TR Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 192
  • Öğe
    Extraction of lanthanum and cerium from a bastnasite ore by direct acidic leaching
    (TMMOB Maden Mühendisleri Odası, 2020-06-01) Özsaraç, Şafak; Kurşunoğlu, Sait; Hussaini, Shokrullah; Gökçen, Hasan Serkan; Kaya, Muammer; Altıner, Mahmut; Top, Soner
    The extraction of lanthanum (La) and cerium (Ce) from a bastnasite ore by direct acidic leaching was investigated. The effects of acid concentration and leaching temperature on the extraction of La and Ce from the ore were tested. Using nitric (NHO3 ), more than 85% of the La and Ce were simultaneously extracted into leach solution whereas the La and Ce dissolutions were determined as less than 85% by using sulfuric acid (H2 SO4 ). The La dissolution exceeded 90% by using hydrochloric acid (HCl); however, the Ce dissolution remained below 85% under the following conditions: solid-to-liquid ratio of 20% (w/v), the acid concentration of 20%, leaching temperature of 25 °C and leaching time of 1 h. The result revealed that HNO3 could be used as a solvent for the maximum simultaneous extraction of the La and Ce from the bastnasite ore. The leaching temperature had no crucial effect on the dissolution of La and Ce when HNO3 or HCl solutions were preferred as a solvating agent. However, the leaching temperature had a slight positive effect on the dissolutions of La and Ce when H2 SO4 was used as a solvent.
  • Öğe
    Hakkâri ili baz metal yataklarının uzaktan algılama ile belirlenmesi
    (Gümüşhane Üniversitesi, 2021-04-15) Baran, Hacı Alim
    Eski çağlardan beri madencilik faaliyetlerine ev sahipliği yapan, 2010 yılından itibaren açılan maden ocakları ile tekrar ilgi odağı haline gelen Hakkâri, bölgede madencilik açısından incelenmesi önem arz eden illerden biridir. Bölgede gözlenen kayaçlar çoğunlukla karbonatlı kayaçlar olup, Paloezoyik (Permiyen)-Mesozoyik (Jura) yaş aralığına sahiptirler. Bu birimlerin üzerinde Kampaniyen—Alt Maastrihtiyen yaşlı Yüksekova melanjı, Paleosen ve Miyosen yaşlı sedimanlar uyumsuz olarak gözlenmektedir. Ülkemizin önemli metalojenik kuşaklarından birinde yer alan bölge baz metaller açısından potansiyeli yüksek alanlar arasında yer almaktadır. İnceleme alanı ve çevresinde hali hazırda keşfedilmiş ve/veya işletilen 20 adet maden yatağı mevcuttur. Bunlardan 5 tanesi endüstriyel hammadde ocağı (mermer), 15 tanesi (10 Pb-Zn, 2 Cu, 3 Cr) ise metalik maden yataklarıdır. Uzaktan algılama ile maden aramada yaygın olarak kullanılan tekniklerden birisi de alterasyon tespitidir. Çalışma alanındaki madenler uzaktan algılama çalışmalarında yüksek başarı oranı ile tespit edilebilen demir veya demirli mineral içermektedir. Landsat 8 uydu görüntüsü üzerinde uzaktan algılama teknikleri (band oranlaması, kontrast germesi, renkli kompozit görüntü oluşturma) kullanılarak Hakkâri’de hali hazırda mevcut veya işletilen maden yataklarının konumları başarılı bir şekilde belirlenerek, 2 yeni potansiyel sahanın tespiti gerçekleştirilmiştir.
  • Öğe
    Dikdörtgen delikli türbülatörlerde delik sayısının ısı geçişine ve basınç düşüşüne etkisi
    (Fırat Üniversitesi, 2006) Argunhan, Zeki; Yıldız, Cengiz
    Bu çalışmada iç içe borulu ısı değiştirgecinde boru girişine yerleştirilen türbülatörlerin (girdap tip akış üreticilerinin) ısı geçişine ve basınç düşüşüne etkisi deneysel olarak araştırılmıştır. Bu amaçla iç içe borulu ısı değiştirgecinin 60 mm çapındaki iç borunun girişine 55º açılı kanatlara sahip ve kanatlarında 2x7 mm ebadında düzgün sıralanmış birer, ikişer, üçer, dörder ve beşer adet dikdörtgen geometrili delikler bulunan türbülatörler yerleştirilerek, bu türbülatörlerin ısı geçişine ve basınç düşüşüne etkileri araştırılmak üzere deneyler yapılmıştır. İç borunun içinde sıcak akışkan olarak hava, dışında ise soğuk akışkan olarak su geçmektedir. Kullanılan türbülatörlerle aynı yönlü paralel ve zıt yönlü paralel akışta deneyler yapılmıştır.
