Fen - Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kitap ve Kitap Bölümleri Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Dil "tr" Fen - Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kitap ve Kitap Bölümleri Koleksiyonu seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 42
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 2.Uluslararası Batman Sempozyumu: Kültür, şehir, gelişme : Bildiri tam metin kitapçığı(Batman Üniversitesi Yayınevi, 2024-10-14) Korkmaz, FerhatÖN SÖZ Batman Üniversitesinin ev sahipliğinde Batman'ın il oluşunun 34. yıl dönümünde 16-17 Mayıs 2024 tarihlerinde gerçekleştirilen “2.Uluslararası Batman Sempozyumu” Batman'ın metropol sınırlarını aşıp büyükşehir olması açısından önemli katkılar sağlamıştır. Batman Üniversitesinin kuruluşunun 17. yılında “Kültür, Şehir, Gelişim” temasıyla düzenlenen “2. Uluslararası Batman Sempozyumu”nun temel amacı, Batman'ın dününü, bugününü ve yarınını bilimsel olarak ele almak; bu sayede Batman'a ait köklü tarihi, coğrafi, sanatsal, bölgesel, ekonomik, dini, sosyal, kültürel ve folklorik değerleri ortaya çıkarmaktır. Bu çalışma ile Batman ili üzerine akademik çalışmalar yürüten bilim insanları arasında bilgi alışverişi sağlayarak iş birliği ve dayanışmayı artırmaktır. Batman Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen “2. Uluslararası Batman Sempozyumu”nda arkeoloji, coğrafya, dil ve edebiyat, folklor, dini ve kültürel hayat, ekonomi, eğitim, kültür-sanat-edebiyat, meşhur şahsiyetler, tarih, toplumsal yapı, güncel sorunlar, demografi, turizm, şehir, biyoçeşitlilik, çevre, doğal zenginlikler/kaynaklar, enerji, madencilik, mühendislik, sanayi, tarım ve hayvancılık ana temaları ile düzenlenmiştir. “Özet Bildiri Kitapçığı”, farklı disiplinlerde çalışan bilim insanlarının katkısıyla ortaya konulan bildiri özetlerinden oluşup sosyal bilimler ile fen bilimleri alanları bağlamında tasnif edilmiştir. Yine ilgili ana disiplinlere ait bildiri özetleri kendi içinde alt alanlara göre gruplandırılarak sıralanmıştır. Sempozyumun düzenlenmesinde öncülük eden Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İdris Demir olmak üzere, düzenleme kurulu üyelerine, bilim kuruluna, çağrılı konuşmacılara, bildiri sunan bilim insanlarına, oturum başkanlarına, sempozyumun düzenlenmesinde ve yürütülmesinde emeği geçenlere, bizzat katılarak destek sunan herkese teşekkür ederiz. Düzenleme Kurulu Adına Prof. Dr. Ferhat KORKMAZÖğe Abdülhak Şinasi Hisar(Akademik Kitaplar Yayınevi, 2019) Zariç, MahfuzKendisinin ve yakın çevresindeki arkadaşlarının yeri geldikçe vurguladıkları gibi aslında Hisar, yazılarına aktardığı duygu ve kanaatlerin çoğunu, çocukluğunda veya ilk gençliğinde ne hissetmiş ne aklından geçirmiş ne de dillendirmiştir. Hisar'ın metinlerini tür itibarıyla adlandırırken bu durumun göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Hisar, yazılarında çoğu zaman çocukluk veya ilk gençlik dönemi bakış açılarını kullanmaz; geçmişe bütünüyle yazdığı zamanın değer yargıları ve duygularıyla da bakmaz. Unutulmaması gereken bir diğer husus da sonuçta yazdıklarının kurmaca metinler olduğu gerçeğidir. Bu itibarla yazarın başarısını geçmişi hissettiğini sanmamızda değil; okurlara kelimelerle hissettirebilme gücünde aramalıyız. Hisar 1930'lu yıllarda muhtemelen üzerinde yoğunlaştığı ve 1940'lı yıllarda yayımladığı anı/denemelerinde, vaktiyle küçümsediği mehtap yaşantısını, yazı sanatıyla yüceltir. Çocuk ve ilk gençlik benliğine bugünden o duyguları hissettirir. Hisar'ın duygu dünyasında sıkça sözü edilen "ebedî zaman" bu anlatım tarzına karşılık gelmektedir.Öğe Ali Nihad Tarlan(Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, 2019) Bozkurt, KenanDağıstan'dan Erzurum'a göçmüş bir aileden olup 1898 yılında İstanbul'da doğar. Babası üçüncü ordu muhasipliğinden emekli Mehmed Nazif Beydir. Babasından ilk eğitimini alır, ondan Farsça Gülistan ve Bostan'ı okur (Tarlan, 1995:1).Babasının görevinden dolayı Manastır ve Selanik'te kalır, eğitimini burada sürdürür. İstanbul'a ailesinin dönüşü üzerine Vefa İdadisi'ne devam eder. Burada Fransızca öğrenir, Fars edebiyatına yönelir. Askerliğini Dördüncü Sahra Topçu Şubesi ile Şube-i Mahsusa'da Osmanlı Kanunlarını Farsçaya tercüme göreviyle tamamlar. Darülfünun'un Fransızca ve Farsça bölümlerini, 1920 yılında da Edebiyat Fakültesi'ni bitirir. 