9 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Öğe Türkiye’de atıcılık branşı ile ilgilenen sporcuların serbest zaman algısı ve engelleri(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 201-06-10) Batur, Ayşegül; Çelik, Nuri MuhammetBu araştırmanın amacı; Türkiye'deki Atış sporcularında Serbest Zaman Algısı ve Engellerini belirli (yaş, cinsiyet, eğitim durumu, medeni durum, gelir durumu ve rekreatif aktivitelere katılım sıklığı) değişkenlere göre inceleyip aralarındaki bağı ortaya çıkarmaktır. Betimsel araştırma modelindeki araştırmanın çalışma grubunu, 2018 Türkiye Havalı Silahlar Şampiyonasına katılan atış sporcularından 60'i kadın ve 40'ı erkek olmak üzere toplam 100 sporcudan oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak 'Boş Zaman Anlamı Ölçeği' ve 'Boş Zaman Engelleri Ölçeği-18' kullanılmıştır. Veriler, betimsel istatistik yöntemler, t-testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), Pearson Correlation testleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda; atış branşı sporcularının serbest zaman algıları iyi seviyede olduğunu söyleyebiliriz. Cinsiyet, eğitim durumu, medeni durumu ve RAKS değişkenlerine göre serbest zaman algıları değişmemektedir. Sporcuların yaşları arttıkça serbest zaman algıları da düşmektedir. Sporcuların gelir seviyeleri arttıkça serbest zaman algılarının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgulara göre atış branşı sporcularının serbest zaman engel algılarının yüksek olduğunu söyleyebiliriz. En büyük engelin tesis boyutunda olduğunu ve takip eden engeller sırası ile zaman, bilgi eksikliği, ilgi eksikliği, birey psikolojisi ve arkadaş eksikliğidir. Cinsiyet, yaş, eğitim durumu ve medeni durum değişkenlerine göre serbest zaman engel algıları değişmemektedir. Medeni durum değişkenine bakıldığında serbest zaman engel algıları değişmemektedir. 'Bilgi eksikliği' alt boyutunda anlamlı bir şekilde farklılaştığı tespit edilmiştir. Evli sporcularda BZEÖ zaman alt boyutu en yüksek puana sahip olurken, bekâr sporcularda tesis ve bilgi eksikliği boyutu en yüksek puana sahip olduğu tespit edilmiştir. Sporcuların RAKS değişkenine bakıldığında serbest zaman engel algıları yüksek olduğu söylenebiliriz. Analizler sonucunda, BZAÖ ve BZEÖ arasında pozitif yönde korelasyon olup, orta düzeyde anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir.Öğe Hasankeyf'te Eyyûbiler Dönemi ve Eyyûbi sultanlarının politik yapılanmasının mimari yapı stillerine yansıması(Batman Üniversitesi, 2012) Karamustafaoğlu, Tuba; Uluçam, AbdüsselamÖğe 320 numaralı Midyat Şer'iye Sicilinin transkripsiyonu ve değerlendirilmesi (Hicri 1315-1329/miladi 1897-1911)(Batman Üniversitesi, 2011) Yeşilmen, Gökhan; Ulutürk, MuammerÇalışma konusu olarak seçtiğimiz 320 numaralı Midyat şer'iye sicili 1315-1329 (1897-1911) yılları arasında Midyat ve Midyat'a bağlı nahiye ve köylerde mahkemeye intikal etmiş kayıtları ihtiva etmektedir.Araştırmamıza konu olan 320 numaralı Midyat şer'iye sicili bize, bu sicilin ait olduğu yıllarda Midyat'ın tarihi, sosyal, ekonomik ve kültürel hayatı hakkında ipuçları vermekte ve vekalet defteri olduğu için sonuçlanmış dava kayıtlarını içermemektedir. Şer'iye sicili sadece noterlik işlerinin kayıt altına alındığı bir defter olarak karşımızda durmaktadır.Sicilde gayrimüslimler ve Müslümanlar arasındaki son derece uyumlu toplumsal ilişkiler olduğuna dair bazı sonuçlara varılmıştır.Başbakanlık Osmanlı arşivinde 1897-1911 arasını kapsayan üç defter daha bulunmaktadır. Ancak, bunların tamamı 320 no'lu Midyat şer'iye sicili gibi vekalet davalarını kapsamaktadır. Midyat'ı ilgilendiren başka defter bulunmaması sebebiyle elde ettiklerimiz vekalet davalarıyla sınırlı kalmıştır.