22 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 22
Öğe Atatürk ve milletin efendisi: köylü(Türk-İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, 2014) Yaşar, SelmanAtatürk Milli Mücadeleye başlarken elinde silah, cephane, asker vb. hiçbir şey yoktu. Ülke işgal edilmeye başlandığı zaman, Samsun’a çıktığında dayandığı tek güç Türk Milletiydi. Milli Mücadele O’nun önderliğinde kazanıldı ve Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Ancak asıl mücadele bundan sonra başlıyordu. Türk Milleti genciyle yaşlısıyla, kadını erkeğiyle, köylüsü, şehirlisiyle Atatürk’e destek oldu. Atatürk Türk milletine, özellikle Türk köylüsüne büyük bir sevgi duyardı. Türk köylüsünün zaferden sonra hak ettiği yere gelmesi için uğraştı. Atatürk’e göre milletin efendisi olan köylü, efendi seviyesine getirilinceye kadar çalışılmalıydı. Bu sağlandığı zaman ülkenin de yükseleceğini biliyordu. Yaşamı boyunca bu amacını gerçekleştirmek için gayret etti. Köylünün ilerlemesine engel olan vergileri kaldırdı, onun toprak sahibi olmasına çalıştı. Üretimin arttırılması için gerekli tedbirleri aldı. Bunun yanında köylünün eğitimiyle de ilgilendi. Atatürk’ün bu çalışmaları sonucu Türk köylüsü hak ettiği yere geldi. Bu makalede Atatürk’ün Türk köylüsüne verdiği önem ele alınmıştır.Öğe Atatürk ve çocuk eğitimi(Türk-İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, 2014) Yaşar, SelmanKurduğu cumhuriyeti koruma görevini gençliğe bırakan Atatürk, gençliğin başlangıç evresi olan çocukluk döneminin birey için öneminin faı·kındaydı. Çocukların iyi yetiştirilmesinin sağlam bir toplum oluşturulması açısından gerekli olduğunu bilen Atatürk, onların yetişmesinde ailenin, okulun ve öğretmenierin önemli bir yer tuttuğunu belirtmiştir. Atatürk, ailelerin çocuklarını yetiştirirken onları yarının büyükleri olarak görmelerini istiyordu. Atatürk' e göre okul çocuğun yetişmesinde birinci derecede rol oynamaktay dı. Öğretmenierin yeni neslin yetiştirilmesinde önemli bir görevi olduğunu bilen Atatürk, öğretmenierin görevinin sadece okulla sınırlı olmadığını söylemiş ve okul dışında da öğrencilerinin yetişmesiyle ilgilenmesi gerektiğini belirtmiştir. Atatürk, çocukların yetiştirilmesinde izlenecek yolun akıl ve bilim olduğuna inanıyordu. Atatürk, Türk çocuklarının sadece müsbet bilimlerde değil, aynı , zamanda sanatta, sporda vb. her alanda kendilerini en iyi şekilde yetiştirmeleri gerektiğini söyle miştir.Öğe Basındaki bilgiler ışığında ilk kadın Milletvekillerimizden Trabzon Milletvekili Seniha Hızal ve Meclis’teki Faaliyetleri(Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 2020-04-30) Yaşar, SelmanTürk Milletinin çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkması için bir çok yenilik gerçekleştiren Atatürk, Türk kadınının Cumhuriyet idaresinde hak ettiği yeri elde etmesi için çalışmıştır. 1926 yılında Medeni Kanun’la yeni haklar edinen, 1930’da Belediye seçimlerine katılma, 1933’te Muhtar seçilme hakkını alan Türk kadını, Atatürk’ün önderliğinde, 5 Aralık 1934 tarihinde kabul edilen kanunla milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazanmıştır. 