Fen - Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, Bildiri Metinleri Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 22
  • Öğe
    Küreselleşen Türk toplumunda cinsiyet sorunu
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017-05) Şutanrıkulu, Gülreyhan
  • Öğe
    Kadının değişen toplumsal rolü ve aile hayatı
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2015-12) Şutanrıkulu, Gülreyhan
  • Öğe
    Doğal afetlere hazırbulunuşlukta yerel topluluk liderliğinin sınırları: muhtarlar üzerine bir inceleme
    (Eskişehir Teknik Üniversitesi, 2019-06) Özkan, Abdurrahman; Çakı, Fahri; Uzun, Alper
  • Öğe
    Doğal afetlerde hazır bulunuşluk ve sosyal sermaye
    (KÜV Yayınları, 2019-09) Özkan, Abdurrahman; Şentuna, Barış; Çakı, Fahri
    Sosyal sermaye kavramı, “aile meseleleri, okullaşma ve eğitim, iş ve örgütler, demokrasi ve yönetişim ve kalkınma sorunları gibi birçok farklı kolektif eylem sorununun analizinde kullanılmıştır ama bu kavramın afetler bağlamında kullanılmaya başlaması yenidir” (Dynes, 2002:2). Bourdieu (1985) sosyal sermayenin, karşılıklı tanışıklığın ya da tanımanın az çok kurumsallaşmış ilişkileri olan dayanıklı bir ağa sahip olma ile bağlantılı gerçek ya da potansiyel kaynakların toplamı olduğunu belirtir. Klasik afet yönetimi anlayışından farklı olarak sosyal sermayeyi önemseyen sosyal bilimcilere göre sosyal sermaye kavramı, tehlikeleri bir neden ve azaltımı afet için bir çözüm olarak sunan mevcut saplantıdan uzaklaşma avantajı ve sosyal sistemlerin her ortamda nasıl işlevsel olabileceğine dikkat çekmek gibi bir avantajı vardır. Kavram, sosyal sistemleri pasif kurbanlar değil, aktif kaynaklar olarak görme ve odak noktasını insan kırılganlığından insan kapasitesine dönüştürme avantajına sahiptir (Dynes, 2002). Afetler sırasında ve sonrasında sosyal ağların ve dolayısıyla sosyal sermayenin önemini ve rolünü göstermek üzere çok çeşitli emprik çalışmalar yapılmıştır. Ancak afet öncesi hazırbulunuşluk açısından sosyal sermayenin rolünü tartışan araştırmalar yaygın değildir. Afetlere hazırbulunuşluk kavramını bilgi/beceri, planlama, fiziksel koruma ve malzeme tedariki alt kategorilerinde inceleyen bu makale, hanehalklarının hazırbulunuşluk tutum ve davranışlarının güven ve sosyal sermayelerine göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğini tartışmayı amaçlamaktadır. Bu tartışma, Tübitak destekli bir araştırma projesi kapsamında Balıkesir merkez ve çevre ilçelerinde kırsal ve kentsel alanlarda ikamet eden 1139 hanehalkından oluşan örneklem grubu çerçevesinde nicel bir araştırma deseni ve anket tekniği kullanılarak 2018 yılında elde edilen veriler esas alınarak yapılmaktadır. Araştırmanın en önemli bulgusu “sosyal sermayesi yüksek aileler sosyal sermayesi düşük ailelere göre daha fazla afet farkındalığı ve hazırlığına sahiptirler” hipotezinin doğrulanmasıdır
  • Öğe
    Kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde Zeytinburnu tekstil işçilerinin geleceği
    (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, 2013-10) Nerse, Serdar
    Bu çalışmada; Zeytinburnu'ndaki riskli binaların zemin ve zemin altı katlarında bulunan deri konfeksiyon atölyelerinin Zeytinburnu Pilot Projesi (ZPP) çerçevesinde durumlarını ele aldık. Çalışmamızda Zeytinburnu deri konfeksiyon atölyelerinde yapılan çalışmanın sonuçları ve mümkün çözüm yolları sunulmuştur. İşveren ve işçilerin ZPP hakkındaki görüşlerini öğrendik. Çalışma boyunca teorik bilgi ve alan araştırması verileri karşılaştırıldı.