Öğe Antakya Müzesinde bulunan Soteria mozaiğinin arkeometrik karakterisazyonunun belirlenmesi(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 201-02-25) Işık, Hülya; Levent, AbdulkadirMozaik, diğer tüm sanat dallarında da olduğu gibi, insanoğlunun dünyayla kurduğu en önemli estetik bağlardan birisidir. Bir mozaiğe bakıldığında geçmiş zamandaki değişen izleri görebilir, çoktan unutulmuş zamanı tekrar yaşayabiliriz. Mozaik günümüze kadar en az hasarla gelmiş, rüzgâr ve yağmur gibi doğa şartlarına karşı en iyi şekilde direnen ebedi bir sanattır. Bu tez çalışmasında, öncelikle mozaik sanatının tanımı, ortaya çıkış dönemlerinden itibaren geçirdiği tarihsel gelişimi, mozaik çeşitleri ve türleri alt başlıklar şeklinde incelenmiştir. Mozaik sanatı açısından çok önemli bir konuma sahip olan Hatay'ın tarihçesi ile ilgili bilgi verilip, Hatay mozaiklerinin önemi anlatılmıştır. Daha sonra Antakya müzesinde sergilenen Soteria mozaiğinin makro tanımı yapılarak mozaik hakkında bilgi verilmiştir. Bu çalışma, üç aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk olarak, Soteria mozaiğine ait taş tesseralar taşınabilir Renk Detektörü X- Rite CAPSURE hassas renk ölçüm cihazı kullanılarak renk analizi yapılmıştır. Ardından elementlerinin nicel analizi için tahribatsız bir yöntem olan, Portatif X-Işını Floresans cihazı kullanılarak tesseraların analizi yapıldı. Sonraki aşamada, Soteria mozaiğine ait 10 adet taş tesseranın kayaç türü ve minerallerinin belirlenmesi için laboratuvar ortamında Petrografik analiz yapılmıştır. Sonuç olarak mozaiklerde kullanılan malzemelerin nitelik ve içeriklerinin incelenmesi; geçmiş, günümüz ve gelecek arasında bağlantı kurarak, mozaiklerin günümüze kadar ayakta kalmasının nedenlerini ortaya çıkarmada önemli katkılar sağlayabilecektir.Öğe Fransız ve Türk Emniyet Teşkilatlarının adli kolluk tarihçeleri üzerine bir mukayese(2012) Kaya, Hasan; Sağır, Abdullah MesutBu çalışmanın konusu Fransa'da ve Türkiye'de görev yapan Emniyet Teşkilatlarına bağlı olan adli kolluk tarihçelerini inceleyerek, yapılan yenilik ve gelişimlerin ortaya çıkarılmasını sağlamaktır. Böylece iki ülke Adli Kolluk Teşkilatları kıyaslanarak iyi olan yönlerin ön plana çıkarılması amaçlanmaktadır. Fransız Polis Teşkilatı 15 Mart 1667 tarihinde Kraliyet Fermanı ile kurulmuştur. Polis teşkilatı, Fransız toplumunda değişen hayat şartlarına paralel olarak çeşitli reformlar geçirerek gelişmeler kaydetmiştir. Özellikle, 1667 Reformu polis teşkilatında köklü değişikliklere yol açmıştır. 1789 yılında Belediye Polisi ile Milli Polis'in birbirinden ayrılması öngörülmüş ve iki teşkilat arasındaki görev ayrımının belirlenmesi sağlanmıştır. 24 Ağustos 1790 tarihli kanun ile adli ve idari polis ayrımına gidilmiştir. Bu tarihten sonra Danıştay ve İdare Mahkeme kararları idari polisin işleyişi üzerinde etkilerini göstererek yapılacak düzenlemelere yol gösterici olmuştur. 19.yy'ın sonunda polis teşkilatının tek bünyede kurulmasıyla adli polisin hukuksal gelişimi sağlanmaya çalışılmıştır. Taşrada bulunan polis güçlerinin merkeze bağlanması, polisin devletleştirilmesine imkân vermiştir. Poliste etik anlayışının yerleştirilmesi, gelişmelerin devamı sürecinde önemli rol oynamıştır. Fransa'da adli polis teşkilatı, 1906 yılının kasım ayında George CLEMENCEAU'nun teklifi üzerine ortaya çıkmıştır. 6 Mart 1907 yılında Emniyet Müdürü Jules SEBILLE komutasında Adli Arama Servisleri Genel Kontrolörlüğü kurulmuştur. 30 Eylül 1907 yılında adli polis teşkilatı ulusal düzeyde Polis Valiliği örnek alınarak kurulmuştur. Zaman içerisinde çeşitli kararnameler ve kanunlar ile adli polis teşkilatının kendi içerisinde büyümesi sağlanmıştır. Fransa'da adli kolluğun bir bütün olarak ele alınması ve tüm adli polis görevlilerinin aynı eğitimle yetiştirilmesi belirli bir düzeni ve sağlam bir yapıyı da beraberinde getirmiştir. 9 Mayıs 1995 yılındaki bir kararname ile Adli Polis Daire Başkanlığı bünyesinde 4 daire başkan yardımcılığı kurulmuştur. Bu daire başkanlıkları sayesinde suç ve suçlular ile daha etkin bir mücadele sağlanmıştır. 1999 yılına kadar değişik yıllarda ve değişik şehirlerde Hareketli Polis Tugayları kurulmuştur. 24 Nisan 2003 tarihindeki bir kararname ile yeni operasyon ağları oluşturulmuştur. 13 Mayıs 2005 yılında Adli Polis Daire Başkanlığı tekrar değişikliğe uğratılarak yeni birimler oluşturulmuştur. 2006 yılında, 2008 yılında ve 2009 yılında birimlerin statüleri değiştirilerek eklentileri tekrar düzenlenmiştir. Fransız Adli Polis Daire Başkanlığının 12 Ülkesel Servisi, 9 Bölgelerarası Adli Polis Müdürlüğü ve 3 Bölgesel Adli Polis Müdürlüğü görev yapmaktadır. Bu birimlerin görevleri, gelişimleri incelenmiş ve polislerin aldıkları temel ve sürekli eğitimler araştırılmıştır. Türk Emniyet Teşkilatında ise çok eski tarihlerden bu yana toplumun düzenini korumak için "Yargan", "Töre" ve "Tudun" gibi adlarla asayiş sağlanmaya çalışılmıştır. Osmanlı Devleti zamanında ise "Kollukçu", "Asesbaşı", "Subaşı", "Yeniçeriler" ve "Böcekbaşı" denen zabıta makamları tarafından toplumun düzeni sağlanmıştır. 10 Nisan 1845 yılında günümüz polis teşkilatı kurulmuştur. 1879'da Zaptiye Nezareti yani bugünkü adıyla Emniyet Genel Müdürlüğü kurulmuştur. 9 Aralık 1908 yılında Emniyet Umum Müdürlüğü olarak polis tek çatı altında toplanmıştır. Polise tam yetkiyi veren Polis Vazife ve Selahiyet Kanununu (P.V.S.K.) 04.07.1934 yılında kabul edilmiştir. 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu (E.T.K.) ise 04 Haziran 1937 tarihinde kabul edilmiştir. Bu kanuna göre Emniyet Teşkilatının İçişleri Bakanlığına bağlı bir kurum olduğu belirlenmiştir. Emniyet Teşkilatının insan kaynaklarının oluşturulması amacıyla Polis Kolejleri, Polis Enstitüsü, Polis Akademisi ve Polis Okulları çeşitli tarihlerde açılıp kapanarak eğitim vermiştir. Ancak günün ihtiyaçlarına göre ve bazı sebeplerden dolayı bir kısım eğitim kurumları kapatılmış, bazıları ise tekrar açılmıştır. Türk Polis Teşkilatında adli polis ve idari polis ayrımları incelenmiş ve bu ayrımın tam olarak oluşturulmamış olduğu tesbit edilmiştir. Araştırmalar sonucu adli polis veya idari polis olma durumları kişisel insiyatiflere bırakıldığı da ortaya çıkmıştır. Adli polisin işleri kapsamına giren hususlar, ayrı ayrı oluşturulan daire başkanlıkları bünyesine alınmış, dolayısıyla yeknesaklığın tam olarak sağlanamadığı ortaya çıkmıştır.Öğe Cumhuriyet Dönemi Türk Polis Teşkilatı(Batman Üniversitesi, 2012) Karayünlü, Gökhan; Ulutürk, MuammerTürk Polis Teşkilatının, 10 Nisan 1845 yılında temellerinin atılmasından sonra, 1876 Tanzimat ve Islahat fermanıyla Avrupa polis teşkilatları örnek alınarak, yenilikler yapılmıştır. 1879'da Zaptiye Nezareti bugünkü anlamıyla Emniyet Genel Müdürlüğü kurulmuş, 1907 tarihli Polis Nizamnamesi ile polis adaylarının nitelikleri ve hangi Şartlarda alınacakları belirtilmiştir. Cumhuriyetin ilanı ile beraber, yenilik hareketleri polis teşkilatına da etki etmiş, Emniyet teşkilatı kendi içinde uzman birimler oluşturmaya başlamıştır. 14 Temmuz 1934 yılında P.V.S.K (Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu) ile polisin görev tanımı yapılarak, polise özel yetkiler verilmiştir. 4 Haziran 1937 tarihinde 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu yürürlüğe konulmuş, bu kanun çıkarılırken birçok Avrupa devletinin polis teşkilatları incelenmiştir. Her iki kanun da çağın gereksinimlerine göre yapılan değişikliklerle, günümüzde de halen yürürlüktedir. Emniyet Teşkilatı Ankara'da kurulan Emniyet Genel Müdürlüğü ile tek çatı altında toplanmış, polis yetiştirmek için açılan polis okulları ile polis teşkilatı profesyonel bir düzeye getirilmiştir. 1960'lı yıllardan sonra siyasal olaylar, öğrenci ve gençlik olayları, asayiş ve suç oranları gittikçe artmış, yeterli araç ve teçhizat yokluğu parasal sıkıntılar nedeniyle, polis olaylara müdahalede yetersiz kalmıştır. Polis de siyasi olaylara yer yer taraf olabilecek tarzda dernekler kurarak, siyasal kamplaşmaya dahil olmuş, tüm bu olayların sonucunda ordu, ülkedeki kaos ortamına dayanarak yönetime el koymuştur. 1980 sonrasında hükümetler, polis teşkilatında köklü değişiklikler yapmış olup, polis sayısı arttırılarak yeniden düzenlemiş, polise dernek ve sendika kurma, (spor dernekleri hariç) üye olma yasağı getirilmiştir. Türk Polis Teşkilatı, bugün itibariyle Avrupa ülkelerindeki polis teşkilatları ile yarışır düzeye gelmeye başlamıştır.Öğe Yamalı ve yamasız alüminyum boruların yorulma davranışının nümerik olarak incelenmesi(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 201-08-23) Yıldız, Bilal; Adin, HamitBu çalışmada, yamalı ve yamasız alüminyum boruların yorulma davranışının nümerik olarak incelenmesi yapılmış olup elde edilen bulgular derlenerek tez haline getirilmiştir. Hazırlanmış olan bu tez genel olarak dört ana başlık altında toplanmış olup, ilk bölümde kompozitler hakkında genel bilgiler ve sayısal hesap yöntemleri verilmiştir. Yama malzemesi olarak cam – epoksi tabakalı kompozit materyal belirlenmiştir. Birinci bölümün devamında ise alüminyum materyali ve yapıştırma bağlantıları üzerine bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde ise yapıştırma bağlantıları ve yamalar üzerine yapılan literatüre ait bilgiler verilmiştir. Üçüncü bölüm çalışmanın en önemli bölümünü oluşturmaktadır. Bu bölümde Ansys Workbench 15 kullanılarak yapılan yorulma analizlerine ve sonuçlarına yer verilmiştir. Yapılan analizlerde çeşitli çatlak uzunluklarına sahip Al 6063 boru formunda ki materyalin çatlak bölgelerine cam – epoksi kompozit yamaların uygulanması sonrasında çeki – bası ve burulma yorulmaları nümerik olarak gerçekleştirilmiştir.. Nümerik çalışma sonucunda elde edilen veriler çeşitli grafikler ve tablolar ile verilmiştir. Dördüncü ve son bölümde ise tez parametreleri çerçevesinde yapılan tüm analizler değerlendirilmiş olup sonuçların özüne değinilerek, bu bölümde sunulmuştur.