Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Öğe
    Anadolu’da ana tanrıça kültü
    (Asos Journal, 2014-12) Oral, Ebru
    Ana Tanrıça Kültü tarihin en eski dönemlerinden itibaren farklı coğrafyalarda ve farklı kültürlerde karşımıza çıkan bir kavramdır. Çok tanrılı din inanışının yaygın olduğu Eskiçağ toplumlarında “Doğa Tanrıçası” olarak kabul edilen ve tapınım gören Ana Tanrıça tasvirlerine yoğun olarak rastlanmaktadır. Üst Paleolitik Çağ’dan itibaren Avrupa’daki çeşitli mağaralarda yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan heykelcikler Ana Tanrıça kültünün ilk örnekleri olarak görülmektedir. Magna Mater olarak tanımlanan Büyük Ana Tanrıça inanışı daha sonraki kültürel süreçte özellikle Friglerde Kybele olarak bilinmektedir. Anadolu’da M.Ö. I. Binde Kybele ve eşi Atis’e tapınıldığını kanıtlayan çeşitli açık hava tapınakları bulunmaktadır. Anadolu’da Kybele’nin kaya anıtları, mezar stelleri ve heykellerden oluşan tasvirleri de dikkat çekmektedir. Ana Tanrıça inanışının Friglerden sonra Lidyalılara, Klasik Çağlarda ise tüm Akdeniz kıyılarına ulaştığı anlaşılmaktadır. Tarihin çeşitli dönemlerinden itibaren bereket, bolluk, verimlilik ve doğurganlık sembolü olarak görülen Ana Tanrıça tasvirlerine Geç Hitit, Frig, Urartu, Yunan ve Roma kültürlerinde de rastlamak mümkündür. Tarihin çeşitli dönemlerinde ve çeşitli kültürlerinde ortaya çıkan Ana Tanrıça inanışları evrensel bir kavram olarak kültürel sürekliliği göstermesi bakımından oldukça dikkat çekmektedir. Anadolu’nun Neolitik ve Kalkolitik Dönemlerine ait yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan Ana Tanrıça kültü ile ilgili heykelcikler de aynı inanışın bir yansıması olarak görülmektedir. Diğer taraftan Frig dinsel ikonografisinin ve kült geleneklerinin gelişiminde Hitit etkisinin yoğun olduğu anlaşılmaktadır. Arkeolojik ve filolojik belgeler ışığında değerlendirilen Ana Tanrıça tasvirleri dönemin toplumlarının gerek dinsel gerek sosyo-kültürel yapısını yansıtması bakımından önem taşımaktadır.
  • Öğe
    Frig kaya antlarında motif ve bezeme anlayışı
    (Asos Journal, 2014-12) Oral, Ebru
    Frigtoplumlarının dinsel inanışlarının önemli arkeolojik buluntuları arasında yer alan kaya anıtları, Frig kaya mimarlığının önemli eserleri arasında bulunmaktadır.Anadolu’da Frig vadisi olarak adlandırılan Eskişehir, Afyon ve Kütahya çevresini içine alan bölgede ele geçen kaya anıtlarının Açık Hava Tapınağı işlevi gördüğü anlaşılmaktadır. Frig megaronlarının kayalara oyulmuş ön cephelerini temsil eden kaya anıtları akroter, üçgen alınlık ve beşik çatı şeklindeki süsleme ögeleri ile dikkat çekmektedir. Frig dinsel inanışlarında önemli bir yeri olan tanrıça Kybele’ye ait heykel ya da kabartmalar kaya anıtlarının kapı şeklindeki kayaya oyulu nişleri içerisinde bulunmaktadır.Kaya anıtları üzerinde betimlenen üçgen alınlık ve cephenin kabartma ve oyma tekniğinde bitkisel ve geometrik motiflerle bezendiği görülmektedir. Frig kaya anıtları üzerindeki