6 Nisan 1919'da Gazi Osman Paşa İdadisi'ne Fransızca öğretmeni olarak tayin edilir. Bu görevden sonra birçok Türk ve azınlık okulunda Farsça, Fransızca, edebiyat ve Türkçe öğretmenliği yapar. 20 Ağustos1933 tarihinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne metinler şerhi doçenti olur. 1 Ağustos1941'de profesörlüğe yükselir. 1 Ağustos 1972'de emekliye ayrılır. 30 Eylül1978'de vefat eder. Cenazesi, İçerenköy Kabristanı'na defnedilir. Tarlan, metin şerhi, metin neşri, biyografi eserleri, edebî, dînî, içtimaî vb. konulardaki yazılar, tercüme ve telif çok sayıda eser kaleme almış önemli bir ilim adamı olmakla beraber şiirler de kaleme almıştır. Şiir yazmaya küçük yaşta başlayan Tarlan, edebiyatın değişim ve dönüşüm sürecine paralel olarak Servet-i Fünûn üslûbunda soneler, divan tarzında Türkçe ve Farsça gazeller, âşık ve tekke edebiyatı vadisinde koşma ve nefesler, Millî Edebiyat cereyanının etkisinde manzumeler, serbest vezinde şiirlerle devam etmiştir (Kut, 2011:109) Bu şiirlerinde değişik akımların etkisinde kalmıştır. Tarlan'ın şairliğinin önemli bir yönü de tarih düşürmesidir (Çelebioğlu, 1989:20-21). Tarlan, edebi gayeyle yazdığı şiir ve nesirleri Güneş Yaprak, Kuğular adlı eserlerinde toplamıştır (Erdoğan2018:695).Öğe Bağdatlı Levendî(Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, 2021) İçli, AhmetLevendî mahlasıyla şiirleri bulunan şairlerden biri de Bağdatlı olarak anılmaktadır. Şair hakkındaki tek bilgi, Hisâlî’nin Metâliü’n-Nezâir’inde geçmektedir. Benzer şiirlerin ilk beyitlerinin derlendiği bu antolojik mahiyetteki eserde şairden bahsedilmektedir. Mecmuada geçen üç beyitte “Levendî Bağdadî” başlığı kullanılmıştır. Levendî mahlaslı bir şair ile başka şiir örnekleri bulunan ancak künyeleri farklı olan şairler üzerinde bugüne kadar bir ansiklopedi maddesi (Aksoyak 2014) ve bir araştırma makalesi (İçli 2020) yazılmıştır. Aksoyak, (2014) ansiklopedi maddesinde Zübdetü’l-Eşâr ve Tuhfe-i Naili’de geçen Levendî mahlaslı şairi tanıtıp kaynaklarda belirtilen bir beytini vermiştir. Ayrıca şairin mahlasından hareketle onun denizci kimliğine atıfta bulunmuştur. İçli, tasnif ettiği bir şiir mecmuasında Musullu Levendi adlı bir şairi tespit etmiştir. Bu amaçla birçok mecmua üzerinde bu şair eksenli çalışmalar yapmıştır. Hisâlî’nin nazire mecmuasında (Kaya Yiğit, Kalyon 2013: 355-356) Temeşvarlı ve Bağdatlı olarak anılan başka iki Levendî’nin varlığından hareketle; bu eser üzerinde yapılan ancak yayımlanmamış doktora tezleri (Kaya, 2003; Kalyon 2011) ile yazma nüshalarını (N 4252 N 4253, AEMNZ 679, AEMNZ 680 ) gözden geçirmiştir. Bu iki şaire ait bilgilere ulaşmış ve Bağdatlı olarak anılan Levendî’ye ait olduğu belirtilen üç beyte makalesinde yer vermiştir (2020: 208). Bağdatlı Levendî’nin doğum ve ölümü ile hangi yıllarda yaşadığı kesin olarak tespit edilememiştir. Ancak Hisâlî’nin eserinin 1651 yılına tarihlendirilmesine bakılarak bu şairin en geç bu yıl veya öncesinde yaşadığı söylenebilir. Bununla birlikte bu şairin Zübdet’ül Eşâr’da geçen Levendî ile aynı kişi olması muhtemeldir. Ayrıca, Hisâlî’nin onu Bağdatlı olarak tanıtmış olması, şairin Bağdatlı olacağı anlamına gelmez. Başka bir şehirli olup uzun süre Bağdat’ta kalmış bir şair olması ihtimal dâhilindedir. Bundan dolayı da Temeşvarlı veya Musullu olarak anılan şairle aynı kişi olabilir. Şairin Bağdatlı olduğu bilgisi ve şiir örnekleri Hisâlî’nin mecmuasında geçen bilgilere göredir. Levendî mahlaslıyla bilinen diğer şairlere ait şiirler ile Bağdatlı’nın şiirleri ve bilgileri karışmış olabilir. Yapılacak olan yeni çalışmalar sonucunda daha net bilgilere ulaşılabilir.