Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Öğe
    Mevlevî Şeyh Yahya Ayşî ve Manzûme-i Salat’ı
    (Batman Üniversitesi, 2019-12-29) Süslü, Zahir
    Klasik Türk edebiyatı İslam dinini referans alan bir edebiyattır. Fıkıh ilmi de kaynağı Kuran-ı Kerim ve sünnet olan bir disiplindir. Klasik Türk edebiyatı dönemi içerisinde fıkıh/ilmihal türünde birçok manzûm eser yazılmıştır. Bazen de şairler tarafından bu ilmin önemli görülen namaz, hac, zekat, miras hukuku gibi bazı bölümleri telif veya tercüme edilmiştir. Mevlevî Şeyh Yahya Ayşî’nin “Manzûme-i Salât”ı da fıkhın muâmelât bölümünden namaz ibadetinin anlatıldığı bir eserdir. Makale; eserin nüshası, müellifi, yazılış tarihi ve sebebi, şekil özellikleri, muhtevası, dil ve üslubu hakkında bilgi ve en son metnin transkripsiyonundan oluşmaktadır
  • Öğe
    Halkın dini tecrübeleri üzerine bir araştırma
    (Batman Üniversitesi, 2021-12-14) Karaçoban, Ethem
    İlim erbabının, hitap ettiği insanların dini inanç ve yaşantılarını olabildiğince doğru olarak bilmesi önemlidir. Şüphesiz bunun yollarından biri de insanları bizzat kendi yaşantı ve ifadeleri yoluyla tanımaktır. Makale, bu amaçlarla çalışılan doktora tezinden üretilmiştir. Çalışmanın tamamında, dini hayatın farklı boyutları incelenmiş olmasına rağmen makalede ele alındığı şekliyle, dinî bilgi, ibadet ve davranış boyutlarını kapsayan sorularla dinî hayatın mezkûr boyutları değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın uygulamalı araştırma kısmında anket (survey) metodu, temel kavramlar kısmında ise dokümantasyon metodu tercih edilmiştir. Anket sonucunda elde edilen veriler tablolar halinde gösterilmiş, yüzde, frekans ve gerekli olduğu yerlerde ki-kare değerleri doğrultusunda değerlendirilmelerde bulunulmuştur. Araştırmada dini konuların insanların gündemindeki yerini koruduğu ve halkın temel dini esaslara olan inancının yüksek olduğu görülmüştür. Bilgi boyutu incelemesinde ise halkın dinî bilgilerinde önemli yanlışlıklar olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    İslâm hukukunda teravih namazının hükmü ve rekât sayısı
    (Batman Üniversitesi, 2021-06-01) Demirel, Muhsin
    Nafile namazlardan biri de teravihtir. Teravih Ramazan ayının gecelerinde kılınan bir namazdır. Teravihin meşruiyeti hem kavli hem de fiili sünnete dayanmaktadır. Hz. Peygamber kılınmasını teşvik etmiş, kendisi de birkaç gece camide kılmış, ancak farz olur korkusundan dolayı kılmasına devam etmemiştir. Hadislerin zahirine göre Hz. Peygamber döneminde belli bir formata bağlanmamış, miktarı da serbest bırakılmıştır. Kimisi tek başına kılarken, bazıları da gruplar halinde cemaat ile kılmışlardır. Daha sonra Hz. Ömer’in hilafeti döneminde belli bir formata kavuşturulmuş; miktarı 20 rekât olarak belirlenmiş, teravih kıldırmak için bir imam tayin edilerek cemaat ile kılınması sağlanmıştır. Sünnet ile sabit olup Hulefâ-i Raşidin döneminde de kılınmasına devam edildiğinde İslâm hukukçuları sünnet oluşu konusunda icma etmiş durumdadır. Teravihin amacı Ramazan’ın gecelerini ihya etmek olduğundan Hz. Peygamber ve ashap döneminde kıraati uzatılarak gecenin önemli bir bölümü namaz ile ihya ediliyordu. Teravih namazının sünnet oluşu ve rekât sayısıyla alakalı birtakım tartışmalar bulunduğundan konuyla ilgili hem rivayetler açısından hem de mezheplerin görüşleri bağlamında detaylı bilgi verip konunun biraz daha vuzuha kavuşmasına yardımcı olmaya çalışacağız.
  • Öğe
    İhyâü Ulûmi’d-dîn adlı eserde geçen ibadetler fıkhının Şafiî mezhebinde tercih edilen görüşlerle mukayesesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-02-03) Türker, Esat Mert; Saltekin, Abdulbasıt
    İmam Gazzâlî’nin İslami ilimlerde yetkin olduğu su götürmez bir gerçektir. Mensubu olduğu Şafiî mezhebinde de haklı bir şöhrete sahiptir. Burada çalışmamızın amacı İmam Gazzâlî’nin mensubu olduğu Şafiî mezhebinin genel kabul gören görüşlerine ne derece mutabık kaldığını ve bu mezhebin görüşlerinden farklı düşündüğü hususların neler olduğunu tespit etmek olacaktır. Başta temizlik ile ilgili meseleler ele alınmıştır. Ardından namaz, zekât, oruç ve hac ibadetiyle ilgili meseleler karşılaştırmalı bir şekilde incelenmiştir. Yer yer farklılıklar belirtilerek ihtilaflı meseleler tespit edilmiştir. Son kısımda ise belli başlı ihtilaflar özet bir şekilde sunularak bir sonuca varılmıştır.