4 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Öğe Sosyolojik düşüncede sosyal sermaye tartışmaları: Pierre Bourdieu ve James Samuel Coleman bağlamında karşılaştırmalı bir analiz(Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD), 2015-10) Türk, EmrullahSosyal sermaye kavramı, modernleşmeyle birlikte başlayan aşırı bireyselliğe karşı tepkiyi ifade etmek adına 20 yy. sonlarından bu yana adını akademik çalışmalarda sıkça duyuran bir kavramdır. Toplumsal alanda ilişki, bağlantı ve ağların birey ve toplum için önemini vurgulama noktasında sosyal sermaye kavramına atıfta bulunulmaktadır. Sosyal sermayenin varlığının bireysel başarı, mutluluk ve sağlık gibi noktalarda olumlu etkilerinin yanında toplumsal anlamda da güven, iyi yönetim, yardımlaşma ve sivil toplum katılımları sağlaması noktasında da önemi vurgulanmaktadır. Ayrıca sosyal sermayenin bir kısım akademik çevrelerce ekonomik kalkınmada gizli bir işleve sahip olduğu da ayrıca vurgulanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, sosyolojik düşüncenin ve sosyolojik analizin enstrümanları arasında önemli bir yer tutan sosyal sermaye nosyonunun James Samuel Coleman ve Pierre Bourdieu’de büründüğü anlam kodlarını karşılaştırmalı bir düzlemde analiz etmektir. Başka bir ifadeyle, toplumsal eşitsizlikler ve elitlerin iktidarına katkısı yönüyle sosyal sermayenin Bourdieu’de kazandığı anlam çerçevesiyle; avantaj ve dezavantaj vurguları ile okullardaki akademik başarılar üzerindeki etkisini merkeze alan Coleman’cı çizgiyi mukayese etmektir.Öğe Afetler açısından hanehalklarının farkındalık, hazırbulunuşluk, güven ve sosyal sermaye profilleri(Nobel Bilimsel Eserler, 2020-05) Özkan, Abdurrahman; Şentuna, Barış; Uzun, Alper; Çakı, Fahri; Egi, Ali21. yüzyıl, insan ve doğa kaynaklı afetlerin yoğunluk kazandığı bir dönem görünümü vermektedir. Geçmişe kıyasla bu yüzyılda toplumların tehdit, tehlike ve risklere karşı hassasiyetleri yükselmekte, yaşam tarzlarında önemli değişimler gözlenmektedir. Artık kaynağı dahi bilinemeyen yerel ve küresel riskler, yarattığı kaygı ve korkuyla birlikte ülkeleri afet öncesi hazırbulunuşluk eylemlerine yöneltmektedir. Dünyanın birçok yerinde merkezi hükûmetlerle birlikte yerel topluluklar da hazırbulunuşluk süreçlerinde aktif rol almaktadırlar. Geleneksel olarak afet sonrası müdahaleye odaklanan Türkiye'de özellikle 1999 Marmara Depremi deneyiminden beri afet odaklı tartışmaların yoğun yaşandığı bir ülke olmuştur. Aradan geçen 20 yıllık süre içerisinde Türkiye'de yerel topluluklar düzeyinde afetlere hazırbulunuşluk, algı, tutum ve davranışların nasıl bir seyir izlediği, hazırbulunuşluk kavramının fiili karşılığı olabilecek değişimlerin ne denli belirdiği bu kitabın yanıt bulmayı amaçladığı temel araştırma sorularıdır. Kitap bu sorulara, doğal afet risklerinin yoğun olduğu bölgelerden birisi olarak Balıkesir ili örneğinde yapılan incelemelerle cevap bulmayı hedeflemektedir. İki yıllık bir saha çalışmasının ürünü olan kitabın; Türkiye'deki yerel toplulukların tipik durumunu yansıtması yönüyle tüm okurlarına faydalı olacağı düşünülmektedir.