26 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 26
Öğe In Vitro ve In Vivo yetiştirilen antepfıstığı (Pistacia vera L.)’nın tuz ile (NaCl) elisitasyonu, enzim inhibisyonu ve antihipertansif aktivitelerinin belirlenmesi(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-06-30) Eren, Zelal; Ayaz Tilkat, Emine; Akdeniz, MehmetBu çalışmada, Pistacia vera L. (Antepfıstığı)’nın tohumları farklı tuz konsantrasyonlarının (0, 50, 150, 250 mM) elisitör olarak kullanıldığı, ancak herhangi bir bitki büyüme düzenleyicisi içermeyen Murashige ve Skoog (MS) besi ortamında bir kontrol grubu ile birlikte çimlendirilmiştir. Kontrol ve elisitasyon grubuna ait kök, gövde ve yaprakları ile In vivo (doğal) koşullarda yetişen erkek ve dişi genotiplerine ait kök, gövde ve yapraklarının antihipertansif ve antioksidan aktiviteleri ile enzim inhibisyon aktiviteleri incelenerek karşılaştırılmıştır. Genel olarak tuz elisitasyonu uygulamalarının biyolojik aktiviteyi kontrol gruplarına oranla arttırdığı, bunun yanı sıra In vivo kökenli ekstrelerin In vitro kökenli ekstrelere kıyasla daha yüksek değerlere sahip olduğu tespit edilmiştir. En yüksek antihipertansif aktivite (77,7) In vivo dişi yaprak ekstrelerinden elde edilmiştir. Ayrıca, bütirilkolinesteraz (BChE) enzim inhibisyonuna karşı In vivo kökenli ekstrelerin daha etkili sonuçlara sahip olduğu tespit edilmiştir. Test edilen ekstreler arasında In vivo genotiplere ait erkek kök ekstrelerinin hem antiüreaz (61,98±1,71) hem de antitirozinaz (35,28±0,27) aktivite bakımından güçlü inhibitör etki gösterdiği belirlenmiştir. In vivo dişi genotiplerin kök kısımları toplam fenolik içerik (316,79±4,26), ve In vivo erkek genotiplerin kök kısımları ise, toplam flavonoid içerik (44,37±1,55) bakımından zengin bulunmuştur. Çalışılan tüm ekstreler, antioksidan test sonuçlarına (DPPH, ABTS ve CUPRAC) göre antioksidan aktivite sergilemiştir. Bununla birlikte, In vivo erkek genotiplerin yaprak ekstrelerinin, bütillenmiş hidroksitoluen (BHT) ve a-Tokoferol (a-TOC) standart sonuçlarından önemli ölçüde daha yüksek antioksidan aktivite sergilediği kaydedilmiştir. Dolayısıyla, P. vera L.’nın bu tez kapsamında çalışılan kısımlarının farmakolojik çalışmalar için yüksek bir potansiyel teşkil ettiği sonucuna varılmıştır.Öğe Gümüş nanopartikül (AgNP) uygulamalarının Pistacia lentiscus L. sürgün kültürlerinde antioksidan ve antimikrobiyal aktivite üzerine etkileri(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-06-28) Yel, Orhan; Tilkat, EnginIn this study, shoots obtained from in vitro germinated seeds of Pistacia lentiscus L. (Mastic tree) were grown in MS medium supplemented with 2 mg/l Benzyladenine (BA) and 0.5 mg/l Gibberellic acid (GA3). A protocol has been developed that contains the necessary basic information about how different Ag nanoparticle (NP) concentration applications affect some growth parameters and biological activity capacities. Firstly, Ag nanoparticles at three different concentrations (1, 2 and 4 mg/l) were added to the axenic shoots of mastic seedlings germinated in vitro, antioxidant and antimicrobial activity tests were applied. The effects of AgNP applications on seed germination, some physiological growth parameters and secondary metabolite content were tested. In general, it was determined that AgNP applications caused an increase in both the amount of phenolic and flavonoid substances