9 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Öğe Gaybî haberler yönüyle Kur’ân’ın i‘câzı(Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, 2020-06-30) Doğan, Mehmet ZekiHer peygamberin nübüvvetini tasdik eden mucizeleri vardır. Hz. Peygamber’in de en büyük mucizesi Kur’ân’dır. Kur’ân, ümmî bir peygamber tarafından tebliğ edilmesi, erişilmez bir hidâyet kaynağı olması, beyân, belâgat nazm, tertip, üslûp, psikolojik etkileme gücü, teşrîʻ için koyduğu hükümler ve sonradan keşfedilen birçok ilmî gerçeğe işaret etmesi gibi pek çok yönden mu‘cizdir. Kur’ân’ın en önemli i‘câz yönlerinden biri de onun ihtiva ettiği gaybî haberlerdir. Âlimlerin çoğu, Kur’ân’ın gaybî haberler yönüyle mu‘ciz olduğunu kabul etmekte ancak bu i‘câz yönünün tek başına yeterli olamayacağını da ifâde etmektedir. Kur’ân’ın gaybî haberler yönüyle mu‘ciz olduğunu savunan âlimler, genellikle onu diğer i‘câz yönleriyle birlikte kabul etmektedir. Bu çalışmamızda öncelikle, Kur’ân’ın geçmişe, nüzûl zamanına ve geleceğe ait gaybî haberler yönüyle i‘câzı ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmeye ve incelenmeye çalışılacaktır.Öğe Toplumsal güveni sağlamada Kur’ân’ın rolü(Batman Üniversitesi, 2021-12-14) Solmaz, MekkiKur’ân-ı Kerîm nazil olduğu toplumu ıslah ettiği gibi, sonraki toplumları da öğretileri ve değerleri ile ıslah etmiştir. Bugünkü çağdaş diye nitelendirdiğimiz toplumları da ıslah etmeye, sorunlarını tedavi ettirmeye, yenilenebilir sıkıntıları da ele alıp halletmeye kadirdir. Bu sorunlardan en önemlisi de toplumsal güveni sağlama mevzuudur. Kur’ân bunu sağlama noktasında özne konumundadır. Zira o, toplumsal olarak büyümenin, çağdaşlaşmanın ve yenilenmenin tüm öğelerini taşıyan bir kitaptır. Her ne kadar özellik itibariyle Kur’ân’ın nazil olduğu toplumdan az veya çok farklı özellikte sorunlar ve problemler olsa bile Kur’ân’ın ahkâmı ve öğretileri ile hayatı idame etme yaklaşımı farklı zaman ve zeminlerde tüm dertlere deva, sorunlara çözüm ve kötülüklerden de korunmadır. Toplumsal güven, Kur’ân-ı Kerîm tarafından başlatılan bir dizi eylem ve ilke ile sağlanır. Aksi halde ise ceza ilkesi devreye girer. Toplumsal güveni sağlamak için desteklenen unsurların bir kısmını analiz eden ilmin ve bilimin kökeni ve temeli olan Kur’ân-ı Kerîm’i tanıtmak, O’nun ceza ilkesi yoluyla toplum için kamu ve özel güvenliğin sağlanması üzerindeki etkisini vurgulamak, toplumsal güveni sağlamak yolunda Kur’ân-ı Kerîm’in evrenselliğini göstermek araştırmamızın gayesi olacaktır.Öğe Kur’ân’in bilimsel i’câzi(Batman Üniversitesi, 2022-07-04) Göktaş, Serkanİlk dönemden beri Kur’ân üzerine aştırma yapan âlimler, mucize bir kitap olmasından hareketle Kur’ân’ın birçok i’câz özelliğine sahip olduğunu ortaya koymuşlardır. Âlimler, Kur’ân’ın lafız ve anlam açısından insanların benzerini getirmeye güç yetiremeyeceği bir kitap olduğunu, bu özelliğiyle de muarızlarına meydan okuduğunu ifade etmişlerdir. Bu yüzden i’câz, tehaddi ile ilişkilendirilmiştir. Kur’ân’ın birçok i’câz özelliği bulunmaktadır. Bu i’câz özelliklerinden birisi olan bilimsel i’câz, bilime dair ayetlerin tehaddi bağlamında değerlendirilmesi olarak tanımlanabilir. Kur’ân’daki ilmi gerçeklerin bilimsel açıdan yorumlanması anlamında kullanılan bilimsel tefsirin, bilimsel i’câzla bağlantılı olduğu da belirtilmiştir. Kur’ân-ı Kerim’in bilimsel i’câzı hakkındaki görüşlerinin ortaya konmasının, bilimsel i’câz taraftarlarının ve buna karşı çıkanların gerekçelerinin belirlenmesinin amaçlandığı bu çalışmada bilimsel i’câzın ne olduğu ve bilimsel tefsirle nasıl bir ilişki içerisinde olduğu araştırılmış ve konuya dair olumlu ve olumsuz yaklaşımlar ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ayrıca çalışmada bilimsel i’câzın tanımı yapılmış, bu görüşü savunanlar ile aksi görüşte olanların argümanlarına yer verilmiş ve birkaç örnekle konu detaylandırılmaya çalışılmıştır.