Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Öğe
    Hayat karşısında şair: Cemal Süreya şiirinde gerçeklik algısı
    (Uluslararası Ekonomi, Siyaset ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2019-01-15) Karadeniz, Mustafa
    Gerçeklik, Cemal Süreya’da özgün ve alternatif bir şiir dünyası üretebilmek için temel hareket noktasıdır. Bu çerçevede Süreya, şiiri bir taklit sanatı olarak değil, dünyayı dönüştürmenin araçlarından biri olarak görür. Şiirde amaçlanan yeni ve özgün gerçekliğin üretimi için başvurulan temel strateji, dilin yabancılaştırılmasıdır. Onun şiirde kurmak istediği yeni ve özgün evrenin yapı taşları sözcüklerdir. Şiirde yeni bir gerçeklik üretebilmenin başlıca yolu, sözcüklerin günlük dildeki yerleşmiş, donmuş anlamlarının, kullanım imkânlarının dışında yeni bir bakışla değerlendirilmesidir. Süreya’nın teorik olarak işaret ettiği bu özgün ve farklı gerçeklik anlayışı, ilk şiirlerinden itibaren pratikte de karşılık bulur. Bu alımlama tarzı, şiirlerde bazen burjuva ahlakı, kadın ve cinsellik kavramları ekseninde toplumsal normlara yönelik ironik bir eleştiri olarak bazen de Anadolu insanının çaresizliği ve sefaletiyle belirir. Bu çalışma, Cemal Süreya’nın gerçeklik kavramını alımlama tarzını poetik metinleri ve şiirleri bağlamında serimlemeyi amaçlamaktadır
  • Öğe
    Gerçekliğin yeni algısı, gerçeklik ve deepfake ilişkisinin sanatsal kuramlar bağlamında değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-01-23) Demirel, Ejder; Balseçen, Haydar
    Modern toplumların ortaya çıkmasındaki en önemli etken sanayileşme ve beraberinde gelişen teknolojidir. Endüstri devriminin dünyada hızla makineleşmeye doğru ilerlemenin önünü açması, teknolojinin hayatın vazgeçilmez bir unsuru haline gelmesini zorunlu kılmıştır. Bu teknolojik gelişmeler, bilgisayarın gündelik yaşamımızda yer almasını sağlamış ve yaşamın her alanında kolaylaştırıcı bir etki yaratmıştır. Hayatı kolaylaştırıcı bağlamında ortaya çıkan yapay zekâ tarafından üretilen görüntülerin, videoların, resimlerin ve sesin kesiştiği noktada yeni bir kavram olarak “Deepfake” karşımıza çıkıyor. “Deep Learning’’ ve ‘’Fake’’ terimlerinin birleşmesinden ortaya çıkan ve Türkçe karşılığı “derin sahte’’ olan “Deepfake’’, kötü amaçlı kullanılmaya uygun olabildiği durumların yanı sıra, sanat gibi alanlarda fayda sağlayabilecek çalışmalar olarak görünüyor. Tarih boyunca sanat; çağın gelişmişlik düzeyine, toplumsal yargılarına, üreticisinin kişilik ve ruhsal durumuna göre şekillenip ortaya çıkmıştır. Siyasal, kültürel, dini, ekonomik ve teknolojik gelişmelerle birlikte sanat ve gerçeklik ilişkisi de sürekli olarak değişkenlik göstermiştir. Sanatçı, çağın değişen gerçeklikleri ile bilim ve teknolojideki gelişmelerle birlikte ürettiği eserinde, gerçekliğe yönelik sorgulama yapmaktadır. Sanatçı ürettiğiyle kendi ruhsal dünyasını oluşturmaya başlaması insanın en büyük realitesiydi. Bu realite insan tarafından üretilen teknoloji ve sanattı. Bu çalışmada öncelikle “gerçeklik” kavramı ve bilgisayar tarafından üretilen sanat eserleri ile bu eserlerin ortaya koyduğu yeni gerçeklik olgusu üzerine yoğunlaşmıştır. İkinci bölümünde gerçeklik kavramı incelenmiş ve bu kavramın çeşitli tanımlarına yer verilerek gerçekliğin yeni algısı, ‘gerçeklik’ ve ‘sanat’ ilişkisinin sanatsal kuramlar bağlamında tespitlerinin yapılarak farklı bir bakış açısıyla değerlendirilmeleri yapılmıştır. İkinci bölümde Yapay Zekâ’ın tanımı ve zaman içinde gelişimiyle birlikte ortaya çıkan Makine öğrenimi destekli çalışmalar ile Dijital Sanat Kavramı incelenmiştir. Üçüncü bölümde deepfake teknolojisi ile üretilen sanat eserlerinin gerçekliğe nasıl bir müdahalede bulunduğu, sanat yapıcı, sanatçı ve izleyici bağlamında ortaya çıkan ‘deepfake’(derin sahte) olgusu karşısında derin sahtenin gerçek hayattan ve sahte gerçeklikten ayrılıp ayrılamadığı üzerinde değerlendirmeler yapılmıştır.Dördüncü bölümde sanatçının konuya ilişkin kişisel çalışmalarına yer verilmiştir. Çalışmanın son bölümünde, Gerçeklik kavramı ve bilgisayar tarafından üretilen sanat eserleri ile bu eserlerin ortaya koyduğu yeni gerçeklik olgusuna ilişkin tespitler ve değerlendirmeler yapılmıştır.
  • Öğe
    Dinî çocuk edebiyatı açısından olağanüstü, kurgu ve gerçeklik
    (Batman Üniversitesi, 2021-12-14) Şener, Osman Zahit
    Birçok edebi eser, eldeki verili ve yaşanan gerçekliğin ötesinde, bu gerçekliğin insanın duygu ve zihin dünyasında meydana getirdiği etkiler üzerinden kurgulanmıştır. Bu kurgusal yapı, somut gerçeklikle her zaman birebir uyuşmayabilir, hatta kimi zaman olağanüstü ve düşsel unsurlar içerebilir. Destan, efsane, masal, menakıp gibi geleneksel edebi türler ve modern bir tür olan fantastik, çoğu zaman mevcut gerçekliğin ötesinde insanın hayal gücünün yaratımı olan düşsel unsurlarla kurgulanmıştır. Bu düşsel ve olağanüstü kurguyu, birçok geleneksel dönem Türk İslam edebiyatı eserinde ve günümüz çocuk edebiyatı eserlerinde yaygın olarak görmek mümkündür. Bu çalışmada, öncelikle olağanüstü düzlemde kurgulanmış ve düşsel unsurlar içeren metinlerin Dinî çocuk edebiyatı açısından imkân ve sınırlılıkları değerlendirilmiştir. Çalışmada irdelenen ikinci konu, olağanüstü unsurlar içermeyen ve gerçeklik düzleminde kurgulanmış Dinî çocuk edebiyatı metinleri söz konusu olduğunda; bu metinlerdeki kurgunun gerçeklikle ilişkisinin veya dini kaynaklarla uyumunun nasıl değerlendirilmesi gerektiğidir. Bu noktada, peygamberler ve sahabiler gibi gerçek şahısların, gerçek olayların veya İslam’ın iman, ibadet ve ahlak esaslarına ilişkin dini içeriğin etrafında yapılacak bir kurguda, dini içeriğin kendine has özellikleri sebebiyle bazı sınırlamaların ortaya çıktığı görülmektedir. Bu sınırlılıklar konusunda; din eğitimi, temel İslamî ilimler, edebiyat, estetik ve çocuk edebiyatı gibi farklı disiplinlerin yaklaşımları doğrultusunda ortak bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.