and in terms of antioxidant and antimicrobial activity compared to the control group. Among all tested parameters, the highest total phenolic content was obtained from 1 mg/l AgNP with 67.63±0.014 μg/mg, and the highest total flavonoid content was obtained from the application of 2 mg/l AgNP with 18.53±0.006 μg/mg. Furthermore, it was determined that 1 mg/l AgNP application had higher antioxidant activity (DPPH, ABTS and CUPRAC) results than other AgNP applications. In terms of antimicrobial activity, it was determined that 1 mg/l AgNP application showed moderate activity against Candida albicans (ATCC 10231) fungus and Escherichia coli (ATCC 25922) bacterial strains and low activity against Bacillus cereus (DSSM 4312) bacterial strains the tested parameters.Öğe Mor Kuryakos Manastırı (Batman) harç, sıva ve taş örneklerinin arkeometrik tekniklerle incelenmesi(Batman Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021-06-14) Yalçın, Caner; Bayazıt, MuratBu çalışmada Batman ilinde bulunan Mor Kuryakos Manastın’ndan temin edilen temsili taş, sıva ve harç örneklere çeşitli arkeometrik analizler uygulanarak malzeme karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. Bunlara ek olarak, yerel toprak karakterini belirlemek amacıyla yapıdaki temsili bir toprak örneği de incelenmiştir. Tez çalışmasında birim hacim, birim ağırlık, gözeneklilik, su emme ve tuz testleri, aynca agrega/bağlayıcı granülometrik analizi, ince kesit analizi, PED-XRF, XRD, FTIR, TGDTA ve SEM-EDX analizleri uygulanmıştır. Örneklere uygulanan spot testlerde ve ileri analitik analizlerde elde edilen sonuçlar bir arada yorumlanmıştır. Buna göre, yapıdaki taş ve harçlarda sınıflandırma yapılmıştır. Mineralojik ve kimyasal içerikler bölgedeki jeolojik oluşumlarla karşılaştırıldığında manastırda kullanılan taşların yerel ve/veya bölgesel karakterli olduğu söylenebilir. Analiz verilerine göre yapıda içerik bakımından farklı harçların kullanıldığı öngörülmektedir. İçeriği benzer olan bazı harçlarda tane boyut dağılımı sonuçlarına bakıldığında toplam agrega oranı yüksek, toplam agrega oranı düşük ve toplam agrega ile bağlayıcı oranı birbirine yakın olan harçlar olmak üzere agrega boyutlarına göre 3 grup belirlenmiştir. Agrega oranlarının benzer olmaması harçlarda hammadde kaynaklarının farklılığına işaret etmiştir. Sıvalarda yüksek karbonatlı hammadde içeriği ile kireç varlığı saptanmıştır. Toprak numunesindeki yüksek kalsiyum içeriği toprağın da yapı elemanları ile benzer olarak kireçli bir karakterde olduğuna ve özellikle petrografi ve XRD analizlerinde kile rastlanan harçlarda katkı olarak kullanılabilecek yapıda olduğuna işaret etmiştir. Bu tez çalışmasında elde edilen sonuçların manastırın mevcut yapı malzeme içeriği hakkında kapsamlı bilgiler sunduğu ve arkeometri literatürüne önemli katkılar sağladığı öngörülmektedir.Öğe Batman kenti deprem-zemin etkileşiminin incelenmesi(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-07-28) Can, Sümeyye; Alpaslan, NurayTürkiye, konumu itibarıyla deprem kuşağı üzerindedir. Bu durum, yapılaşmanın yoğun olduğu ve deprem riskinin yüksek olduğu bölgelerde zemin araştırmalarının daha kapsamlı yapılması ihtiyacını gerektirmektedir. Geoteknik mühendisliğinde, depremler gibi dinamik yüklerden kaynaklı zemin problemlerinin ayrıntılı araştırılması önem teşkil etmektedir. Bu çalışmada deprem kayıtları ile kayma dalgası