8 Şubat 1935 tarihinde yapılan V.Dönem seçimlerinde 18 kadın milletvekili seçilerek TBMM’ne katılmıştır. Kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazanması, sonrasında yapılan seçimler, ilk kadın milletvekillerinin seçimleri ve TBMM’ndeki çalışmaları kamuoyunda büyük yankı yapmıştır. Dönemin gazeteleri yaptıkları haberlerle ilk kadın milletvekilleri ve TBMM’ndeki çalışmalarıyla ilgili olarak halkı aydınlatmışlardır. Bu milletvekillerinden biri de Seniha Hızal’dır. Seniha Hızal, V.Dönem (1935-1939) Trabzon milletvekilliği yapmıştır. Seniha Hızal, milletvekilliği döneminde yaptığı çalışmalarıyla TBMM’ne giren diğer 18 kadın milletvekili gibi Atatürk’ün Türk kadınına olan güvenini boşa çıkarmamıştır.Öğe Afyonkarahisar Gazlıgöl Kaplıcası’nın tarihi gelişimi(SOBİDER - Sosyal Bilimler Dergisi, 2017-03) Yaşar, SelmanAfyonkarahisar termal turizm açısından önemli bir Ģehrimizdir. Termal BaĢkent de denilen Afyonkarahisar, Romalılar döneminde kaplıcaları nedeniyle ġifalı Frigya olarak anılmıĢtır. Gazlıgöl Kaplıcası Afyonkarahisar’da yeralan kaplıcalardan biridir. Kaplıca içerdikleri bakımından Karlsbad ve ViĢi kaplıcalarından üstün durumdadır. Suyu içme ve banyo olarak kullanılan kaplıca birçok hastalığın tedavisinde faydalıdırÖğe Doğumunun 140. yılında Neyzen Tevfik (Büyük Taarruz’a bakışı ve çeşitli yönleriyle)(Turkish Studies - Historical Analysis, 2020-01) Yaşar, SelmanMüzisyen ve şair olan Neyzen Tevfik yaşamı boyunca Ney çalması ile ün kazanmış, sonrasında hiciv alanında eserler vermiştir. Milli Mücadele ve Büyük Taarruz'la ilgili şiirler de yazmıştır. Bunların yanısıra birçok bestesi de vardır. Özellikle ney çalmadaki ustalığı ile döneminin aranılan sanatçıları arasında yer almıştır. Neyzen Tevfik, sanatçı kişiliğinin yanında düzenli bir yaşam sürdürememiştir. Mizacı nedeniyle para, makam, mal, mülk vb. hiçbir şeye önem vermemiştir. Hayatı boyunca kendisine bütün kapılar sonuna kadar açılmasına rağmen bunların hiçbirini istememiştir. Yaşamı süresince verdiği eserler, yaşadığı olaylar dilden dile yayılmış ve halk tarafından tanınmıştır. Bunun sonucunda Neyzen Tevfik ismi Türk milletinin hafızasında yer etmiştir. Babasının memuriyeti dolayısıyla Bodrum’da doğan Neyzen Tevfik, Türk edebiyat ve sanatının önde gelen sanatçılarından biridir. Hem şiir yazan bir şair hem de ney çalan bir müzisyendir. Yaşadığı dönemde, şiirlerinin yanısıra ney çalmadaki ünü tüm ülkeye yayılmıştır. Yaşamı ve verdiği eserleriyle Türk halkının gönlünde taht kurmuştur. Yaşadığı dönem boyunca çeşitli rahatsızlıklar geçirmiş, sağlık problemleri nedeniyle bir süre akıl hastanesinde dahi kalmıştır. İçkiye bağımlılığı nedeniyle düzenli bir hayat sürememiştir. Parasız kalmış, sokaklarda yatmış, bir oraya bir buraya savrulmuştur. Şiirleri ve ney çalmadaki ustalığı ile herkes tarafından sevilmiş, şiirlerinde birçok kişiyi eleştirmesine rağmen çevresindeki insanların sayısı azalmamıştır. Paraya önem vermediğinden dolayı parasız kalmış, kendisine çevresinden birçok yardım yapılmasına rağmen elindeki paraları, üzerindeki giysileri çevresindekilere, ihtiyaç sahiplerine dağıtmıştır. Atatürk’ün huzurunda ney çalan, Milli Mücadele’ye ve Büyük Taarruza yakından şahit olan Neyzen Tevfik, Atatürk ve Büyük Taarruz ile ilgili de şiir yazmıştır. Şairliğinin yanısıra ince bir ruha sahip olan Neyzen, hayvanları çok sevmiş, hatta bunlardan biri için bir cenaze töreni bile düzenlemiştir. Kendisine evler, konaklar tahsis edilmesine rağmen bunların hiçbirini kabul etmeyen Neyzen Tevfik, sokaklarda yaşamış, cami avlularında, kahvehanelerde yatmış, yaşamı boyunca birçok kişiyle ve birçok olayla karşılaşmış, yaşamı ve eserleriyle halkın kendisine olan sevgisi artmıştır. Şiirleri, nükteleri ve ney çalmadaki ustalığı ile Türk edebiyatı ve sanatında önemli bir yeri olan Neyzen Tevfik, aradan bunca zaman geçmesine rağmen hala unutulmamış, eserleri ve nükteleri dilden dile yayılmıştır.