Öğe Hatay ili 4642 nolu parselde (müze otel) ele geçen mozaiklerin taş tesseraların türü ve kökeninin tespit edilmesi(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 201-06-19) Kavşut, Fatima; Aydın, MahmutBu çalışma Hatay ili 4642 nolu parselde (müze otel) ele geçen mozaiklerin taş tesseraların türü ve kökeninin tespit edilmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma kapsamında izinli olarak alınan 6 mozaiğe ait toplam 60 adet tessera üzerinde renk analizi, P-XRF ve petrografik ince kesit optik mikroskop analizi gibi arkeometrik analizler yapılmıştır. Ayrıca P-XRF analizi sonuçlarına göre; ana, eser, geçiş ve nadir toprak elementlerinin varlığı tespit edilmiştir. Aynı zamanda tesseraların büyük çoğunluğu kireçtaşından oluştuğu için yapılarında oldukça yüksek oranlarda Ca+LE elementlerinin olduğu belirlenirken bu sonuçlar petrografik ince kesit optik mikroskop analizi ile elde edilen sonuçları destekler niteliktedir. Petrografik ince kesit optik mikroskop analizine göre; tesseraların büyük çoğunluğunu kireçtaşı olduğu az sayıda tanetaşı, silttaşı, kiltaşı ve radyolarit kayaç türünden oluştuğu ve bu kayaç türlerinin araştırma alanı olan Antakya ilçesi ve civarında bol miktarda bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.Tessera örneklerinin doku özellikleri değerlendirildiğinde, kireçtaşı türüne ait tesseraların mikritikve sparitik dokuya sahip oldukları, diğer kayaç türlerinin ise kristalize ve kırıntılı bir dokuya sahip oldukları görülmüştür. Tessera örneklerinin sertlik derecelerine bakıldığında, en sert tesseranın radyolit kayaç türüne ait tesseranın olduğu (4,5- 5 mohs) diğerlerinin ise genel olarak (2- 3 mohs) sertliğinde olduğu tespit edilmiştir.Öğe Amerikan Board misyonerliği ve 1892-1893 Merzifon Ermeni İsyanına etkileri(Batman Üniversitesi, 2012) Gül, Oğuz; Şen, Mehmet EminBu çalışmanın konusu Osmanlı Devletinin 19. yüzyılın başından itibaren maruz kaldığı misyonerlik çalışmaları kapsamında Amerikan Board teşkilatının yürüttüğü faaliyetler ve bu faaliyetlerin Merzifon Ermeni İsyanlarına etkileridir. Avrupa ve Amerika'da Hıristiyanlığı yaymak için birçok misyoner teşkilatları kurulmuştur. Anadolu'da en çok etkiye sahip olan misyoner teşkilatlarından birisi de 27 Haziran 1810 yılında Boston'da kurulan Amerikan Board teşkilatıdır. Osmanlı Devleti sınırları içinde kalan "Kutsal Topraklar" Amerika'daki Protestan misyoner örgütlerinin en önemlilerinden biri olan bu teşkilatın öncelikli hedefleri arasında yer almıştır. Bu teşkilat kısa sürede Çin, Hindistan, Güney Amerika, Afrika ve Hıristiyanlığın çıkış noktası olan Ortadoğu'ya misyonerler göndermiştir. Amerikan Board, Osmanlı topraklarındaki faaliyetlerine 1820 yılı başlarında başlamıştır. Osmanlı topraklarına gönderilen ilk Amerikan Board üyeleri; Pliny Fisk ve Levi Parsons adlı iki misyonerdir. Yapılan ilk keşif çalışmaları sonucunda Müslümanlar üzerinde bir etki gösteremeyeceklerini anlayan misyonerler Osmanlı topraklarında yaşayan Hıristiyan azınlık üzerinde faaliyetlerini yoğunlaştırmışlardır. Amerikan Board teşkilatı özellikle Rumlar, Ermeniler ve Bulgarlar arasında misyonerlik faaliyetlerine ağırlık vermişlerdir. Amerikan Board teşkilatının misyonerlik faaliyetleri kapsamında Osmanlı Devleti içinde yeni kiliseler açılmış, eğitim faaliyetlerine ağırlık verilerek devamlı okullar açılmış, hastaneler ve dispanserler kurulmuş, Protestanlık yayılmış ve özellikle Protestanlığı seçenlerin ve Protestanlığa ısındırılanların ekonomik yönden güçlendirilmesi amacıyla ticarethaneler kurulmuştur. Bu faaliyetler kapsamında Osmanlı Devleti içinde bulunan milletlerin milliyetçilik duyguları kabartılarak devlete başkaldırmaları sağlanmıştır. Bu başkaldırılardan birisi de 1892-1893 Merzifon Ermeni isyanıdır.