hızları kullanılarak (Vs30) zemin yüzeyindeki ivme-periyot, hız-periyot, deplasman-periyot ilişkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmada Batman kent merkezindeki üç mahalle için (Gültepe, Tilmerç ve Fatih) kayma dalgası hızları kullanılmıştır. Bir boyutlu eşdeğer lineer analize dayalı analiz yapan EERA (Eşdeğer-Doğrusal Deprem Tepki Analizi) programı kullanılarak, kayma dalgası hızlarından zemin hakim periyot değerleri bulunmuştur. EERA (Eşdeğer-Doğrusal Deprem Tepki Analizi) programında bu kayma dalgası hız verileri kullanılarak 24.01.2020 de gerçekleşen Mw:6.8 büyüklüğündeki Elazığ-Sivrice depremi model deprem olarak kullanılmıştır. Beş farklı istasyondan alınan Elaziğ-Sivrice depremi ivme verileri EERA (Eşdeğer-Doğrusal Deprem Tepki Analizi) programında kayma dalga hızları (Vs30) ile etkileşime sokularak zemin-deprem etkisi araştırılmıştır. Kayıtları kullanılan istasyonlar; Elazığın Sivrice, Malatya Pütürge, Adıyaman Gerger, Elazığın Kovancılar, Kahramanmaraşın Pazarcıkdır. Çalışmanın sonucunda deprem verileri ve kayma dalga hızları etkileşime sokularak zemin-deprem etkisi araştırılmıştır.Öğe Batman yerel mutfağının gastronomi turizmine kazandırılmasına yönelik bir araştırma(Batman Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü, 2021-04-22) Aksoy, İlker; Gümüş, MuratTurizm faaliyetlerinin doğmasını sağlayan ve ana etkenlerinden olan bireylerin merak ve keşif duyguları; onların yeni yerler, kültürler ve destinasyonlar tanımalarını sağlar. Kişilerin bu ihtiyaçları turizm sektöründe kültür turizminin doğmasını sağlayarak destinasyonların, kültürel, tarihi, coğrafi, dini vb. değerlerini korumalarını ve bu değerleri de gelecek kuşaklara güvenle aktarılmasını yani sürdürülebilirliğini gerekli kılmıştır. Bu kültürel değerlerden birisi de bölgelere ait yerel mutfaklardır. Yerel mutfaklar; bir bölgenin kültürel, sosyal, tarihi, coğrafi ve dini değerlerini taşımakta ve bu değerleri aktarmada önemli bir araçtır. Bu çalışmanın amacı; Batman yerel mutfağına ait yemekleri keşfetmek ve Batman yerel mutfağının sürdürülebilirliğini, gastronomi turizmine kazandırılabilmesini yerel yiyecek işletmeleri aracılığıyla tespit etmektir. Araştırmanın amaçlarından biri de yerel kültürlerin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi açısından literatürde kayıt altına alınıp bir sonraki kuşağa aktarılmasıdır. Araştırma yöntemi olarak nitel araştırma yöntemi tercih edilmiş olup veri toplama tekniği olarak yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın alanı Batman ili olup örneklem belirlenirken maksimum çeşitleme ve amaca yönelik örnekleme yöntemleri kullanılıştır. Araştırmanın veri toplama süreci ve bulgular bölümü iki evrede ele alınmıştır. İlk evrede Batman yerel mutfağına ait yerel yemeklerin belirlenmesi için Batman ili ve ilçelerinde ikamet etmekte olan 58 katılımcıyla yüz yüze görüşme yapılmıştır. İkinci bölümde ise yerel mutfağın sürdürülebilirliğini yerel yiyecek işletmeleri aracılığıyla belirlemek için Batman merkezde bulunan mahalli yemekler üreten 15 yiyecek işletmecisi ve ustalarıyla yüz yüze görüşme yapılmıştır. Elde edilen bulgular betimsel analiz yöntemiyle işlenmiş olup veri haline getirilmiştir. Sonuç olarak Batman iline ait 85 yerel yemek tespit edilmiştir. Yerel mutfak kimliğinin gelişmemiş olduğu, yiyecek işletmelerinde yerel yemeklere gerektiği kadar yer verilmediği, işletmecilerin ve ustaların yerel mutfak hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları ve herhangi bir kamu veya özel kuruluşun bu konuda daha önce çalışma yürütmediği tespit edilmiştir. Batman mutfak kültürü bilimsel araştırmalar açısından göz ardı edilmiş olmasından ötürü yazılı herhangi bir kaynağın veya bulgusunun bulunmadığı da tespit edilmiştir.