  • Öğe
    Dairesel kesitli bir borunun girişine yerleştirilen delikli sabit kanatçıklı dönme üreticinin ısı geçişi ve basınç düşüşüne etkileri
    (Pamukkale Üniversitesi, 2006-02-01) Argunhan, Zeki; Yıldız, Cengiz
    Bu çalışmada iç içe borulu ısı değiştirgecinde farklı delik sayılı dönme üreticilerin ısı transferine ve basınç düşüşüne etkisi deneysel olarak araştırılmıştır. Bu amaçla değiştirgecin 60 mm çapındaki iç borunun girişine 55º kanat açısına sahip ve kanatlarında birer, ikişer, üçer ve dörder adet dairesel delikler bulunan dönme üreticiler yerleştirilerek deneyler yapılmıştır. Bunlar iç borunun girişine rahat takılıp sökülebilecek şekilde dizayn edilmişlerdir. İç borunun içinden sıcak akışkan olarak hava, iç borunun dışından ise soğuk akışkan olarak su geçmektedir.
  • Öğe
    Effect of the air flow rate of blower on the performance of solar still
    (Türk Isı Bilimi ve Tekniği Derneği, 2015-06-01) Argunhan, Zeki; El, Emin; Yücel, Halit Lutfi; Çakmak, Gülşah; Yıldız, Cengiz
    Solar distillation is one of the important methods for water purification. This paper examines the performance of solar distillation system at different air flow rate. To increase the performance of distiller, artificial wind was created by fan and suitable wind speed was investigated to increase the amount of water distilled. The experiments were carried out in Elazığ climate conditions. In order to examine the effect of the wind speed on solar distillation system, two stills were manufactured with the size of 1000x1000 mm. One of them was the conventional still which was used as a reference. The other still was used to investigate experimentally the effect of the wind speed. Graphs were drawn for time-dependent changes in the amount of water distilled. It was found that that the productivity of the fan-still distiller was 14.7 % greater than that of a conventional still.
  • Öğe
    Yapı elemanlarında kullanılan atık lastiklerin ısıl performansının incelenmesi
    (Dicle Üniversitesi, 2017-07-01) Argunhan, Zeki
    Dünya üzerinde atık olarak değerlendirilen maddelerin büyük bir kısmı geri dönüştürülebilir malzemelerden oluşmaktadır. Atık ya da atıl malzemelerin depolanması ya da uzaklaştırılması Türkiye ve Dünyada geleceğin en büyük problemlerinden biri olarak görülmektedir. Bu problemin en mantıksal çözümlerinden biri atık ya da atıl malzemelerin yeniden kullanılabilirliğinin sağlanabilmesidir. Bir endüstriyel atık olan lastiklerin, beton özeliklerini geliştirmek amacıyla betonun içine katılması oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu doğrultuda, bu çalışmada, enerji verimli binalar için nispeten yüksek mukavemet, düşük yoğunluklu, yüksek ısı ve ses yalıtımı olan yeni beton tipleri elde etmek için deneysel bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla, sabit su-çimento oranında, normal agrega yerine hacimce %10, %20, %30, %40, %50 ve %60 oranlarında atık lastik agregası kullanılarak çeşitli beton numuneleri hazırlanmıştır. Deneysel çalışmalarda birim ağırlıkları değişen toplam 6 seri beton üretilmiştir. Üretilen tüm numunelerin mekanik testleri yapılmış ve ısıl özellikleri sıcak disk yöntemi ile ASTM ve EN standartlarına uygun olarak belirlenmiştir. Deneysel çalışmaların sonuçlarına göre kullanılan agreganın elde edilen betonun mukavemetini ve yoğunluğunu düşürdüğü, buna karşı ısı ve ses yalıtım özelliğini yüksek oranda arttırdığı görülmüştür. Bu çalışmada dünyada ve ülkemizdeki endüstriyel atık ürünlerinin mühendislik çalışmalarındaki sonuçları derlenerek yorumlanmıştır.