Öğe Kur’an ayetlerinin su kaynakları mühendisliği yönünden incelenmesi(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-05-02) Muratoğlu, Abdullah; Aktaş, Mehmet NurullahSu, insanlar dahil bütün canlı organizmaların ihtiyaç duyduğu en temel maddelerden biridir. Biyolojik süreçleri oluşturan ve değiştiren istisnai bir molekül olup diğerlerinden farklı davranmak suretiyle sıra dışı ve kendine özgü nitelikler barındırır. Günümüzde, çok sayıda bilimsel disiplin suyun farklı durumlardaki davranış ve özelliklerini araştırmaya adanmıştır. Bu kadar yoğun araştırma faaliyetlerine rağmen insanlar hâlâ suyun özellikleri hakkında oldukça sınırlı bilgi birikimine sahiptir. Su kaynakları mühendisliği, yeryüzünde insan ve çevresinin kullanımına uygun su kaynaklarının hareketi, döngüsü, depolanması, miktar ve kalitesi gibi unsurları akışkanlar mekaniği, hidrolik ve hidroloji gibi bilim dallarının temel prensipleri çerçevesinde mühendislik yaklaşımı ile inceleyen uygulamalı bir alandır. Mevcut su kaynaklarının miktar ve kalitesi hem canlı ekosistemlerin ihtiyaçlarının karşılanması ve yeryüzündeki gıda güvenliği açısından, hem de medeniyetlerin toplumsal, ekonomik ve sıhhi gelişimi açısından oldukça önemlidir. Bu çalışmanın temel amacı, Kur’ân-ı Kerîm’deki ilgili ayetlerin ve tefsir literatüründeki yorum ve açıklamaların modern su kaynakları mühendisliği yönünden incelenmesidir. Kur’ân-ı Kerîm’e bakıldığı zaman, suyun önemi, dünyadaki döngüsü ve dolaşımı, tatlı su kaynakları, bunlardaki sınır ve ölçüler, su, gıda ve ekosistem güvenliği arasındaki ilişki gibi modern su kaynakları mühendisliği kapsamına giren konularda birçok mesaj verildiği görülmektedir. Suyun Kur’ân’da bu kadar farklı yönü ile ele alınması ve klasik müfessirlerin Kur’ân’dan çıkardıkları anlamların, modern çağda bilim insanları ve mühendisler tarafından peyderpey ulaşılmış gözlem ve bulgularla yakın uyumu gerçekten ilgi çekicidir. Çalışmamızdaki temel bulgulara göre Kur’ân ayetleri ve tefsirinin; mühendislik bakış açısında oldukça önemli bir yere sahip olan korunum yasaları ve madde ve enerjinin sınırlı olduğu görüşünü desteklediği görülmekte, modern bilim tarafından hidrolojik döngü kapsamında açıklanan sistem ve süreçler ile ilgili bilgilerle son derece uyumlu olduğu ortaya çıkmaktadır. Kur’ân yorumunda yağmurun en temel su kaynağı olması, su-gıda güvenliği ilişkisi, bir yıllık su döngüsü, kaynakların heterojen dağılımı, buharlaşma, bulutları oluşturması, suyun havzalarda toplanması, yerde ve atmosferde depolanması, yerüstü ve yeraltı ortamlara yerleştirilmesi, akışa geçmesi, yeraltını beslemesi, derine sızması gibi hususların işlendiği ve özellikle klasik dönemde yaşamış başlıca müfessirlerin bu konuda oldukça zengin yorum ve çıkarımlar yaptıkları tespit edilmiştir. Su bilimi ve mühendisliği yönünden uzmanlık barındıran bu çalışmanın, modern dönem Kur’ân yorumu ile ilgili Temel İslam Bilimleri literatürüne disiplinler arası bir katkı sağlaması beklenmektedir. Ayrıca günümüzdeki bilimsel tefsir çalışmalarına batı takipçiliği, pozitivizm veya indirgemeci bakış açısının yerine zengin İslami literatürden beslenerek, daha özgüvenli ve kapsayıcı bir metotla bakılması gerektiği savunulmaktadır.