6 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Öğe Kültür ekonomisi unsurlarının kalkınmaya etkisi: TRC2 bölge örneği(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-18) Elçioğlu, Merve; Aydın, Halil İbrahimKültür ve kalkınma kavramları birbiri ile etkileşimde olan olgular olarak, ülkeler arası ya da bölgeler arasındaki kalkınma farklılıklarını azaltma noktasında büyük önem arz etmektedir. 21.yüzyıllın başlarında toplumların bünyelerinde barındırdığı kültürel mirasları, inançları, giyim-kuşam, yemekleri, eserleri gibi birçok faktör dijital ortamlarda bu kültürel ürünlerin yerelden ulusa açılmasını sağlayıp tanıtım ve pazarlamasıyla kültürel ekonominin temelini oluşturmuştur. Bu tezin amacı, kültür ekonomisinin kalkınma sürecini ne denli etkilediğini TRC2 (Şanlıurfa- Diyarbakır) bölgesi örneği ile ortaya çıkarmaktır. Bu bağlamda TÜİK’ten alınan kültürel ekonomi unsurlarının verileri ile ilk aşamada iller ayrı ayrı tahlil edilmiş ve daha sonraki aşamada iki ilin kültürel unsurları karşılaştırarak incelenmiştir. Sonuç olarak; Şanlıurfa ilinde kütüphane ve müze istatistiklerinin kalkınmaya etkisi daha fazla iken Diyarbakır ilinde sinema ve tiyatro istatistiklerin kalkınmaya etkisinin daha ön planda olduğu bulgusuna varılmıştır.Öğe Erken çocukluk dönemi din eğitiminde ebeveyn tutumlarının etkisi(Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, 2020-12-31) Çın, AhmetErken çocukluk döneminde verilen din eğitimi, çocuğun dini alt yapısını oluşturduğu gibi yaşamın ilerleyen dönemlerinde de dinle ilgili olanı idrak etmesine ve içselleştirmesine katkıda bulunmaktadır. Erken çocukluk döneminde çocuğun en fazla zaman geçirdiği bireyler anne-baba olmaktadır. Ebeveynin, çocuk ile iletişim tarzı çocuğun gelişiminde çok önemli etkiler bırakıp, gelecekte nasıl bir insan olacağının da belirleyecisi olacaktır. Ebeveynin sağlıklı bir tutum geliştirmesi için, çocuğun bedensel, zihinsel, psiko-motor ve duygusal gelişim alanlarını bilmesi ve bu doğrultuda din eğitimi vermesi önemlidir. Bu bağlamda verilecek iyi bir eğitimle çocukta sağlıklı bir din duygusu kazandırılırken, yanlış ve baskıcı yöntemlerle dini kişilik gelişimi olumsuz yönde etkilenir. Bu çalışmada erken çocukluk dönemi din eğitiminde ebeveyn tutumlarının etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Bu doğrultuda alan yazında ebeveyn tutumlarının erken çocukluk dönemi dini inanç ve tutumların gelişimi üzerindeki etkisi ile ilgili çalışmalar incelemiştir. Çocuğun gelişiminde ebeveyn tutumları araştırılmış ve çocuğun din eğitimine en uygun ebeveyn tutumunun demokratik ve destekleyici ebeveyn tutumu olduğu; bu tutumun İslami yaşam anlayışına da uygun düştüğünü söyleyebilirizÖğe Çocuklarda sosyal ve duygusal gelişimi ölçmek için kullanılan ölçeklerin incelenmesi(Batman Üniversitesi, 2020-12-31) Kay, Mehmet Akif; Sağlam, MehmetBu çalışmanın amacı; sosyal ve duygusal gelişimi ölçmek için kullanılan ölçeklerin incelenmesidir. Sosyal ve duygusal gelişim, gelişimin önemli bir öğesini oluşturmaktadır. Doğru ve etkili sosyal ve duygusal ölçümler gelişimin takibi açısından önemlidir. Bu çalışmada, yöktez veri sisteminde “sosyal ve duygusal” anahtar kelimesiyle ilişkili tezlerde sosyal ve duygusal gelişimi ölçmek için kullanılan ölçekler araştırılmıştır. Yapılan çalışmada erken çocukluk, son çocukluk, ergenlik dönemi ve karma dönemlerde uygulanan toplam 29 ölçek; uygulanan lisansüstü alan, uygulandığı yaş aralığı, yapılış yöntemi ve derecelendirme şekline göre incelenmiştir. Çalışma sonucunda ölçeklerin büyük bir kısmının erken çocukluk