Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Öğe
    Juvenil sakız ağacı (Pistacia Lntiscus L.) sürgün kültürlerinde bazı elisitör uygulamalarının triterpenoid miktarları üzerine etkisinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi, 2019-02-25) Kocabey, Gurbet; Tilkat, Engin
    Sakız ağacı (Pistacia lentiscus L.), antikanser, antifungal, antibakteriyal, antimikrobiyal, antienflamatuvar ve anti-helicobakter pylorii aktivitesi gibi daha pek çok hastalığın tedavisinde kullanılan değerli sekonder metabolitleri içermesi bakımından tibbi ve ekonomik öneme sahip önemli bir bitkidir. Tez çalışmamızın amacını, juvenil sakız ağacı sürgün kültürlerine bazı elisitör uygulamaları ile antikanser ve antihelikobakter aktivite gösterdiği bilinen triterpenoidlerin (özellikle oleanonic asit, moronic asit, 24Z-masticadienonic asit, 24Z-isomasticadienonic asit, 24Z-masticadienolic asit, 24Z-isomasticadienolic asitin) biyoteknolojik yollarla miktarlarının arttırılabilmesi oluşturmaktadır. Bu bağlamda öncelikle yüzey sterilizasyonu tamamlanan P. lentiscus olgun tohumları 1 mg/l IBA destekli MS besi ortamında çimlendirilmiştir. Aksenik gövdelerin çoğaltımı, 1mg/l BAP, 0.5 mg/l GA3 ile destekli MS besi ortamında gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sürgünler farklı kimyasal elisitörlerin bulunduğu besi ortamlarına (E-vitamini, JA, MeJA, Tyr, Pyr, LPM, Mannan, Kitosan, Zimosan A, Peptigoglikan, P. atlantica ekstraktı, P. lentiscus ekstraktı, P. khinjuk ekstraktı, P. terebinthus ekstraktı ve P. vera ekstraktı) bir kültür periyodu süresince transfer edilmiştir. Ursonik Asitin genel olarak tüm uygulamalarda tespit edildiği, P. atlantica ekstraktı ve Peptidoglikan elisitör uygulamaları haricinde Ursonik Asit miktarında artış meydana geldiği görülmüştür. P. atlantica, P. terebinthus ve P. vera ekstraktı dışında tüm elisitör uygulamalarına ait ekstraktlarda farklı triterpenoid çeşitlerinin oluşumunun gözlendiği tespit edilmiştir. Morfolojik bakımdan ise, kontrol gruplarına oranla elisitör uygulanmış sürgünlerin sağlıksız, sararmış, kırmızımsı ve kahverengileşen gövde ve yaprak yapısına sahip olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Yerel karacadağ çeltiğinin (oryza sativa l.) in vitro koşullarda farklı tuz çeşidi ve konsantrasyonlarına verdiği yanıtlar
    (Batman Üniversitesi, 2017) Orcan, Mehmet Yusuf; Akbaş, Filiz
    Bu çalışmada Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yetiştirilen ve yöre halkı tarafından yaygın olarak tercih edilen Karacadağ yerel çeltik çeşidinde (Siverek populasyonu) farklı tuz çeşidi (NaCI, CaCI2, MgCI2) ve konsantrasyonları (25, 50, 75, 150, 300 mM) uygulanarak oluşturulan stres koşullarında meydana gelen fizyolojik ve biyokimyasal değişimler, in vitro kültür ortamında incelendi. Çalışmada tuz denemelerine başlamadan önce optimum in vitro yetiştirme koşullarını belirlemek amacıyla, çeltik tohumları %5'lik sodyum hipokloritin (NaOCI) farklı sürelerinde (10-15-20-25-30-35-40-45-50 dk) ayrı ayrı bekletilerek optimum yüzey sterilizasyon metodu ve sonrasında ise Murashige&Skoog (Murashige ve Skoog, 1962) besi ortamının farklı kuvvetlerinin (MS- 1/1, 1/2, 1/4 ) etkisi araştırıldı. Tohumların kültüre