Öğe Başlangıcından Cumhuriyet’e Yeni Türk şiirinde melankoli(Grafiker Yayınları, 2018) Korkmaz, FerhatÇalışmanın giriş bölümünde melankoli kavramı hakkında genel bir değerlendirme yapılmıştır. Bu bölümde çalışmanın konusu, amacı, yöntemi ve konu kapsamı hakkında bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde melankolinin tanımı, melankolik kuram ve melankolik durum, bellek ve imgelem kavramları üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde melankoli kavramının İlk Çağ’dan günümüze kadar dünya bilim ve sanat tarihindeki seyri ele alınmıştır. Çalışmamızın asıl kısmını teşkil eden ve “Yeni Türk Şiirinde Melankoli” başlığını taşıyan üçüncü bölüm, “Kayıp Obje Eksenli Melankoli” ve “Melankolik Duygu Durumları” şeklinde iki ana tasnifle verilmiştir. “Kayıp Obje Eksenli Melankoli” kısmında evlat, anne, eş, gençlik, arkadaş, öz saygı ve vatan toprağı gibi kayıplar konusunda melankoli literatürü doğrultusunda yorumlar yapılmış ve konuya örnek teşkil eden şiirlerden alıntılar verilmiştir. “Kayıp Obje Eksenli Melankoli” kısmında ise hiçlik duygusu, kriz, acı veren keyifsizlik, suçluluk duygusu ve cezalandırılma kaygısı, derunî sitem, söylenme ve sövgü, geçmeyen bir geçmiş ve nûr-i siyeh, melâl-kelâl, intihar ve kendini yok etme eğilimi, anlamlı bağlarda değişme ve aşk melankolisi konuları değerlendirilmiştir.Öğe Batman vizyon-2030 arama konferansı (tam metin kitap)(Batman Üniversitesi Yayınevi, 2022-06-15) Demir, İdris; Aydın, Hüseyin; Korkmaz, FerhatÖN SÖZ Kurulu bulundukları kentlerin evrensel bilgiye açılan kapısı olan üniversiteler, şehirlerin sosyal ve ekonomik kalkınmasına destek verir. Üniversiteler; yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, ticaret ve sanayi kuruluşları dâhil olmak üzere şehirde var olan çok sayıda kurum ve topluluklarla ilişki içindedirler. Batman Üniversitesi, yapılan bilimsel faaliyetler sayesinde ülkemizin, bölgemizin ve Batman’ın gelişimine katkı sunma arayışı içinde olmuştur. Bu arayış doğrultsusunda Batman Üniversitesi öncülüğünde 28 Haziran – 5 Temmuz 2021 tarihleri arasında “Batman Vizyon-2030 Arama Konferansı” gerçekleştirilmiştir. Bu konferans, en üst seviyede araştırma yapılan ve bilgi üretilen kurumlar olan üniversitelerin bulundukları kentlere sosyo-ekonomik açıdan canlılık kazandırması ve bu kentlerin gelişimine katkı sunması gerektiği inancıyla yapılmıştır. Kent paydaşlarının katkısının eş güdümlü olarak ortaya çıkmasını sağlamak, hedef odaklı olmasını temin etmek, kentin gelecek projeksiyonunu ortaya koymak, sorunlara ortak, akılcı ve kapsayıcı çözümler üretebilmek için Batman Üniversitesinin ev sahipliğinde; Batman’ın geleceğinde iddia ve söz sahibi olan tüm kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşları, özel sektör temsilcileri, akademisyen ve öğrencilerin değerli görüşleri doğrultusunda söz konusu konferansımız gerçekleştirilmiştir. Batman’ın bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücünü belirlemek ve bu gücü daha ileri taşımak amacıyla kentin bugünü ve geleceğinde iddia ve söz sahibi kamu/özel kurum ve kuruluşlar, akademisyenler ve öğrencilerinin de katıldığı toplantılar ile Batman’ın kısa, orta ve uzun dönemde sorunlarının tespiti ve bu sorunların giderilmesine yönelik çözüm önerileri ortaya konulmuştur. “Batman Vizyon-2030 Arama Konferansı”nda Batman’ın gelişiminde rol alan tüm paydaşlar bir araya getirilerek mevcut durumun analizi yapılmış, kentin gelişimine ilişkin sorunlar ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri ile gelişime açık yönlerin tespitine yönelik çözüm yolları üretilmiştir. Batman’da enerji, petrol, sanayi, ticaret, tarım, hayvancılık, kentleşme, kalkınma, istihdam, işsizlik, eğitim, sağlık, kültür, turizm, kadın, aile, çocuk, sanat, sosyal yaşam, gençlik ve spor gibi pek çok konu başlığı enine boyuna ele alınıp değerlendirilmiştir. Batman Vizyon-2030 Arama Konferansı; Batman’ın gelişimindeki hedef ve stratejileri ortak akılla tasarlamak, kent vizyonu oluşturmak ve gerekli eylem planlarını belirlemek amacıyla Batman Valiliği, Batman Belediyesi, Batman Üniversitesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Batman Kent Konseyi Başkanlığı, İl Özel İdaresi, GAP İdaresi, DİKA, İl Sağlık Müdürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı-Batman Müftülüğü, Kızılay Batman Şubesi, Batman Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, Batman Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Batman Çevre ve Şehircilik İl Müdürü, Batman İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, Batman İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Batman Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, Batman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Batman Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü, Batman Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Batman İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü, Batman KOSGEB İl Müdürlüğü, Batman Ziraat Odası, Batman Ticaret ve Sanayi Odası, Karayolları Bölge Müdürlüğü-Batman Şubesi, Batman S.Y.D. Vakfı Müdürlüğü, Batman Türk Telekom İl Müdürlüğü ve Batman Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü gibi çok sayıda kurumun katkısıyla gerçekleştirilmiştir. Batman iline ilişkin arama konferansında yapılan önermeler, sunumlar ve GZFT analizleri daha sonra Üniversitemiz akademisyenlerinden oluşan alt gruplarca kitap bölümü taslağı hâline getirilmiştir. Bir şehrin gelecek vizyonu açısından önemli olduğunu düşündüğümüz “Batman-2030 Vizyon Konferansı” ile Batman’ın gelişiminde rol alan tüm paydaşlar bir araya getirilerek mevcut durum analizi yapılmış, sorunlar ve çözüm önerileri ile gelişime açık yönlerin tespitine yönelik öneriler sunularak şehrin gelişim projeksiyonlarına katkı sunulmak istenmiştir. “Batman-2030 Vizyon Konferansı” ile Batman Üniversitesinin şehrin gelecekteki gelişimindeki katkılarını ortak akılla tasarlamak, vizyonunu oluşturmak, stratejileri ve bunun için gerekli eylem planlarını belirlemek üzere gerçekleştirilmiştir. Konferans kapsamında yapılan sunumlardan sonra moderatör tarafından katılımcılara sorunlar, bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri, yaratılabilecek fırsatlar, güçlü ve zayıf yönler, alınabilecek tedbirler konularında 5-10 dakika söz hakkı verilmiştir. Moderatörler, panelleri çevrim içi olarak yönetmiş olup konuşmacıları tanıttıktan sonra onlara söz hakkı vermiştir. Moderatör ve rapotörler, sunumlar ve grup toplantıları sırasında notlar alarak katılımcılara Batman ilinin ilgili oturum başlığındaki sorunları, bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri, yaratılabilecek olan fırsatları, güçlü ve zayıf yönleri, alınabilecek tedbirler konularında görüş bildirmeleri için çeşitli sorular yöneltmişlerdir. “Batman Vizyon-2030 Arama Konferansı” kapsamında hazırlanan bu kitap, yayına pek çok araştırmacının emeğiyle hazırlanmıştır. Oturumlarda dile getirilen hususlar, ilgili bölüm yazarları tarafından belli bir plan çerçevesi içinde yazıya aktarılmaya çalışılmıştır. Konferans oturumları sona erdikten sonra ilgili bölüm moderatör, raportörler ve bölüm yazarlarınca konferans sırasında alınan notlar ve videolardaki metin çözümlemelerinden sonra yazıya aktarılmıştır. Bu açıdan çevrim içi konferans görüntüleri ilgililerce tekrar izlenmiş, yapılan sunum ile hazırlanan dokümanlar incelenip derlenmiş ve ilgili bölüm yazılmıştır. Bu amaçla katılım sağlayan bütün katılımcılardan varsa hazırladıkları sunum, doküman, konuşmalar talep edilerek değerlendirilmiş ve bu doğrultuda konuşmacılara ait tanıtıcı bilgilere yer verilmiştir. Şüphesiz ki dile getirilen bütün fikirler değerlidir; ancak öne sürülen düşüncelerin belli bir sistematik ve plan dâhilinde yazıya geçirilebilmesi için belli hususlar veya sınırlandırmaların göz önünde tutulması elzem olmuştur. Bu açıdan katılımcılar tarafından altı çizilen ve fikir birliğine varılan hususların öne çıkarılmasının daha faydalı olacağı düşünülmüştür. “Batman Vizyon 2030 Arama Konferansı”nın oturumlarında katılımcılar birçok önemli noktaya değinmiş olup katılımcı görüşleri rapor içinde vurgulanmıştır. Oturum sürelerinin uzun olmasından ötürü rapordaki söz konusu bu temalara ilişkin katılımcıların kimi görüşlerine yer verilmeye çalışılmıştır. Her bölümün ilk kısmında, kuramsal ve kavramsal değerlendirmeler yapılmış, ikinci bölümde çalışmanın ana gövdesini teşkil eden konferans katılımcılarının görüş ve önerileri aktarılarak öne çıkan hususlar ortaya konulmuştur. Üçüncü bölümde SWOT analizi yöntemi ile Batman ilinin ilgili konu bağlamında içsel ve dışsal analizi yapılarak Batman’ın ilgili sahadaki güçlü yönleri/zayıf yönleri, fırsatları/tehditleri ortaya konulmuştur. Konferans katılımcılarının söylediklerinin tümü tematik olarak metne yansıtılmıştır. “Katılımcılardan Notlar” başlığında ise konferans oturumlarında söylenenlerden hareketle yalnızca kısa not/özetlere yer verilebilmiştir. Birçok önemli noktaya değinen katılımcıların söylediklerinin tümünün bölümlerde bütünlük içerisinde verilmesinin mümkün olmaması ve istenen çıktıların açık olarak kitaba yansıtılamayacağı kaygısı nedeniyle seçilen konuşmalar kısa tutulmaya çalışılmıştır. Genel sonuç bölümünde ise nihai değerlendirmelerle birlikte bölümlerin sonuç kısmında dile getirilmiştir. getirilen hususlar derlenip sonuç olarak aktarılmıştır. Konferans neticesinde pek çok paydaşın görüş, katkı ve önerileri doğrultusunda hazırlanan bu “ortak akıl” kitabının Batman’a, bölgemize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ederiz. Prof. Dr. İdris DEMIR Prof. Dr. Hüseyin AYDIN Doç.Dr. Ferhat KORKMAZÖğe Ben bir ara - Cemal Süreya şiirinde poetik sadakat(Kriter Yayınevi, 2021) Karadeniz, MustafaŞiirin bir "kişilik" sorunu olduğunu belirten, bireysel bir poetika kurma kaygısı içinde olan İkinci Yeni şairlerinin poetik çabalarını, onların kendinden menkul fikirleri ve şiirleri ekseninde incelemek, İkinci Yeni ve poetika konuları bakımından özgün ve yeni yaklaşımlara kapı aralayabilir. Elinizdeki kitap, İkinci Yeni şiirinin "kurucu bilinci" olarak değerlendirilen Cemal Süreya'nın poetikasıyla şiirleri arasındaki mütekabiliyet ilişkisini "poetik sadakat" kavramsallaştırması temelinde incelemeyi konu edinir. Çalışmada, Cemal Süreya'nın şiirlerinde kendi poetik görüşlerine ne ölçüde bağlı kaldığına ilişkin birtakım yorum ve değerlendirmelerden hareketle poetikasına sadakatinin düzeyi ve şiir estetiğinin temellerinin ortaya konması amaçlanmıştır. "Poetik sadakat" kavramsallaştırması ekseninde yapılan simetrik bir okuma, Süreya'nın modernist bir şiir estetiği kurabilmek konusunda kararlı ve tutarlı bir şekilde hareket ettiğini enikonu görebilme imkânı sunar.Öğe Beş usta (Ahmet Midhat Efendi, Recaizade Mahmut Ekrem, Ahmet Cevdet Paşa, Şemsettin Sami, Muallim Naci)(Efe Akademi Yayınevi, 2020) Korkmaz, FerhatÖğe Bireyselden toplumsala lirik salınımlar: Necat Çavuş şiirinde poetik söylemin bileşenleri(Mevsimler Kitap, 2020) Karadeniz, MustafaTürk şiirinde 1980 sonrası kuşağa mensup olan ve İslami hassasiyetler temelinde bir tavır geliştiren Necat Çavuş, şiirinin yanı sıra diğer edebi türlerde de eser vermiştir. Deneme, eleştiri ve hikâyelerinde dikkat çeken başlıca husus, Çavuş'un nesir sahasında da şair kimliğiyle temayüz etmesidir. Bu husus, elinizdeki kitapta yer alan çalışmaların çıkış noktalarından biridir. Kitaptaki çalışmalar, Necat Çavuş'u tüm yönleriyle tanıtma iddiasında olmadığı gibi böyle bir niyetle de bir araya getirilmemiştir. Kitabı oluşturan dokuz çalışma, Çavuş'un edebi şahsiyetinin çeşitli yönlerine odaklanır ve bu bakımdan şairi farklı edebi faaliyetleriyle tanımayı hedefler. Çalışmaların altısı Çavuş'un şiirine dair incelemelerden oluşur, geri kalanıysa Çavuş'un hikâyeleri, diğer mensur çalışmaları ve bir sadeleştirme çalışmasını konu edinir.Öğe “Cezmi" Namık Kemal(Kopernik Kitap, 2021) Korkmaz, FerhatNamık Kemal`in 1880-1883 yılları arasında cüzler hâlinde yayımlanan Cezmi`si, Türk edebiyatındaki ilk tarihî romandır. Eserde 16. yüzyılda Osmanlı ile İran arasında, Doğu Anadolu, Kafkasya ve Kırım toprakları üzerindeki hâkimiyet mücadelesi konu edilir. İran seferine katılan asker-şair Cezmi, Kırım Hanı Adil Giray, İran şahının karısı Şehriyar, saraya mensup Perihan Cezmi`nin başlıca kahramanlarıdır. Olaylar, İstanbul`da başlar; ancak büyük bir bölümü İran sarayında geçer. Tanpınar dahil birçok eleştirmen, romanın ‘ittihad-ı İslâm` düşüncesini işlediği hususunda hemfikirdir. Roman, aslına sadık kalınarak yeni harflere aktarılmış, sadeleştirilmemiştir. Ancak günümüz okurunun anlayamayacağı kelime ve tamlamaların sözlük anlamları ilgili sayfanın altında verilmiştir. Bunun dışında bazı eklerin ve ünlü/ ünsüz harflerin yazımında günümüz imlasına uyulmuştuÖğe Cümle bilgisi(Sınırsız Kitap yayıncılık, 2015) Bozkurt, KenanÖğe Gün Doğmayınca!: Ercüment Ekrem Talu(Sonçağ Akademi, 2021) Karadeniz, MustafaÖğe “Hace-i Evvel” Ahmet Midhat Efendi(Kopernik Kitap, 2021) Korkmaz, FerhatMidhat Paşa`nın Bağdat`ta kurduğu sanat okulları için yazılan Hâce-i Evvel (1871), Osmanlıdaki ilk modern ders kitaplarındandır. Sekiz cüzden oluşan ve ilk müzecimiz ressam Osman Hamdi Bey`in katkılarıyla hazırlanan bu eserde cebir, geometri, coğrafya, tarih, astronomi ve fen bilimleri derslerine ait konular, bu konuların öğretmenlerce öğrencilere nasıl öğretilmesi gerektiğine dair bilgiler, sorular ve şemalar vardır. Ahmet Midhat Efendi, hâce-i evvel unvanına bu eseriyle lâyık bulundu. Türk eğitiminin modernleşmesi açısından önemli olan ders kitabı, orijinal metne sadık kalınarak hazırlandı, günümüzde bilinmeyen kelime ve tamlamaların anlamları sayfa altlarında verildi.Öğe Hanımlara mahsus gazete(İSAM - İslam Araştırmaları Merkezi, 2016) Öztürk, Zehra19 Ağustos 1311 (31 Ağustos 1895) tarihli ilk sayısında derginin sahibi İbnülhakkı Mehmed Tâhir Efendi, “Tahdîs-i Ni‘met-Ta‘yîn-i Meslek” başlığı altında yayın politikalarını “okuyup yazmayı seven, eğitimli, dindar, iyi ahlâk sahibi, iyi eş ve iyi anne özelliklerine sahip Osmanlı müslüman hanımı yetiştirmek” diye açıklamıştır. Bu amaçla kemâl-i edeb ve iffet dairesinde yazılmak şartıyla kadınlara mahsus her türlü ahval, faydalı makaleler ve günlük havâdisler neşredilecektir. Derginin gelirinden yüzde beşinin kimsesiz gelinlik kızlara çeyiz parası olarak verileceği ifade edilmiştir. Önceleri haftada iki defa, 202. sayıdan itibaren bir defa sekiz ile on iki sayfa olarak çıkan dergi 1895-1908 yılları arasında kesintisiz devam ederek 624 sayı neşredilmiştir. Hanımlara Mahsus Gazete’de Fatma Şâdiye Hanım “müdîre”, Nigâr bint Osman başyazar olarak görünmektedir. 1904-1908 arasında Ziya Şakir dergi müdürlüğünü üstlenmiştir. Yazar kadrosunda Fatma Aliye ve Emine Semiye (Ahmed Cevdet Paşa’nın kızları), Zeyneb (Ahmed Cevdet Paşa’nın torunu), Leylâ (Saz), Fatma Makbule Leman, Ayşe Sıdıka, Hamiyet Zehra, Gülistan İsmet, Keçecizâde (Elif) İkbal, Münire, Nedime, Zekiye, Rânâ bint Saffet, Hatice Aliye, Fatma Fahrünnisa (Ahmed Vefik Paşa’nın torunu), Hâlide bint Edib (Halide Adıvar), Güzide Sabri (Aygün) gibi hanımlar yanında İbnülhakkı Mehmed Tâhir, Ahmed Midhat Efendi, Ahmed Râsim, Avanzade Mehmed Süleyman, Nazikîzâde Mehmed Hilmi, Mustafa Âsım, Fâik Sabri, Ali Muzaffer, Ziya Şakir gibi erkekler de yer almaktadır. Ayrıca “Aile Hekimi”, “Bir Muallime”, “Bir Köylü Kadını”, “Çingene Kızı”, “Satılmış” gibi takma adlar kullanan yazarlar ve kadın kimliğiyle yazan erkek yazarlar da mevcuttur. Ahmed Râsim “(Elif) Râsime, Leylâ Feride”, Hüseyin Remzi “Hoca Hanım” takma adlarını kullanmıştır. 1904-1908 yıllarında çıkan sayılarda imzasız yazılar çoğunluktadır. Dergide resmî yazılar, duyurular, haberler dışında makale, mektup, roman, hikâye, şiir gibi edebî türlere, eleştirilere ve yabancı yazarlardan tercümelere yer verilmiştir. Makalelerde kadınların eğitimi ve kız çocuklarının okutulması konusu sıkça işlenmektedir. Ayrıca sağlık, din, evlilik ve aile hayatı, çocuk yetiştirme, ailede terbiye, ev idaresi, giyim kuşam, güzellik, fen bilimleri, güzel sanatlar, bulmaca, müzik gibi hususlar dergide yer almaktadır. Okuyucu mektupları da burada önemli bir yer tutmuştur, dolayısıyla derginin çok sayıda okuyucusunun olduğu anlaşılmaktadır. Sadece İstanbul ve diğer Osmanlı topraklarından değil Fransa ve Kafkasya’dan da okuyucu mektupları gelmiştir. 1896’da çıkan 64. sayıda Hayriye Mağmûme’nin Tiflis’ten yolladığı “Büyük İftihar” başlıklı mektupla 1901 yılına ait 114/316 sayılı dergide “Avrupa’da Hanımlara Mahsus Gazete” başlıklı bir haber-yazı mevcuttur. Derginin genellikle moda, biçki dikiş, nakış, elbise ve işleme örnekleri, bilmece gibi konuları içeren “Hanımlara Mahsus Gazete’nin İlâvesi” ve “Kısm-ı Musavver” gibi adlarla çıkmış bol resimli ekleri de vardır. Bunun dışında uzunca bir süre “Hanım Kızlara Mahsus Nüsha” adıyla ayrı bir ek yayımlanmış, dergide zaman zaman “Çocuklara Mahsus Gazete”, “Çocuklara Mahsus Resimli Hikâye” gibi bölümlere yer verilmiş, “Hanımlara Mahsus Gazete Kütüphanesi” başlığı altında çeşitli kitaplar tanıtılmıştır. Hanımlara Mahsus Gazete’de tefrika edilen eserlerin bir kısmı kendi matbaasında basılarak kitap halinde çıkmış, dergide bunlara dair “Matbaamızda Tab‘ Olunarak Satılmakta Bulunan Kitaplar” başlığı altında bilgi verilmiştir. Hanımlara Mahsus Gazete hayır işleriyle ilgili faaliyetlere de katılmış, bunlarla ilgili organizasyonlarda yer almıştır. Kimsesiz gelinlik kızlara, öksüz ve yetimlere, yaralı askerlere ve asker ailelerine, şehid yetimlerine yardım konusunda komisyonlar kurulmuş, sergiler düzenlenmiştir. Hanımlara Mahsus Gazete’nin yöneticileri devletten teşvik ve taltif görmüştür. Arşivdeki bir belgeye göre, padişahın İslâm kadınını ilerletmek için açtığı yol sayesinde pek çok müslüman kadının bu gazetede yazısı çıkmış, böylece İslâm hanımlarının ne kadar ilerlemiş olduğu Batı milletlerince de görülmüştür. Bunun derginin başyazarı Nigâr Hanım’la müdürü Şâdiye Hanım sayesinde başarıldığı bilinmektedir. Dergide yazısı çıkan kadınlara Şefkat nişanı verildiği gibi Nigâr Hanım ve Şâdiye Hanım’a da İslâm kadınlarının ilim tahsiline ve eğitimine katkılarından dolayı 4 Kasım 1897’de üçüncü rütbeden Şefkat nişanı verilmiştir (BA, İ.TAL., nr. 123/30, 1315/C-30). Diğer bir belgeye göre şehid evlâtlarına ve yaralı askerlere yardım sergisinde yardım toplama ve eşya satışı konusunda yayımladıkları makaleler takdire şayan görülerek Nigâr Hanım ile Şâdiye Hanım’ın Şefkat nişanları ikinciye tebdil edilmiştir (BA, İ.TAL., nr. 161/43, 1316/Ş.-43). II. Abdülhamid döneminde en canlı neşriyatını yapmış olan dergi yayımlanmasında maddî sıkıntılarla karşılaştığında devletten yardım almıştır. Nitekim böyle bir durumda iken derginin sahibi Mehmed Bey’in dilekçesi üzerine 8 Ekim 1905’te tahsisattan bir miktar para gönderilmesine karar verilmiştir (BA, DH.MKT. 1014/47, 1323.Ş). Derginin II. Meşrutiyet’ten sonra eski canlılığı kalmamış, sadece bir resimli kadın dergisi hüviyetine bürünmüş ve ardından yayın hayatına son verilmiştir. Hanımlara Mahsus Gazete, 1910 yılında Selânik İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne dayalı olarak kurulan Teâlî-i Vatan Osmanlı Hanımlar Cemiyeti’nin yayın organı şeklinde yeniden yayımlanmıştır. Meşrutiyet’in başlangıç yıllarının en güçlü kadın örgütü olan bu cemiyet 17 Kasım 1909’da Selânik’te kurulmuş ve kısa sürede İstanbul’da da teşkilâtlanmıştır. Hanımlara Mahsus Gazete böylece yayın hayatına elli sayı kadar devam etmiştir. İmtiyaz sahibi yine İbnülhakkı Mehmed Tâhir, müdürü de Fatma Şâdiye Hanım’dır. Esas dergi nüshalarının İstanbul’da bulunduğu kütüphaneler Hasan Duman’ın Arap Harfli Süreli Yayınlar Toplu Kataloğu 1828-1928 adlı kitabında kaydedilmiştir. Dergide yayımlanmış yazıların ve yazarlarının adları İstanbul Kütüphanelerindeki Eski Harfli Türkçe Kadın Dergileri Bibliyografyası’nda toplu halde yer almaktadır. Hanımlara Mahsus Gazete’yle ilgili olarak üniversitelerde şu tezler hazırlanmıştır: M. Fetih Yanardağ, Hanımlara Mahsus Gazete Üzerine Bir Araştırma (1995, yüksek lisans tezi, Dicle Üniversitesi); Elizabeth Brown Frierson, Unimagined Communities. State, Press and Gender in the Hamidian Era (1996, Ph.D. Dissertation, Princeton University); Hale Gürbüz, Hanımlara Mahsus Gazete (2001, yüksek lisans tezi, Erzurum Atatürk Üniversitesi); Arzu Şeyda, Hanımlara Mahsus Gazete (101-200) (Tahlilî Fihrist, İnceleme, Seçilmiş Metinler) (2003, yüksek lisans tezi, Erzurum Atatürk Üniversitesi); Aybala Arı, Hanımlara Mahsus Gazete (201-300) (Tahlilî Fihrist, İnceleme, Seçilmiş Metinler) (2004, yüksek lisans tezi, Erzurum Atatürk Üniversitesi).Öğe Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın romanlarında mahalle hayatı(Kitabevi Yayınları, 2014) Duran Oto, Elif; Taştan, ZekiSanatçılar toplum hafızasına yapıtlarıyla katkı sunarken biz okurlara bazen yaşadıkları, yazdıkları kentleri de miras bırakırlar. Dostoyevski’nin Petersburg’u, Kafka’nın Prag’ı, Marcel Proust’un Paris’i, Paul Auster’ın New York’u bıraktığı gibi… Gittikçe birbirine benzeyen kentler arasında İstanbul da kimsenin yadsıyamayacağı kültürel birikimi, muazzam tarihi ve bütün ihtişamıyla sanat eserlerinde yaşamaya devam ediyor. Sayısı kırk bire ulaşan romanlarıyla Hüseyin Rahmi Gürpınar da İstanbul âşığı sanatçılardan bir diğeri. Bütün romanlarında İstanbul’u merkeze almasını da başka türlü yorumlamak mümkün değil. Üstelik o, okura yalnızca bir şehir manzarası sunmaz. Okuru, 19. Yüzyılın sonlarından 20. Yüzyılın ilk yarısına uzanan bir zaman diliminde kentin sokaklarında adım adım gezdirir. Yazarla bir mahalle çeşmesinde buluşur, bir mahalle kahvesinde dinlenir, mahalleli kadınlarla camdan cama konuşur, mahalle mezarlıklarından geçip bütün bir şehrin dokusunu teneffüs edersiniz. Elinizdeki kitap aracılığıyla toplumumuzun büyük dönüşümler yaşadığı bir dönemde sosyal hayatımızın önemli bir alanı olan “mahalle”yi ve mahalle yaşantısını, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın realist ve samimi üslubundan alıntılar ve önemli tespitler eşliğinde bir arada bulma fırsatı elde edeceksiniz.