Öğe Mikronize kalsit içeren yüksek hacimde uçucu kül katkılı çimento harçlarının mikroyapısal özelliklerinin incelenmesi(Batman Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021-06-14) Demirel, Ömer; Demirhan, SerhatYüksek hacimde uçucu kül içeren katkılı çimento harçlarının sertleşmiş ve mikroyapısal özellikleri mikronize kalsit ve uçucu kül değişkenlerine bağlı olarak incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda, farklı uçucu kül-çimento oranı ve mikronize kalsit ikame oranı sırasıyla 0.0, 0.25, 0.54, 1.0 ve %0, %2,5, %5 olan on iki karışım tasarlanmıştır. Farklı kür yağlarında, sertleşmiş özellik ve mikroyapısal karakteristik itibariyle sırasıyla basınç dayanımı, ultrasonik ses dalgası deneyi ve taramalı elektron mikroskopu analizi yapılmıştır. Deney sonuçlarına göre; mikronize kalsit içeren karışımlarda özellikle uçucu kül ve mikronize kalsit kombinasyonuyla üretilen karışımlarda erken yağ sertleşmiş özelliklerinde belirgin düzeyde bir iyileşme elde edilmiştir. SEM görüntülerinde ise test sonuçlarını destekleyen sonuçlar gözlemlenmiştir. Her ne kadar uçucu kül kullanım oranı artışıyla birlikte erken yağ basınç dayanımında düşüş elde edilmişse de çekirdeklenme ve kimyasal etki mekanizmalarının bir neticesi olarak kontrol karıĢımına kıyasla 90 günlük basınç dayanımında daha yüksek sonuçlar elde edilmiştir. Mikronize kalsit içermeyen kontrol karışımı ile %35 oranında uçucu kül ve %2,5 oranında da mikronize kalsit içeren çimento harçları karışımlarının 90 günlük basınç dayanımı değerleri sırasıyla 43,2 MPa ve 51,9 MPa olup, endüstriyel yan ürün olan uçucu külün yüksek oranda ikame edilmesi ve kalsit ile uçucu kül kombinasyonuyla çimentonun karbon ayak izinde yüksek seviyede bir azalma elde edilmiştirÖğe Armox 500 çeliğinin TRD yöntemi kullanılarak NbC kaplanabilirliğinin araştırılması(Batman Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021-04-28) Güneş, Dara Hamit; Kılıç, MusaKutu sementasyon diğer bir tanımıyla termoreaktif Difüzyon (TRD) yöntemi diğer yöntemlere nazaran daha basit ve daha ekonomik bir kaplama yöntemidir. Ayrıca diğer yöntemlere göre oldukça yüksek kalitede kaplama tabakalar elde etmesini sağlar. Bu tez çalışmasında, ARMOX 500 zırh çeliği TRD yöntemi kullanılarak farklı sıcaklık (950, 1000 ve 1050 °C) ve farklı bekleme sürelerinde( 1, 2 ve 3 saat) NbC ile kaplanmıştır. İşlem sonrası kaplanmış numunelerin kaplama kalınlıkları ve mikroyapı morfolojisi optik mikroskop ile incelenmiştir. Ayrıca herbir parametrede üretilen kaplamalar taramalı elektron mikroskobu (SEM), Enerji dağılımlı spektrometresi(EDS), X-Işını kırınımı (XRD) cihazları ile mikroyapı, elementel dağılım ve faz bileşenleri analiz edilmiştir. Kaplama sonrası kaplama tabakası yüzeyinde oluşan mikro sertlik değerlerini belirlemek amacıyla sertlik değerleri ölçülmüştür. SEM ve EDS analiz sonuçlarından kaplama sıcaklık ve süresine bağlı olarak daha düzgün ve homojen kaplamaların oluştuğu yapılan analizler sonucunda tespit edilmiştir. EDS sonuçlarından görüldüğü üzere kaplama tabakasından alt tabakaya doğru gidildikçe Nb elementinin azaldığı, alt tabakadan kaplama tabakasına gidildikçe Fe elementinin tükendiği tespit edilmiştir. C elementinin ise kaplama tabakası ile birlikte arayüzün alt kısımlarına doğru gidildikçe artışını devam ettirdiği bunun temel nedeni olarakta alt tabakada yer alan C elementinin yüzeye doğru çıkmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Ayrıca arayüz bölgesinde Fe ve Nb elementiyle birlikte C elementinin belirlenmiş olması kaplama ile ara tabaka arasında difüzyonun gerçekleştiğini göstermektedir. XRD analiz sonucunda tüm numunelerde baskın fazın NbC olduğu bununla birlikte a - Fe fazınında oluştuğu tespit edilmiştir. Kaplama yüzeylerinden alınan mikrosertlik ölçüm sonuçlarında en düşük sertlik değerinin 950 C sıcaklık ve 1 saat süre ısıl işleme tabi tutulmuş numunede 390 HV ile alt tabakadan elde edilirken, en yüksek sertlik değeri ise 1050 °C sıcaklık ve 3 saat süre ısıl işleme tabi tutulmuş numunede 3825 HV ile kaplama tabakasından ölçülmüştür. Sertlik değerleri sonucunda uygulanan sinterleme sıcaklığına bağlı olarak kaplama tabaka yüzeyinin daha homojen ve daha yüksek sertlik değeri ile sonuçlandığı tespit edilmiştir.Öğe Aramid fiber ve B4C parçacık ile takviye edilmiş Al7075 matrisli kompozitlerde haddelemenin ve yaşlandırmanın mekanik ve tribolojik özelliklere etkisi(Batman Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021-06-28) Demir, Mehmet Emin; Çelik, Yahya HışmanAlüminyum alaşımlarının düşük üretim maliyetleri, iyi mekanik özellikleri ve yüksek korozyon dirençleri otomobil ve uzay endüstrisinde kullanılmalarını cazip kılmaktadır. Bu alaşımların farklı takviye parçacıkları ile güçlendirilmesi, ısıl işleme tabi tutulması veya haddelenmesi fiziksel, mekanik ve tribolojik özellikleri olumlu etkiler. Bu çalışmada, Al7075 alaşım matrisine 4 farklı takviye oranında (%4, %8, %10 ve %12) B4C parçacık ve aramid fiber ilave edilerek sıkıştırma döküm yöntemi ile malzemeler üretilmiştir. Üretilen malzemelerin mikroyapıları SEM ve optik mikroskop ile incelenmiş, faz oluşumları ise XRD ve EDX ile analiz edilmiştir. B4C/Al7075 kompozitlerin ve aramid/Al7075 alaşım malzemelerinin fiziksel (sertlik), mekanik (çekme, elastisite modulu, eğme) ve tribolojik özellikleri Al7075 alaşımıyla kıyaslanmıştır. Ayrıca en iyi mekanik özelliklerin elde edildiği B4C ve aramid takviyeli malzemelere ve Al7075 alaşımına, yaşlandırma ve haddeleme işlemi de uygulanarak bu işlemlerin sertlik, çekme ve eğme dayanımları ile tribolojik özelliklere etkisi araştırılmıştır. Numunelerin kırılma ve aşınma yüzeyleri SEM ile incelenmiştir. Takviye oranının etkisi incelendiğinde hem B4C hem de aramid takviyesi kullanılan malzemelerde en yüksek sertlik değerleri %12 takviye oranında görülmüştür. En yüksek çekme ve eğme mukavemeti ise B4C ve aramid takviyeli malzemeler için sırasıyla %10 ve %8 takviye oranından elde edilmiştir. %10 B4C/Al7075 kompozit malzemesinin çekme mukavemeti 249 MPa, eğme mukavemeti 494 MPa iken ve %8 aramid/Al7075 alaşım malzemesininki ise 278 MPa ve 454 MPa olarak belirlenmiştir. Sertlik değerinde olduğu gibi aşınma direncinde de en iyi değerler her iki takviye tipinde %12 oranından elde edilmiştir. B4C ve aramid takviyeleri Al7075 alaşımın aşınma direncini arttırmıştır. Yaşlandırmanın etkisi incelendiğinde, yaşlandırma süresine bağlı olarak malzemelerin belirlenen özelliklerinin oldukça geliştiği, ancak belirli bir yaşlandırma süresinden sonra kısmen düştüğü görülmüştür. Haddeleme işlemi de malzemelerin belirlenen özelliklerini geliştirmiştir, ancak bu etki yaşlandırma işlemindeki kadar yüksek olmamıştır.