4 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Öğe Kadınlar Dünyası Gazetesi’nin Milli Hâkimiyet konusuna yaklaşımı(Cedit Neşriyat, 2019-04) Özteke, FahriÖğe Millî Mücadele Dönemi'nde (1918-1923) Güneydoğu Anadolu'da kadınlar(Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 2021-06-30) Özteke, FahriTürk kadını, Millî Mücadele süresince ülkenin dört bir tarafında erkeklerden geri kalmayarak önemli uğraşlarda bulundu. Demokrasi ve huzur getirme adına Batılı emperyal güçlerin yaptığı haksızlıkları dünyaya duyurmak için tertip edilen mitinglere katıldı. Yaşanılan zulümlere dikkat çekmek için ilgili makamlara protesto telgrafları çekti. Cepheye çeşitli malzemeler taşıyarak ordunun lojistik ihtiyaçlarını karşıladı. Hatta bazı zamanlar düşmanla yüz yüze geldi. Buradan hareketle, söz konusu evrede Güneydoğu Anadolu'daki kadınların bir bölümü de Müdafaa-i Hukuk ruhuna yakışır biçimde vatanın bağımsızlığı için ciddi anlamda gayret gösterdi. Diyarbakır, Kilis, Siirt, Antep ve Urfa'da binlerce kadın, işgallerin kınandığı mitinglerde saf tuttu. Urfa-Viranşehir ve Diyarbakır-Silvan'dan kadınların yolladığı telgraflar bölgedeki milliyetçi kitlenin hissiyatlarına tercüman oldu. Bu sırada Antep'ten Van'a kadar uzanan alanda kadınlara y a p ı l a n i ş k e n c e v e t e c a v ü z l e r, B a t ı Anadolu'daki hemcinslerinin yaşadıklarından pek farklı değildi. Bütün bu olup bitenler esnasında gözünü budaktan sakınmayan kimi kadınlar doğrudan cepheye yardıma koştu. Onların bu cesareti erkeklere de örnek teşkil etti. Ulusal direniş yıllarında Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki kadın gayretinin ilk defa bir bütün halinde irdelendiği bu araştırmada, hiç gündeme getirilmemiş veya çok az dillendirilen şahsiyetlere değinildi.Öğe Balkan Savaşları’nda Darülfünunda yaşanan deneyim ve Japonya ile kurulan dostluğun tarihsel tahlili(History Studies, 2021-08-28) Özteke, FahriOsmanlı Devleti birçok yönüyle Doğudan Batıya doğru evrilirken inşa edilen Darülfünun (1863-1933), imparatorluktan ulus-devlete geçişte son derece önemli ipuçları veren bir kurum idi. Bu çalışmada, öncelikle Balkan Savaşları (1912-1913) sırasında okuldaki seferberlik durumu ortaya konuldu. Balkan devletlerine karşı amansız bir mücadele verilirken Darülfünun aracılığıyla gerçekleştirilen organizasyonların Büyük Savaş (1914-1918), Millî Mücadele (1918-1923) ve Cumhuriyet dönemlerine olan etkilerine dikkat çekildi. Balkan Savaşları öncesinde düzenlenen öğrenci mitingleri sayesinde “Müdafaa-i Hukuk” ruhunun temellerinin atıldığı belirtildi. Savaşın en hararetli zamanında aydın kadınlar tarafından okulda tertip edilen konferansların, Türk kadın haklarının gelişiminde bir kırılma anı olduğuna vurgu yapıldı. Müderris ve öğrencilerin savaşta sivil örgütlerle eş güdümlü faaliyetlerinin ileriki kuşaklar için ne tür bir model teşkil ettiği üzerinde duruldu. Dış Türkler ve Müslümanlardan gelen yardımlar ekseninde ideolojilerin ve insani duyguların savaşa nasıl tesir ettiğine değinildi. Rusya’daki Türkler ile Ortadoğu’daki Müslüman toplumların Osmanlılara doğrudan parasal kaynak temin edemedikleri zamanlarda dahi başka türlü destek verdiği açıklandı. Uzakdoğu’da Hindistan, Çin, Malezya, Singapur ve Endonezya’da yaşayan Müslümanların Osmanlılarla bir şekilde irtibata geçtiği somut verilerle belgelendi. Ancak savaş anında Osmanlılara sadece Türk-İslam dünyasından yardım yapılmadı. Toplum olarak İslam’a saygı duysalar da Müslüman nüfusunun çok az olduğu Japonya’dan da Türklere yardım eli uzatıldı. Çalışmada işlenen diğer temel konulardan biri de Darülfünun merkezinde Balkan Savaşları ile pekiştirilen Türk-Japon dostluğu oldu. Buradan hareketle okulun savaşta oldukça ağır koşullarla boğuşurken meydana getirdiği “etik evren” göz önüne serildi. Darülfünun, Balkan Savaşları’nda Tokyo’daki yükseköğretim gençliğiyle kurulan diyalogda başat rol oynadı. Böylece Darülfünun bir nevi sıradan bir eğitim kurumu olmanın ötesine geçtiğini gösterdi. O dönemde, Uzakdoğu’nun küçük deviyle kurulan ilişkiler Cumhuriyet Türkiye’sine olumlu şekilde yansıdı.Öğe Türk yükseköğretiminin rasyonalist evrimi ve Darü’l-Fünun’da görev yapmış yabancı uyruklu bilginler(Dicie Üniversitesi, 2019-04-22) Özteke, FahriEn eski tarihlerden bu yana her topluluk bir eğitim sistemine sahiptir. Uygarlığın gelişimiyle eş güdümlü olarak eğitim sistemlerinin kapsamı da genişledi. Çoklu bir bütün olan eğitim sistemlerinde önemli yer tutan öğelerden biri de yetişkinlerin edinim kazanmasını sağlamaktır. Batı dünyası önce klasik lise ardından üniversite tesis ederek bu konuda yol aldı. Osmanlılar ise bir takım girişimlerden sonra Darü’l-fünun’u kurarak ileri yaştaki insanlarını eğitmeye çalıştı. Yaklaşık 70 yıllık tarihiyle Darü’l-fünun Türk yükseköğretiminin nasıl özgürleşmeye çalıştığını, hangi baskılara karşı direnç gösterdiğini ve ülke meseleleri karşısında ne tür bir refleks verdiğini anlamamız açısından büyük öneme sahiptir. Okulun son 18 yılında görev yapan yabancı uyruklu bilginler ise gerek Osmanlı gerekse Cumhuriyet dönemlerinde yükseköğretimin yeni bir yapılanma içine girmesine rehberlik etti. Cumhuriyet’le beraber Darü’l-fünun’un yolu da devrimlerle kesişti. Bu süreçte yabancı uyruklu bilginler okulun devrimlere entegre olması için yoğun çaba harcadı. Darü’l-fünun gençliğinin fikirsel dinamizm kazanmasında, ülkenin kültürel, tarihi ve coğrafi zenginliklerini kavramasında yabancı uyruklu bilginler önemli rol oynadı. Bu bilginler araştırmalarıyla tarım, hayvancılık ve sanayinin gelişmesine katkıda bulunarak Atatürk’ün milli ekonomi ülküsüne destek verdi. Türk yükseköğretiminin şekillenmesinde ayrı bir yeri olan bu şahısların bir bölümü1933 reformundan sonra da ülkemiz üniversitelerinin gelişimi için uğraştı