Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 6 / 6
  • Öğe
    Benzoil ester grubu içeren 2,4-dinitrofenilhidrazin temelli bazı yeni hidrazon bileşiklerinin sentezi ve yapısal karakterizasyonu
    (Batman Üniversitesi, 2022-06-30) Çakmak, Reşit; Başaran, Eyüp
    Hidrazon bileşikleri, ilaç tasarımı çalışmalarında aday bileşikleri elde etmek için kullanılan önemli öncülerdir. Bu çalışmada, başlangıç materyali olarak 4-(dietilamino) salisilaldehitten türetilen benzoil ester türevleri (1-5) sübstitüe benzoil klorür türevleri (benzoil klorür, 2-nitrobenzoil klorür, 3-nitrobenzoil klorür, 4-nitrobenzoil klorür ve 3,5-dinitrobenzoil klorür) ile çözücü olarak piridin ortamında 1:1 mol oranında reaksiyona girmesiyle sentezlendi. Elde edilen benzoil esterler ile 2,4-dinitrofenilhidrazinin kondenzasyon reaksiyonu ile yeni bir dizi hidrazon bileşikleri (6-10) sentezlendi ve bu bileşikler yapısal karakterizasyonu FT-IR, 1H NMR, 13C NMR ve element analizi aydınlatıldı. Sonuç olarak, bu bileşiklerin biyolojik aktiviteler gösterebileceği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Kuriki Höyük (Batman) kazılarında ele geçen bir grup boya bezemeli kapların arkeometrik karakterizasyonu
    (Batman Üniversitesi, 2019-02-27) Adsan, Müslüm; Bayazit, Murat
    Bu tez çalışması Kuriki Höyük (Oymataş Köyü, Batman/Merkez) arkeolojik kazılarında ele geçen 22 adet boya bezemeli seramik buluntusu için uygulanan arkeometrik incelemeleri içermektedir. Bu amaçla, seramiklerin karakterizasyon sürecinde XRD (X-ışını difraksiyon), FTIR (Fourier dönüşümlü kızılötesi) spektroskopisi, petrografi, SEM/EDX (taramalı elektron mikroskobu/enerji saçınımlı X-ışını spektroskopisi) ve Tg-Dta (termogravimetri-diferansiyel termal analiz) yöntemleri kullanılarak seramiklerin üretim özellikleri (hammadde, pişirim sıcaklık aralığı, atmosfer, pişirim tekniği vb.) belirlenmiştir. Çalışma sonucunda seramik bünyelerin pişirim sıcaklıklarının 700-900˚C arasında değiştiği, ancak genel olarak 800-900oC aralığında olduğu gözlemlenmiştir. Seramiklerin çoğunluğunda yüksek oranda belirlenen CaO miktarı ve XRD ile tespit edilen kalsit ve kalsite bağlı olarak yüksek sıcaklıkta oluşan piroksen ve gehlenit gibi mineraller bu seramiklerin üretiminde genel olarak kalkerli hammadde kullanıldığına işaret etmiştir. Bölgenin jeolojik yapısı dikkate alındığında, incelenen çoğu seramiğin yerel üretim olma olasılıklarının yüksek olduğu belirlenmiştir. FTIR ve TG-DTA analizleri ile kalsit ihtivasının birincil veya ikincil olma durumu incelenmiş, ayrıca FTIR analizi ile bazı mineral içerikleri (kuvars, kil, feldspat/plajiyoklaz, hematit, piroksen vb.) karakteristik bant değerleri ile saptanmıştır. Petrografik analiz sonuçları seramiklerin hammadde kaynağı olarak aynı kayaç kökenine sahip olduğunu göstermiş ve buna bağlı olarak da seramiklerin hammadde içeriği olarak birbirlerine yakın özellikte olduğu ortaya koymuştur.