anıtsal cephelerin geniş avlular, avluya açılan yan mekanlar ve galerilerden oluştuğu anlaşılmaktadır. Anadolu kutsal yapıları ya da tapınakları içerisinde önemli bir yere sahip olan Frig kaya anıtları, Ana Tanrıça inanışı için tasarlanmış birer kült kompleksi olarak dikkat çekmektedir.Frig kaya anıtları içinde en görkemli olanı Yazılıkaya Midas Anıtı olmakla birlikte Bahşayiş Anıtı, Maltaş Anıtı, Burmeç Anıtı ve Aslankaya anıtları önemli mimari ve dinsel ögeler olarak dikkat çekmektedir. Friglerin önemli kült merkezlerinden birisi olarak kabul edilen Yazılıkaya’da dinsel inanışlarla ilgili kült anıtlarının yoğun olarak ele geçmesi, bu bölgenin dinsel bir merkez olduğunukanıtlaması açısından önem taşımaktadır
  • Öğe
    Hitit çanak çömleğinde hayvan betimleri
    (Arkeoloji ve Sanat Dergisi, 2015-05) Oral, Ebru
    Anadolu’da farklı dönemlerde ve merkezlerde çeşitli tasvirli eserler üzerinde hayvan tasvirlerine rast-lamak mümkündür. Anadolu’da ele geçen tasvirli eserler üzerinde betimlenen hayvan tasvirlerinin dinsel ve mitolojik boyutunun ön plana çıktığı görülmektedir. Anadolu’da prehistorik dönemlerden itibaren çeşitli tasvirli eserler üzerinde görülmeye başlayan hayvan tasvirlerinin benzer sanat anlayı-şının ya da üslubunun kültürel süreklilik açısından devamını Anadolu’da Hitit, Frig; Anadolu dışında Pers, Mısır, Mezopotamya, İskit, Hun ve Göktürklerde görmek mümkündür. Anadolu’da Neolitik dönemde Çatalhöyük’te duvar resimleri üzerinde betimlenen çeşitli hayvan tasvirlerini, Geç Neoli-tik, Kalkolitik, Erken Tunç ve Orta Tunç Çağı’nda kabartmalı kaplar üzerinde görmek mümkündür. Anadolu’da özellikle Eski Hitit Dönemi’ne tarihlendirilen rölyefli kaplar zengin tasvir sahneleri ile dikkat çekmektedir. Eski Hitit Dönemi’ne tarihlendirilen ritüel ya da kült amaçlı kullanılmış olabileceği düşünülen vazolar, Bitik, İnandık ve Eskiyapar gibi Hititçe isimleri henüz net olarak bilinmeyen mer-kezlerden ele geçmiştir. Anadolu’da Eski Hitit Dönemi’ne tarihlendirilen kabartmalı kaplar üzerinde betimlenen sahneler, kült törenleri, insan alayları, av ve hayvan sahnelerinden oluşmaktadır. Hitit kültürünün dinsel açıdan en önemli özelliklerinden birisi olan kült törenlerinin, Fırtına Tanrısı ile ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. Bitik ve İnandıktepe vazolarında betimlenen boğa tasvirlerinin Fırtına Tanrısı ile ilişkili olduğu bilinmekle birlikte, İnandıktepe’nin ise Fırtına Tanrısı’nın kült şehri olduğu düşü-nülmektedir. Anadolu dışında hayvan motifli eserlerin özellikle İskit, Hun ve Göktürklere ait bozkır kültürlerinde de ön plana çıktığı görülmektedir. Hitit ve Hitit sonrası toplumlarda olduğu gibi hayvan motiflerinin dinsel inanışlarla ilgili olarak bozkır kültürlerinde de önemli bir yeri olduğu anlaşılmak-tadır. Bozkır kültürlerinde çeşitli tasvirli eserler üzerinde yoğun olarak betimlenen hayvan tasvirleri, coğrafi koşullara uygun olarak gelişen dinsel inanışların bir sonucu olarak yorumlanmaktadır.