5 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Öğe Kur’an’a göre tebliğ ve tebliğcinin konuşma üslûbu(Batman Üniversitesi, 2021-12-14) Yeşil, Recepİnsanlığın oluşumundan bugüne kadar süregelen tebliğ, Allah’ın, insanların hem dünya hem de ahiret mutluluğuna ulaşabilmeleri için göndermiş olduğu ilahi mesajın insanlara iletilme faaliyetine verilen isimdir. Tebliğ mücadelesinin en önemli isimleri şüphesiz Allah’tan aldıkları mesajları diğer insanlara ulaştırmaya gayret eden peygamberlerdir. Bu makalede Peygamberlerin tebliğ mücadelesini sürdürürken kullandıkları sözler ve konuşma üslûpları, genelde bütün Müslümanlar için özelde ise tebliğ faaliyetini sürdüren kişiler için oldukça önemli olduğu vurgulanmıştır. Bu doğrultuda söylenen sözün tesirini artırabilmek ve tebliğde başarıya ulaşabilmek için nasıl konuşulması gerektiği ortaya konulmuştur. Burada hem tebliğin ne olduğunu hem de tebliğde kullanılan dilin nasıl olması gerektiğini bilmek, Allah’ın dinini diğer insanlara ulaştırma noktasında vazifeli kişiler için olmazsa olmaz bir argümandır. Tebliğin ne anlama geldiğini bilmek ve tebliği insanlara ulaştırırken nasıl bir dil kullanılması gerektiği makalemizin asıl konusudur.Öğe Necm Suresinde İ‘câzü’l-Kur’an(Batman Üniversitesi, 2021-12-14) Turabi, Mehmet HadinHz. Peygamber’in en muazzam mucizesi olanKur’an, belâğî incelikleri ihtiva eden mucizü’l-beyân bir kitaptır. Araştırmanın hedefi Necm suresinde âyetlerdeki maksut manaların birbirine olan ahenk ve intibakını sağlamada etkisi olan belâğî üslupları tespit etmek, suredeki farklı kelime kullanımlarını i‘câzü’l-Kur’ân açısından tahlil ederek açıklamaktır. Bu bağlamda üslubu, nazmı ve belâğî incelikleriyle Araplarda büyük bir etki yaratan mezkûr sure, müfessirlerin de dikkatini celp etmiştir. Bu sebeple çalışmamızda ilgili âlimlerin sureyle ilgili belâgat, fesahat ve i‘câz açısından görüşleri özetlenmeye çalışılacaktır. Âyetlerdeki taksimat, iltifat ve tekrarın duygulara olan hüsn-ü tesiri açıklanacaktır. Ayrıca Kur’an nazmının maksut manaları ifade etmede bazı kelimeleri seçmesindeki sebep ve hikmetlere değinilecektir. Şüphesiz Kur’an-î tabirin güzelliği muhatapların ruhlarına derin nüfuz ederek Allah’ın emirlerine sımsıkı bağlanmalarını sağlamıştır. Dolayısıyla inanıp emirlerini harfiyen yerine getirdikleri Allah’ın kelâmına tamamen teslim olmakla neticelenmiştir. Söz konusu sure üstün vasıfları kendinde barındıran i‘câzü’lKur’an’ın eşsiz bir örneğidir.Öğe Vakıa Suresi 79. âyeti bağlamında abdestsiz olanların Mushafa dokunması ile taharet ilişkisi(Batman Üniversitesi, 2021-06-01) Geçit, Mehmet SeyidMushaf Allah’ın kelamını ihtiva ettiği için mukaddes bir kitaptır. Mukaddes olan bir kitaba mukaddes varlıkların dokunması gerekmektedir. Yapı itibariyle tâhir olan meleklerin dokunmalarında herhangi bir problemin olmadığı aşikârdır. Sonradan tuhr (pâklık) özelliğini kazananlar ise kendisinden istifade etmek istediklerinde mü’min olmaları kaydıyla, abdestli, hayız ve nifastan beri, cünüp olmama gibi şartları sağladıklarında Mushaf’a dokunabilirler. Kalp ve kalıpları necis olan müşrikler, kâfirler, ehl-i kitap ile Mü’min olmakla beraber abdestsiz olan, hayızlı ve nifaslı kadın, cünüp gibi maddî değil de manevî yönde kirli olanlar Mushaf’a dokunmaya layık değildirler. Mushaf’a dokunma konusunda günümüzde de bazı farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bu makalemizde müfessirler arasında vuku bulan görüş ayrılıkları ve Mushaf’a dokunmanın taharet/temizlikle olan ilişkisi ele alınacaktır.