alınmasından 3 hafta sonra, uygulanan parametreler arasından %5'lik NaOCl'de 60 dk bekletme işleminin sterilizasyon için optimum süre olduğu belirlendi. MS besi ortamının çimlenmeye etkisi incelendiğinde, genel olarak tohumlarda çimlenme yüzdesi bakımından çok büyük farklılıklar görülmezken en yüksek çimlenme yüzdesi (%95) 1/4 MS besi ortamında kültüre alınan tohumlardan elde edildi. Karacadağ çeltik çeşidinde tuz stresinin etkisi çimlenme ve fide gelişimi evresinde ayrı ayrı araştırıldı. Bu amaçla tohumlar, NaCI, CaCI2 ve MgCI2'ün 5 farklı konsantrasyonunu (25, 50, 75, 150, 300 mM) içeren 1/4 MS besi ortamında kültüre alındı. Test edilen her 3 tuz çeşidinde de (NaCI, CaCI2, MgCI2) düşük konsantrasyonlarda çimlenme yüzdesinin etkilenmediği ancak, konsantrasyon arttıkça çimlenme yüzdesinin önemli oranda düştüğü belirlendi. Bununla birlikte 300 mM MgCl2 ve CaCl2 de tohumların çimlenmediği ve çimlenmeyi en çok etkileyen tuz çeşidinin MgCl2 olduğu tespit edildi. Fide gelişimi evresinde tuz stresinin etkilerini incelemek amacıyla, bir haftalık in vitro ortamda elde edilen fideler, NaCI, CaCI2, MgCI2'ün farklı konsantrasyonlarında (25, 50, 75, 150, 300 mM) MS besi ortamında kültüre alındı. Kültürün 3. haftasından sonra, Karacadağ çeltik çeşidinin tuz stresine verdiği yanıtlar, sürgün boyu, kök uzunluğu, yeşil aksam / kök yaş-kuru ağırlığı, yeşil aksam / kök nispi su içeriği (RWC), fotosentetik pigment içeriği ve lipid peroksidasyonu derecesi gibi bazı fizyolojik ve biyokimyasal analizler yapılarak incelendi. Farklı çeşit ve düzeylerde tuz stres faktörüne maruz bırakılan in vitro fideler için yapılan analiz değerlerinde, tüm tuz çeşitlerinde konsantrasyon arttıkça sürgün boyu, kök uzunluğu, yeşil aksam/kök yaş- kuru ağırlıklarında ve yeşil aksam/kök nispi su içeriğinde azalmalar meydana geldiği tespit edildi. Bitkilerin genel morfolojik gelişimleri değerlendirildiğinde ise yüksek konsantrasyonlarda (150 mM) bitki gelişiminin oldukça zayıf kaldığı, 300 mM konsantrasyonda ise bitkilerin gelişmediği belirlendi. Stres sonrasında, tuzluluğun bitkilerin fotosentetik pigment içeriklerini (klorofil a, klorofil b, total klorofil ve karotenoid) çoğunlukla olumsuz etkilediği ve tuz çeşidinden ziyade tuz konsantrasyonuna göre değerler arasında farklılık olduğu tespit edildi. Tuz çeşitleri arasından sadece NaCl'nin, fotosentetik pigment içeriği üzerinde daha az olumsuz etkisi olduğu belirlendi. Lipid peroksidasyonun son ürünü olan MDA içeriği, bitkide hücre zarının yıkımı sonucu oluşan önemli bir stres parametresidir. Yaptığımız çalışmada genel olarak tüm tuz çeşitlerinde konsantrasyon arttıkça MDA içeriğinin de doğru orantılı olarak arttığı belirlendi. Uygulanan tuz çeşitleri karşılaştırıldığında, MDA içeriğinin, CaCl2'de diğer iki tuz çeşidine (NaCl, MgCl2) oranla daha yüksek değerlere çıktığı ve en büyük hücre zarı hasarının en yüksek MDA içeriği (4.1820 µmol/g) ile CaCl2'nin 75 mM uygulamasında meydana geldiği belirlendi. Sonuç olarak, in vitro ortamda test edilen tuz çeşitlerinin (NaCl, CaCl2 ve MgCl2), özellikle yüksek konsantrasyonlarda, Karacadağ yerel çeltik çeşidinin hem çimlenme hem de fide gelişimi evresinde büyüme ve gelişmesini olumsuz etkilendiği tespit edildi.
  • Öğe
    İn vitro kültür koşulları ve tuzluluk (NaCl) stresi altında çimlendirilen aspir (Carthamus tinctorius L.) bitkisinde meydana gelen morfolojik, fizyolojik ve biyokimyasal değişimler
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-06-14) Keleş, Bedri; Akbaş, Filiz
    Bu çalışmada balcı aspir (Carthamus tinctorius L.) çeşidinin olgun tohumlarının in vitro koşullarda çimlenmesi üzerine sodyum klorurun (NaCI) etkisi araştırıldı. Bu amaçla yüzey sterilizasyonu yapılan aspir tohumları farklı konsantrasyonlarda (0, 50, 75, 150, 300 mM) NaCI bulunan 1/4 MS ortamında inkübe edilerek büyüme odasında çimlenmeye bırakıldı. 3 haftalık kültür periyodu sonunda uygulanan tuzluluk faktörünün morfolojik, fizyolojik ve biyokimyasal parametreler üzerindeki etkisi incelendi. Uygulama sonrası elde edilen verilere göre; Balcı aspir çeşidinin çimlenme yüzdelerini NaCl tuz faktörünün olumsuz etkilediği tespit edildi. Uygulama grupları karşılaştırıldığında, kontrol grubunda %100 olan çimlenme yüzdesinin, 150 mM NaCl uygulamasında %30’a ve 300 mM uygulamasında ise %5’e düştüğü tespit edildi. Fidelerin morfolojik özellikleri değerlendirildiğinde genel olarak gelişimin oldukça yavaşladığı, 300 mM konsantrasyonda ise fide gelişiminin olmadığı görüldü. İn vitro çimlendirilen fidelerin gerçek su içeriği (GSİ), yeşil aksam taze ağırlıkları, sürgün ve kök uzunluğunun tüm NaCl konsantrasyonlarında azaldığı belirlendi. Ancak tuz stres faktörü fidelerin yeşil aksam kuru ağırlıklarında ise istatistiki olarak anlam ifade eden bir azalmaya neden olmadı. Tuz uygulamalarının şiddetine paralel olarak aspir fidelerinde Malondialdehit (MDA), prolin ve H2O2 içeriğinin arttığı görüldü. En yüksek MDA ile prolin içeriğinin 150 mM NaCl uygulamasında, en yüksek H2O2 içeriğinin ise 75 mM NaCl uygulamasında gelişen aspir fidelerinde olduğu tespit edildi. Aspir fidelerinin toplam fenolik ve flavonoit madde miktarlarının kontrol grubundan düşük olduğu saptandı. Kontrol grubunda 206.0 μg olan flavonoit madde içeriğinin, 75 mM NaCl konsantrasyonunda 119.5 μg a düştüğü tespit edildi. Fenolik madde içeriğindeki azalmanın ise en fazla 100.5 μg ile 75 mM NaCl konsantrasyonunda gelişen aspir fidelerinde meydana geldiği görüldü. Tuz stres faktörüne maruz bırakılan aspir fidelerinin, DPPH serbest radikali giderme aktivitelerinin kontrol grubu da dahil olmak üzere NaCl uygulama gruplarının tamamında düzenli olarak arttığı tespit edildi. En yüksek DPPH serbest radikali giderim aktivitesi, %91.32 inhibisyon ile 150 mM NaCI uygulamasının 500 μg ml-1 konsantrasyonundan elde edildi. 150 mM NaCl uygulanan aspir fidelerinin, pozitif kontrol olarak kullanılan BHT ve BHA’dan tüm konsantrasyonlarda, askorbik asitten ise 10 μg ml-1 konsantrasyonunda daha yüksek antioksidan aktivite gösterdiği tespit edildi.