döneminde uygulandığı fakat bebeklik dönemine ait ölçeklerin yok denecek kadar az olduğu görülmüştür. Ölçeklerin hazırlanma durumlarına ilişkin elde edilen bulgularda genel olarak ölçek uyarlama çalışmalarının ölçek geliştirme çalışmalarından daha fazla uygulandığı sonucuna varılmıştır. Elde edilen sonuçlar bağlamında, bebeklik döneminde sosyal ve duygusal gelişimi ölçmek için kullanılan ölçeklerin yetersiz olduğu bununla ilgili çalışmaların arttırılması gerektiği anlaşılmıştır. Ayrıca ölçek geliştirme çalışmalarının ölçek uyarlamaya göre az olduğu bu alandaki eksikliğin giderilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.Öğe Bölgesel kalkınmada kadın girişimciliğin etkisi: Elazığ ili örneği(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-01-10) Pirinççi, Ayşe Esra; Oğuz, OnurÜlkelerin kalkınmışlık düzeylerine göre gelişmiş-gelişmekte olan-az gelişmiş şeklinde bir ayrıma gidilmektedir. Kalkınma bireyde başlar, eğitim ile gelişir iş gücü ile bölgeye katkı sağlar ve dışa bağımlılığın azalmasına yardımcı olur. Kalkınmanın temel anlamda gelişmesi hem bölgedeki sosyal ve kültürel gelişimi arttırır, hem de bireylerin refah seviyesini yükselterek daha mutlu bir ortamda yaşamasına katkı sağlar. Ayrıca kalkınma kavramı bu noktada büyüme kavramından ayrışır. Büyüme kavramı niceliksel bir gelişimi ifade ederken, kalkınma kavramı niteliksel bir gelişimi ifade eder. İnsanın doğasında bulunan özellikler girişimciliği her zaman sıcak tutmaktadır. Girişimcilik, insanın doğasında olan yeni bir şeyler üretme, topluma katkı sağlama ve gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireyin kendi içindeki yüksek gelir elde etme, patron olma ve iş kurma isteğiyle devam etmektedir. Çalışmada Elazığ İli üzerinden kadın girişimcilerin bölgesel kalkınmaya ve aktif iş hayatına katkıları araştırılmıştır. Anket yönteminin kullanıldığı çalışmada elde edilen bulgular, kadın girişimcilerin iş yerlerine yönelik beklentileri arasında; istihdam sağlamak, üretime katkı yapmak ve göçü azaltmak şeklinde olduğu görülmektedir.Öğe Eşgüdümlü iki alan: Eğitim öğretim ve modernleşme(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-07-10) Demir, Mehmet Salih; Özteke, FahriEğitim-öğretim toplumu dönüştüren temel dinamiklerin başında gelmektedir. Toplum, eğitim aracılığıyla çağın koşullarına uyarak, başta iktisadi ve teknolojik olmak üzere her alanda rekabet yeteneği kazanır. Eğitimin işlev ve tanımı siyasi, ekonomik ve toplumsal gereksinime göre dinamik bir süreç olarak sürekli evrime uğrar. Eğitim toplumsal değişimin motor gücü olarak, toplumu dönüştürme gücü yanında, kendisi de bu değişim-dönüşümden etkilenerek, toplumsal ihtiyaca göre sürekli tekâmül geçiren bir olgudur. Eğitim bu anlamda kapsamlı bir süreç olup her tür terbiyeyi bünyesinde barındırır. Toplum eğitim aracılığıyla öğrendiği marifeti günlük yaşamda kullanarak, iklim, coğrafya ve benzeri koşullara daha rahat adapte olma, doğaya hükmetme ve her tür zorlukla mücadele etme yeteneği edinir. Sanayi İnkılâbı neticesinde, üretim etkinliklerinin büyük oranda insan gücü yerine makine gücüne dayanmaya başlanması, üretimde ihtiyaç duyulan nitelikli işgücüne olan talebi arttırdı. Bu değişimin eğitime yeni anlamlar yüklemesi ve eğitimin üretime daha çok entegre olması gerektiği yönünde beklentileri artırdı. Eğitim, artık üretim ve kalkınmanın lokomotifi olarak itibar görmeye başladı. Gelişmiş ekonomi ve başarılı eğitim sistemine sahip ülkelerde gözlemlendiği gibi, eğitim kalkınma aracı olarak kullanılmaktadır. Bu kapsamda günümüzde eğitim – öğretim etkinlikleri ve uygulamalı mesleki-teknik eğitime, doğrudan üretimi ve istihdamı arttırmaya dönük önemli bir araç olarak itibar edilmelidir. Aynı amaç tarihsel evrimde hep hedeflenmiştir. Bu bağlamda, Türkiye’nin eğitim – öğretim meselesi, acilen çözüme kavuşturulması gereken önemli konu başlıkları arasında önümüzde durmaktadır. Mesleki ve teknik eğitimin ortaokul 7.ve 8.Sınıf seviyesine kadar çekilmek suretiyle, ülkenin üretim kapasitesinin arttırılmasında kullanılmasıyla istihdamı arttırma ve kalkınmayı sağlamaya dönük çabalar, Türk eğitim sisteminin nihai hedefi haline getirilmelidir. Türkiye en değerli sermayesi olan beşeri potansiyelini, üretimde değerlendirmeyi başardığı takdirde, ülkede ekonomik parametrelerin hızla değişeceği kesindir. Türk ekonomisine uygulamalı eğitim sistemi aracılığıyla bir dinamizm kazandırmak için, eğitimde başarılı ülke örneklerinden yola çıkarak kalkınma atılımı başlatılmalıdır. Bunun için Türk eğitim sisteminde yeni bir yapılanma, tercihten öte bir zorunluluk olarak kendini dayatmaktadır. Türk eğitim sistemi, mesleki ve teknik liselerde uygulanan üretim odaklı sisteme, ortaokulları da dâhil ederek, mesleki ve teknik hüviyete kazandıracak bir müfredat uyguladığı takdirde, üretimde nitelik, verim ve istihdam artacak, ülke kalkınmasına dönük ciddi bir hamle gerçekleştirilecektir. Böylece Türkiye’nin iktisadi gücü kuvvetlenecektir. Bunu başarmanın yolu, Türkiye’de mevcut eğitim sistemini, gerek müfredat gerek altyapısıyla, üretim odaklı hale getirmekten/dönüştürmekten geçer.Öğe KOSGEB’İN girişimciliği desteklerinin kalkınmaya etkisi(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-03-11) Yargun, Yeter; Kanbak, AyşegülTürkiye’deki kalkınma süreçlerine bakıldığında, genel bağlamda bölgesel eşitsizliklerin söz konusu olduğu görülmektedir. Türkiye’nin bazı bölgeleri sosyal, kültürel ve ekonomik nedenlerden dolayı gelişim gösterirken, geriye kalan diğer bölgeleri aynı şekilde gelişim gösterememektedir. Batı ile doğu arasındaki bölgesel farklılıklar, ulusal kalkınmaya doğru yol alırken yerel kalkınma için önem arz etmekte ve önemli bir parametre şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bölgeler arasındaki eşitsizliği ortadan kaldırmak için bölgede yaşayan insanını ve bölgede bulunan kaynağını ön plana çıkarmak önem arz etmektedir. Bu noktada, bölgesel kalkınma sürecinde girişimciliğin geliştirilmesi, bundan kaynaklı bölgede bulunan potansiyellerin kalkınma sürecine entegre edilmesi önem ihtiva etmektedir. Bahse konu olan potansiyellerin içinde kadın girişimciliği de yer almaktadır. Kadınların iş hayatında yer almaları bir ülke veya bölgede kalkınmanın yapılması için önemli faktörlerin başında gelmektedir. Bu çalışma, KOSGEB desteklerinin kadın girişimciliğinin yerel ekonomik kalkınmadaki rolüne etkisini ve yaşanılan sorunları tartışmayı amaçlamaktadır. Çalışma Batman ilinde faaliyet gösteren Batman KOSGEB’e kayıtlı on (10) kadın girişimci ile gerçekleştirilmiştir. Kadınların farklı sektörlerde çalışmalarına özen gösterilmiştir. Mülakat yöntemi kullanılmıştır. Var olan cinsiyet ayrımcılığını en aza indirgeyerek, kadınların iş yaşamına etkili bir biçimde katılımını ve verimliliğini yükselten KOSGEB hibe programlarının ekonomik yönden kalkınmaya olan etkisine değinilmiştir. Batman İli özelinde hazırlanan bu çalışmada, girişimcilik noktasında kadının sağlamış olduğu katma değerinin, ilde yok olmaya yüz tutmuş değerleri korumak amacıyla yatırım gerçekleştirilen bazı sektörlerde bulunarak istihdam sağlamak, ekonomik anlamda ilerlemeyi ve gelişimi sağlamak olduğu nitelendirilmektedir.