Öğe Kur’ân âyetleri ışığında embriyo aşamaları(Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, 2020-12-31) Doğan, Mehmet ZekiKur’ân, pozitif bilim dallarına ait birçok konuya temas etmektedir. Bunlardan biri, insanın yaratılış aşamalarını ele alan embriyoloji konusudur. Zira insanın nasıl yaratıldığı ve hangi aşamalardan geçtiği sorusu öteden beri insanların zihinlerini meşgul etmektedir. Mümtaz bir konuma sahip olan insanın yaratılış aşamalarıyla ilgili Kur’ân’da pek çok kevnî âyet bulunmaktadır. Yalnız bu âyetler, Kur’ân’ın kendine özgü tertibi içerisinde değişik sûrelere serpiştirilmiş bir vaziyette bulunmaktadır. Kur’ân’da embriyolojiye ait bilgilerin yer alması, birçok ilim adamını bu yönden Kur’ân’a yönelmeye sevk etmektedir. Bilim ve teknoloji geliştikçe, embriyoloji ile ilgili Kur’ân âyetlerindeki esrar perdesi biraz daha aralanmakta ve bilimsel açıdan Kur’ân’a yöneliş de o oranda artmaktadır. Çalışmamızda öncelikle embriyonun aşamaları olan nutfe, alaka, mudğa, kemik ve et aşaması; ilgili kevnî âyetlerden, hadislerden, İslâm âlimlerinin görüşlerinden ve günümüzde geçerliliğini koruyan modern embriyolojinin verilerinden de istifade edilerek dörtlü bir tasnif halinde incelenecektir.Öğe Bazı Arapça ifadelerin hatalı kullanımı üzerine bir değerlendirme(Batman Üniversitesi, 2022-07-04) Babayiğt, EmrahBu araştırmada, Arapça dil kullanımında, Arapça’yı sonradan öğrenenlerin yanı sıra Arapça’yı ana dili olarak kullanan kişilerde bile giderek artan dilsel hatalardan, fasih Arapça konuşan kişilerin günümüzdeki kelime kullanımlarında çeşitli dilsel hatalar yapmasından bahsedilecektir. Herhangi bir araştırmaya tabi tutulmadan doğru kullanıldığı düşünülen bazı kelimelerin hatalı kullanımlarının olması araştırmanın temelini oluşturmaktadır. Araştırmamamızın diğer amacı, kelime kullanımlarındaki yanlışları göstermekle birlikte bazı yaygın kullanılagelen hataların tespit edilip klasik ve modern sözlükler ile incelemeye tabi tutulmasıdır. Kelime kullanımlarındaki yanlışları göstererek Arapça’yla ilgilenen kişilerin dil bilincini arttırmak ve kelimelere daha dikkatli yaklaşmalarını sağlamaktır.Öğe Kuzey Irakta kıraât eğitimi veren kurumlar (Nuru’l Hikme Eğitim ve Kültür Vakfı örneği)(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-09-05) Çiçek, İbrahim; Bayraktutan, OsmanKur’ân-ı Kerim nazil olmaya başladığı andan günümüze kadar insanlar, sure ve ayetlerin eşsiz nazmı ve güzelliği karşısında aciz kalmışlardır. Şairler ve edipler bu güzellik karşısında hayranlıklarını dile getirmekten kendilerini alamamışlardır. Kur’ân-ı Kerîm ve kıraâti Hz. Peygamber’den itibaren günümüze kadar kuşaktan kuşağa aktarılarak nakledilmiştir. Bu kuşakların en önemli halkasını ise Ashâb-ı Kirâm oluşturmuştur. Kur’ân ve kıraâtlerinin Hz. Peygamber’den sahih olarak nakledilmesinde çok sayıda kıraât âlimi, kurrâ, hafız ve hattatlar büyük gayretler göstermişlerdir. Tüm bunlara rağmen gerek ülkemizde gerekse de Arap dünyasında kimi çevrelerce sahih kıraâtlerin dışında yeni kıraâtler oluşturulmaya çalışılmakta ve tecvidin bidat olduğunu savunulmaktadır. Sahih kıraâtin Hz. Peygamberden geldiği şekli üzere muhafaza edilebilmesi ve uydurma/zayıf kıraâtlerin önüne geçilebilmesi için İslam dünyasının birçok bölgesinde kıraât medreseleri bulunmaktadır. Bu minvalde Kıraât tarihimizin önemli yapı taşlarından birini oluşturan medreselerden biri olan Nuru’l-Hikme Eğitim ve Kültür Vakfı yüksek lisans tezimize konu olacaktır. Sözü geçen vakıf tarihten gelen ilmi geleneği sürdürmesi ve yürütmekte olduğu eğitim programıyla toplum içerisinde sahih kıraâtlerin yaygınlaşmasını, sahih kıraâtlere sahip hafız ve kurrâların yetişmesini sağlamak, sahih kıraâtlerin muhafazasını ve sahih -sahih olmayan ayrımının doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlayabilmeyi hedeflemektedir. Yapacağımız bu çalışma İslam dünyasının farklı bölgelerinin ortak paydası olan İslam ilim geleneğinin muhafazası adına yapmış olduğu çalışmaları bir nebzede olsa gözler önüne serecektir. Çalışmanın bilimsel proje olarak sunulması farklı bölgelerde yapılan kıraât çalışmalarını ortaya koyacağı anlamına geleceğinden, İslam ilim mirasının tek bir kaynaktan beslendiğini ortaya koyması açısından büyük bir önem arz etmektedir.