  • Öğe
    Experimental investigation of solar stills integrated with solar water heating collectors
    (Türk Isı Bilimi ve Tekniği Derneği, 2017-10-31) Argunhan, Zeki; El, Emin; Yıldız, Cengiz; Çakmak, Gülşah
    Solar still is a more practical way of obtaining clean water. In this study, we aimed to improve the efficiency of solar still systems and obtain distilled water at the same time. For this purpose, 5 different solar still systems were designed. Type 1; conventional solar still, Type 2; conventional solar still integrated with solar water heating collector and run via natural convection, Type 3; conventional solar still integrated with solar water heating collector and tubular heat exchanger and run via natural convection, Type 4; conventional solar still placed with plate heat exchanger and integrated with solar water heating collector and run via natural convection, Type 5; conventional solar still placed with plate heat exchanger and integrated with solar water heating collector and run via forced convection. In this study, the experiments were carried out on the parameters influencing the performance, the amount of distilled water obtained, and the efficiency of experiment settings designed in different types; and finally the results were presented. The amount of distilled water and efficiency of conventional solar still were 2389 ml and 51.47%, respectively. Maximum total amount of water and efficiency from natural convection systems were obtained from Type 4, and the values calculated were found as to be 5788 ml and 55.91%. Maximum amount of distilled water and the efficiency were obtained by utilizing forced convection system were found as to be 6068 ml and 58.99%, respectively.
  • Öğe
    SHS yöntemiyle üretilen Cr takviyeli katmanlı NiAl-Ni3Al intermetalik bileşiğinin mikroyapı ve mikrosertlik özelliklerinin belirlenmesi
    (Bitlis Eren Üniversitesi, 2020-06-15) Batı, Serkan; Kılıç, Musa; Biliz, İbrahim; Demir, Fatih; Ceyhan, Ayşenur Aslı
    NiAl ve Ni3Al intermetalik bileşikler günümüzde özellikle yüksek sıcaklık uygulamalarında tercih edilen malzemelerdir. Bu malzemelerin en büyük dezavantajı işleme ve dövme gibi uygulamalar esnasında gevrek kırılma göstermesidir. Bu çalışmada toz metalürjisi yöntemlerinden biri olan kendi ilerleyen yüksek sıcaklık sentezi (self-propagating high temperature synthesis = SHS) ile krom takviyeli iki katmandan oluşan NiAl/Ni3Al intermetalik malzemesi üretilmiştir. Yüksek saflıktaki tozların karıştırılmasıyla elde edilen malzemeye Cr takviye edilerek malzemenin mikroyapısına ve mikrosertliğine etkileri incelenmiştir. Katmanlı malzemenin mikroyapı analizleri optik mikroskop ve taramalı elektron mikroskobu (SEM) kullanılarak yapılmıştır. Ayrıca numunelerin kimyasal kompozisyonlarının tespiti için EDX, faz bileşenlerinin tespiti için ise XRD analizleri yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda SHS yöntemi kullanılarak katmanlı ve Cr katkılı NiAl/Ni3Al intermetalik malzemelerinin üretilebileceği görülmüştür. Ayrıca faz analizleri incelendiğinde NiAl/Ni3Al ana fazlarının yanında Cr2Ni3 fazı da oluşmuştur. Mikroyapı analizleri Ni3Al bölgesinde ve ara bölgede NiAl bölgesine oranla daha fazla gözenek oluştuğu görülmüştür. Mikrosertlik ölçümlerimde ise en yüksek sertlik Ni3Al bölgesinde düşük sertlik ise NiAl bölgesinde ölçülmüştür.
  • Öğe
    Proton elektrolit membranlı (PEM) elektrolizörün sayısal incelenmesi ve deneysel doğrulanması
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2018-01-31) Kallioğlu, Mehmet Ali; Genç, Ömer
    Bu çalışmada Proton Elektrolit Membranlı (PEM) elektrolizör hücresinde meydana gelen fiziksel ve elektrokimyasal olaylar ve hücre voltajı, akım yoğunluğu gibi çalışma parametrelerinin hücre performansına etkileri sayısal ve deneysel olarak incelenmiştir. Elektroliz hücresinde akış, kütle transferi, şarj korunumu ve elektrokimyasal olayları karakterize eden denklemler COMSOL Multiphysics ticari yazılımı ile çözülmüştür. Deney düzeneğinde 50 cm2 aktif alana sahip membran elektrot grubu (MEG) kullanılırken, anotta gözenekli titanyum, katotta gaz difüzyon tabakası olarak karbon kâğıt kullanılmıştır. Ölçülen deneysel sonuçlar hesaplanan sayısal sonuçlarla karşılaştırılmış, özellikle yüksek akım yoğunluklarında sayısal modelin hücre davranışını tahmininde öngörülen hata ile doğru sonuç verdiği görülmüştür. Bu durumun modelde yapılan eş sıcaklık kabulünden kaynaklandığı değerlendirilmiştir. Sayısal sonuçlar kanal boyunca oksijen ve hidrojen konsantrasyonlarının arttığını göstermiştir. Hidrojen üretimi 1,48 V’da başlarken akım yoğunluğu arttıkça hidrojen üretiminin de arttığı tespit edilmiştir. Ayrıca voltaj verimi sayısal çözümde 0,809 iken deneyselde 0,871 olarak tespit edilmiştir
  • Öğe
    Numerical analysis of the effect of implant geometry to stress distributions of the three different commercial dental implant system
    (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2015-02-11) Topkaya, Tolga; Solmaz, Murat Yavuz; Dündar, Serkan; Eltas, Abubekir
    Objectives: The success of dental implants is related to the quality, quantity of local bones, implant design and surgical technique. Implant diameter and length are accepted as key factors. Present work focuses to investigate the effect of titanium implant geometry to stress distributions in implant system. Materials and Methods: For this purpose three different implant models which are currently being used in clinical cases constructed by using ANSYS Workbench 12.1. The stress distributions on components of implant system under static loadings were analyzed for all models. Results: The maximum stress values that occurred in all components happen in the case of loading in which the Nucleoss T-4 (Nucleoss, Turkiye) implant is used, but the occurred lowest stress values happen in the case of Fı loading in which Nobel Active (Nobel Biocare, Zurich, Switzerland) implant is used. In all models, the maximum tensions have occurred in the neck region of the implants. Conclusions: The crestal bone loss in the neck region of the implants reduced the long-term survival rate of implants.The length and the size of the implant are the two important factors in the stress distribution.
  • Öğe
    Cıvata ile birleştirilmiş sandviç kompozitlerin bağlantı mukavemetinin karbon fiber takviye kullanlarak arttırılması
    (Gazi Üniversitesi, 2020-12-29) Topkaya, Tolga
    Sandviç kompozit malzemeler düşük ağırlıkla birlikte sundukları yüksek mukavemet sayesinde birçok mühendislik uygulmasında tercih edilir. Gerçekleştirilen çalışmada cıvata ile birleştirilen karbon fiber yüzey malzemesi ve alüminyum bal peteği çekirdeğe sahip sandviç kompozitlerin çekme yüklemesi durumunda davranışları incelenmiştir. Farklı yüzey malzemesi kalınlığı, hücre yüksekliği, cıvata sayısı ve cıvata çaplarında numuneler üretilmiştir. Belirtilen parametrelere ek olarak cıvata bağlantısı için sandviç kompozit numunelere açılan delikler karbon fiber takviyeli kompozit malzeme ile takviye edilmiş ve bağlantıların çekme davranışı takviyesiz malzeme ile karşılaştırılmıştır. Sonuçlar yüzey malzemesi kalınlığını artmasının bağlantı mukavemetini %91 oranında arttırdığını ancak buna karşın çekirdek malzemesi kalınlığının artmasının bağlantı mukavemetini düşürdüğünü göstermiştir. Sandviç numunelerde açılan delikleri takviye etmek için karbon fiber takviyeli kompozit kullanılması 0.5 mm yüzey malzemesi kalınlığına sahip numunelerde bağlantı mukavemetini %48 arttırmıştır. Özellikle en ince yüzey malzemesi kalınlığı değeri olan 0.5 mm için bağlantı mukavemetindeki artış daha belirgin olmuştur
  • Öğe
    Mekanik bir robot tutucusu tasarımı ve imalatı
    (Bitlis Eren Üniversitesi, 2020-06-15) Koç, Savaş; Doğan, Cengiz
    Tutucular, robot kol sistemlerinde gerçek işi yapan kısımlardır. Uygulamalarda kullanılan tutucular; hidrolik, pnömatik ve mekanik tahriklidir. Bu çalışmada tasarlanan tutucu mekanik olarak tahrik edilir. Bir tarafta sağ trapez vida ve diğer tarafta sol trapez vida parçalar aynı eksende rulmanların yardımı ile iki parça olarak tasarlanmıştır. Dişliler, kasnak ve zincir kullanılarak birlikte hareket ettirilir. Kasnak zincir hareketlerinde sol ve sağ vidaların açılması ve kapanması yönleri terstir. Zincir bir tarafa çevrildiğinde, dönüşleri engellenen vidalar üzerindeki somunlar içe ve dışa doğru açılır. Tahrik sisteminde ise dik açılı bir matkap motoru kullanılmıştır. Vidalar, mekanik güç kullanılarak hareket ettirilir. Parçayı kavrayan çeneler, somunlara yerleştirilen bir V bloğu şeklinde iki karşıt parçadan oluşur. Motor hareketleri, parçanın alınması ve bırakılması sırasında mekanik sınır anahtarlarıyla kontrol edilir. Motorun parçayı tutması sırasında sıkıştırmayı önlemek için yaylar çenenin bir tarafına yerleştirilmiştir. Dişlilerin döndürülmesiyle tutucu, parçaları tutarak, kaldırarak ve istenen konuma bırakarak çalışır. Bu çalışmada, tasarlanan tutucu kullanılarak silindirik ve prizmatik malzemeler bir yerden alınarak başka bir yere bırakır. Tutucu, parçaların taşınmasına ek olarak ayrıca iki eksende hareket sağlayarak parçanın alma ve bırakma pozisyonlarının artırılmasına da yardımcı olur. Üç eksende hareket eden mafsallı bir robotun uçuna takılmasıyla robotun beş eksende hareket etmesi sağlanmıştır. Beş eksende hareket eden robot endüstride, parçaların bantlar üzerinde taşınması işlemi ve hareketli bantlar üzerinde bulunan parçaları paketleme gibi işlemlerde kullanılarak değerlendirilebilir.
  • Öğe
    Modelling of effects of various chip breaker forms on surface roughness in turning operations by utilizing artificial neural networks
    (Gazi Üniversitesi, 2016-03-01) Gürbüz, Hüseyin; Baday, Şehmus; Sözen, Adnan
    In this study, the effects of different chip breaker forms and cutting parameters on the surface roughness on machined surfaces were investigated experimentally in turning of AISI 1050 steel; and values of surface roughness obtained from experiments were determined with empirical equations using artificial neural networks. The utilizing of ANN was offered to determine the surface roughness depending on chip breaker forms and cutting parameters of AISI 1050 steel. The back propagation learning algorithm and fermi transfer function were used in artificial neural network. Experimental measurements data were employed as training and test data in order to train the neural network created. The best fitting training data set was attained with ten neurons in two hidden layers 6 of which were at first hidden layer and 4 of which were at second hidden layer, making it possible to predict surface roughness with precision at least as good as that of the experimental error over the entire experimental range. After network training, R2 value was found as 0.978, and average error as 0.018%. When the results of mathematical modelling are examined, the computed surface roughness is observed to be apparently within acceptable values
  • Öğe
    CNC torna tezgâhlarında ayna ve punta basıncının yüzey pürüzlülüğü ve titreşim üzerine etkisinin taguchi metodu ile optimizasyonu
    (Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, 2019-12-26) Gürbüz, Hüseyin; Baday, Şehmus
    Tornalama işlemlerinde, istenmeyen yüksek değerlerdeki yüzey pürüzlülük ve titreşim değerlerini gidermek için iş parçaları tezgâha doğru bir şekilde bağlanması gerekmektedir. Bir iş parçası; uygun bir basınç ile ayna ve punta arasına bağlanmadığında, bu, onun eksenden kaçık salgılı bir şekilde dönmesine ve ölçü tamlığının bozulmasına yol açmaktadır. Bunun sonucunda, iş parçasında istenmeyen, yüksek değerlerde yüzey pürüzlülük ve titreşim değerleri meydana gelir. Bu çalışmanın amacı, Taguchi metodunu kullanarak AISI 304 paslanmaz çeliğinin tornalanmasında en düşük yüzey pürüzlülüğü ve titreşim değerlerini elde etmek için en uygun ayna ve punta basıncını tespit etmektir. İşleme deneylerinde, sabit kesme hızı, ilerleme ve kesme derinliğinde 5 farklı ayna ve punta basıncı kullanılmıştır. Deney tasarımı için Taguchi L25 (5^2) ortogonal dizilimi seçilmiştir. En küçük en iyidir yaklaşımına göre S/N (sinyal/gürültü) oranı kullanılarak yüzey pürüzlülüğü ve titreşim değerleri için en uygun ayna ve punta basıncı belirlenmiştir. S/N oranlarına göre optimum ve en düşük titreşim değerlerini veren ayna ve punta basıncı sırasıyla 18 bar ve 5 bar iken, optimum yüzey pürüzlülük değerlerini veren ayna ve punta basıncı değerleri ise sırasıyla 18 bar ve 11 bar olarak tespit edilmiştir. Fakat en düşük yüzey pürüzlülük değeri ise ayna basıncı 18 bar ve punta basıncı 5 barda elde edilmiştir. Taguchi deney tasarımındaki S/N oranı sonuçlarına göre, yüzey pürüzlülüğü ve titreşim üzerinde ayna basıncının punta basıncından daha etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak; ayna ve punta basıncı parametrelerinin optimizasyonu için Taguchi yöntemindeki faktör tasarımının; basit, sistematik ve verimli bir yöntem olduğu anlaşılmıştır.
  • Öğe
    CNC tel elektro erozyon tezgâhında işleme hızı üzerine elektrot malzemesinin, soğutma tipinin ve iş parçası malzemesinin etkisinin araştırılması
    (Uludağ Üniversitesi, 2019-04-30) Gürbüz, Hüseyin; Baday, Şehmus; Hamarat, İbrahim
    Bu çalışmada, tel elektro erozyon ile işlemede makine performansını değerlendirmede en önemli parametrelerden biri olan işleme hızı üzerine farklı tel elektrotların, soğutma yöntemlerinin ve iş parçalarının etkileri araştırılmıştır. Bu deneysel çalışmada, sırasıyla iş parçası olarak AISI D2 takım çeliği ve AISI 304 paslanmaz çelik, tel elektrot olarak ise pirinç, bakır ve çinko kaplı pirinç elektrotlar ve soğutma tipi olarak püskürtmeli ve daldırılmış soğutma yöntemleri kullanılmıştır. İşleme hızı sonuçları farklı işleme parametrelerine bağlı olarak değerlendirilmiştir. Genel olarak elektrot tipine göre en yüksek kesme hızları bakır tel elektrot ile en düşük işleme hızları ise kaplamasız pirinç tel elektrot ile elde edilmiştir. Soğutma yöntemleri açısından daldırılmış soğutma yöntemi, püskürtmeli soğutma yöntemine göre daha iyi sonuçlar vermiştir. Genellikle iş parçasına bağlı olarak en yüksek işleme hızları AISI D2 takım çeliği malzemesi işlenirken, en düşük işleme hızları ise AISI 304 östenitik paslanmaz çeliği işlenirken oluşmuştur.
  • Öğe
    AISI 316L çeliğinin tornalanmasında kesici takım formlarının yüzey bütünlüğü üzerine etkisi
    (Gazi Üniversitesi, 2019-10-25) Gürbüz, Hüseyin; Kafkas, Fırat; Şeker, Ulvi
    Bu çalışmada, AISI 316L çeliğin işlenmesinde kesici takım formlarının ve kesme parametrelerinin yüzey bütünlüğü üzerine etkileri deneysel olarak araştırılmıştır. Kesme deneylerinde, PVD kaplı MM ve MF formlu sinterlenmiş karbür kesici takımlar ve PSBNR 2525M12 standardında takım tutucu kullanılmıştır. Kesme parametreleri dört farklı kesme hızı, üç farklı ilerleme miktarı ve iki farklı kesme derinliği şeklinde belirlenmiştir. Yüzey bütünlüğü; yüzey pürüzlülüğü, kalıntı gerilmeler, mikrosertlik ve mikroyapı analizleri açısından değerlendirilmiştir. Bütün kesme şartlarında, kesme derinliği ve ilerleme miktarı arttığında yüzey bütünlüğünün kötüleştiği, buna karşın kesme hızındaki artışla birlikte yüzey bütünlüğünün iyileştiği görülmüştür. Kesici takım formları karşılaştırıldığında en iyi yüzey bütünlüğü sonuçları MF formlu kesici takımlarla, en kötü yüzey bütünlüğü sonuçları ise MM formlu kesici takımlarla elde edilmiştir. Talaş açısı artıkça yüzey bütünlüğü iyileşmiştir. En kötü yüzey bütünlüğü kesme hızı 200 m/dak, ilerleme miktarı 0,1 mm/dev ve kesme derinliği 1,25 mm olduğunda, en iyi yüzey bütünlüğü ise kesme hızı 125 m/dak, ilerleme miktarı 0,3 mm/dev ve kesme derinliği 2,5 mm olduğunda elde edilmiştir.
  • Öğe
    CNC takım tezgahlarında ayna ve punta basıncının talaşlı imalat parametrelerine etkisinin yüzey yanıt yöntemiyle değerlendirilmesi
    (Bitlis Eren Üniversitesi, 2021-03-21) Gürbüz, Hüseyin; Baday, Şehmus; Sönmez, Fikret
    Bu çalışmada silindirik parçaların CNC torna tezgâhına bağlanmasında kullanılan ayna ve punta bağlama mekanizmalarının sıkma basıncı değişimini incelenmiştir. Bu amaçla, sabit kesme parametrelerinde üç farklı ayna ve punta basıncı ile iş parçası yüzeyinden talaş kaldırılmıştır. Bu işlemin ardından titreşim genliği incelenmiş ve yüzey pürüzlülük değerleri ölçülmüştür. Yapılan ölçümlerin değerlendirilmesinde yüzey yanıt yöntemi kullanılmıştır. Bu istatiksel yöntem ile yüzey pürüzlülüğü değerlendirilmiş, deney setinin en etkin parametresinin ayna basıncı olduğu görülmüştür. Ayrıca model ile deney sonuçlarının tahmin yeteneği araştırılmıştır. Tüm yüzey pürüzlülük değerleri sırası ile sisteme girilmeden tahmin edilmiş ve deneysel sonuçların tahmin sonuçları ile ortalama %94,2 oranında benzeştiği görülmüştür. Titreşim genliğinin araştırılması için de yüzey yanıt yöntemi ile model oluşturulmuştur. Bununla birlikte titreşim genliği bu yöntem ile çözümlenememiştir.
