Tarihçiliğimizin kurumsallaşması ve bir kültür milliyetçisi Ahmed Zeki Velidi Togan

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2018-02

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Türk-İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess
Attribution-NonCommercial-ShareAlike 3.0 United States

Özet

Altay Dağlarının eteklerine dikilmiş yazıtlarla başlamış Türk tarihçiliği, İslamiyet’in kabulünden sonra Arap ve Farslıların gölgesinde kalarak gelişmiştir. Osmanlı Devletinde XVII. yüzyılda vakanüvisliğin tesisi ile tarihçiliğimiz kurumsal bir kimlik kazanmaya başlamıştır. Baskın unsur Türkler olmasına rağmen Osmanlı Devleti zamanında milli bir tarih anlayışından söz etmek mümkün olmamıştır. Çağdaşlaşma tarihimizde kırılma anı sayılan II. Meşrutiyet Döneminde tarihçiliğimiz, daha yerli ve daha bilimsel bir kimlik kazanmaya başlamıştır. Batılı devletlerle kıyaslandığında geç kalınmış sayılsa da Türk tarihçiliğinin milli bir anlayışla bilimsel olarak kurumsallaşması Atatürk Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Atatürk’ün kurdurduğu Türk Tarih Kurumu, 1200 yıldan fazla geçmişe sahip tarihçiliğimizi temsil eden çatı bir yapı olmayı başarmıştır. Asılsız biçimde, çağdaşlaşma hamleleri ve Türk Tarih Kurumu ile muhalifmiş gibi gösterilse de A. Zeki Velidi Togan XX. yüzyılda tarihçiliğimizin ileriye götürülmesinde en fazla uğraş vermiş birkaç isimden birisi olmuştur.
Turkish historiography, which began with the inscriptions planted on the skirts of the Altai Mountains, grew up in the shadow of Arabs and Persians after the acceptance of Islam. In the Ottoman State XVII. foundation of the historiographership and our history began to gain an institutional identity. Despite the fact that the dominant element was the Turks, it was not possible to talk about a national understanding of history during the Ottoman period. In our contemporaryization history, the time of breaking 2nd During the Second Constitutional Period, our historiography began to acquire a more domestic and more scientific identity. Although it is considered late compared to the Western countries, the scientific institutionalization of Turkish historiography with a national understanding took place in the period of Ataturk. The Turkish Historical Society established by Atatürk has managed to become a roofing structure representing our historiography with a history of more than 1200 years. Although it seems unfounded as contradictory movements and the few names that have made the most of the century's advancement of our history.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

II. Meşrutiyet, Atatürk, Türk Tarih Kurumu, Vakanüvislik

Kaynak

WoS Q Değeri

N/A

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

25

Künye

Özteke, F. (2018). Tarihçiliğimizin kurumsallaşması ve bir kültür milliyetçisi Ahmed Zeki Velidi Togan. Türk-İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, (25), ss.165-194.