Batman Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi
DSpace@Batman, Batman Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

Güncel Gönderiler
Şırnak ili köprüleri
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-09-17) İştin, Muzaffer; Öztürker Demir, Hazal Ceylan
Tezin amacı, Şırnak İli sınırları içerisinde yer alan tarihi köprülere ilişkin mevcut bilgileri kritik bir bakış açısıyla yeniden değerlendirmek ve saha incelemesine dayalı yeni verilerle revize etmektir. Bu tez araştırmasında, Şırnak ili sınırlarındaki tarihi köprülerin mimari ve tarihsel özelliklerini sistematik bir yaklaşımla incelemek üzere kapsamlı bir yöntem benimsenmiştir.
Çalışma öncelikle konuyla ilgili mevcut literatürün detaylı şekilde taranmasıyla başlamıştır. Akademik yayınlar, arşiv belgeleri ve disiplinlerarası kaynaklar incelenerek köprülerin dönemsel özellikleri hakkında temel bir bilgi birikimi oluşturulmuştur. Ardından, saha çalışmaları kapsamında ulaşılabilir tüm köprüler yerinde ziyaret edilerek fotogrametrik belgeleme, mimari çizimler ve ölçümler yapılmıştır. Toplanan veriler, karşılaştırmalı mimari değerlendirmeler ışığında yorumlanmış, aynı dönemde inşa edilen diğer bölge köprüleriyle benzerlik ve farklılıkları ortaya konularak Şırnak köprülerinin mimari kimliği bilimsel bir temelde yeniden değerlendirilmiştir. Bu çok aşamalı yöntemle, hem teorik bilgilerin hem de somut saha verilerinin bütünleştirilmesiyle konuya bütüncül bir bakış açısı getirilmeye çalışılmıştır.
Şırnak İli, özellikle Dicle Nehri ve kolları üzerinde yer alan, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait tarihi köprülerle öne çıkan zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Bu köprüler, bölgenin coğrafi yapısı ve ticaret yollarıyla bağlantılı olarak inşa edilmiş olup, dönemin mühendislik ve mimari becerilerini yansıtmaktadır. Şırnak İli’ndeki tarihi köprülerin inşasında genellikle kesme taş ve moloz dolgu malzemeleri kullanılmış olup, bu malzeme seçimi dönemin mimari tekniklerini ve bölgenin coğrafi koşullarına uyum sağlama gerekliliğini yansıtmaktadır. Kemer formları açısından, Selçuklu Dönemi köprülerinde sivri ve yuvarlak kemerler öne çıkarken, Osmanlı Dönemi’nde daha sade ve işlevsel tasarımlar tercih edilmiştir. Bu köprüler, nehir geçişlerini kolaylaştıran yapılar olmanın yanı sıra daha çok yerel bir geçiş noktası olarak işlevlerini yerine getirebilecekleri güzergahlar üzerinde inşa edilmişlerdir. Bu nedenle, hem ulaşım ağının önemli bir parçası olmuşlar, hem de dönemin ekonomik gücünün birer göstergesi niteliği taşımışlardır.
Tez araştırması sonucunda, Şırnak ilinde, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait 11 adet tarihi köprü olduğu görülmüştür. Selçuklu Dönemi köprülerinden Yafes Köprüsü, beş gözlü ve sivri kemerli olup günümüze ayakları ve ortadaki kemer gözü ulaşmıştır; eğimli bir güzergahta yer almaktadır. Yafes köprüsü günümüzde Suriye sınırlarında kalmıştır. Aynı döneme ait Deşt Köprüsü ise altı gözlü ve yuvarlak kemerlidir, ancak restorasyon çalışmaları nedeniyle özgün yapısını büyük ölçüde kaybetmiştir. Hafif eğimli bir yolda konumlanan bu köprünün yanı sıra, yine 12. yüzyılda inşa edilen Saklan Köprüsü dört gözlü olup kemer tipi bilinmemektedir; günümüzde sadece ayakları kalmıştır. Cem’a (Birlik) Köyü Taş Köprüsü ise tek gözlü ve yolu eğimlidir. Ne var ki bu köprünün kemer bölümü tamamen yıkılmış olup, günümüze sadece iki yakadaki ayaklar ulaşabilmiştir. Cizre ilçesinde Selçuklu Dönemine ait olduğu öngörülen Bozalan Köyü’ndeki Hisar köprüsü’nün alan incelemesi neticesinde iki gözlü olduğu görülmüştür. 16.-17. yüzyıl Osmanlı mimari karakteristiğini yansıtan ve halk arasında Meydan Köprüsü olarak bilinen yapı da sel nedeniyle özgün niteliklerini büyük ölçüde kaybetmiştir. Yapısal incelemeler, yuvarlak formdaki taş ayakların sağlamlığını koruduğunu, ancak üst yapı elemanlarının tahrip olduğunu ve bu kısımların yerel halk tarafından işlevsel amaçlarla yeniden inşa edildiğini ortaya koymaktadır. Bir diğer Osmanlı Dönemi köprülerinden olan Bürücek Köprüsü (16. yy), beş ya da sekiz gözlü olduğu tahmin edilen ve kemer tipi belirsiz olan bir diğer yapıdır; köprünün günümüze yalnızca ayakları ulaşmıştır. Aynı yüzyıla ait Kasrik ve Pavan Köprüleri üç gözlüdür. Ne yazık ki Pavan Köprüsü baraj projesi nedeniyle sular altında kalmıştır. Baraj suları altında kalan bir diğer köprü Beyaz Köprüdür. Beyaz köprü bir Osmanlı eseri olup tek gözlü bir yapıdır. 17. yüzyılda inşa edilen Görümlü Köprüsü ise tek gözlü bir yapı olup restorasyonlar nedeniyle özgün yapısını koruyamamıştır. Bu 11 köprü, dönemlerinin mimari özelliklerini yansıtmalarına rağmen restorasyonlar, doğal şartlar ve insan faaliyetleri nedeniyle büyük ölçüde tahribata uğramış ya da yok olmuştur. Özellikle baraj projeleri, tarihi mirasın sular altında kalmasına yol açarak geri dönüşü zor kayıplara neden olmuştur.
19. YY. Diyarbekir şer‘iyye sicillerine göre ailenin oluşumu ve İslam hukuku açısından tahlili
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-09-11) Gündüz, Abdurrezzak; Güler, Ümit
Bu çalışma, İslam-Osmanlı hukuk sisteminin genel yapısını ortaya koyarak, 19. yüzyılda Diyarbekir mahkemelerinde tutulan şer‘iyye sicilleri özelinde evlilik kurumunun İslam aile hukuku bağlamındaki yansımalarını incelemeyi amaçlamaktadır. Kadı sicillerine yansıyan ilgili uygulamalara odaklanan bu inceleme, elde edilen verileri İslam hukuku açısından tahlile tabi tutmayı amaçlamaktadır. Giriş, iki bölüm ve sonuç olmak üzere toplam dört kısımdan oluşan bu çalışmanın giriş bölümünde, çalışmanın kapsam ve önemi ile araştırmanın metot ve kaynakları üzerinde durulmuştur. Birinci bölümde Osmanlı hukukunun tarihsel gelişimi, şer‘î ve örfî hukuk ayrımı, devletin teşkilât yapısı ve hukuk uygulamalarının temel kaynakları ele alınarak, Osmanlı hukuk sisteminin genel işleyişi üzerinde durulmuştur.
Çalışmanın ana konusunu oluşturan ikinci bölümde, Diyarbekir kadı sicillerine yansıyan nikâh uygulamaları, evlenme öncesi süreçler, nikâhın hukukî şartları, nikâh türleri ve evlilikten doğan hak ve yükümlülükler ele alınmıştır. Bu bağlamda; ehliyet, veli, şahit, mehir, nafaka ve denklik gibi temel kavramlar hem fıkhî hem de örfî boyutlarıyla değerlendirilmiştir.
Kadı sicilleri, çağdaş ve klasik fıkıh kaynaklarının birlikte kullanılmasıyla meydana gelen bu çalışmada, belirli bir yer ve dönem içinde aile hukukunun pratiğe yansıyan uygulamalarına dair bütüncül bir değerlendirme yapılmıştır.
19. YY. Diyarbekir şer‘iyye sicillerine göre evliliğin sonlanması ve İslam hukuku açısından tahlili
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-09-12) Karaatay, Heja; Güler, Ümit
Bu tez, 19. yy. Osmanlı Diyarbekiri’ne ait şer‘iyye sicillerindeki evliliğin sonlanması vakalarını inceleme konusu edinmekte ve İslam hukuku açısından tahlile tabi tutmaktadır. Araştırmada, Osmanlı Diyarbekiri’nde şer‘î mahkemelere intikal eden ilgili vakaların neler olduğu, mahkemenin bu davaları ne şekilde çözüme kavuşturduğu, bu süreçteki İslam hukuku tatbikatının niteliğinin nasıl olduğu gibi sorulara cevap aranmıştır. Çalışmanın veri tabanını 19. yüzyıl Diyarbekir şer‘iyye sicilleri oluşturmaktadır. Birinci elden tarihi ve hukuki vesikalar olan şer‘iyye sicilleri, özel olarak Osmanlı Diyarbekiri genel olarak da Osmanlı toplumu ve hukuk pratiğine dair son derece kıymetli veriler sunmaktadır. Çalışmada araştırma dönemi olarak, İslam-Osmanlı hukukunun son dönemini yansıtan 19. yüzyıl; bölge olarak da birçok farklı etnik ve dinî kimliği bünyesinde barındıran, bu özelliğiyle Osmanlı Devleti’nin küçük bir nüvesi mesabesinde olan Diyarbekir şehri seçilmiştir. Tez, giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında Diyarbekir’in genel bir tarihçesi ile 19. yüzyıldaki idarî, kazâî ve sosyal durumu kısaca ele alınmıştır. Birinci bölümde “evliliğin sona ermesi”; ikinci bölümde de “evliliğin sona ermesinin hukuki sonuçları” ile ilgili sicil kayıtları İslam hukuku açısından tahlile tabi tutulmuştur. Tezin temel kaynaklarını, 19. yüzyıla ait Diyarbekir şer‘iyye sicil defterleri ile klasik ve çağdaş İslam hukuku çalışmaları oluşturmaktadır.