  • Öğe
    Farklı kesme parametreleri ve MQL debilerinde elde edilen deneysel değerlerin S/N oranları ve YSA ile analizi
    (Gazi Üniversitesi, 2021-09-21) Gürbüz, Hüseyin; Gönülaçar, Yunus Emre
    Bu çalışmada, AISI 4140 çeliğinin tornalanması işleminde kesme hızı, ilerleme oranı ve MQL debisinin esas kesme kuvvetleri (Fc) ve ortalama yüzey pürüzlülüğüne (Ra) etkisi hem deneysel hem de istatiksel olarak incelenmiştir. Bu doğrultuda deney sonuçlarının değerlendirilmesinde sinyal/gürültü (S/N) oranları ve yapay sinir ağları (YSA) kullanılmıştır. İşleme deneylerinde, kesme parametreleri olarak üç farklı kesme hızı (75, 100, 125 m/dk), üç farklı ilerleme oranı (0,16 - 0,25 – 0,5 mm/dev), üç farklı MQL debisi (0,35 - 0,8 - 1,7 ml/dk) ve sabit kesme derinliği (2,5 mm) seçilmiştir. İşleme deneylerinde MQL debi artışının Fc üzerinde Ra’ya göre daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca tüm MQL debi uygulamalarında hem Fc hem de Ra’nın ilerleme oranı ile arttığı ve kesme hızı ile genel olarak azaldığı görülmüştür. Fc ve Ra için S/N oranları ve YSA ile elde edilen R2 değerleri R2 S/N(Fc)= 0,9996, R2 S/N(Ra)= 0,9984, R2 YSA(Fc)=0,9990 ve R2 YSA(Ra)=0,9884 bulunmuştur. S/N oranlarına göre Fc ve Ra üzerindeki en etkili kontrol faktörlerinin sırasıyla; ilerleme oranı, kesme hızı ve MQL debi olduğu belirlenmiştir. Elde edilen regresyon değerlerine bağlı olarak S/N oranlarının ve YSA’nın deneysel verileri yüksek güven aralığında tahmin etmede geçerli olduğu tespit edilmiştir
  • Öğe
    Duvarlarının termofiziksel özellikleri arasındaki ilişkileri ile bu özelliklerin dinamik ısıl karakterlerine etkilerinin araştırılması
    (Süleyman Demirel Üniversitesi, 2018-08-15) Oktay, Hasan; Yumrutaş, Recep; Yıldırım, Murtaza
    Binaların ısıtılması ve soğutulması için tüketilen enerjinin artmasıyla birlikte ısıl performansı yüksek olan inşaat malzemelerinin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Bu malzemelerin ısıl performansı ise doğrudan termofiziksel özelliklere bağlı olarak değişmektedir. Her ne kadar literatürde her bir termofiziksel özelliğin dinamik ısıl karakterleri olan; faz kayması (TL) ve sönüm oranına (DF) etkisi incelense de, bu özelliklerin birbiri arasındaki ilişkiler göz ardı edilmiştir. Bu çalışmada ise; her bir termofiziksel özelliğin arasındaki ilişki deneysel yöntemler ile elde edilerek, bu özelliklerin DF ve TL üzerindeki etkileri gerçekçi olarak incelenmiştir. Bu yüzden farklı bileşimli 102 beton duvar numunesi üretilerek, termofiziksel özellikleri ASTM ve EN standartlarına göre ölçülmüş ve aralarındaki ilişkiler denklemlerle tanımlanmıştır. Termofiziksel özelliklerin yapıların ısıl karakterlere olan etkisini incelemek amacıyla, analitik çözüm kullanılarak MATLAB tabanlı bir bilgisayar program hazırlanmış ve elde edilen sonuçlar irdelenmiştir. Sonuç olarak, bu yapılan çalışma sayesinde herhangi bir termofiziksel özelliği belli olan bir bina duvar veya tavan malzemelerinin TL ve DF değerleri kolaylıkla bulunabilmektedir
  • Öğe
    Comparison of heat gain values obtained for building structures with real and constant properties
    (Bitlis Eren Üniversitesi, 2019-12-24) Oktay, Hasan; Yumrutaş, Recep; Argunhan, Zeki
    The magnitude of energy consumption due to the heating and cooling of buildings has led to the demand for increasing the thermal performance of building structures. Many investigations are presented in literature arguing to find the effect of each thermophysical property on the thermal characteristics of building components, while the properties have been assumed as independent of each other. In this context, this paper focuses on the effect of each property on heat gain value utilizing relationships between the measurement values of the thermophysical properties of building structures. In the previous study, 102 new wall samples were produced, their thermophysical properties were tested and expressions among these properties are obtained. In this study, the heat gain values through the structures are computed using the solution of the transient heat transfer problem by using both the obtained expressions between the thermophysical properties and assumptions proposed from the literature. Results obtained for varying and constant thermophysical properties have been compared with those values presented in the literature. The results show that the assumptions are not realistic in a significant number of cases. Moreover, if one of the thermophysical properties of a material is known, heat gain values can be calculated easily for the selected wall or roof types.