Öğe Bazı ağır metal uygulamalarının ın vitro ortamda çoğaltılmış juvenil sakız ağacı (pistacia lentiscus l.) eksplantlarında triterpenoit miktarları üzerine etkisinin belirlenmesi(Batman Üniversitesi, 2018) Akkuş, Hatice; Ayaz Tilkat, EmineBu çalışmada, geleneksel tıpta birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ve tıbbi olarak değerli sekonder metabolitleri içeren Pistacia lentiscus L. (Sakız ağacı) bitkisinin farklı konsatrasyonlarda bazı ağır metal (elisitör) uygulamalarının in vitro koşullarda bu bitkinin triterpenoit miktarları ve çeşidi üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda sakız ağacına ait olgun tohumlar 1mg/l IBA destekli MS besi ortamında çimlendirilmiş, elde edilen jüvenil sürgünler 1 mg/l BAP, 0.5 mg/l GA3 ile destekli MS besi ortamında prolifere edilmiştir. Aksenik stok materyallerden, yaklaşık 1 cm uzunluğunda alınan sürgünler 1, 2 ve 4 mg/l olmak üzere 3 farklı konsantrasyonda bakır nitrat, gümüş nitrat, nikel nitrat, kurşun nitrat ve kobalt klorür içeren 1 mg/l BAP ve 0.5 mg/l GA3 destekli MS besi ortamında kültüre alınmıştır. Kültür başlangıcından itibaren 28 gün sonra gövde ile yaprak kısımları oda sıcaklığında kurutularak etanol ekstreleri hazırlanmış ve LC-MS/MS ile GS-MS analizleri yapılmıştır. Ağır metal elisitasyonu sonucunda P.lentiscus L. yaprak ve gövde ekstrelerinin antikanser özelliği bilinen Ursonik, Moronik, Oleononik, Mastikadienolik, Oleonolik ve Ursolik asit triterpenlerine ait miktarlarının kontrol gruplarına oranla artış gösterdiği ayrıca kontrol grubunda bulunmayan bazı triterpenoit bileşiklerin de sentezlendiği tespit edilmiştir. Ağır metal elisitasyonunun jüvenil sürgünlerin kontrol grubuna oranla ortalama gövde sayısını ve gövde oluşturma kapasitesini azalttığı, ortalama gövde uzunluğunu ise arttırdığı belirlenmiştir.Öğe B/157 numaralı Bursa şer’iyye siciline göre Bursa’da sosyal ve ekonomik hayat(Batman Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü, 2021-07-01) Demirtaş, Kenan; Alaca, Hanife1725 tarihli B/157 numaralı Bursa şer’iyye sicilinin transkripsiyon ve değerlendirmesi yöntemi ile oluşturulan bu çalışmada Osmanlı Devleti’nin hukukî süreci ve bu sürecin idarî yapı bazında oluşturduğu düzenin incelenmesi tezin çıkış noktası olmuştur. Osmanlı şehir tarihi çalışmalarının kuşkusuz en önemli kaynakları arasında şer’iyye sicilleri gelmektedir. Sicil kayıtları incelenerek bir bölgenin hukukî, idarî, sosyal ve ekonomik yapısı hakkında ayrıntılı bilgiler elde edilebilir. Bu çalışmada B/157 numaralı Bursa kadı sicilinde üç yüz on bir belge incelenerek, Bursa’nın idarî yapısı, sosyal, kültürel ve ekonomik durumu tespit edilmeye çalışıldı. Bu çalışmaya Bursa’nın tarihsel sürecinden bahsedilerek başlanmıştır. Daha sonra şer’iyye sicili ve Osmanlı’da hukuku ele alındı. Burada sicillerde kullanılan belge çeşitleri konularına göre tasniflendirildi ve açıklandı. Tezin birinci bölümünde ise Bursa’nın idarî yapısı üzerinde duruldu. İkinci bölümde Bursa’nın sosyal ve kültürel yapısı ele alındı. Üçüncü bölümde ise Bursa’nın ekonomik yapısı hakkında bilgiler yer almaktadır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »