Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 7 / 7
  • Öğe
    Nurullah Genç’in şiir dünyası
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-11-15) Oğul, Emin; Zariç, Mahfuz
    Nurullah Genç, Türk edebiyatında 1980’li yıllardan sonra şiirleriyle tanınmaya başlanmıştır. Şair, ilk şiirlerini gençlik yıllarında yazmaya başlamıştır. Onun ilk şiirleri çeşitli dergilerde yayınlanmıştır. Nurullah Genç, din, gelenek ve milli duyarlılık temelinde yazdığı şiirlerinin yanında, üç roman ve akademik eserler de vermiştir. Şair ayrıca profesyonel fotoğrafçılıkla da ilgilenmektedir. Bu çalışmada 1980 sonrası Türk şiirinde önemli bir yere sahip olan Nurullah Genç’in şiir dünyasını tanımlamaya çalışacağız. Bu çalışma esas olarak dört bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde Nurullah Genç’in hayatı, ailesi ve edebi kişiliğini incelenmiştir. İkinci bölümde Nurullah Genç’in şiirlerinde izlekleştirilen konular, duygu, imge ve anlam çeşitli başlıklarla çalışılmıştır. Üçüncü bölümde Genç’in şiir dili ve üslubu ele alınmıştır. Dördüncü bölümde ise Nurullah Genç’in şiirleri ahenk ve şekil bakımından incelenmiştir.
  • Öğe
    Belgrad Üniversite (Svetozar Markovic) Kütüphanesindeki RSO 28 numaralı mecmû'anın transkripsiyonlu metni (İnceleme-metin-sözlük)
    (Batman Üniversitesi, 2017-05) Koyuncu, Mehmet Ali; Ertan, Mehmet Emin
    Mecmû'alar, tezkire ve dîvânlarla birlikte Eski Türk edebiyatının en önemli kaynaklarıdır. Mecmû'alar düzenlendiği dönemlerin şiir zevki, beğenilen şairler ve şiirleri hakkında önemli ipuçları verir. Dîvân tertip etmiş şairlerin şiirlerinden müstensihin sanat anlayışı ve zevkine göre seçme şiirler sunan mecmû'alar, bunun yanı sıra dîvânı bulunmayan şairlerin şiirlerini de sonraki çağlara ulaştırır. Mecmû'alar edebiyatımıza kaynaklık ederken var olan kaynakları tamamlama özelliği de gösterir. Bu anlayıştan hareketle XVIII. yüzyılda tertip edilmiş bir şiir mecmû'ası olan ve Belgrad Üniversite (Svetozar Markovic) Kütüphanesindeki Rso28 Numarada kayıtlı şiir mecmû'ası transkribe edilerek günümüz alfabesine aktarıldı. Çalışmanın giriş kısmında mecmû'anın tanımı, çeşitleri ve önemi hakkında bilgi verildi. İncelenen mecmû'ada yer alan manzûmeler; nazım biçimleri, kullanılan vezinler, kafiye ve redifleri bakımından incelenerek mecmû'anın genel özellikleri ortaya kondu. Ayrıca mecmû'ada manzûmesi bulunan şairlerin biyografileri kısaca ele alındı. Sonuna lugatçe ve tıpkıbasımı eklendi. İncelenenmecmû'a, geniş bir zaman dilimine ait çok sayıda şairin farklı nazım biçimlerindeki manzûmesini ihtiva etmektedir. Bu bakımından Eski Türk edebiyatının kaynakları arasında yer alan mecmû'aların öneminiorataya koymaktadır.
  • Öğe
    İbnu’r-Rûmî ve şiirleri
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-07-25) Alanko, Muhammed; Suzan, Yahya
    İbnu’r-Rûmî hicrî 3. yüzyılda Abbâsî döneminde yaşamış önemli Arap şairlerinden biridir. Derin hayalleri ve ilginç görüşleri ışığında nazmetmiş olduğu beyitlerle Arap edebiyatının harika örneklerini sunan şair, çağdaşı Buhturî’den sonra zamanının en iyi şairi olarak kabul edilmiştir. Özellikle hiciv alanında yazmış olduğu beyitler, edebî çevre tarafından hayranlıkla takip edilmesini sağlamıştır. Nitekim rekabet halinde olduğu Buhturî, ona karşı bir haset içerisinde olmasına rağmen onun hiciv alanındaki dahiliğini ikrâr etmiştir. Bunun yanı sıra çocukluğundan itibaren aile fertlerini birer birer kaybeden ve bunun neticesinde karamsar bir ruh hali yaşayan şair, vefat eden aile fertleri üzerine yazdığı beyitlerle Arap edebiyatının harika örneklerini teşkil edecek mersiyeler kaleme almıştır. Şiirleri üzerinde bir takım çalışmalar olmasına rağmen muhteva açısından yeterli bir çalışma söz konusu değildir. Bu eksiklikten yola çıkarak yaptığımız çalışma bir giriş ve iki ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde şairin yaşadığı dönem siyasî, sosyal ve ilmî açıdan ele alınmıştır. Birinci bölümde şairin hayatı ve edebi kişiliği işlenmiş ve bu unsurların şiirlerindeki etkisi ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. İkinci bölümde ise nazmettiği şiirlerin muhtevasına yer verilmiştir.
  • Öğe
    İkinci yeni şiirinde din ve medeniyet algısı
    (Batman Üniversitesi, 2016) Soysal, Sait; Korkmaz, Ferhat
    İkinci Yeni hareketi getirdiği yenilikler bakımından Türk şiirinde özgün bir yere sahiptir. İkinci Yeni şiirinin öncü şairlerinden Cemal Süreya, İlhan Berk, Turgut Uyar, Edip Cansever, Ece Ayhan ve Sezai Karakoç'un şiirlerinden hareketle yapılan bu çalışma, medeniyet ve din bağlamında bir değerlendirmeyi içermektedir. Giriş dışında iki ana bölümden oluşan bu çalışmanın birinci bölümünde Doğu ve Batı medeniyetlerinin İkinci Yeni şiirine yansıması, kent ve kentsel gelişiminin sonuçları, işçi sorunları, şairlerin politik algıları, bilim, fen ve tarihe bakış açıları, metafizik boşluk, ilerleme düşünceleri gibi birçok konu ele alınmıştır. İkinci bölümde ise Tanrı kavramı, peygamber algısı, öte dünya düşüncesi, tasavvuf, varoluşçuluk, nihilizm, kriz kavramı ve dinsel kriz gibi kavramların İkinci Yeni şiirine nasıl yansıdığı tespit edilmeye çalışılmıştır. İkinci Yeni hareketine mensup şairlerin din ve medeniyet bağlamındaki düşüncelerinin tespiti, genel olarak anlam kapalılığı eleştirisi alan şiirlerin anlamlandırılmasına katkı sağlayacaktır.
  • Öğe
    Seyyid Nizamoğlu'nun, hayatı, edebi şahsiyeti ve eserlerinden; Mi'râcü'l-mü'min, Câmi'u'l-Ma'ârif, Şeref-i Siyâdet, Ma'denü'l Ma'arif, Esrârü'l-'Ârifin'in transkripsiyonlu metinlerinin hazırlanması
    (Batman Üniversitesi, 2016) Çelik, Mehmet Aziz; Ertan, Mehmet Emin
    Seyyid Nizamoğlu (İstanbul ? – İstanbul 1601) XVI. yüzyılda yaşamış mutasavvıf şairlerdendir. Çalışmamız iki bölümden oluşmaktadır. I. bölümde Seyyid Nizamoğlu'nun hayatı ve edebi kişiliği üzerinde duruldu; II. bölümde ise Mi'râcu'l-Mü'min, Câmi'u'l Ma'ârif, Şeref-i Siyâdet, Ma'denü'l Ma'arif, Esrârü'l Ârifin adlı eserleri transkribe edildi. Şiirlerin genelinde ehl-i beyt sevgisi, inançla ilgili imani hakikatlar, tasavvuf ve tarikat adabı gibi konular anlatılmıştır. Ayrıca dünya düşkünlerinin, muhterislerin, ikiyüzlü sofilerin eleştirildiği şiirler de yer almıştır. Seyyid Nizamoğlu, Caferiye mezhebini kendisine yol edinmiştir. Bazı şiirlerinde Caferilikle ilgili bilgiler verir ve Caferi olduğunu beyan eder. Şiirlerde sıkça ayet ve hadislere yer verilmiştir. Dipnotlarda belirtlmiştir. Çalışmamızın sonuna üzerinde çalıştığımız külliyatın örneğini ekledik. Metnin görülmesini sağladık. Bu çalışmamızla XVI. asrın mutasavvıf şahsiyetlerinden biri olan, Seyyid Nizamoğlu'nu tanıtmaya ve eserlerinden beş tanesini transkrip etmeye çalıştık.