  • Öğe
    Suç korkusu ve komşuluk ilişkilerinde dönüşüm
    (İksad Yayınevi, 2017-08) Nerse, Serdar
    Kalkınma, politik programlar, endüstrileşme gibi ekonomik, medya etkilemeleri, iletişim gibi sosyo-kültürel gelişim düzeylerindeki farklılıkların yanı sıra mekânsal değişimler bağlamında fiziksel ve eski komşuların gitmesi ile yeni komşuların gelmesi sonrasında başlayan sosyal özelliklerdeki farklılaşma ve dönüşümler de korkunun oluşumunda ve yön değişiminde etkilidir. Söz konusu değişkenlerin büyük bölümü korkunun oluşumuna ve yön değişimine dolaylı bir şekilde etkide bulunurken, çatışmalar, güvenlik problemleri ve savaş gibi genel durumlar sonrasında korku düzeyinde artışlar meydana gelebilmektedir. Bu çalışmada da öncesinde başlamış olan ve 2015-2016 yıllarında derinleşmiş olan Hendek Olayları öncesinde ve sonrasındaki korku durumuna ilişkin bir inceleme yapılmıştır. Çalışma, Şırnak ilinin İdil ilçesinde ikamet yeri olarak hane, mahalle değiştirmiş olan 20 kişiyle yürütülmüştür. Nitel bir yöntemle farklı değişkenler etrafında incelenen kişilerden alınan çalışma verileri Maxq’da Programıyla analiz edilmiştir. Çalışmada çatışma ortamı ve mekânsal değişimin korku düzeyinde ve yön değişiminde etkili olup olmadığına bakılmıştır.
  • Öğe
    Yerel çevresi dışına çıkan çocuk ve gençlerin hayatında kısıtlar ve imkânlar
    (İksad Yayınevi, 2017-11) Nerse, Serdar
    Mevcut eğitim politikaları ve diğer değişikliklerle birlikte toplumsal ayrımcılık konusunda sayısız ve devam eden tartışmalar sürerken, Bu çalışmada ise, yerel çevresi dışına çıkan çocuk ve gençlerin tecrübeleri araştırılmıştır. Çocuk ve hemen çocukluk sonrası gençlerin bu deneyimleri bize okul dışındaki hayatları, sosyal ilişkileri, kamusal alanlara ve bu yerlerden bağımsız olarak erişebildikleri düzeyleri, okul seçimi ve toplumsal yaşama ilişkin olarak farkındalık düzeyleri hakkında bilgi verebilir. Eğitimine devam eden gençlerin hareket kabiliyetlerini izleyen çok sayıda kantitatif çalışma bulunmaktadır. Çalışma, ilköğretim (ilkokul/ortaokul), ortaöğretime başlayan çocuk yaştaki bireylere yönelik olup, çocuklar/gençler, ebeveynler ve eğitim uzmanlarıyla yapılan derinlemesine görüşme analizlerine dayanmaktadır. Nitel yöntemle ele alınan bu çalışmanın büyük bölümü İstanbul’da belirlenen kişilerle ve bir kısmı da Batman’da eğitim uzmanlarıyla gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma, çocuklar, çocukluğun ve çocuk-yetişkin ilişkilerinin sosyolojik olarak anlaşılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Aynı zamanda, gençlerin kendi bölgelerinin dışındaki yolculuklarını okula keşfederek bu tez, çocuklar ve yetişkinler arasındaki ilişkisel süreçlerin ulusal eğitim politikaları ve uygulamaları bağlamında nasıl müzakere edildiğini göz önüne alarak, çocukluk döneminin yetişkinliğe nasıl bağlı olduğuna ilişkin süreçlerin anlaşılmasına katkıda bulunur. Diğer bir yönüyle, TEOG’un kaldırılması sonrasında, geliştirilmeye çalışılan adrese dayalı okul uygulamasına da katkıları olacaktır.
  • Öğe
    Çocuklarda korku kültürünün oluşumuna ilişkin bir karşılaştırma: gerçek ve sanal gerçeklik
    (İksad Yayınevi, 2017-10) Nerse, Serdar
    çinde yaşadığımız çağda bilgiye erişim ve iletişim eskiye oranla çok daha kolay bir şekilde ulaşılabilir durumdadır. Bilgi erişimi; özellikle kitle iletişim araçları, sosyal medya uygulamaları ve son dönemde bunların tamamının altyapısı durumunda olan internet ile çok daha kolay bir duruma gelmiştir. İnternet; söylentiler ve çeşitli uygulamalar ile korku alanı ve kaos ortamı da olmaya başlamıştır. Bireysel iyinin oluşumunda olduğu gibi toplumsallaşmanın oluşum ve hareket halinde de geçmişten günümüze şiddet ve korku olguları siyasal ve kültürel alanda birlikte yer bulmuşlardır. Korku olgusu, siyasal olarak toplumların yönetim biçimleri ve kültürel olarak da yaşayış biçimlerine kadar önemli bir yer tutmuştur. Bir yaşayış biçimi olarak korku, Frankfurt Okulu’ndan Max Horkheimer’ın da üstünde durduğu medya kavramıyla araçsal bir biçimde verilmekte ve sonrasında toplumun ideal ve hedefleri değiştirilerek ya da alınarak amaçsallaştırılmaktadır. İnternet ve sanal hayat güvenliği, toplumsal güvensizlik, internet ile yayılan söylentiler, riskler sonrasında çocuklarda korkuların nasıl oluştuğu bu çalışmanın temel amacıdır. İnternet korku ve risklerini öğrenmek üzere çocuklara bir anket formuyla sorular yöneltilmiştir. Araştırmada tabakalı ve sistematik örnekleme kullanılmıştır. Elde edilen veriler, SPSS analiz programı ile analiz edilmiştir. Çalışma neticesinde, gerçek ve sanal ortamdaki benzer ve farklı korkular, gerçek hayatın yerine geçmeye başlayan sanal ortamda korkunun yerine ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Çocuk tüketim alışkanlığında farklılıklar ve toplumsal yeri
    (İksad Yayınevi, 2017-12) Nerse, Serdar
    Bu çalışmada, çocukların tüketim alışkanlıkları araştırılarak, çocuk sosyolojisi ve tüketimine ilişkin kavramsal katkıda bulunmayı amaçlamaktayız. Çocukların tüketimi konusunda giderek artan bir araştırma grubu mevcut olmasına rağmen, çocuklar ve çocukluk genellikle yalnızca tüketimin gerçekleştiği bağlamlardan biri olarak görülmektedir. Ayrıca, tüketim uygulamaları, çocukların beceriksiz (çocuk) yetkin (yetişkin) tüketiciye taşınması şeklinde sosyalleştiği bir şey olarak görülüyor. Güçlendirilmiş ve istismar edilen çocuk tüketiciler arasında da ayrımlar bulunurken, aynı zamanda çocuklar tüketim kültürü olabilecek ilişkiler de üretmektedir. Diğer taraftan, tüketim alışkanlığı çoğunlukla, çocukluk deneyimi dışında duran bir alışkanlık olduğundan bunun bir sonucu olarak sömürücü ve yönlendirilemeyen, çocuğun yaşamında yetki sahibi olan, bir şey olarak görülmektedir. Bu çalışma, sosyal bilimler alanında gerçekleştirilen varsayımların ötesine geçerek, 6-10 yaş arası bir çocuk grubuyla tüketim biçimlerini öğrenmeye ilişkin bir uygulamaya dayanmaktadır. Çocukların tüketim alışkanlıklarını detaylı bir şekilde anlatılabilmesi için derinlemesine görüşme tekniği tercih edilmiştir. Çocukların alışveriş gezileri ve günlük hayattaki kültürel, oyun ve diğer eğlence tüketimlerine ilişkin sorulara yer verilmiştir. Çocukların tüketim yolları ve farklılıkları araştırılmış ve özellikle aile, akran grupları ve piyasa etkisi incelenmiştir. Dolayısıyla, çocukların tüketim uygulamasında, yalnızca küçük tüketicilerden ziyade tüketim yönlerini içeren kendi toplumsal dünyalarını sürekli yaratan ve yeniden yaratan sosyal aktörler olduklarına dair özgün bir bakış açısı sağlanması amaçlanmaktadır
  • Öğe