Öğe Semantik açıdan kırâatlerde lahn ve teganni kavramları(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-09-08) Şeker, Muhammet Sait; Bayraktutan, OsmanArap toplumu İslâmi fetihler sonucu farklı kültürlerle etkileşime girmiştir. Bu etkileşim sonucu dilde ve kırâatte hatalar kaçınılmaz olmuştur. Kırâat alanında gerçekleşen bu hatalar genel anlamda lahn olarak isimlendirilse de bu kavram; lehçe, imalı konuşma, zekâ, teganni gibi birçok manaya gelmektedir. Teganni ise, kültürlerin ve hayatın vazgeçilmez bir gerçeği olan mûsikinin kırâat alanında karşılığı olmuştur. Tarihi süreç içerisinde kırâatte teganni tartışmalarının devam etmesi, kavramın öneminin artmasına sebep olmuştur. Çalışmaya konu olan lahn ve teganni kavramları, makro düzeyde birçok alanı ilgilendirmekle beraber mikro düzeyde kırâat alanında kullanılan iki önemli kavramdır. Anlam yönünden birbirleri ile ilişkili olan lahn ve teganni kavramlarının doğru anlaşılması, kavramlarla ilişkili olan bazı ihtilafların da çözümüne katkı sağlayacaktır. Çalışmanın amacı; kavramların anlam değerlerinin ortaya çıkarılması ve bu kavramların anlamlandırılma sorunları sebebiyle ortaya çıkan ihtilaflara çözüm üretilmesidir. Çalışmada semantik analiz yöntemi kullanılarak kavramların etimolojik tahlili ile çekirdek yapısı belirlendi. Etimolojik tahlili yapılan kavramların tarihi süreç içerisinde geçirdikleri anlam farklılıkları, her dönemin beyit ve rivâyetleri üzerinden incelendi. Kelimelerin muhtelif ve ilişkili anlamları semantik analiz yöntemi çerçevesinde şekillendirilerek değeri ortaya konuldu. Tüm bu süreçlerden sonra kavramlara verilebilecek en doğru anlamlar değerlendirildi. Bahsedilen yöntem ile birinci bölümde lahn kavramı, ikinci bölümde teganni ve kırâatte teganni sorunsalı işlendi. Aynı zamanda birbirleri ile ilişkili olan lahn ve teganni arasındaki anlam ilişkisi de belirlenmiş oldu.Öğe Şeyh Mahmud Zokaydî’nin “Şerh Alâ Diyâi Basîreti Kalbi’l-arûf Fi’t-tecvîd Ve’r-resm ve Farşi’l- Hurûf” adlı eseri bağlamında tecvide dair görüşleri(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-01-27) Bilgin Eşit, Zeynep; Bayraktutan, OsmanŞeyh Mahmud Zokaydî 1877 yılında Siird’in Halenze köyünde dünyaya gelmiş Zokayd medresisinde yetişmiş önemli simalardandır. Zokayd ilim ve irfan merkezi olarak Türkiye’nin dini yaşamına ciddi katkıları olan bir yerdir. Zokayd tekke ve medresesinde tedrisat, telifat ve irşadıyla Şeyh Mahmud Zokaydî’nin de şüphesiz katkısı bulunmaktadır. Zokayd’ın civar ilim merkezlerinden ayırıcı vasfı olarak tecvid gösterilebilir. Bu merkezde tecvid sadece uygulamalı bir ilim değil aynı zamanda telifatlara konu olmuştur. Dede Molla Halil es-Si‘irdî ile başlayan telifât daha sonraki nesiller tarafından devam ettirilmiştir. Bu noktada Şeyh Mahmud Zokaydî de dedesi Si‘irdî’nin tecvide dair telifatlarını hem tedris faaliyetine konu etmiş, hemde onun şerhini gözden geçirerek sadeleştirdiği iki risale kaleme almıştır. Çalışmamıza konu olan risalede Zokaydî, dedesi Si‘irdî gibi tecvitte İmam olarak Hafs’ı kabul etmekte, konuları onun kraatine göre işlemektedir. Tecvidin tanımı, hükmü, harflerin mahreç, sıfat, terkîk ve tefhim durumları, idğâm, tenvîn ve sakin nûnun halleri, ğunne, imâle, medler, zamir hâ’nın hükmü, vakıf ve ibtidâ risalede ele alınan konulardır.