Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 8 / 8
  • Öğe
    Gaybî haberler yönüyle Kur’ân’ın i‘câzı
    (Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, 2020-06-30) Doğan, Mehmet Zeki
    Her peygamberin nübüvvetini tasdik eden mucizeleri vardır. Hz. Peygamber’in de en büyük mucizesi Kur’ân’dır. Kur’ân, ümmî bir peygamber tarafından tebliğ edilmesi, erişilmez bir hidâyet kaynağı olması, beyân, belâgat nazm, tertip, üslûp, psikolojik etkileme gücü, teşrîʻ için koyduğu hükümler ve sonradan keşfedilen birçok ilmî gerçeğe işaret etmesi gibi pek çok yönden mu‘cizdir. Kur’ân’ın en önemli i‘câz yönlerinden biri de onun ihtiva ettiği gaybî haberlerdir. Âlimlerin çoğu, Kur’ân’ın gaybî haberler yönüyle mu‘ciz olduğunu kabul etmekte ancak bu i‘câz yönünün tek başına yeterli olamayacağını da ifâde etmektedir. Kur’ân’ın gaybî haberler yönüyle mu‘ciz olduğunu savunan âlimler, genellikle onu diğer i‘câz yönleriyle birlikte kabul etmektedir. Bu çalışmamızda öncelikle, Kur’ân’ın geçmişe, nüzûl zamanına ve geleceğe ait gaybî haberler yönüyle i‘câzı ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmeye ve incelenmeye çalışılacaktır.
  • Öğe
    Toplumsal güveni sağlamada Kur’ân’ın rolü
    (Batman Üniversitesi, 2021-12-14) Solmaz, Mekki
    Kur’ân-ı Kerîm nazil olduğu toplumu ıslah ettiği gibi, sonraki toplumları da öğretileri ve değerleri ile ıslah etmiştir. Bugünkü çağdaş diye nitelendirdiğimiz toplumları da ıslah etmeye, sorunlarını tedavi ettirmeye, yenilenebilir sıkıntıları da ele alıp halletmeye kadirdir. Bu sorunlardan en önemlisi de toplumsal güveni sağlama mevzuudur. Kur’ân bunu sağlama noktasında özne konumundadır. Zira o, toplumsal olarak büyümenin, çağdaşlaşmanın ve yenilenmenin tüm öğelerini taşıyan bir kitaptır. Her ne kadar özellik itibariyle Kur’ân’ın nazil olduğu toplumdan az veya çok farklı özellikte sorunlar ve problemler olsa bile Kur’ân’ın ahkâmı ve öğretileri ile hayatı idame etme yaklaşımı farklı zaman ve zeminlerde tüm dertlere deva, sorunlara çözüm ve kötülüklerden de korunmadır. Toplumsal güven, Kur’ân-ı Kerîm tarafından başlatılan bir dizi eylem ve ilke ile sağlanır. Aksi halde ise ceza ilkesi devreye girer. Toplumsal güveni sağlamak için desteklenen unsurların bir kısmını analiz eden ilmin ve bilimin kökeni ve temeli olan Kur’ân-ı Kerîm’i tanıtmak, O’nun ceza ilkesi yoluyla toplum için kamu ve özel güvenliğin sağlanması üzerindeki etkisini vurgulamak, toplumsal güveni sağlamak yolunda Kur’ân-ı Kerîm’in evrenselliğini göstermek araştırmamızın gayesi olacaktır.
  • Öğe
    Kur’ân’in bilimsel i’câzi
    (Batman Üniversitesi, 2022-07-04) Göktaş, Serkan
    İlk dönemden beri Kur’ân üzerine aştırma yapan âlimler, mucize bir kitap olmasından hareketle Kur’ân’ın birçok i’câz özelliğine sahip olduğunu ortaya koymuşlardır. Âlimler, Kur’ân’ın lafız ve anlam açısından insanların benzerini getirmeye güç yetiremeyeceği bir kitap olduğunu, bu özelliğiyle de muarızlarına meydan okuduğunu ifade etmişlerdir. Bu yüzden i’câz, tehaddi ile ilişkilendirilmiştir. Kur’ân’ın birçok i’câz özelliği bulunmaktadır. Bu i’câz özelliklerinden birisi olan bilimsel i’câz, bilime dair ayetlerin tehaddi bağlamında değerlendirilmesi olarak tanımlanabilir. Kur’ân’daki ilmi gerçeklerin bilimsel açıdan yorumlanması anlamında kullanılan bilimsel tefsirin, bilimsel i’câzla bağlantılı olduğu da belirtilmiştir. Kur’ân-ı Kerim’in bilimsel i’câzı hakkındaki görüşlerinin ortaya konmasının, bilimsel i’câz taraftarlarının ve buna karşı çıkanların gerekçelerinin belirlenmesinin amaçlandığı bu çalışmada bilimsel i’câzın ne olduğu ve bilimsel tefsirle nasıl bir ilişki içerisinde olduğu araştırılmış ve konuya dair olumlu ve olumsuz yaklaşımlar ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ayrıca çalışmada bilimsel i’câzın tanımı yapılmış, bu görüşü savunanlar ile aksi görüşte olanların argümanlarına yer verilmiş ve birkaç örnekle konu detaylandırılmaya çalışılmıştır.
  • Öğe
    Kur’an ayetlerinin su kaynakları mühendisliği yönünden incelenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-05-02) Muratoğlu, Abdullah; Aktaş, Mehmet Nurullah
    Su, insanlar dahil bütün canlı organizmaların ihtiyaç duyduğu en temel maddelerden biridir. Biyolojik süreçleri oluşturan ve değiştiren istisnai bir molekül olup diğerlerinden farklı davranmak suretiyle sıra dışı ve kendine özgü nitelikler barındırır. Günümüzde, çok sayıda bilimsel disiplin suyun farklı durumlardaki davranış ve özelliklerini araştırmaya adanmıştır. Bu kadar yoğun araştırma faaliyetlerine rağmen insanlar hâlâ suyun özellikleri hakkında oldukça sınırlı bilgi birikimine sahiptir. Su kaynakları mühendisliği, yeryüzünde insan ve çevresinin kullanımına uygun su kaynaklarının hareketi, döngüsü, depolanması, miktar ve kalitesi gibi unsurları akışkanlar mekaniği, hidrolik ve hidroloji gibi bilim dallarının temel prensipleri çerçevesinde mühendislik yaklaşımı ile inceleyen uygulamalı bir alandır. Mevcut su kaynaklarının miktar ve kalitesi hem canlı ekosistemlerin ihtiyaçlarının karşılanması ve yeryüzündeki gıda güvenliği açısından, hem de medeniyetlerin toplumsal, ekonomik ve sıhhi gelişimi açısından oldukça önemlidir. Bu çalışmanın temel amacı, Kur’ân-ı Kerîm’deki ilgili ayetlerin ve tefsir literatüründeki yorum ve açıklamaların modern su kaynakları mühendisliği yönünden incelenmesidir. Kur’ân-ı Kerîm’e bakıldığı zaman, suyun önemi, dünyadaki döngüsü ve dolaşımı, tatlı su kaynakları, bunlardaki sınır ve ölçüler, su, gıda ve ekosistem güvenliği arasındaki ilişki gibi modern su kaynakları mühendisliği kapsamına giren konularda birçok mesaj verildiği görülmektedir. Suyun Kur’ân’da bu kadar farklı yönü ile ele alınması ve klasik müfessirlerin Kur’ân’dan çıkardıkları anlamların, modern çağda bilim insanları ve mühendisler tarafından peyderpey ulaşılmış gözlem ve bulgularla yakın uyumu gerçekten ilgi çekicidir. Çalışmamızdaki temel bulgulara göre Kur’ân ayetleri ve tefsirinin; mühendislik bakış açısında oldukça önemli bir yere sahip olan korunum yasaları ve madde ve enerjinin sınırlı olduğu görüşünü desteklediği görülmekte, modern bilim tarafından hidrolojik döngü kapsamında açıklanan sistem ve süreçler ile ilgili bilgilerle son derece uyumlu olduğu ortaya çıkmaktadır. Kur’ân yorumunda yağmurun en temel su kaynağı olması, su-gıda güvenliği ilişkisi, bir yıllık su döngüsü, kaynakların heterojen dağılımı, buharlaşma, bulutları oluşturması, suyun havzalarda toplanması, yerde ve atmosferde depolanması, yerüstü ve yeraltı ortamlara yerleştirilmesi, akışa geçmesi, yeraltını beslemesi, derine sızması gibi hususların işlendiği ve özellikle klasik dönemde yaşamış başlıca müfessirlerin bu konuda oldukça zengin yorum ve çıkarımlar yaptıkları tespit edilmiştir. Su bilimi ve mühendisliği yönünden uzmanlık barındıran bu çalışmanın, modern dönem Kur’ân yorumu ile ilgili Temel İslam Bilimleri literatürüne disiplinler arası bir katkı sağlaması beklenmektedir. Ayrıca günümüzdeki bilimsel tefsir çalışmalarına batı takipçiliği, pozitivizm veya indirgemeci bakış açısının yerine zengin İslami literatürden beslenerek, daha özgüvenli ve kapsayıcı bir metotla bakılması gerektiği savunulmaktadır.
  • Öğe
    Kur’ân’da Allah’a izafe edilen iğvâ bağlamında müfessirlerin yorumları: Taberî, Zemahşerî ve Râzî tefsirleri örnekliğinde mukayeseli bir inceleme
    (Batman Üniversitesi, 2021-12-14) Demir, Mehmet Kadri
    Doğru yoldan saptırma, azdırma ve isyana sürükleme gibi manalara gelen iğvâ, önemli Kur’ânî bir terimdir. Bu lafız Kur’ân’da genellikle şeytanla ilişkili olarak kullanılmıştır. Ancak el-A’râf 7/16, Hûd 11/34 ve elHicr 15/39 ayeti olmak üzere üç yerde ise Yüce Allah’a izafe edilerek kullanılmıştır. Bu yönüyle mezkûr üç ayet, kelâmın mühim konulardan olan kader, irade hürriyeti, insanın fiilleri, hidayet-dalâlet açısından farklı şekillerde yorumlanmaya müsaittir. Bu durum, ilgili ayetler bağlamında müfessirlerin çeşitli yorumlar yapmasına neden olmuştur. Bu çalışmada, öncelikle “iğvâ” lafzının anlamı tespit edilmeye çalışılmış ve bu lafzın Kur’ân’da kullanımı incelenmiştir. Ardından Taberî, Zemahşerî ve Râzî’nin tefsirleri özelinde, zikredilen üç ayetin bağlamında, iğvâ ile ilgili yaptıkları yorumlar irdelenmiştir. Bu müfessirlerden Taberî ve Râzî, Ehl-i Sünnet’i temsil ederken; Zemahşerî de Mu‘tezile’yi temsil etmektedir. Bu çalışmada, mezkûr ayetlerin tefsiri bağlamında yapılan yorumlarda mezhebî mensubiyetin etkisi tespit edilmeye çalışılmış; diğer mezheplere yönelik tavır ve eleştirilerin tefsire yansıması incelenmiştir.
  • Öğe
    Kur’ân âyetleri ışığında embriyo aşamaları
    (Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, 2020-12-31) Doğan, Mehmet Zeki
    Kur’ân, pozitif bilim dallarına ait birçok konuya temas etmektedir. Bunlardan biri, insanın yaratılış aşamalarını ele alan embriyoloji konusudur. Zira insanın nasıl yaratıldığı ve hangi aşamalardan geçtiği sorusu öteden beri insanların zihinlerini meşgul etmektedir. Mümtaz bir konuma sahip olan insanın yaratılış aşamalarıyla ilgili Kur’ân’da pek çok kevnî âyet bulunmaktadır. Yalnız bu âyetler, Kur’ân’ın kendine özgü tertibi içerisinde değişik sûrelere serpiştirilmiş bir vaziyette bulunmaktadır. Kur’ân’da embriyolojiye ait bilgilerin yer alması, birçok ilim adamını bu yönden Kur’ân’a yönelmeye sevk etmektedir. Bilim ve teknoloji geliştikçe, embriyoloji ile ilgili Kur’ân âyetlerindeki esrar perdesi biraz daha aralanmakta ve bilimsel açıdan Kur’ân’a yöneliş de o oranda artmaktadır. Çalışmamızda öncelikle embriyonun aşamaları olan nutfe, alaka, mudğa, kemik ve et aşaması; ilgili kevnî âyetlerden, hadislerden, İslâm âlimlerinin görüşlerinden ve günümüzde geçerliliğini koruyan modern embriyolojinin verilerinden de istifade edilerek dörtlü bir tasnif halinde incelenecektir.
  • Öğe
    Kur’an ayetleri bağlamında tedrici metodun eğitime katkısı
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-06-05) Yel, Yasemin; Aktaş, Mehmet Nurullah
    Kur'an'ın toplumun ıslahı için ürettiği çözümlerde bireyi eğitirken aşamalı metot olan tedriciliği uyguladığı; önce farkındalık oluşturduğu, ardından doğru olanı gösterdiği sonra ikaz ve en son kesin men ile istenilen istikamete sağlıklı bir şekilde değişimi gerçekleştirdiği görülmektedir. Hz. Peygamber, bireysel ve toplumsal değişiklikleri ilahi vahyin gölgesinde tedrici metotla; belli bir plân ve program çerçevesinde önemlilerden başlamak suretiyle adım adım, sabır ve kararlılıkla yürütmüştür. O, insanların ve şartların sosyo-psikolojik yapılarını dikkate aldığı için kısa sürede üstün bir başarı elde etmiştir. Bu coğrafyada insanları istenilen istikamette eğitmekle görevlendirilen Hz. Peygamber, ortalama yirmi üç yılda Kur'an'ın izinde, sabırla sürdürdüğü tedrici metotla hedefine ulaşmıştır. Bu hususta ilham aldığımız Kur’an’ın nâzil olduğu çok kültürlü yapı; dini, dili, etnik yapısı farklı ortam, tebliğ ve nüzûl sürecinde uygulanan tedrici metod bize en güzel örnektir. Bu bakış açısıyla hazırladığımız çalışmamız giriş ve iki ana bölümden oluşmaktadır: Giriş bölümünde konunun önemi, tezin amacı, konu hakkında yapılmış çalışmalar ve tezde başvurulan yöntemler yer almaktadır. Birinci bölümde nüzûl kavramına ve nüzûl sürecine yer verilmektedir. Daha sonra tedric kavramı, tedrici metodu gerektiren hususlara, tedrici metodun hikmetlerine; Mekkî ve Medenî ayetlerin özelliklerine, muhteva ve üslûp farklılıklarına, ilahi hükümlerin tedricen vaz’ edilişine dikkat çekilmektedir. İkinci bölümde eğitimin tanımına yer verildikten sonra, nitelikli eğitimin özellikleri üzerinde durulmaktadır. Kur’an-ı Kerim’den seçilen kıssalar öncülüğünde çocuklarda ve yetişkinlerde eğitim konusu işlenmektedir. Davet sürecinde tedricilik başlığı altında; Hz. Peygamber’in insanı eğitme, geliştirme, değiştirme ve dönüştürme amaçlı davet faaliyetleri; kısa sürede üstün bir başarıya ulaşmasına vesile olan tedrici metodu uygulama şekli ve hitap özellikleri üzerinden serdedilmektedir.