  • Öğe
    Ebû Firâs el- Hamdânî ve şiirleri
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-01-09) Erdem, Esra; Suzan, Yahya
    Hz. Muhammed’in vefatından (632) sonra, İslam dünyasını Hulefâ’yı Râşidin olan dört halife ve ardından da Emevîler (661-750) yönetmiştir. Ancak Emevî Devleti’ne karşı oluşan muhalefet gittikçe güçlenmiştir. Sonucunda Emevî Devleti yıkılmış ve yerine Abbâsî Devleti kurulmuştur. Adını Hz. Muhammed’in amcası Abbas’tan alan Abbâsîler İslam tarihinin dönüm noktalarından biri olup siyasi, idari, askeri ve ilmi sahalarda çok büyük değişiklikleri beraberinde getirmiştir. Abbâsî idari güçlerini kaybettikten sonra emirler özerk hareket etmeye başlamış ve hanedan kurmuşlardır. Hamdânîler bu tip emirlik hanedanının en önemlilerinden biridir. Hamdânîli komutan Ebû Firâs, büyük alimlerin meşhur şair ve katiplerin yaşadığı bir devirde, Seyfüddevle gibi ilim ve sanat hamisi bir emirin sarayında yetişmiş önemli şairlerden biridir. Ebû Firâs’ın kısa şiirleri, kasideleri ve hikmetli sözler ihtiva eden beyitleri zikre değer. Ebû Firâs’ın asıl şöhreti Bizans’taki esareti sırasında ele aldığı “Rûmiyyât”dan gelir. Ebû Firâs el-Hamdânî’nin hayatı edebi ve siyasi kişiliği ile şiirleri belli bir tasnife tabi tutulmuş ve incelenmiştir.
  • Öğe
    İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi Nekty 05755 numarada kayıtlı şiir mecmuası (Transkripsiyonlu metin-inceleme)
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-08-29) Önal, Ruken; Süslü, Zahir
    Yazma eserler kütüphanelerinde ve şahsi kütüphanelerde yer alan muhtelif eserler içerisinde mecmua metinleri önemli yer tutmaktadır. Mecmua kelime anlamı olarak Arapça “cem” kökünden gelir ve “bir araya toplanmış nesne” demektir. Mecmua ile aşağı yukarı benzer anlamda olan bazı kavramlar vardır. Bunlara “cönk, sefîne, kırkambar, keşkül, külliyât” gibi adlar verilmektedir. Edebî anlamda mecmualar için; farklı şairlere ait metinlerin bir araya getirildiği eserler denebilir. Mecmualar üzerine çok farklı tasnifler yapılmışsa da, manzum-mensur, şekil, tür ayrımı yapılmaksızın edebî niteliğe haiz her mecmua edebiyatın konusu olabilir. İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi “NEKTY 5755“ numarada kayıtlı şiir mecmuası da edebiyatla ilgisi olan manzum ve kısmen mensur, içerisinde gazel, kıt’a, nazm, beyit gibi klasik Türk edebiyatı ve türkü, şarkı, koşma, mani, semâî gibi halk edebiyatı nazım şekilleri olan 35 varaklık bir mecmuadır. 19. yüzyılda tertip edilen mecmuanın mürettibi bilinmemektedir. Klasik ve halk edebiyatı ürünlerini muhteva eden mecmua, edebî olması yanında içindeki mensur metinlerde tarihî ve dinî birçok bilgiyi muhtevîdir. Mecmua günümüz harflerine aktarıldıktan sonra içerisindeki şiirlerin hangi yüzyıllara ve kimlere ait olduğu tespit edilmiştir. Şiirlerden daha önce çalışılmış olanlar, mecmuadaki ile karşılaştırılarak farklılıkları ortaya konmuştur. Bu farklılıklar dipnotlarda belirtilmiştir. Çok sayıda şiirin çalışmalarda olmaması, mecmuayı önemli kılmış ve bu sayede birçok şiir, edebiyat dünyasının ve edebiyatseverlerin istifadesine sunulmuştur.