş ise o tespit edilmiştir. Günümüz tebliğicisinin de yaşanılan o süreci okuyup, anlayıp ve irşad görevini o minval üzere sürdürmesi hedeflenmektedir.
  • Öğe
    Şûra Sûresi örnekleminde Kur’an’da belâgat
    (Batman Üniversitesi, 2021-06-01) Uzun, Rahmetullah; Keskin, Uğur
    İnsanda doğuştan bir meleke olarak var olan belâgat, sözün açık, net ve anlaşılır olmasıdır. Belâgat, aynı zamanda sözün uygun zaman ve mekânda söylenmesidir. Kur’an indiği dönemde Araplarda belâgat ileri düzeye ulaşmıştı. Araplar o dönemde belâgate çok önem veriyor ve bunu birbirlerine üstünlük aracı olarak kullanıyorlardı. Kabilelerin şairleri, onların adeta kahramanlarıydı ve halk üzerinde büyük etkileri vardı. Öyle ki şairler söyledikleri şiirleriyle savaşa ve barışa sebep olabiliyorlardı. Panayırlarda şiir yarışmaları düzenleniyor ve beğenilen şiirler Kâbe’nin duvarına asılıyordu. Belagatin zirvede olduğu bu dönemde Kur’an indi ve belagatiyle meydan okudu. Dönemin en iyi şairleri bile Kur’an’ın belâgati karşısında aciz kalmış ve hayretlerini gizleyememişlerdi. Kur’an’ı daha iyi anlamak ve Kur’an’daki bu eşsiz belâgatin inceliklerini ortaya çıkarmak için geçmişten günümüze kadar birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada Kur’an’ın sûrelerinden biri olan Şûra Sûresindeki belâgat kavramları ve kullanımları ele alınmıştır. Ayrıca belâgat ilmi ve Şûra Sûresi hakkında kısaca bilgi verilmiş ve ayetlerde geçen edebi sanatlara değinilmiştir.