Öğe Kur’ân’da birey ve toplumun inşası(Batman Üniversitesi, 2022-07-04) Solmaz, Mekkiİnsan, Yüce Yaratıcıya kulluk için yaratılmıştır. Yaratıcıya kulluk, ona bağlılık, onunla irtibatlı olarak ve onun ölçüleri doğrultusunda yaşamaktır. Bu amaç doğrultusunda insan hem maddî hem manevî yönden en güzel biçimde ve donanımlı olarak yaratılmıştır. İlk âyetin inzali ile Kur’ân’ın toplumu inşa etme süreci başlamıştır ki bu süreç yaklaşık yirmi üç yıl devam etmiştir. Bu süre zarfında iman, ibadet, ahlâk ve diğer alanlarda değişimler gerçekleştirilmiştir. Asıl amaç yeni bir hayat tarzı inşa etmektir. İlahî iradenin uygun gördüğü hususlar aynen kalmış veya kısmen değiştirilmiştir. Kur’ân, yeni bir toplum inşa çalışmasında öncelikle iman esasları üzerinde durmuş, daha sonra toplumsal meselelere değinmiştir. İmanî meselelerde tedrîcîlik kabul edilmediği için bu alandaki dönüşüm daha hızlı olmuştur. İmanî meselelerin dışındaki diğer meselelerde ise dönüşüm ve inşa, sürece yayılmıştır. Buradaki dönüşüm ve inşa; ibadetlerin düzenlenmesi, kötülüklerin yasaklanması, bireysel veya toplumsal ahlâkî hastalıkların iyileştirilmesi şeklinde olmuştur. Toplumdaki güzel davranışlar vahiyle takdir edilmiş ve bu davranışların toplumun geneline yayılması istenmiştir. Bu durum Kur’ân’ın bir toplumu inşa ederken dine uygun yönlerinin devamına müsaade etmesine ve geliştirmesine dönük yönünü oluşturmaktadır. Bu çalışmada bireyin ve toplumun inşası genel yönleriyle ele alınmıştır. İnşada öncelikler ve yöntemler ile beraber toplumsal inşa alanları da irdelenmiştir. Kur’ân’ın nüzûlünden sonra hayatın ve dolayısıyla toplumun tedrîcî bir şekilde inşası anlatılmış, Kur’ân’ın nüzûl süreci ve davet metodundan hareketle insanı ve cemiyeti yetiştirme ve inşa sürecinde nasıl bir yol takip edilmiş ise o tespit edilmiştir. Günümüz tebliğicisinin de yaşanılan o süreci okuyup, anlayıp ve irşad görevini o minval üzere sürdürmesi hedeflenmektedir.Öğe Şûra Sûresi örnekleminde Kur’an’da belâgat(Batman Üniversitesi, 2021-06-01) Uzun, Rahmetullah; Keskin, Uğurİnsanda doğuştan bir meleke olarak var olan belâgat, sözün açık, net ve anlaşılır olmasıdır. Belâgat, aynı zamanda sözün uygun zaman ve mekânda söylenmesidir. Kur’an indiği dönemde Araplarda belâgat ileri düzeye ulaşmıştı. Araplar o dönemde belâgate çok önem veriyor ve bunu birbirlerine üstünlük aracı olarak kullanıyorlardı. Kabilelerin şairleri, onların adeta kahramanlarıydı ve halk üzerinde büyük etkileri vardı. Öyle ki şairler söyledikleri şiirleriyle savaşa ve barışa sebep olabiliyorlardı. Panayırlarda şiir yarışmaları düzenleniyor ve beğenilen şiirler Kâbe’nin duvarına asılıyordu. Belagatin zirvede olduğu bu dönemde Kur’an indi ve belagatiyle meydan okudu. Dönemin en iyi şairleri bile Kur’an’ın belâgati karşısında aciz kalmış ve hayretlerini gizleyememişlerdi. Kur’an’ı daha iyi anlamak ve Kur’an’daki bu eşsiz belâgatin inceliklerini ortaya çıkarmak için geçmişten günümüze kadar birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada Kur’an’ın sûrelerinden biri olan Şûra Sûresindeki belâgat kavramları ve kullanımları ele alınmıştır. Ayrıca belâgat ilmi ve Şûra Sûresi hakkında kısaca bilgi verilmiş ve ayetlerde geçen edebi sanatlara değinilmiştir.