Öğe Ernst Reuter’in İktisat ve Ulaştırma Bakanlığı’ndaki çalışmaları ve Türk şehirciliğine katkıları(Iğdır Üniversitesi, 2019-07-29) Yaşar, Selman1933 yılında gerçekleştirilen üniversite reformu sırasında Alman bilim adamları Türkiye’ye gelmişlerdir. Alman bilim adamları Türkiye’deki üniversitelerin kuruluşunda önemli bir rol oynamışlardır. Alman bilim adamlarının kuruluş ve gelişmesine katkıda bulundukları eğitim kurumlarından birisi de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’dir. Fakülte ’de ünlü Alman şehirci Ernst Reuter görev yapmıştır. Profesör Ernst Reuter, buradaki görevinden önce 1935-1939 yılları arasında İktisat Bakanlığı’nda ve 1939-1940 yılları arasında da Ulaştırma Bakanlığı’nda uzman olarak görev yapmıştır. Reuter, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki görevinin yanı sıra, bu iki bakanlıkta uzman olarak yaptığı çalışmalarla Türk şehirciliğine katkıda bulunmuştur.Öğe Cumhuriyet Dönemi Şanlıurfa basın hayatı (1923-1990)(Türk-İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, 2016-02) Yaşar, SelmanŞanlıurfa, sadece Milli Mücadele döneminin önemli bir kenti değil, aynı zamanda basın hayatı nedeniyle de cumhuriyet döneminin önemli bir şehirdir. Şanlıurfa, basın hayatı ile günümüzde Türkiye'nin pek çok ilinden ileri durumdadır. Şanlıurfa'da basın çalışmaları 1920 yılında başlamıştır. Şehrin ilk gazetesi de Urfa gazetesidir. Bu gazete 1925-1927 yılları arasında yayınlanmıştır. Şehrin ilk basımevi ise vali Fuat Bey tarafından 1925'te kurulmuştur.Öğe Basındaki Bilgiler Işığında 12.Uluslararası Kadınlar Birliği Kongresi (18-26 Nisan 1935)(İksad Publications House, 2020) Yaşar, SelmanÖğe Basındaki bilgiler ışığında İlk Kadın Milletvekillerimizden Fakihe Öymen: Hayatı, Meclis’teki çalışmaları(İksad Publications House, 2018) Yaşar, SelmanÖğe Atatürk’te hayvan sevgisi(Türk-İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, 2018-02) Yaşar, SelmanTürk Milleti’nin Milli Mücadele’yi kazanarak bağımsızlığını kazanmasını sağlayan Atatürk, savaş sonrasında kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni sağlam temeller üzerine inşa etmek için uğraşmıştır. Asker, devlet adamı, eğitimci, inkılâpçı, önder vb. birçok vasıflara sahip olan Atatürk aynı zamanda duygu yönü zengin bir kişiydi. Merhamet duygusu güçlü olan Atatürk, hayvanları çok severdi. En çok atları seven Atatürk, çok sevdiği atlarından birinin ölümüne çok üzülmüştür. Sakarya adlı atını da çok seven Atatürk, atlardan sonra köpek ve kuşlara düşkündü. Milli Mücadele döneminde Alber adında bir köpeği vardı. Atatürk’ün en sevdiği köpeği Foksidi. Köpeklerden sonra kuşları seven Atatürk’ün Çankaya Köşkü’nde bir güvercinliği bulunmaktaydı. Burada güvercinlerden başka birçok hayvan da bulunmaktaydı. Ayrıca Dolmabahçe Sarayı’nın bahçesinde de birçok hayvan beslemekteydi. Hayvanları çok seven Atatürk, katıldığı tören ve karşılamalarda kurban kesilmesini istemezdi.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »