Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı,Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Hamdullah Hamdi’nin Yûsuf u Züleyhâ mesnevisinde arketipsel sembolizm açısından aşkın kemâle ulaşması(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021-06-25) Bezenmiş, Tuba; Bozkurt, KenanKonusunu Kur’ân’da geçen bir sûreden alan Yûsuf u Züleyhâ mesnevileri, İslamî edebiyatta oldukça sevilmiş ve birçok şair tarafından yüzyıllarca kesintisiz bir şekilde tekrar tekrar yazılmıştır. Kur’ân’da nefsine yenik düşen Züleyhâ’nın Hz. Yûsuf’u elde etmek için giriştiği entrikaları ve Hz. Yûsuf’un bu entrikalar karşısındaki ahlaklı duruşunu anlatan bu kıssa, Müslüman şairler tarafından tasavvufî aşkın ve bu aşkın evrelerinin anlatıldığı, aşk ve güzellik yoluyla Allah’a ulaşma sürecinin işlendiği bir hikâye olarak ele alınmıştır. Tasavvufun nihai amacı olan insan-ı kâmil olma sürecinin konu alındığı bu mesnevilerdeki temel motifler ve süreçlerin, Jung psikolojisinin nihai hedefi olan bireyleşim süreciyle örtüşen hususlar barındırır. Tasavvufta, salikin Allah’a ulaşmak amacıyla yaptığı içsel yolculuk ile bireyin bireyleşim yolunda karşılaştığı engeller ve sınavlar; Campbell’ın, mit ve destanlarda sistemleştirdiği arketipler ile amaç ve kapsam bakımından uyuşan özelliklere sahiptir. Çalışmada Carl Gustav Jung’un Analitik Psikolojisi bireyin ben olma, bireyleşim yolunda ilerlemesi amaçlı çalışmasının temel noktalarından olan arketipler aracılığıyla, arketipsel sembolizm bağlamında Hamdullah Hamdî’nin Yûsuf u Züleyhâ mesnevisi incelenmiş, Campbell ve Jung’un uyguladığı uygulamalardan yola çıkarak arketipsel olarak ‘ayrılma, sınanma, dönüşüm’ disipliniyle ele alınmıştır.Öğe Nef’î’nin şiirlerinin psikanalitik açıdan incelenmesi(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-07-24) Yalçın, İdris; Bozkurt, KenanPsikanalitik edebiyat metodu, Freud’un kurucusu olduğu psikanalizin imkanlarından faydalanılarak ortaya çıkmış ve edebî metinlerin incelemesinde kullanılan bir yöntem olmuştur. Edebiyat ve psikanalizin hareket noktasının insan olması, insan davranışlarının nedenleri üzerinde durup ruhsal yaşamın malzeme olarak kullanması her iki bilim dalını birbirine daha da yaklaştırmıştır. Psikanalitik eleştiri yönteminde sanatkârın hayatının ve ruhsal yaşamının esere ne şekilde yansıdığı, bastırılmış duyguların edebî eserde nasıl dile getirildiği üzerinde durularak edebî eser incelemesinde farklı bir bakış açısı geliştirilmiştir. Bu çalışmada, övünmede olduğu kadar sövgüde de abartıya kaçan ve uçlarda gezinen 17. yüzyılın ve klâsik Türk edebiyatının en büyük kaside üstadı ve hiciv şairi Nef’î’nin bu tavrının nedenleri, psikanalitik eleştiri yönteminin imkanlarından yararlanılarak izah edilmeye çalışılmıştır. Nef’î’nin bu tavrı, kuralları belirlenmiş klasik şiirin genel bir eğilimi gibi görünse de bu tavrın psikanalitik edebiyat kuramında birtakım psikolojik izahatları vardır. Zira küçük yaşta babası tarafından terk edilen şairin bu travmatik terk edilmişliğin ağır tahribatı altında ezildiği, bu tahribatın etkisiyle sağlıklı ilişkiler geliştirme noktasında sıkıntılar yaşadığı ve çocukluk çağı travmalarının şairin sanatçı kişiliğinde belirleyici olduğu düşülmektedir. Babasız kalmanın acı tecrübesini henüz küçük yaştayken yaşayan Nef’î’nin bu durumu şiirlerine nasıl yansıttığı, narsist davranışları ile hiciv ve küfre meyyal tavrının nedenleri hakkında disiplinlerarası bir çalışma yapılarak özellikle Freud, Adler, Jung, Fromm, Lacan ve Klein gibi psikanalistlerin tespitlerinden faydalanılarak şairin şiirlerinin nedenleri üzerinde durulmuş; Nef’î’nin şiirlerini hangi ruh hali ile yazdığı örnek beyitler üzerinden ortaya konmaya çalışılmış ve psikanalitik çözümlemeler yapılmaya çalışılmıştır. Bu yönüyle bu çalışmanın benzer çalışmalara kaynaklık etmesi ve araştırmacıların klâsik Türk edebiyatı manzumelerine farklı bir gözle bakması amaçlanmıştır.Öğe İbret Gazetesinde yayımlanan sanat ve edebiyat konulu yazıların sistematik tahlili(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-08-08) Balbay, Mahmut; Korkmaz, FerhatTürkiye’de, 19. yüzyılın ikinci yarısında gazete ve gazetecilik çağdaş anlamda ortaya çıkmıştır. Namık Kemal ve arkadaşlarının 1872-1873 yılları arasında yayımladıkları İbret, muhalif kimliğiyle ön plana çıkmış bir gazetedir. 132 sayı olarak yayımlanan İbret gazetesi, fikir yazılarıyla hürriyet mücadelesinin öncüsü olmuş ve toplum tarafından yeni fikirlerin benimsenmesinde önemli bir rol almıştır. Halkı gazete vasıtasıyla eğitmeyi temel amaç edinmiş olan İbret’te, bu amaç doğrultusunda pek çok makale, hikâye, tiyatro, fıkra, tenkit vb. yazılar yayımlanmıştır. Böylelikle İbret gazetesi, kendi döneminin kamuoyunun sözcüsü olmayı başarmıştır. İbret gazetesinin yayımlandığı dönemde ön plana çıkmasının başka bir sebebi, Namık Kemal’in gazetede yazdığı eleştiri yazılarıdır. Bu çalışmada, İbret gazetesinin sistematik dizinine yer verilmiş ve gazetede yayımlanan sanat/edebiyata ilişkin yazılar tahlil edilmiştir.Öğe Nurullah Genç’in şiir dünyası(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-11-15) Oğul, Emin; Zariç, MahfuzNurullah Genç, Türk edebiyatında 1980’li yıllardan sonra şiirleriyle tanınmaya başlanmıştır. Şair, ilk şiirlerini gençlik yıllarında yazmaya başlamıştır. Onun ilk şiirleri çeşitli dergilerde yayınlanmıştır. Nurullah Genç, din, gelenek ve milli duyarlılık temelinde yazdığı şiirlerinin yanında, üç roman ve akademik eserler de vermiştir. Şair ayrıca profesyonel fotoğrafçılıkla da ilgilenmektedir. Bu çalışmada 1980 sonrası Türk şiirinde önemli bir yere sahip olan Nurullah Genç’in şiir dünyasını tanımlamaya çalışacağız. Bu çalışma esas olarak dört bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde Nurullah Genç’in hayatı, ailesi ve edebi kişiliğini incelenmiştir. İkinci bölümde Nurullah Genç’in şiirlerinde izlekleştirilen konular, duygu, imge ve anlam çeşitli başlıklarla çalışılmıştır. Üçüncü bölümde Genç’in şiir dili ve üslubu ele alınmıştır. Dördüncü bölümde ise Nurullah Genç’in şiirleri ahenk ve şekil bakımından incelenmiştir.Öğe Abdulvahap Akbaş'ın hayatı, sanatı ve eserleri(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-11-15) Bağış, Abdulgani; Korkmaz, FerhatAbdulvahap Akbaş, ilk şiirini yayımladığı 1978 yılından itibaren ömrünün sonuna kadar başta şiir olmak üzere hikâye, deneme, inceleme, araştırma, roman, çocuk edebiyatı eserleri, gezi yazıları ve dergi çalışmalarıyla milli ve manevi değerleri evrensel çizgilerle muhafaza etmeye çalışmış çok yönlü bir sanatçıdır. İnanç ve toplumsal değerleri fikren ve fiilen savunurken eserlerinde tutarlı olmaya gayret göstermiştir. "İslami Hassasiyeti Olan Edebiyat" hareketi içerisinde yer bulan sanatçı bu kültüre uygun olarak ortaya koyduğu çalışmalarıyla toplumun dini ve tarihi değerlerini ön plana çıkarmıştır. Toplumun ve çocukların önder kişilikleri örnek alması ve toplumsal değerlerlerle barışık yetişmesi için emek sarf etmiştir. İçinde yetiştiği toplumsal koşulları doğru yorumlamış; yetiştiği kültürün izlerini, evrensel değerlerle eserlerine aktarmış, bu yönüyle Doğu ve Batı kültürünü İslami değerler sistemi içinde sunmaya çalışmıştır. Abdulvahap Akbaş, eserlerinde inanç kavramını yoğun bir şekilde işlemiş, kültürel zenginliği yansıtmak için de Türkçenin zenginliğinden faydalanmıştır. Abdulvahap Akbaş’ın hayatı hakkında ailesiyle görüşülmüş eserlerle hayatı arasındaki bağlar incelenmiştir. Roman ve hikâyeleri incelenmiş yazarın fikir hayatı ve edebi yönü irdelenmiştir. İslami düşünce ve duyguları eserlerinden yola çıkılarak aktarılmaya çalışılmış, taşra ve medeniyet algılarının şiirlerine yansımaları değerlendirilmiştir. Bu tez çalışmasında Abdulvahap Akbaş'ın eserleri incelenmiş ve edebi kişiliği değerlendirilmiştir.Öğe Orhan Pamuk'un romanlarında kent algısı(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 05-08-2019) Doğan, Şerif; Korkmaz, FerhatYurt içinde ve dışında hatırı sayılır bir okuyucu kitlesi bulunan ve son dönem romancılarımız arasında roman anlayışı, fikirleri, siyasi görüşleriyle adından çokça söz ettiren yazarların başında gelen Orhan Pamuk, romanlarında kente, kent kültürüne, kentli bireyin sıkıntılarına önemli yer ayırmıştır. “Orhan Pamuk’un Romanlarında Kent Algısı” başlığını taşıyan bu çalışmamızda öncelikle kent kavramı, tarihsel gelişim süreci içerisinde ayrıntılı olarak incelenmiş, edebiyat sosyolojisi bağlamında roman ve kent ilişkisi üzerinde durulmuş, kente özgü bazı kavramların analizi yapılarak bu kavramların kent kültürünün oluşumuna sunduğu katkı açıklanmıştır. Çalışmamızda Orhan Pamuk’un romanları incelenerek yazarın kente ve kent kültürüne bakış açısı irdelenmiş bundan hareketle kent, kentleşme, kentlileşme, kentsel değişim ve dönüşüm, kent ve yoksulluk, kent ve suç, kent ve ekonomi, göç olgusu, kent ve din, kent ve medeniyet, kent ve sosyal sınıflar, kent ve yabancılaşma gibi kavramların yazarın romanlarındaki yansımalarının izi sürülmüştür.Öğe Tevfik Fikret'in şiirlerinde inanç krizi ve buhran(Batman Üniversitesi, 2015-12-15) Tuğluk, Ahmet; Korkmaz, FerhatKriz kavramı özellikle Batı düşünürleriyle gündeme gelmiş ve başta Nietzsche olmak üzere bazı filozofların temel hareket noktası olmuştur. Çatışmadan daha kapsamlı ve derinlikli olarak belki de bir tür yaşam tarzını karşılayan kriz kavramı, tüm bileşenleri ile birlikte avangart bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunalmışlığın ve melankolinin verdiği sıkıntının halinin metne yansımış bir parçası şeklinde alternatif bir sığınma alanı olarak kriz kavramı gündeme gelmektedir. Kriz, çatışma, yabancılaşma, ötekileşme gibi birçok alt kavramı da bünyesinde barındıran çok yönlü ve çok temelli bir kavram olarak literatürde yer almaktadır. İnanç krizi ise kriz kavramı ekseninde daha çok dînî inanç krizini ifade etmektedir. İnanç krizi Tevfik Fikret'in şiirlerindeki tematik problemlerden birini oluşturmaktadır. Buhran kavramı da psikolojik temeli ağır basan bir duruma işaret etmekle birlikte, sanatkârın metin içindeki ruhsal birikimini ve derin bunalımını gösteren bir uyaran olarak da algılanabilir. Buhran, melankoli ile de yakın bir ilişki içerisindedir. Bu itibarla Tevfik Fikret'in şiirlerinde buhranın önemli bir metin içi anlam üretici olarak görülebileceğini söylemek gerekir. Bu çalışmada, Tevfik Fikret'in şiirlerindeki inanç krizi ve buhran söylemleri üzerinde durulmuş ve söz konusu söylemler üzerinde yorumsal bir eleştiri yapılmıştır.Öğe Hoşyâr kadın'ın Mecmûʿa-i Hikâyât'ının transkripsiyonlu metni ve tahlili(Batman Üniversitesi, 2018-08-13) Arca, Fatma; Öztürk, Zehraİnsanoğlunun var olduğu günden beri hikâye, bir ihtiyaç olarak yaşamın içinde sürekli yer almıştır. Hikâye, eski Türk edebiyatında da sevilerek ele alınmış ve okunmuştur. Bu yönüyle bir edebi kültür hazinesi olarak günümüz araştırmacı ve okuyucularına da miras kalmıştır. Bu araştırmanın konusu Mecmûʿa-i Hikâyât da kısa tercüme hikâyelerden derlenmiş, Hoşyâr Kadın Efendi'nin elinde canlanıp eski Türk edebiyatındaki yerini almıştır. Yapılan çalışmanın ilk bölümünde eski Türk edebiyatında klasik hikâyeler, genel bir bakışla ele alındı. Ardından Mecmûʿa-i Hikâyât'ın müellifi Hoşyâr Kadın Efendi'nin hayatı hakkında bilgiler verildi. Hoşâr Kadın Efendi'nin bu eseri niçin ele aldığı irdelendi. İkinci bölümde eserdeki hikâyelerin özeti ve tahlili işlenerek eserdeki tarihi şahsiyetlerin hikâyedeki karakterleri ile olan bağıntısı ortaya konuldu. Hikâyelerdeki didaktik unsurlar ve motifler ele alındı. Üçüncü bölümde Mecmûʿa-i Hikâyât'taki hikâyelerin kaynağı, eserin dil ve üslup özellikleri ile teknik özellikleri incelendi. Son bölümde metni okurken dikkat edilen hususlar belirtilip eserin transkripsiyonlu metnine yer verildi. Metnin tıpkıbasımı tezin sonuna eklendi.Öğe Erdal Öz'ün öykü ve romanlarında yapı ve tema(Batman Üniversitesi, 2018-11-12) Rüzgar, Zeynelabidin; Korkmaz, FerhatTürk edebiyatında 1950 kuşağı içinde değerlendirilen Erdal Öz, öykü alanında öne çıkmakla birlikte roman, gezi yazısı ve anı-anlatı-roman şeklinde kaleme aldığı eserler ile yaşadığı dönemde adından söz ettiren bir yazardır. İlk eserlerini 1950'lerden itibaren vermeye başlayan yazarın bu dönem verdiği eserlerinde ağırlıklı olarak "varoluşçuluk"un izleri görülür. 12 Mart 1971 Muhtırasından sonraki dönemlerde yazdığı eserlerde ise bu dönemde yaşanan dramatik olayları kendi yaşadıklarından hareketle öykü ve romanlarına konu edinmiştir. Bu dönem, yazarın toplumsal duyarlılığının ön planda olduğu bir dönemdir. Yaşadığı acıları gerek öykülerinde gerekse de romanlarında, bir döneme yahut bir yere ait değil de onları insanlık bağlamında evrenselleştirerek verir. İnsana ait gerçekliği kurgu dünyasının olanaklarıyla sunması bakımından dikkat çeken bir yazar olan Erdal Öz, 1975 yılında Orhan Kemal Roman Ödülü ve 1998 Sait Faik Hikâye Armağanı ve 2001 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü kazanır. Bu tezde; yazarın yaşamı, sanatı ve yazdığı eserlerin çeşitli yönlerden incelenmesi ve özellikleri açıklanmıştır.Öğe Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın şiirlerinde maddi kültür ve sosyal hayat unsurları(Batman Üniversitesi, 2015) Batur, Halil; Ertan, Mehmet EminErzurumlu İbrahim Hakkı'nın eserleri üzerinde birçok çalışma yapılmış olmasına rağmen şiirlerindeki maddi kültür ve sosyal hayat unsurları hakkında tespit edebildiğimiz kadarıyla müstakil bir çalışma yapılmamıştır. Bundan dolayı bu çalışmamızda İbrahim Hakkı'nın şiirlerindeki maddi kültür ve sosyal hayat unsurları tespit etme gayreti içinde olacağız. Bu çalışma, Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın şiirlerindeki maddi kültür ve sosyal hayat unsurlarının tespit edilmesine yönelik yapılan bir çalışmadır. Yaptığımız bu çalışma kapsam itibariyle Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın şu ana kadar neşredilen tüm Türkçe şiirlerini içine almaktadır. Bu çalışma Osmanlı medeniyetinin maddi kültür öğelerinin tasnif ve tarifi ile o dönemin sosyal hayat unsurlarının, 18. asırda taşrada yetişen ve yaşayan bir âlim şairin şiirleri vasıtasıyla anlaşılması adına önemli tespitlere ulaşma imkânı sağlayacaktır. Çalışmamız, "giriş" ve sonuç hariç "üç bölümden" oluşmaktadır. Giriş bölümünde, neden böyle bir çalışma sahasına yöneldiğimiz, çalışmanın usul, yöntem ve sınırları ile ilgili bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde, Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın hayatı ve sanatı ile ilgili bilgiler yer almaktadır. İkinci bölümde, Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın şiirlerinde maddi kültür konusu ile ilgili elde edilen bilgi ve bulgular verilmiştir. Üçüncü bölümde Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın şiirlerinde sosyal hayat unsurları konusu ile ilgili elde edilen bilgi ve bulgular verilmiştir. Elinizde bulunan bu çalışmada kaynak eser olarak Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2013 yılında basılan, M. Kayahan ÖZGÜL'ün hazırlamış olduğu, aynı zamanda şu ana kadar neşredilen Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın tüm şiirlerinin toplandığı Erzurumlu İbrahim Hakkı Divanı adlı eseri kullanılmıştır. Madde örneklerinde verilen beyitlerde bu basımdaki imlaya sadık kalınmıştır.Öğe İkinci yeni şiirinde din ve medeniyet algısı(Batman Üniversitesi, 2016) Soysal, Sait; Korkmaz, Ferhatİkinci Yeni hareketi getirdiği yenilikler bakımından Türk şiirinde özgün bir yere sahiptir. İkinci Yeni şiirinin öncü şairlerinden Cemal Süreya, İlhan Berk, Turgut Uyar, Edip Cansever, Ece Ayhan ve Sezai Karakoç'un şiirlerinden hareketle yapılan bu çalışma, medeniyet ve din bağlamında bir değerlendirmeyi içermektedir. Giriş dışında iki ana bölümden oluşan bu çalışmanın birinci bölümünde Doğu ve Batı medeniyetlerinin İkinci Yeni şiirine yansıması, kent ve kentsel gelişiminin sonuçları, işçi sorunları, şairlerin politik algıları, bilim, fen ve tarihe bakış açıları, metafizik boşluk, ilerleme düşünceleri gibi birçok konu ele alınmıştır. İkinci bölümde ise Tanrı kavramı, peygamber algısı, öte dünya düşüncesi, tasavvuf, varoluşçuluk, nihilizm, kriz kavramı ve dinsel kriz gibi kavramların İkinci Yeni şiirine nasıl yansıdığı tespit edilmeye çalışılmıştır. İkinci Yeni hareketine mensup şairlerin din ve medeniyet bağlamındaki düşüncelerinin tespiti, genel olarak anlam kapalılığı eleştirisi alan şiirlerin anlamlandırılmasına katkı sağlayacaktır.Öğe Seyyid Nizamoğlu'nun, hayatı, edebi şahsiyeti ve eserlerinden; Mi'râcü'l-mü'min, Câmi'u'l-Ma'ârif, Şeref-i Siyâdet, Ma'denü'l Ma'arif, Esrârü'l-'Ârifin'in transkripsiyonlu metinlerinin hazırlanması(Batman Üniversitesi, 2016) Çelik, Mehmet Aziz; Ertan, Mehmet EminSeyyid Nizamoğlu (İstanbul ? – İstanbul 1601) XVI. yüzyılda yaşamış mutasavvıf şairlerdendir. Çalışmamız iki bölümden oluşmaktadır. I. bölümde Seyyid Nizamoğlu'nun hayatı ve edebi kişiliği üzerinde duruldu; II. bölümde ise Mi'râcu'l-Mü'min, Câmi'u'l Ma'ârif, Şeref-i Siyâdet, Ma'denü'l Ma'arif, Esrârü'l Ârifin adlı eserleri transkribe edildi. Şiirlerin genelinde ehl-i beyt sevgisi, inançla ilgili imani hakikatlar, tasavvuf ve tarikat adabı gibi konular anlatılmıştır. Ayrıca dünya düşkünlerinin, muhterislerin, ikiyüzlü sofilerin eleştirildiği şiirler de yer almıştır. Seyyid Nizamoğlu, Caferiye mezhebini kendisine yol edinmiştir. Bazı şiirlerinde Caferilikle ilgili bilgiler verir ve Caferi olduğunu beyan eder. Şiirlerde sıkça ayet ve hadislere yer verilmiştir. Dipnotlarda belirtlmiştir. Çalışmamızın sonuna üzerinde çalıştığımız külliyatın örneğini ekledik. Metnin görülmesini sağladık. Bu çalışmamızla XVI. asrın mutasavvıf şahsiyetlerinden biri olan, Seyyid Nizamoğlu'nu tanıtmaya ve eserlerinden beş tanesini transkrip etmeye çalıştık.Öğe Belgrad Üniversite (Svetozar Markovic) Kütüphanesindeki RSO 28 numaralı mecmû'anın transkripsiyonlu metni (İnceleme-metin-sözlük)(Batman Üniversitesi, 2017-05) Koyuncu, Mehmet Ali; Ertan, Mehmet EminMecmû'alar, tezkire ve dîvânlarla birlikte Eski Türk edebiyatının en önemli kaynaklarıdır. Mecmû'alar düzenlendiği dönemlerin şiir zevki, beğenilen şairler ve şiirleri hakkında önemli ipuçları verir. Dîvân tertip etmiş şairlerin şiirlerinden müstensihin sanat anlayışı ve zevkine göre seçme şiirler sunan mecmû'alar, bunun yanı sıra dîvânı bulunmayan şairlerin şiirlerini de sonraki çağlara ulaştırır. Mecmû'alar edebiyatımıza kaynaklık ederken var olan kaynakları tamamlama özelliği de gösterir. Bu anlayıştan hareketle XVIII. yüzyılda tertip edilmiş bir şiir mecmû'ası olan ve Belgrad Üniversite (Svetozar Markovic) Kütüphanesindeki Rso28 Numarada kayıtlı şiir mecmû'ası transkribe edilerek günümüz alfabesine aktarıldı. Çalışmanın giriş kısmında mecmû'anın tanımı, çeşitleri ve önemi hakkında bilgi verildi. İncelenen mecmû'ada yer alan manzûmeler; nazım biçimleri, kullanılan vezinler, kafiye ve redifleri bakımından incelenerek mecmû'anın genel özellikleri ortaya kondu. Ayrıca mecmû'ada manzûmesi bulunan şairlerin biyografileri kısaca ele alındı. Sonuna lugatçe ve tıpkıbasımı eklendi. İncelenenmecmû'a, geniş bir zaman dilimine ait çok sayıda şairin farklı nazım biçimlerindeki manzûmesini ihtiva etmektedir. Bu bakımından Eski Türk edebiyatının kaynakları arasında yer alan mecmû'aların öneminiorataya koymaktadır.Öğe Vusûlî Dîvânı'nda maddi kültür ve sosyal hayat unsurları(Batman Üniversitesi, 2017) Kızıltoprak, Halil; Ertan, Mehmet EminBu çalışmada, 16. yüzyıl Dîvân şâirlerinden Vusûlî'nin Dîvânı "maddi kültür ve sosyal hayat unsurları" yönüyle incelenmeye çalışılmıştır. Amacımız, Vusûlî Dîvânı'nda maddi ve manevi kültür unsurlarını tespit ederek kadîm şiir geleneğimizin daha iyi anlaşılabilmesi için yapılan çalışmalara katkı sağlayabilmektir. Çalışmada, Prof. Dr. Hakan Taş tarafından hazırlanan, 2010 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü tarafından internet ortamında yayımlanan "Vusûlî Dîvân [İnceleme-Metin-Çeviri-Açıklamalar-Dizin]" adlı çalışma temel alınmıştır. Çalışmamız iki bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde "maddi kültür unsurları"; "inşaatla ilgili maddi unsurlar, imalatla ilgili maddi unsurlar ve diğer maddi unsurlar" olmak üzere tasnif edilmiş ve incelenmiştir. İkinci bölümde, "sosyal hayat unsurları" ana başlığı altında "inanmaya dayalı unsurlar, şahıslar, sıfatlar ve tipler, meslekler, mekânlar, renkler" olmak üzere altı bölümde tasnif yapılmıştır. Çalışmanın sonuç bölümünde, araştırma sonucunda elde edilen unsurlarla ilgili ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.Öğe Muhibbî'nin hayatı, edebî şahsiyeti ve Tuhfetu'l-Ahyâr'ın transkripsiyonlu metni (İnceleme-metin-sözlük)(2017) Yiğiz, Uğur; Ertan, Mehmet Eminez Giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Ayrıca tezin sonuna lügatçe, şahıs, eser ve yer adları sözlüğü ve tıpkıbasım eklenmiştir. Giriş bölümünde, eser hakkında kısaca bazı bilgiler verdikten sonra eserin başlıklarını tablo şeklinde aktarılmıştır. Birinci bölümde, Muhibbî'nin hayatı ve edebî şahsiyeti hakkında bilgi verilmiştir. Muhibbî'nin hayatı ve edebî kişiliği hakkında bilgi bulunmadığından dolayı eserden hareketle bazı bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde, eserin telif sebebi ve ismiyle ilgili bilgiler verilmiştir. Daha sonra eserin muhteva özelliklerini, metinde kullanılan kaynaklar -ayetler, hadisler, tarihî şahsiyetler ve hadiseler- çerçevesinde açıklamaya çalıştık. Bu bölümde son olarak eserin dil ve üslup özelliklerini, eserden yola çıkılarak açıklanmıştır. Üçüncü bölümde metin tavsifi, metnin imlâ özellikleri ve metin çevirisi yapılırken izlenilen yol aktarılmıştır. Bu bölümde son olarak metnin çeviri yazısı verilmiştir. Metin içerisinde birçok kelime ve vezin hatasının olduğu belirlenmiştir. Eserin daha iyi anlaşılmasını sağlamak için lugatçe ile şahıs, eser ve yer adları sözlüğü ilave edilmiştir. Çalışma tıpkıbasımı eklenerek bitirilmiştir.Öğe Es-Seyyid Alî Nasûhî Bey'in hayatı, edebî şahsiyeti ve Divanı'nın transkripsiyonlu metni(İnceleme-metin)(Batman Üniversitesi, 2017) Süme, Rıdvan; Ertan, Mehmet EminSeyyid Ali Nasûhî Bey Divanı, Türk edebiyatının Tanzimat Dönemi ile birlikte yenileşme sürecine girdiği bir dönemde kaleme alınmasına karşın Klâsik edebiyatımızın şiir geleneğini içinde barındıran, günümüze kadar tanınmamış ve tanıtılmamış bir eserdir. Bu çalışmadaki asıl gaye, Ali Nasûhî Bey'in şahsiyetinin, sanatının ve Türk edebiyatının altyapısını oluşturan Divan edebiyatı geleneğinin son mahsüllerinden birinin incelenmesidir. Ali Nasûhî Bey Divanı, İstanbul Sermet Çifter Kütüphanesi (YKY) Yazma Eserler kataloğuna kayıtlı "547" numaralı kısımdan temin edilmiştir. Tez çalışması, iki bölümden oluşturulmuştur. Giriş bölümünde, eser hakkında genel bilgilere yer verilmiştir. Eserin, yazıldığı dönem ve Türk edebiyatı açısından taşıdığı önemden bahsedilmiştir. Birinci bölümde, Ali Nasûhî Bey'in hayatı, Divanı ve edebî şahsiyeti hakkında bilgilere yer verilmiştir. Hakkında pek fazla bir bilgi bulunmadığı için daha çok eserden yola çıkılarak şairi hakkında bilgiler verilmiştir. Bunun yanı sıra eser; nazım şekilleri, dil, üslup ve muhteva açısından incelenmiştir. Nasûhî Bey'in etkilendiği şairler ve yaşadığı dönemdeki genel edebiyat temayülü anlatılmıştır. İkinci bölümde, eserin transkripsiyonlu şekli metin halinde verilmiştir. Eserin önemi, Klâsik Türk edebiyatı geleneğinden farklı olan yönleri belirtilmiştir. Tez çalışmasının sonuna eserin daha iyi anlaşılması için tıpkıbasım eklenmiştir.