  • Öğe
    Seramik arkeometrisinde TG-DTA termal analiz uygulamaları
    (Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2014-09) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Işık, İskender; İssi, Ali; Ersan Eruş, Hazal Özlem
    Arkeolojik kazılarda en sık rastlanılan malzemeler arasında bulunan pişmiş toprak ürünler (seramikler) arkeometrik araştırmalarda yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Termal analiz yöntemlerinden biri olan termogravimetrikdiferansiyel termal analiz (TG-DTA) tekniği seramiklerin özellikle üretim şartlarının ortaya çıkarılmasında sıklıkla tercih edilmektedir. Bu yöntem ile belirlenen endotermik/ekzotermik etkiler ve buna bağlı olarak gözlemlenen ağırlık kaybı değerleri sayesinde higroskopik ve kimyasal su içeriği, organik madde ihtivası, kalsit ve dolomit gibi karbonatlı malzemelerin varlığı ve polimorfik dönüşümlerin tespiti yapılabilmektedir. Elde edilen veriler ışığında seramiklerin hammadde içeriği ve üretim özellikleri hakkında yorumlar yapılabilmektedir. Bu çalışmada Kuriki Höyük (Batman, Türkiye) arkeolojik yerleşim alanında ortaya çıkarılan bazı temsili çömlek buluntularının termogravimetrik-diferansiyel termal analiz incelemeleri, numunelerin XRD metodu ile belirlenmiş mineral/faz içerikleri üzerinden yorumlanmıştır. Bu değerlendirme neticesinde TG-DTA tekniğinde elde edilen sonuçların seramik arkeometrisindeki karşılıkları bir kez daha ortaya konulmuştur
  • Öğe
    Characterization of hazelnut, pistachio, and apricot Kernel Shell particles and analysis of their composite properties
    (Taylor & Francis, 2021-05) Çelik, Yahya Hışman; Topkaya, Tolga; Kılıçkap, Erol; Başaran, Eyüp; Yalçın, Rojin
    In this study, hazelnut, pistachio, and apricot kernel shells were ground size of 0–300 µm, 300–600 µm, and 600–850 µm. The cellulose, ash, humidity, and metal contents of these powder particles were chemically analyzed and structural properties were characterized using X-Ray Diffraction (XRD) and Fourier Transform Infrared Spectrometer (FT-IR) analysis. Their composites were fabricated by adding 0%, 10%, 20%, and 30% by weight of these powder particles to the polyester matrix material. The effect of chemical and structural properties of the powder particles on the physical, thermal, and mechanical properties of the composites was analyzed. The XRD analysis revealed that cellulose structure observed in powder particles. The peaks observed in their surface functional structures with FT-IR were mainly caused by cellulose and hemicellulose structures. These structures effected humidity and ash ratios. Nitrogen, carbon, hydrogen, and oxygen elements were seen in the structure. In addition, heavy metals such as Sn, Ca, K, Na, Mg, Fe, Ni, Mn, Cu, Zn, and Si were found. Powder particles added to the polyester material adversely affected the tensile strength of the matrix material. However, powder particles added to the matrix material at low rates had a positive effect on bending and compressive strength.
  • Öğe
    Aril sülfonat grubu içeren bazi yeni hidrazon türevlerinin sentezi ve yapısal karakterizasyonu
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-06-03) Tür, Gulal; Başaran, Eyüp
    Bu tez çalışması kapsamında, ilaç etken maddesi olabilecek, spesifik etkili yeni kimyasal bileşikler olarak, aril sülfonat grubu içeren hidrazon türevlerini tasarlayarak, sentezlemesi ve yapılarının aydınlatılması amaçlanmıştır. Birincil olarak, başlangıç maddesi olarak seçilen 4-(triflorometil)benzensülfonil klorür ile fenolik aldehitleri uygun koşullarda reaksiyona sokarak, sülfonat ester aldehitleri (1-9) elde edildi. İkincil olarak, sentezlenen aldehitler ile izoniyazid bileşiğinin etanollü ortamdaki kondenzasyonu sonucu yapısında piridin halkası barındıran bazı yeni hidrazon türevli bileşikler (10-18) sentezlendi. Sentezlenen tüm bileşiklerin reaksiyon takibi İnce Tabaka Kromatografisi (İTK) ile yapıldı. Sentezlenen bileşiklerin yapılarının aydınlatılmasında, başta elemental analiz (C,H,N,S) yöntemi olmak üzere, FT-IR, 1H NMR ve 13C NMR gibi spektroskopik teknikler kullanıldı. Hidrazonların biyolojik aktivite göstermeleri göz önüne alındığında yeni hidrazonların birden fazla biyolojik özelliğe sahip olacağı öngörülmektedir.
