Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 2 / 2
  • Öğe
    Siirt ili Eruh ilçesi heyelan alanının jeolojik, jeoteknik incelenmesi ve şev stabilite analizi
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-06-24) Yılmaz, Hacire; Alpaslan, Nuray
    Bu çalışma kapsamında, Siirt ili Eruh ilçesinde heyelandan etkilenen bir bölgenin mühendislik jeolojisi, jeoteknik özellikleri ve şev stabilite koşulları araştırılmıştır. Arazi araştırmaları içerisinde zeminin yatay ve düşey yöndeki değişimlerini, zeminin mühendislik, litolojik ve jeolojik özelliklerini belirlemek amacıyla üç adet toplamda 60 metre derinliğinde araştırma sondaj çalışmaları yapılmıştır. İnceleme alanı bitkisel toprak, üst-orta Miyosen yaşlı çok gevşek ve homojen olmayan yer yer marn katkılı kumlu iri çakıllı az siltli kil birimlerden oluşmaktadır. Açılan sondaj kuyularında zemin tabakalarının fiziksel ve mekanik özelliklerini belirlemek amacı ile Standart Penetrasyon Deneyi (SPT) yapılmıştır. Ayrıca, sondaj kuyularından alınan örselenmiş (SPT) ve örselenmemiş (UD) numuneler üzerinde zeminin doğal birim hacim ağırlığı, su muhtevası, elek analizi, Atterberg limitleri, konsolidasyon ve üç eksenli basınç deneyleri yapılmıştır. Alınan numunelerde LL (Likit Limit) ortalaması % 57,8, PI (Plastisite İndisi) ortalaması % 32,3 hesaplanmıştır. Plastisite indisine göre şişme derecesi yüksek ve şişme yüzdesi % 20-30 olarak belirlenmiştir. Güvenlik katsayısının üç alınması durumunda emniyetli taşıma gücü; SK-1 için 1,038 kg/cm², SK-2 için 1,027 kg/cm², SK-3 için 1,080 kg/cm² hesaplanmıştır. İnceleme alanındaki heyelanlı bölgede “Slope Stability Analysis” kullanılarak şev stabilite analizi yapılmıştır. Çalışma kapsamında, inceleme alanında yapılan sondajlarda yeraltı suyuna rastlanılmamıştır. Ancak birimin çok gevşek ve şişme özeliği göstermesi, zeminin 20,00 metreye kadar gevşek, suyla dağılma özeliği gösteren ve homojen olmayan birimlerden oluşmasından dolayı sıvılaşma riski olabileceğinden sızıntı suları ve yağmur sularını önlemek için drenaj ağı yapılması önerilmektedir. İnceleme alanında, heyelan alanı; toplam alanın eğimi % 45-50 arasındadır. Şev stabilite analizi hesaplamalarından yüksek tehlikede GK (Güvenlik Katsayısı) olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında bölgede yağışların fazla olması heyelanı oluşturan birimin çok gevşek homojen olmayan kumlu iri çakıllı az siltli killerden meydana gelmesinden dolayı inceleme alanı için bir risk oluşturmaktadır.
  • Öğe
    Siirt- Pervari-Çobanören Köyü kuzeydoğusunda meydana gelen kaya düşmesinin mühendislik jeolojisi kapsamında değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi, 2016-01) Balcı, Mehmet Can; Alpaslan, Nuray
    Zeminlerin ve/veya kaya kitlelerinin yerçekimi kuvveti etkisi ile yamaçlardan veya şevlerden aşağıya doğru yavaş veya hızlı bir şekilde hareket etmesi ile kayma ve akma hareketleri meydana gelir. Bu çalışmada sunulan kitle hareketi; Siirt İli Pervari İlçesi Çobanören köyünde meydana gelen kaya düşmesidir. Oluşan kitle hareketinin nedenleri ve inceleme alanına olan etkileri değerlendirilmiştir. Yerinde yapılan ölçümler ile inceleme alanının hakim topoğrafyasını eğim açısı 45-500 arasında değişen yamaçların oluşturduğu belirlenmiştir. Bu yamaçların genel itibariyle orta derecede bozunmuş, bol kırık ve çatlaklı serpantinitlerden (ofiyolitik kayaç) oluştuğu tespit edilmiştir. Serpantinitler jeolojik ve mineralojik olarak bozunma potansiyeli yüksek, oldukça düşük dayanımlı kayaçlar olarak bilinmektedirler. Yamaç üzerinde yapılan gözlemlerde serpantinit birimlerinden çeşitli etkenlerle (iklimsel nedenler ve tektonik deformasyonlar) ayrılıp kopmuş olabileceği düşünülen iri-oldukça iri kaya blokları ile yamaç molozları görülmüştür. Bölge genel tektotik yapısı, jeolojik ve morfolojik özellikleri bakımından aktif heyelan bölgesi olarak bilinmektedir. Bölgenin bu özelliklerinden dolayı yamaçların ve yamaçlarda yer alan kaya bloklarının her an harekete geçebilecek potansiyelde oldukları tespit edilmiştir. Elde edilen bu sonuçlara göre, düşmenin meydana geldiği alanın mühendislik hizmeti uygulanarak iyileştirilmesinin ve gerekli görülmesi halinde kamulaştırılarak daha güvenli hale getirilmesinin olası bir can ve mal kaybı riskini ortadan kaldıracağı ve daha ciddi kayıpların önüne geçilebileceği düşünülmektedir.