  • Öğe
    Klasik ve modern tefsirlerde mucize algısının karşılaştırılması: İsrâ ve Mi’raç örneği
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-03-16) Özer Öğrü, Zehra; Aktaş, Mehmet Nurullah
    İslam dininin temel kaynağı olan ve biz müslümanlar için bir hayat kitabı sayılan Kur’an; 23 yıllık bir süre zarfında yaşanan olaylar ile bağlantılı olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e inmiş ve O’nun tarafından peyderpey ashabına aktarılmıştır. Kur’an, Resulullah’a iniş tarzı ve üslup yapısı itibari ile çok çeşitli ve kapsamlı bir içeriğe sahiptir. Kur’an’da geçmiş millet ve ümmetlerin halleri ve akıbetleri yer aldığı gibi, Resulullah’ın peygamberliği döneminde şahit olunan kimi olayların izlerine ve örneklerine de rastlamak mümkündür. Bu olaylar kimi zaman gündelik yaşantıda karşılaşılan bazı durumlar iken kimi zaman ise Resulullah’a bahşedilen bazı harikulade olay ve mucizeler de Kur’an’ın içeriğine konu olmuştur. Tefsir ilmi ise Resulullah’ın vefatından çok sonra ortaya çıkan bir ilim olarak Kur’an’da bahsedilen mevzubahis mucizeleri de ele alır ve değerlendirir. Tefsir eserlerinin yazarlarının ve ortaya çıktığı zaman diliminin farklı oluşu, bu ilim dalında yazılan eserlerin Kur’an’daki olaylara bakış açısının ve değerlendirmelerinin farklı oluşuna zemin hazırlamıştır. Bahsi geçen mucizevi olaylardan biri de Hz. Muhammed’in, davetin Mekke döneminde yaşadığı ve İslam tarihindeki en büyük mucizelerden biri olarak kabul edilen İsrâ ve Miraç olayıdır. “Sery” kökünden türeyen İsrâ kelimesi, geceleyin yürüme, gece yolculuğu yapma anlamlarına gelir. Bu terim Kuran ve sünnette Peygamber efendimizin bir gecede Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya yaptığı yürüyüşü ifade etmek için kullanılır. Mi’raç kelimesi ise sözlükte “yukarı çıkmak, yükselmek” anlamlarına gelen “uruc” kelimesinden türemiştir ve sünnet ve Kur’an’da Resulullah’ın Mescid-i Aksa’dan arşa yükselişini tabir etmek için kullanılan bir terimdir. Kur’an’da mucize kavramı ve bu kavramın tefsir eserlerinde ele alınışı hakkında birçok çalışma olsa da mevcut konuyu klasik ve modern tefsirler üzerinde karşılaştırmalı olarak ele alan bir çalışmanın eksikliği dikkatleri çekmektedir. Bu çalışmada, bahsi geçen mucize özelinde genel olarak tefsirlerdeki mucize algısı üzerine yoğunlaşılacak ve İsra ve Miraç mucizesinin tefsiri ile genelde diğer mucizelerin modern ve klasik metinlerde ele alınış biçimleri arasındaki farklar ekseninde kimi değerlendirilmeler ve tespitler yapılacaktır. Çalışmadaki amaç; mezkûr mucize ve konu olduğu sure üzerinde lugavi ve mana eksenli kimim değerlendirmelerden sonra; genelde mucize konusunun özelde ise İsra ve Miraç mucizesinin incelenmesi, bahsi geçen mucize algısının tefsir kitaplarındaki yansımasının araştırılması, bu yansımanın klasik ve modern tefsir metinlerindeki farkları ve bu farkların sosyolojik ve siyasi sebeplerinin açıklanması sureti ile konuyu birçok farklı yönden ele almaktır.