  • Öğe
    Nevşehir Ovaören kazılarında ele geçen demir çağı seramiklerinin arkeometrik incelemesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-03-12) Özdaş, Büşra; Bayazit, Murat
    Arkeometri, sosyal ve mühendislik bilimlerinin çeşitli alanlarını kapsayan ve sürekli gelişen bir bilim dalıdır. Arkeometrik incelemeler tarihsel gelişimleri açığa çıkarması ve yorumlamaya olanak sağlamasından dolayı arkeolojik çalışmaların değerlendirilmesinde son derece önemli ve gereklidir. Bu noktadan yola çıkan mevcut çalışma Nevşehir İli, Gülşehir İlçesi sınırları içerisindeki Ovaören Köyü’nde sürdürülen arkeolojik kazılarda ele geçen Demir Çağı’na tarihlenen seramiklerin detaylı arkeometrik incelemesini kapsamaktadır. İlk kez 2007 yılında arkeolojik çalışmaların başladığı Ovaören kazısında Kızılırmak Nehri’nin yaklaşık 25 km güneyinde yer alan Topakhöyük, Yassıhöyük ve teras alanı olmak üzere 3 farklı arkeolojik birim tespit edilmiştir. Şimdiye kadar tespit edilen veriler höyükteki en erken yerleşim evresinin Erken Tunç III dönemine kadar indiğini göstermiştir. Ovaören’in Erken Tunç Çağı’ndaki asıl yerleşim alanı ise Yassıhöyük’ün 350 metre batısındaki Topakhöyük ve teras alanı olup, söz konusu alanda Erken Tunç II döneminin başlarından Orta Tunç Çağı’nın ilk çeyreğine kadar uzanan yerleşim tabakaları tespit edilebilmiştir. Ovaören-Yassıhöyük’ün söz konusu dönemlerde bölgenin önemli merkezlerinden biri olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, bölgede ele geçen seramik buluntular üzerinde yapılacak arkeometrik incelemelerin mevcut literatüre önemli katkı sunacağı öngörülmektedir. Mevcut çalışmada Nevşehir ili Ovaören yerleşimindeki Demir Çağı’na tarihlenen temsili seramikler için arkeometrik karakterizasyon yapılması hedeflenmiştir. Bu amaçla X-ışını difraksiyon (XRD), portatif X-ışını floresans (p-XRF) spektroskopisi, taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile birlikte enerji saçınımlı X-ışınları spektrometresi (EDX), Fourier dönüşümlü kızılötesi (FTIR) spektroskopisi yöntemleri kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar Demir Çağı seramiklerinde hammadde açısından örneklerin hemen hemen yarı yarıya birbirinden ayrıldığını göstermiştir. Analitik veriler Demir Çağı seramikleri içerisindeki çeşitliliğin fazla olduğunu göstermekte ve bir anlamda ithal ürünlerin de örnek seti içerisinde olabileceğini ve/veya alternatif hammadde kullanımını akla getirmektedir. Mineralojik içerik ve mikro yapı özellikleri seramikler için 700-1000oC arasında değişen pişirim sıcaklıklarına işaret etmiştir.