Batman’da mekânsal ve toplumsal ayrışmanın yansıması olarak güvenlikli siteler

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2020-05-29

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess
Attribution-NonCommercial-ShareAlike 3.0 United States

Özet

Türkiye’de güvenlikli sitelerin ortaya çıkışı ve yayılışında 1980 sonrasında benimsenen neo-liberal politikaların etkisi büyüktür. Başlangıçta İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde örneklerine rastlanan güvenlikli siteler, zamanla Anadolu’nun tüm kentlerinde farklı niteliklerde inşa edilmeye başlamıştır. Güvenlikli siteler açısından Batman kentleşme süreci özgün bir yere sahiptir; çünkü Batman’ın kentleşme süreci güvenlikli bir site etrafındaki yerleşimlere dayanmaktadır. 1955 yılında kurulan petrol rafinerisi ve rafineri işçilerinin barınması için yapılan konutlardan oluşan Site yerleşkesinin korunması için örülen duvarlar, güvenlik önlemleri ve sosyal donatılar, o dönemlerde Türkiye’nin ilk güvenlikli site örneklerinden birini oluşturmuştur. Bu aynı zamanda Batman kentleşme sürecini başlatmıştır. Batman’da bu yerleşke dışında güvenlikli site örneklerine aradan geçen yarım asır boyunca çok az rastlanmıştır. 2000’li yılların başından itibaren inşaat firmalarının güvenlik ve ayrıcalıklı yaşam vaadi ile inşa ettiği sitelerde (yükselen duvarlar, güvenlik teknolojileri ve gözetleme mekanizmaları, özel güvenlik personelleri) yeni mekânsal örgütlenme biçimi, sakinlerine farklı yaşam olanakları sunmakta, eş zamanlı olarak yarattığı sınırlarla kentin diğer sakinlerinden de bu kesimi ayrıştırmaktadır. Araştırma, Batman’da iki farklı güvenlikli sitede oturan 24 kişiyle yapılan derinlemesine görüşmelerden derlenen verilere dayanmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, güvenlikli site seçiminde “güvenlik” kaygısı ve “ayrıcalıklı” bir yaşam isteği belirleyici olmaktadır. Ayrıca kentsel mekândaki yeni düzen, toplumsal sınıflar arasındaki fiziksel sınırlarla birlikte toplumsal sınırları da keskinleştirmektedir.
The effect of neo-liberal policies adopted after 1980 is great in the emergence and spread of gated communities in Turkey. Security sites, which are available primarily in cities such as Istanbul, Ankara and Izmir, have started to be built in all cities of Anatolia with different qualities over time. In terms of safe sites, the urbanization process of Batman has an original place; because the urbanization process of Batman is based on settlements around a safe site. The walls, security measures and social equipment built to protect the Site campus, which consists of houses built for the housing of refinery workers and oil refineries established in 1955, were one of the first gated community examples in Turkey at the time. This has also started the urbanization process of Batman. There have been very few examples of gated community except for this campus in Batman over the past half a century. Since the early 2000s, the new form of spatial organizing on sites built by construction companies with the promise of security and privileged life (rising walls, security technologies and surveillance mechanisms, private security guard) offers different living opportunities to its residents, simultaneously, it separates this segment from other residents of the city. The research is based on data compiled from in-depth interviews with 24 people sitting on two different gated communities in Batman. According to the results of the research, "safety concern” and a "privileged" life wish are decisive in the selection of gated communities. In addition, the new order in urban space sharpens social boundaries along with physical boundaries between social classes.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kent, Konut, Güvenlikli Siteler, Mekânsal Ayrışma, Toplumsal Ayrışma, City, Housing, Security Sites, Spatial Decomposition, Social Decomposition

Kaynak

WoS Q Değeri

N/A

Scopus Q Değeri

Cilt

12

Sayı

22

Künye

Türk, E. (2020). Batman’da mekânsal ve toplumsal ayrışmanın yansıması olarak güvenlikli siteler. Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi, 12(22), ss.230–244.