  • Öğe
    Bazı abiyotik stres uygulamalarının in vitro ortamda çoğaltılmış juvenil sakız ağacı (Pistacia lentiscus L.) eksplantlarında triterpenoit miktarları üzerine etkisinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-09-04) Sığınç Çetin, Yüsra; Ayaz Tilkat, Emine
    Bu çalışmanın amacı, sakız bitkisinin in vitro sürgün kültürlerine farklı stres (tuz, sıcaklık, ışık, UV-B) uygulamalarının bu bitkinin ekstraktlarında doğal olarak bulunan başta antikanser olmak üzere çok sayıda tıbbi etki gösterdiği bilinen bazı triterpenoit yapıdaki sekonder metabolitlerin miktarlarının arttırılması üzerine etkisinin araştırılmasıdır. Söz konusu stres uygulamalarına in vitro koşullarda maruz bırakılan Pistacia lentiscus L'un sürgün kültürlerinde bu metabobolitlerin iz miktarlardan gram seviyelerine kadar arttırılabilme yollarının araştırılması amaçlanmıştır. Bu bağlamda in vitro kültür uygulamalarında öncelikle yüzey sterilizasyonu yapılan sakız ağaçlarına ait tohumlar 1mg/l IBA destekli MS besi ortamında çimlendirilmiş, elde edilen jüvenil sürgünler 1 mg/l BAP, 0.5 mg/l GA3 ile destekli MS besi ortamında prolifere edilmiştir. In vitro çoğaltılan aksenik sürgünlerden yaklaşık 1 cm boyunda alınan eksplantlar düşük ve yüksek sıcaklık (4 ve 37 °C); aydınlık ve karanlık; farklı miktarlarda tuz (25, 50 ve 100 mg/l olmak üzere 3 farklı oranda) ve 5 gün boyunca 15, 30 ve 45 dk süreyle UV-B uygulamalarına maruz bırakılarak kültüre alınmıştır. Yapılan tüm denemelerde 30 gL-1 sukroz ile desteklenmiş 1mgL-1 BAP ve 0,5 mgL-1 GA3 içeren MS (Murashige Skoog,1962) bazal besi ortamı kullanılmıştır. Kültür başlangıcından itibaren 28 gün sonra gövde ile yaprak kısımları oda sıcaklığında kurutularak etanol ekstreleri hazırlanmış ve LC-MS/MS analizleri yapılmıştır. Elisitasyon uygulamalarının sürgün gelişimi ile triterpenoit içeriğinin değişimi üzerine olan etkisinin araştırıldığı çalışmada;15 dk UV-B uygulamasının juvenil yaprak ekstrelerinde kontrol grubunda bulunmayan Mastikadienolik asit miktarını 0,012 ppm seviyesine yükselttiği tespit edilmiştir. Yine 25 mg/l NaCl uygulamasının gövde ekstrelerinde kontrol grubunda hiç bulunmayan Ursolik asit miktarını 0,028 ppm seviyesine; bunun yanısıra 4°C düşük sıcaklık uygulaması Ursonik asit miktarını ise gövde ekstrelerinde 0,037 ppm seviyesine; yaprak ekstrelerinde ise 25 mg/l NaCl uygulamasının 0,015 ppm seviyesine yükselttiği tespit edilmiştir. Sürgün gelişimlerine ait morfolojik gözlemlere bakıldığında ise stres uygulamalarının gövde sayısını, yaprak ve gövde kuru ağırlığını azalttığı, özellikle yapraklarda klorozis, sararma ve kırmızılaşmalara yol açtığı görülmüştür.