Şanlıurfa Kalesi 2020-2023 yılı kazılarında ele geçen bir grup tütün lülesi
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-04-08) Çelebi, Emrah; Kozbe, Gülriz
Lüle, tütün ve benzeri maddelerin içine doldurulup fincan gibi ağzı açık ve yan tarafında deliği bulunan içim aletidir. 17. yüzyılın başında tütün ekiminin Osmanlı topraklarında başlamasıyla lüle vasıtasıyla tütün kahve ile bir arada tüketilmiştir. Çalışmasını tamamladığımız tezde, 2020 yılında Prof. Dr. Gülriz KOZBE tarafından başlatılan Şanlıurfa Kalesi kazılarında çıkarılan bir grup tütün lülesi ele alınmıştır. Kazı çalışmaları halen devam etmekte olup araştırmamız 2020- 2023 yılları arasında ele geçen tütün lüleleri ile sınırlandırılmıştır. Şanlıurfa Kalesi lülelerin tamamı halk tipi lülelerden oluşmaktadır. Çıkarılan 249 adet lüleden parça halde ve tama yakın olanlardan 50 adet lüle çalışmamıza alınmıştır. Lüleler çanak biçimlerine göre basık yuvarlak çanaklı, yuvarlak çanaklı, silindir çanaklı, karinalı çanaklı ve disk çanaklı lüleler olmak üzere beş tip belirlenmiştir. Tütünün Osmanlı’da yaygınlaşması ile tütün içimi için lüle yapımına başlanmış ve atölyeler kurulmuştur. Ancak elimizdeki lülelerin birçoğunda tarih ve usta mührü olmadığı için kesin tarih verilememektedir. Bununla birlikte Şanlıurfa Kalesi lüleleri, hamur rengi, tip ve form özellikleri nedeniyle 17. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasına tarihlenmektedir.
Liselerde çalışan öğretmenlerin iş tatmin düzeyleri ile sanal kaytarma durumları arasındaki ilişkinin incelenmesi (Şanlıurfa örneği)
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-02-25) Kılıç, Eyyup; Elitok, Yavuz
Çalışma, öğretmenlerin iş tatmini ile sanal kaytarma davranışları arasındaki ilişkiyi analiz ederek hem bireysel hem de örgütsel düzeyde önemli katkılar sunmayı hedeflemektedir. Araştırma, öğretmenlerin iş tatmini düzeyleri ile sanal kaytarma davranışları arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamıştır.
Araştırmada veri toplama aracı olarak Örücü ve Yıldız (2014) tarafından geliştirilen Sanal Kaytarma Ölçeği ile Baycan (1985) tarafından geliştirilen Minnesota İş Tatmini Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 26 veri analiz paketi uygulanmıştır. Verilerin normal dağılıma uygun olup olmadığını belirlemek amacıyla basıklık ve çarpıklık değerleri incelenmiş ve normal dağılıma uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu doğrultuda, analizlerde parametrik yöntemler tercih edilmiştir. İkili değişkenler arasındaki ilişkiler Pearson Moment Çarpımı Korelasyon yöntemiyle değerlendirilmiş, grup karşılaştırmaları için t testi ve ANOVA testleri kullanılmıştır. ANOVA testi sonucunda anlamlı farklılık bulunan durumlarda Posthoc testleri uyglanmıştır.
Araştırma sonuçları, iş tatmini ile sanal kaytarma davranışları arasında anlamlı bir ilişki olmadığını göstermiştir. Ancak, bu iki değişkenin belirli demografik ve mesleki özellikler açısından farklılık gösterip göstermediği detaylı bir şekilde incelenmiştir. Cinsiyet, medeni durum ve eğitim durumu değişkenlerine göre iş tatmini ve sanal kaytarma davranışları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Bununla birlikte; yaş, kariyer basamağı ve okul türü değişkenlerine göre anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Bu bulgular, iş tatmini ve sanal kaytarma davranışlarının bazı demografik ve mesleki değişkenlere bağlı olarak farklılık gösterebildiğini ortaya koymaktadır. Sonuç olarak; bu araştırma, iş tatmini ile sanal kaytarma arasındaki ilişkiye dair literatüre katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Eğitim yöneticileri ve politika yapıcılar için bu bulgular, öğretmenlerin iş tatminini artırmaya ve sanal kaytarma davranışlarını azaltmaya yönelik stratejiler geliştirilmesinde rehberlik edebilir.