Öğe Belediyeler ve doğal afetler(Nobel Bilimsel Eserler, 2020-05) Özkan, Abdurrahman; Çakı, Fahri; Uzun, Alper; Şentuna, Barış; Gültekin Özbayrak, Goncagül; Egi, Ali21. yüzyıl, insan ve doğa kaynaklı afetlerin yoğunluk kazandığı bir dönem görünümü vermektedir. Geçmişe kıyasla bu yüzyılda toplumların tehdit, tehlike ve risklere karşı hassasiyetleri yükselmekte, yaşam tarzlarında önemli değişimler gözlenmektedir. Artık kaynağı dahi bilinemeyen yerel ve küresel riskler, yarattığı kaygı ve korkuyla birlikte ülkeleri afet öncesi hazırbulunuşluk eylemlerine yöneltmektedir. Dünyanın birçok yerinde merkezi hükûmetlerle birlikte yerel topluluklar da hazırbulunuşluk süreçlerinde aktif rol almaktadırlar. Geleneksel olarak afet sonrası müdahaleye odaklanan Türkiye'de özellikle 1999 Marmara Depremi deneyiminden beri afet odaklı tartışmaların yoğun yaşandığı bir ülke olmuştur. Aradan geçen 20 yıllık süre içerisinde Türkiye'de yerel topluluklar düzeyinde afetlere hazırbulunuşluk, algı, tutum ve davranışların nasıl bir seyir izlediği, hazırbulunuşluk kavramının fiili karşılığı olabilecek değişimlerin ne denli belirdiği bu kitabın yanıt bulmayı amaçladığı temel araştırma sorularıdır. Kitap bu sorulara, doğal afet risklerinin yoğun olduğu bölgelerden birisi olarak Balıkesir ili örneğinde yapılan incelemelerle cevap bulmayı hedeflemektedir. İki yıllık bir saha çalışmasının ürünü olan kitabın; Türkiye'deki yerel toplulukların tipik durumunu yansıtması yönüyle tüm okurlarına faydalı olacağı düşünülmektedir.Öğe Doğal afetlerde hazır bulunuşluk ve sosyal sermaye(KÜV Yayınları, 2019-09) Özkan, Abdurrahman; Şentuna, Barış; Çakı, FahriSosyal sermaye kavramı, “aile meseleleri, okullaşma ve eğitim, iş ve örgütler, demokrasi ve yönetişim ve kalkınma sorunları gibi birçok farklı kolektif eylem sorununun analizinde kullanılmıştır ama bu kavramın afetler bağlamında kullanılmaya başlaması yenidir” (Dynes, 2002:2). Bourdieu (1985) sosyal sermayenin, karşılıklı tanışıklığın ya da tanımanın az çok kurumsallaşmış ilişkileri olan dayanıklı bir ağa sahip olma ile bağlantılı gerçek ya da potansiyel kaynakların toplamı olduğunu belirtir. Klasik afet yönetimi anlayışından farklı olarak sosyal sermayeyi önemseyen sosyal bilimcilere göre sosyal sermaye kavramı, tehlikeleri bir neden ve azaltımı afet için bir çözüm olarak sunan mevcut saplantıdan uzaklaşma avantajı ve sosyal sistemlerin her ortamda nasıl işlevsel olabileceğine dikkat çekmek gibi bir avantajı vardır. Kavram, sosyal sistemleri pasif kurbanlar değil, aktif kaynaklar olarak görme ve odak noktasını insan kırılganlığından insan kapasitesine dönüştürme avantajına sahiptir (Dynes, 2002). Afetler sırasında ve sonrasında sosyal ağların ve dolayısıyla sosyal sermayenin önemini ve rolünü göstermek üzere çok çeşitli emprik çalışmalar yapılmıştır. Ancak afet öncesi hazırbulunuşluk açısından sosyal sermayenin rolünü tartışan araştırmalar yaygın değildir. Afetlere hazırbulunuşluk kavramını bilgi/beceri, planlama, fiziksel koruma ve malzeme tedariki alt kategorilerinde inceleyen bu makale, hanehalklarının hazırbulunuşluk tutum ve davranışlarının güven ve sosyal sermayelerine göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğini tartışmayı amaçlamaktadır. Bu tartışma, Tübitak destekli bir araştırma projesi kapsamında Balıkesir merkez ve çevre ilçelerinde kırsal ve kentsel alanlarda ikamet eden 1139 hanehalkından oluşan örneklem grubu çerçevesinde nicel bir araştırma deseni ve anket tekniği kullanılarak 2018 yılında elde edilen veriler esas alınarak yapılmaktadır. Araştırmanın en önemli bulgusu “sosyal sermayesi yüksek aileler sosyal sermayesi düşük ailelere göre daha fazla afet farkındalığı ve hazırlığına sahiptirler” hipotezinin doğrulanmasıdır