    Çocuklukla ilgili baskın söylemler: yer, yerellik, küreselleşme ve aidiyet
    (İksad Yayınevi, 2017-12) Nerse, Serdar
    Türkiye’de çocuk ve çocukluğa ilişkin kapsamlı uygulamalı ve teorik çalışma ve bunun bir sonucu olarak kavramsallaştırma yetersizken, sosyal bilimler literatüründe çocukların yerine ve çocukluğun sınırları, ulaşabilecekleri fiziksel mekana ilişkin değerlendirmeler ise henüz yoktur. Bu çalışmanın amacı da bahsedilen probleme ilişkin sosyal bilimler ve özellikle de sosyolojideki kavramsal boşluğa, Dünyada ve Türkiye’de çocuk ve çocuklukla ilgili çalışmalara yerelleşme ve küreselleşme bağlamında bir katkı yapmaktır. Toplumsal alanda çocukların mensubu olduğu ailelerinin sosyo-ekonomik yönlerinden kaynaklanan, gelen ve onları etkileyen, yönlendiren pek çok faktör bulunmaktadır. Bu faktörler çocukların sosyalleşmede harcadığı zamanı da etkilemektedir. Çocukların hayatlarını kontrol altına almaya çalışan ebeveynlerin teknoloji, internet ve elektronik cihaz kullanımını serbestleştirmesinin tek başına bireyselleşmesine yol açıp açmadığı, sosyalleşmesine engel olup olmadığı sorgulanması gereken bir problemdir. Bunun yanı sıra çocukların küreselleşmenin getirdiklerini sahiplenme konusu da dikkate alınmalıdır. Çalışmada, küreselleşme sürecinin yanı sıra, bunun bir sonucu olarak görülen bireyselleşme sonrasında “yerel” ve “topluluk” gibi kavramların önemini yitirdiği tartışılmıştır. Çocukların yereli ya da küresel olanı benimseme ve kimi/neyi kendi topluluğundan, kendi toplumuna ait ve kendini hangi toplumda gördüğüne ilişkin deneyimleri bir soru formuyla öğrenilmeye çalışılmıştır. İnternet ve sosyal ağ gibi iletişim teknolojilerinin etkileri ile medya kullanımının çocukluğun oluşumundaki baskısı incelenmiştir.
  • Öğe
    Batman'da suç mağduriyeti korkusu ve riskinin değerlendirilmesi
    (İksad Yayınevi, 2017-08) Nerse, Serdar
    Bu çalışmada, Batman’da yaşayan 15 yaş ve üstü kadınların suç mağduriyetini algılayış biçimleri, suç mağduriyetini tetikleyen toplumsal değişkenleri neticesinde suçluluğa ilişkin korku düzeyleri incelenmiştir. Çalışma, genel bir literatür çerçevesi içinde korku ve riskin ayrımı, suçluluk, suçluluk düzeyi ve suçluluk mağduriyetinde toplumsal değişkenlerin etkileri ele alındıktan sonra, kadınların suç mağduriyetleri de çeşitli modelleriyle değerlendirilmiştir. Çalışma, Batman ve Şırnak illerinde yürütülmüş olup, Batman’da 90 ve Şırnak’ta 65 kişilik bir örneklem grubuyla gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla, çalışmanın güvenilirliği için Batman ve Şırnak illerinin oluşturduğu evrenin nüfus yapısı dikkate alınarak her iki ilden farklı oranlarda katılımcı araştırmaya dahil edilmiştir. Katılımcılar; yaş, eğitim durumu, gelir durumu, medeni durum ve meslek yapısı gibi genel değişkenlerin yanı sıra özel kriterlere dikkat edilerek seçilmiştir. Nicel yöntem esaslarına göre yürütülen çalışmadaki katılımcılar da tabakalı ve basit tesadüfi örnekleme tipiyle seçilmiştir. Çalışmada suç mağduriyet düzeyinin Şehirlere göre farklılığının yanı sıra, korkunun en çok hangi il ve kesimde hissedildiği ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Dış değişkenlerin suç mağduriyeti ve korku oluşumu üzerindeki etkileri de bu bağlamda ele alınmıştır
  • Öğe
    Bölgesel kalkınma uygulamaları ve Doğu Anadolu’da kırsal yoksulluk
    (Muş Alparslan Üniversitesi, 2016-09) Nerse, Serdar
    Türkiye, uzun bir süreden beri uyguladığı teşvik sisteminden vazgeçmiş ve bölgesel gelişime dayalı yeni ekonomi-politik anlayış eksenindeki kalkınma uygulamalarına başlamıştır. Bu çerçevede araştırmanın konusu, eski ve yeni kalkınma uygulamalarının kırsal eşitsizliğe etkilerine ve aynı zamanda kalkınma uygulamalarının yoksulluk düzeylerine etkilerini inceleyeceğiz. Kırsal alandaki yeni uygulamalar, kırsal toplumsal kalkınmada ciddi yararlar sağlayabilir. Ancak uygulama ve politikaların büyük bölümünün bölgesel bileşenlerden uzak olması kırsalda yoksulluğu ve eşitsizliği derinleştirmektedir. Bu çalışmada kırsal yoksulluk bir bölge örneğiyle ele alınmıştır. Kırsal yoksulluğu uygulamalı bir şekilde açıklamak için TRA2 Bölgesi’nden köyler seçilmiştir. Uygulamada, TRA2 Bölgesi’nden katılımcılarla derinlemesine görüşmeler yaptık. Doğu Anadolu’da yoksulluk durumu köylülerle yapılan derinlemesine görüşmelerle nitel bir çerçevede analiz edildi. TRA2 Bölgesi’nde hayvancılık, tarım desteklerinden yararlanma durumu, diğer faaliyetler, gelir ile yoksulluk arasındaki ilişkisi sorgulanmıştır. Analizler neticesinde, yoksulluk ve eşitsizlik temelli sınıfsal yapıya dair ayrımlar ortaya çıktı.
  • Öğe
    Kadın sivil toplum örgütlerinin kadına yönelik şiddete bakış açıları: Batman örneği
    (Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), 2015-12) Türk, Emrullah; Aktağ, Leyla
  • Öğe
    Problems of Syrian refugees living in the city centres and solution offers: the case of Batman
    (IJOPEC Publication, 2017-06) Türk, Emrullah; Nerse, Serdar
    This study has been done specifically in Batman in order to analyse social problems of Syrian refugees who were forced to migrate to Turkey because of the war in Syria. Interviews have been conducted with some Syrians who live in the city centre. This research which is needed to be conducted to find out the effects of the war on the refugees aims to investigate their problems in social life and to suggest some possible solutions. Through using a semi-structured interview as the data instrument, Syrian refugees living in Batman city centre have been found to have several problems, thus some possible solutions to these problems have been recommended in this study
  • Öğe
    The role of non-governmental organizations in the orientation period of Syrian refugees living in city centers: the case of Batman
    (IJOPEC Publication, 2017-06) Türk, Emrullah
    This study discusses the impacts of non-governmental organizations on the socio-economic and cultural adaptation process of the Syrians who migrated to Turkey due to conflicts in their countries and whose number approached 3 million. In addition to public institutions and organizations, many non-governmental organizations have been carrying out activities in order to remove the traces of the destruction caused by the war in Syria and to provide a hope for worthy life for people. The study is based on the interviews with representatives of non-governmental organizations working to improve the living conditions of Syrian refugees who are about twenty thousand in Batman province. The results showed that the activities carried out by non-governmental organizations in Batman are important at the adaptation process of asylum seekers; however, they have been claimed to be inadequate and invisible due to many reasons such as ambiguity about the status of refugees, limitations of opportunities and concerns about rising awareness on these people. With the awareness that will be provided by using the information about the activities of non-governmental organizations in the field, contributing to create potentials on the issue is one of the main aims of this study.
  • Öğe
    Göç, kent ve bölgesel kalkınma:trc3 bölgesi (Mardin-Batman-Siirt-Şırnak) örneği
    (Marmara Belediyeler Birliği Yayınevi, 2017-05) Türk, Emrullah; Aydın, Halil İbrahim; Çayın, Mücahit
    Bir insanın bulunduğu bir yerden iktisadi, siyasi, kültürel veya diğer nedenlerle başka bir yere hareket etmesi şeklinde açıklanan göç olgusu, illiyet bağı çerçevesinde analiz edildiğinde hemen hemen bütün dünya ülkeleri için önem arz eden ekonomik ve sosyal bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de de göçün tarihi uzun yıllar öncesine dayanmakta ve bu sorunu çözümleyebilmek için çeşitli politikalar uygulanmaktadır. Son yıllarda yaşanan göç uluslararası düzlemde kendini göstermekte ve bu süreç kentlerin nüfusu ile fiziki yapısını değiştirmenin yanı sıra sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapısında da değişikliğe neden olmaktadır. İnsanların iktisadi, siyasi, kültürel durumların yanı sıra özellikle savaş durumunda farklı coğrafyalar arasında yer değiştirmesi olarak ifade edilebilen uluslararası göçün üst düzeyde yaşandığı günümüzde kentler bu durumdan etkilenmekte ve çarpan etkisiyle ekonomik kalkınma sürecine etki etmektedir. Nitekim göç, kent ve ekonomik kalkınma sürecinin birbirleriyle yakın etkileşim halinde olduğu gün yüzüne çıkmaktadır. Bu bağlamda çalışma; göç, kent ve bölgesel kalkınma arasındaki ilişkiyi TRC3 bölgesi (Mardin-Batman-Siirt- ırnak) örneği üzerinden ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Zira söz konusu bölge bir taraftan iç göç olarak negatif net göç hızını yaşarken diğer taraftan son yıllarda başta Suriye'li olmak üzere on binlerce yabancı kişiye ev sahipliği yapmaktadır. Bu noktada bölgedeki göç olgusunun sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel açıdan incelenmesi önem arz etmektedir. Çalışma kapsamında öncelikle göç, kentleşme ve bölgesel kalkınma ilişkileri olgusu teorik olarak izah edilmiş daha sonra TÜİK verileri ve söz konusu İllerin Göç idaresi Müdürlüklerinden alınan veriler doğrultusunda iç ve dış göç hareketleri detaylı bir şekilde irdelenmiştir. Elde edilen veriler ile yapılan değerlendirme sonucunda TRC3 Düzey 2 (Mardin-Batman-Siirt- ırnak) bölgesi Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine (ADNKS) göre sürekli göç vermektedir. Bununla beraber aldığı dış göç rakamları ise sürekli artmaktadır. Gerek iç göç gerekse dış göç hareketleri beraberinde sosyo-ekonomik ve sosyokültürel problemleri getirmek suretiyle bölgesel kalkınma sürecini olumsuz etkilemektedir. Söz konusu problemlerin bertaraf edilmesi için de merkezi ve yerel birimlerin birlikte hareket etmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
  • Öğe
    Batman yerel basınında Afgan, Iraklı ve Suriyeli göçmenlere ilişkin haberlerinin incelenmesi
    (Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2017-10) Türk, Emrullah
    Türkiye, coğrafi konumu itibariyle birçok ülkeden gelen göçmenlere ev sahipliği yapmaktadır. Tarihsel süreç içerisinde farklı zamanlarda ve farklı büyüklüklerde kitlesel göçlere maruz kalan Türkiye, son olarak 2011 yılının Nisan ayından bu yana yoğun birSuriyeli göçmen akını ile karşı karşıya bulunmaktadır. Batman ili de bu göçmenlere ev sahipliği yapan kentlerdendir. Son zamanlarda farklı ülkelerden gelen göçmenlerin -özellikle de Suriyelilerin-misafirlik konumundan ülkenin bir parçası haline geldiği gerçeği dikkate alınarak,göçmenlerin ev sahibi toplum ile uyum sürecini destekleme adına çalışmalara girişilmektedir. Göçmenlerin uyum sürecine katkı sunma bağlamında kamu kurum ve kuruluşları faaliyetlerinin yanında, yerel basında göçmenlere dair haberleriyleönemli işlevler görebilmektedir. Söz konusu haberlerin içeriği,ev sahibi konumundakileri olumlu ya da olumsuz yönde etkileyecek bir hâl alabildiğinden dolayı önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı Afgan, Iraklı ve Suriyeli göçmenlerin Batman yerel basınında nasıl temsil edildiklerini irdelemektir. Çalışma, 2012-2017 yılları arasındaki göçmenleri konu alan yerel haberlerin analizine dayanmaktadır. Bu bağlamda göçmenler kent içerisindeki yaşam tecrübeleri oranında yerel basında haber konusu olmaktadır.Çalışma sonucunda, Batman yerel basınının göçmenlere dair haberleri ele alış biçimlerinde benzerliklerin yoğun olduğu görülmektedir. Göçmenlere ilişkin haberlerde daha çok olumlu bir bakış açısının olduğu görülmektedir. Nihayetinde bu yönde bir bakış açısının var olması, uyum sürecinidestekleyici bir işlev gördüğüsöylenebilir.
  • Öğe
    Kent merkezinde yaşayan suriyeli çocukların eğitim imkânları, yaşanan sorunlar ve sorunlara ilişkin çözüm önerileri: Batman örneği
    (Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2017-10) Türk, Emrullah
    Türkiye, 2011 yılından bu yana devam eden Suriye Savaşı’ndan dolayı yakın tarihin en büyük göç dalgası ile karşı karşıya bulunmaktadır. Türkiye’nin izlediği “açık kapı” politikası sonucu Türkiye’ye göç eden 3 milyonu aşkın Suriyelinin büyük bir bölümü kamplar dışında kent merkezilerinde yaşamaktadır. Bu manada ülkenin neredeyse tamamına yayılan sığınmacılar, kentler üzerinde büyük bir baskı oluşturmaktadır. Kentlerde yaşayan sığınmacılar, başta ekonomik olmak üzere birçok sorun ile karşı karşıya kalmaktadır. İşte bu sorunlardan bir diğeri de eğitime dair sorunlardır. Eğitim sorunu, özellikle ilköğretim çağında olan çocukları en fazla etkileyen konuların başında gelmektedir. Söz konusu sorununaşılması ve sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi adınaeğitim kurumlarına önemlisorumluluklar düşmektedir. Özellikle dil güçlüğünden kaynaklı iletişim sıkıntılarının aşılabilmesi ve uyum sürecinin hızlanabilmesi adına okullarda verilen eğitimin niteliği büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada, Batman kent merkezinde faaliyetlerini sürdüren okullarda okuyan Suriyeli çocukların, okullarda gördükleri eğitime ilişkin bilgilere yer verilmektedir. Bu çerçevede konuya ilişkin dokümanların analizinin yanı sıra saha çalışması kapsamında yetkililer ve okullardaki eğitimcilerle yarı yapılandırılmış formlar çerçevesinde görüşmeler yapılmıştır. Çalışma, Batman kent merkezi ve Suriyelilerin yoğunlukta olduğu okullarla sınırlı tutulmuştur. Çalışma sonucunda ilköğretim çağında bulunan Suriyeli sığınmacılarıneğitim sürecine dair imkânlar, yaşanan sorunlar ve söz konusu sorunlara ilişkin çözüm önerilerine yer verilmiştir.
  • Öğe
    Kimlik ve ötekilik bağlamında Suriyeli sığınmacılar
    (Sakarya Üniversitesi, 2017-11) Türk, Emrullah