Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 6 / 6
  • Öğe
    Atatürk ve çocuk eğitimi
    (Türk-İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, 2014) Yaşar, Selman
    Kurduğu cumhuriyeti koruma görevini gençliğe bırakan Atatürk, gençliğin başlangıç evresi olan çocukluk döneminin birey için öneminin faı·kındaydı. Çocukların iyi yetiştirilmesinin sağlam bir toplum oluşturulması açısından gerekli olduğunu bilen Atatürk, onların yetişmesinde ailenin, okulun ve öğretmenierin önemli bir yer tuttuğunu belirtmiştir. Atatürk, ailelerin çocuklarını yetiştirirken onları yarının büyükleri olarak görmelerini istiyordu. Atatürk' e göre okul çocuğun yetişmesinde birinci derecede rol oynamaktay dı. Öğretmenierin yeni neslin yetiştirilmesinde önemli bir görevi olduğunu bilen Atatürk, öğretmenierin görevinin sadece okulla sınırlı olmadığını söylemiş ve okul dışında da öğrencilerinin yetişmesiyle ilgilenmesi gerektiğini belirtmiştir. Atatürk, çocukların yetiştirilmesinde izlenecek yolun akıl ve bilim olduğuna inanıyordu. Atatürk, Türk çocuklarının sadece müsbet bilimlerde değil, aynı , zamanda sanatta, sporda vb. her alanda kendilerini en iyi şekilde yetiştirmeleri gerektiğini söyle miştir.
  • Öğe
    Çocuk tüketim alışkanlığında farklılıklar ve toplumsal yeri
    (İksad Yayınevi, 2017-12) Nerse, Serdar
    Bu çalışmada, çocukların tüketim alışkanlıkları araştırılarak, çocuk sosyolojisi ve tüketimine ilişkin kavramsal katkıda bulunmayı amaçlamaktayız. Çocukların tüketimi konusunda giderek artan bir araştırma grubu mevcut olmasına rağmen, çocuklar ve çocukluk genellikle yalnızca tüketimin gerçekleştiği bağlamlardan biri olarak görülmektedir. Ayrıca, tüketim uygulamaları, çocukların beceriksiz (çocuk) yetkin (yetişkin) tüketiciye taşınması şeklinde sosyalleştiği bir şey olarak görülüyor. Güçlendirilmiş ve istismar edilen çocuk tüketiciler arasında da ayrımlar bulunurken, aynı zamanda çocuklar tüketim kültürü olabilecek ilişkiler de üretmektedir. Diğer taraftan, tüketim alışkanlığı çoğunlukla, çocukluk deneyimi dışında duran bir alışkanlık olduğundan bunun bir sonucu olarak sömürücü ve yönlendirilemeyen, çocuğun yaşamında yetki sahibi olan, bir şey olarak görülmektedir. Bu çalışma, sosyal bilimler alanında gerçekleştirilen varsayımların ötesine geçerek, 6-10 yaş arası bir çocuk grubuyla tüketim biçimlerini öğrenmeye ilişkin bir uygulamaya dayanmaktadır. Çocukların tüketim alışkanlıklarını detaylı bir şekilde anlatılabilmesi için derinlemesine görüşme tekniği tercih edilmiştir. Çocukların alışveriş gezileri ve günlük hayattaki kültürel, oyun ve diğer eğlence tüketimlerine ilişkin sorulara yer verilmiştir. Çocukların tüketim yolları ve farklılıkları araştırılmış ve özellikle aile, akran grupları ve piyasa etkisi incelenmiştir. Dolayısıyla, çocukların tüketim uygulamasında, yalnızca küçük tüketicilerden ziyade tüketim yönlerini içeren kendi toplumsal dünyalarını sürekli yaratan ve yeniden yaratan sosyal aktörler olduklarına dair özgün bir bakış açısı sağlanması amaçlanmaktadır
  • Öğe
    Çocuklarda korku kültürünün oluşumuna ilişkin bir karşılaştırma: gerçek ve sanal gerçeklik
    (İksad Yayınevi, 2017-10) Nerse, Serdar
    çinde yaşadığımız çağda bilgiye erişim ve iletişim eskiye oranla çok daha kolay bir şekilde ulaşılabilir durumdadır. Bilgi erişimi; özellikle kitle iletişim araçları, sosyal medya uygulamaları ve son dönemde bunların tamamının altyapısı durumunda olan internet ile çok daha kolay bir duruma gelmiştir. İnternet; söylentiler ve çeşitli uygulamalar ile korku alanı ve kaos ortamı da olmaya başlamıştır. Bireysel iyinin oluşumunda olduğu gibi toplumsallaşmanın oluşum ve hareket halinde de geçmişten günümüze şiddet ve korku olguları siyasal ve kültürel alanda birlikte yer bulmuşlardır. Korku olgusu, siyasal olarak toplumların yönetim biçimleri ve kültürel olarak da yaşayış biçimlerine kadar önemli bir yer tutmuştur. Bir yaşayış biçimi olarak korku, Frankfurt Okulu’ndan Max Horkheimer’ın da üstünde durduğu medya kavramıyla araçsal bir biçimde verilmekte ve sonrasında toplumun ideal ve hedefleri değiştirilerek ya da alınarak amaçsallaştırılmaktadır. İnternet ve sanal hayat güvenliği, toplumsal güvensizlik, internet ile yayılan söylentiler, riskler sonrasında çocuklarda korkuların nasıl oluştuğu bu çalışmanın temel amacıdır. İnternet korku ve risklerini öğrenmek üzere çocuklara bir anket formuyla sorular yöneltilmiştir. Araştırmada tabakalı ve sistematik örnekleme kullanılmıştır. Elde edilen veriler, SPSS analiz programı ile analiz edilmiştir. Çalışma neticesinde, gerçek ve sanal ortamdaki benzer ve farklı korkular, gerçek hayatın yerine geçmeye başlayan sanal ortamda korkunun yerine ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Yerel çevresi dışına çıkan çocuk ve gençlerin hayatında kısıtlar ve imkânlar
    (İksad Yayınevi, 2017-11) Nerse, Serdar
    Mevcut eğitim politikaları ve diğer değişikliklerle birlikte toplumsal ayrımcılık konusunda sayısız ve devam eden tartışmalar sürerken, Bu çalışmada ise, yerel çevresi dışına çıkan çocuk ve gençlerin tecrübeleri araştırılmıştır. Çocuk ve hemen çocukluk sonrası gençlerin bu deneyimleri bize okul dışındaki hayatları, sosyal ilişkileri, kamusal alanlara ve bu yerlerden bağımsız olarak erişebildikleri düzeyleri, okul seçimi ve toplumsal yaşama ilişkin olarak farkındalık düzeyleri hakkında bilgi verebilir. Eğitimine devam eden gençlerin hareket kabiliyetlerini izleyen çok sayıda kantitatif çalışma bulunmaktadır. Çalışma, ilköğretim (ilkokul/ortaokul), ortaöğretime başlayan çocuk yaştaki bireylere yönelik olup, çocuklar/gençler, ebeveynler ve eğitim uzmanlarıyla yapılan derinlemesine görüşme analizlerine dayanmaktadır. Nitel yöntemle ele alınan bu çalışmanın büyük bölümü İstanbul’da belirlenen kişilerle ve bir kısmı da Batman’da eğitim uzmanlarıyla gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma, çocuklar, çocukluğun ve çocuk-yetişkin ilişkilerinin sosyolojik olarak anlaşılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Aynı zamanda, gençlerin kendi bölgelerinin dışındaki yolculuklarını okula keşfederek bu tez, çocuklar ve yetişkinler arasındaki ilişkisel süreçlerin ulusal eğitim politikaları ve uygulamaları bağlamında nasıl müzakere edildiğini göz önüne alarak, çocukluk döneminin yetişkinliğe nasıl bağlı olduğuna ilişkin süreçlerin anlaşılmasına katkıda bulunur. Diğer bir yönüyle, TEOG’un kaldırılması sonrasında, geliştirilmeye çalışılan adrese dayalı okul uygulamasına da katkıları olacaktır.
  • Öğe
    Çocuk oyuncular ve medya
    (Batman Üniversitesi, 2021-03-02) Kaya Kunter, Gizem; Atamer, Olgun
    Çocuklar çalışmaya başlamalarıyla birlikte, hem fiziksel hem psikolojik açıdan değişimlere uğramaktadır. Bu değişimler çoğunlukla iş yeri koşullarına bağlı olarak çeşitlilik göstermektedir. Oyunculuk yaparak ünlü olan çocuklar ile sanayide çalışan çocuklardaki değişimlerin farklı olması kaçınılmazdır. Ancak oyuncu çocuklar da çocuk çalışanlardır ve ne yazık ki çoğu zaman bu durum ebeveynler tarafından öngörülememektedir. Çocularının oyuncu olması hayaliyle ajanslara koşan ebeveynlerin ne yazık ki çoğu zaman setlerdeki zor koşulların farkında olmadıkları gözlemlenmiştir. Çocuk oyuncuların çalışma koşullarının üzerlerinde yarattığı ruhsal, fiziksel etkiler ve hayatlarında ne gibi değişimlere maruz kaldıklarına olan merakla hazırlanan bu tezde çocuk oyuncuların çalışma hayatları araştırılmış, yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme tekniği ile görüşmeler yapılmış ve bu görüşmelerin ses kayıtları incelenmiştir.
  • Öğe
    Oyunun tasarım platformları: oyunun eğitim ve kültüre etkisi
    (Batman Üniversitesi, 2012-11) Fidan, Şehmus; Erekmekçi, Mert
    Bu çalışma, bilgisayar oyunlarının, öğrencilerin bilişsel, duyuşsal ve psikomotor gelişimi üzerindeki etkisini belirlemek, bilgisayar oyunları ve oyun geliştirme platformlarının bir kısmının özellikleri hakkında görüş oluşturmak, öğretimde bilgisayar oyunları kullanımı konusuna ışık tutmaktadır. Ayrıca öğretimde bilgisayar kullanımının kültürel ve felsefi algılar üzerindeki etkileri incelenmiştir.