Öğe Hüseyin Su Öyküsü - yeni eleştiri bağlamında(Atlas Kitap, 2015) Zariç, Mahfuz"Edebiyatta da, sanatta da temel izlek insanın serüvenidir; insanî serüvendir. Bütün sorunlar bu temel izlek içinde yerli yerinde ve yeterince, insanın çevresinde, insanın doğal eylemleri olarak yer alır. Böyle olmadığında, insanî düzlemde verilemeyen, ele alınamayan her sorun, her tema yapay olarak kalır, sanat eserinin dokusuna gerçek bir insanî eylem olarak sinmez. İnandırıcı bulmadığımız budur işte, gerçekte hayatımızda olup olmadığı değil. Ben bunu yalnızca öykü ya da kısa öykü kuramı açısından değil, bütünüyle sanat kuramı açısından değerlendirebilir bir durum olarak görüyorum. Öyküden romana, şiirden tiyatroya, resimden müziğe, fotoğraftan sinemaya… bu bağın doğru kurulup kurulamadığına bakılmalı. Roman; hikaye, öykü, kısa öykü, kısa kısa öykü; klasik öykü, modern öykü, postmodern öykü… gibi tanımlamalar arasındaki ayrımlar neler olursa olsun, hepsi de temel dokusu, anlatı ögesi tahkiye olan edebiyat metinleridir."Öğe İki şiir arası oyalanmalar: Vural Bahadır Bayrıl'ın düzyazıları(Sonçağ Akademi, 2021) Karadeniz, MustafaÖğe İkinci Yeni limanı pazar postası(Salkımsöğüt Yayınları, 2012) Korkmaz, Ferhatİkinci Yeni şiiri belirirken kendine uygun bir sığınak, bir liman arar. Çaldığı kapılar yüzüne kapanır, tutunma yolları arar. İşte İkinci Yeni'ye kucağını açan ilk liman Pazar Postası'dır. Böyle olduğu için bu konuyla ilgili makale, deneme, tartışma ve soruşturmalara ayrı bir önem verilmiştir. Tiyatro, sinema, resim ve müzik gibi sanatlarda yaşanan gelişmeler de çalışmamız içerisinde ele alınmıştır. Bu yönüyle Türk edebiyat, sanat ve kültür tarihinin önemli bir kırılma noktasına ev sahipliği yapan Pazar Postası'nın incelenmesinin, hem o dönemden günümüze kalan pek çok tartışmaya açıklık kazandıracağını hem de Türk edebiyatında süreli yayım sayfalarında unutulup gitmiş pek çok edebî metni edebiyat ve kültür çevrelerine yeniden sağlayacağını umuyoruz. Eserimizin giriş bölümünde 1950-1960 yılları arasında siyasi, sosyal ve edebî ortam incelenmiştir. Bu dönemin sosyal, siyasal ve edebî özellikleriyle ilgili olarak o dönemin ön plana çıkan gelişmelerine göz atılmıştır. Birinci Bölüm "Pazar Postası'nın İncelenmesi" başlığını taşımaktadır. Bu bölümde Pazar Postası'nın monografik özellikleri analiz edilmiştir. Pazar Postası'nın tarihçesi ve yüzlem düzeni de ele alınmıştır. Çalışmamızın esas kısmı olan İkinci Bölüm, "Pazar Postası'nın Türk Edebiyatındaki Yeri ve Önemi" başlığını taşımaktadır. Bu bölümde, gazetenin siyasal tavrı incelenmiş ve dönemin siyasal yapısı içerisindeki yeri geniş olarak değerlendirilmiştir. Özellikle Pazar Postası'nın İkinci Yeni hareketi açısından önemi üzerinde durulmuş, öykü, roman ve dil tarihimizdeki yeri ele alınmıştır. Gazetenin Türk edebiyatındaki öneminin yanı sıra bu bölümde, tiyatro, sinema, resim ve müzik sanatları açısından önemi üzerinde de durulmuştur.Öğe International symposium on engneering, natural and social sciences (ISENS-21): Proceeding book(Batman Üniversitesi Yayınevi, 2024-10-14) Aydın, Hüseyin; Korkmaz, Ferhat; Sayğılı, HasanÖğe İsmail Safa Muhakematı Edebiyye(Detay Yayıncılık, 2019) Zariç, MahfuzOtuz dört yıllık ömrüne yedi şiir kitabı, bir çeviri roman ve 30 edebi eleştiri yazısı sığdırabilen İsmail Safa edebiyat tarihlerinin kendisinden çoğu kez kısaca söz edip geçtiği yazarlarımızdandır. İsmail Safa; şair Ali Kamil (Akyüz) ve Ahmet Vefa'nın kardeşi, gazeteci yazar İlhami Safa'nın ve romancı Peyami Safa'nın babasıdır. İsmail Safa'nın bugüne kadar eserlerinden sadece iki günümüz yazısıyla yayınlanabilmiştir. Tanzimat ve Servet-i Fünün dönemi şairi İsmail Safa'nın okuyuculara ulaştırılamamış eserlerinden biriside 18 edebi eleştiriden oluşan Muhâkemât-ı Edebiyye adlı eseridir
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »