2 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Öğe Eş’ârîliğin teşekkülü ve İmam Eş’ârî(Batman Üniversitesi, 2022-07-04) Demir, Fethiİmam Eş’arî, ilmî hayatını Mu’tezile içinde geçirmiş, daha sonraki dönemlerde hem üvey babası hem de hocası olan Ebû Ali el-Cübbâîile fikri ayrılığa düşerek Mu’tezileden ayrılmıştır. Mu’tezile’den ayrılma sürecinin gördüğü bir rüyaya bağlayanlar olduğu gibi, bu ayrılışı hocasıyla ters düştüğü üç kardeş meselesine de bağlayanlar vardır. İmam Eş’arî, Mu’tezile içinde geçirdiği kırk yıllık sürede onların ders halkalarında, nasslardan hüküm çıkarırken aklın kullanılması mevzusunu özümsemiş bir şahsiyet olarak temayüz etmiştir. Nitekim İmam Eş’arî, daha Mu’tezile içindeyken hocasının olmadığı zamanlarda onun yerine kürsüye çıkacak kadar ilerlemiş durumdaydı. Yeni bir fikre meyleden İmam Eş’arî bu anlamda Ehl-i Sünnet düşüncesine yönelirken itikadî mevzularda Mu'tezile ile Ashabu’l-Hadis arasında orta bir yerde durmuştur. Bundan dolayı Eş’arî'nin düşünce sistemini üç evreye ayırmak mümkündür. Bu dönemler, Mu’tezilî, Selefî ve Kelamî dönem olmak üzere üç safhada ele alınabilir. Genel manada selefî düşünceyi kelamî yaklaşımla en iyi anlamda temellendiren Eş’arî, bu yaklaşımında nakli esas alarak aklı da aktif olarak kullanmıştır. Böylece Eş’arî hem nakli hemde akli temel alarak kendine has bir metod geliştirirek vahiy-akıl dengesini kurmayı başarmıştır. Bu özellik Ehl-i sünnet kelamının da en önemli özelliği olmanın yanı sıra onu diğer ekollerden ayıran temel farklı tarafı olarak kabul edilir.Öğe Kur’ân’da Allah’a izafe edilen iğvâ bağlamında müfessirlerin yorumları: Taberî, Zemahşerî ve Râzî tefsirleri örnekliğinde mukayeseli bir inceleme(Batman Üniversitesi, 2021-12-14) Demir, Mehmet KadriDoğru yoldan saptırma, azdırma ve isyana sürükleme gibi manalara gelen iğvâ, önemli Kur’ânî bir terimdir. Bu lafız Kur’ân’da genellikle şeytanla ilişkili olarak kullanılmıştır. Ancak el-A’râf 7/16, Hûd 11/34 ve elHicr 15/39 ayeti olmak üzere üç yerde ise Yüce Allah’a izafe edilerek kullanılmıştır. Bu yönüyle mezkûr üç ayet, kelâmın mühim konulardan olan kader, irade hürriyeti, insanın fiilleri, hidayet-dalâlet açısından farklı şekillerde yorumlanmaya müsaittir. Bu durum, ilgili ayetler bağlamında müfessirlerin çeşitli yorumlar yapmasına neden olmuştur. Bu çalışmada, öncelikle “iğvâ” lafzının anlamı tespit edilmeye çalışılmış ve bu lafzın Kur’ân’da kullanımı incelenmiştir. Ardından Taberî, Zemahşerî ve Râzî’nin tefsirleri özelinde, zikredilen üç ayetin bağlamında, iğvâ ile ilgili yaptıkları yorumlar irdelenmiştir. Bu müfessirlerden Taberî ve Râzî, Ehl-i Sünnet’i temsil ederken; Zemahşerî de Mu‘tezile’yi temsil etmektedir. Bu çalışmada, mezkûr ayetlerin tefsiri bağlamında yapılan yorumlarda mezhebî mensubiyetin etkisi tespit edilmeye çalışılmış; diğer mezheplere yönelik tavır ve eleştirilerin tefsire yansıması incelenmiştir.