17 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 17
Öğe Quercetin cu(ıı) kompleksi ile duyarlaştırılmış tio2 tabanlı boya duyarlı güneş pilinin fabrikasyonu ve karakterizasyonu(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021-02-22) Gözel, Musa; Özaydın, CihatBoya duyarlı güneş pilleri (Dye-Sensitized Solar Cell-DSSC) üçüncü nesil güneş pili olup güneş pili türleri içinde çevreye duyarlı ve maliyet açısından avantajlı olmalarına rağmen verimlilik ve kararlılık açısından istenen düzeyde olmamaları en büyük dezavantajlarıdır. Bu dezavantajları DSSC’lerin güneş pili sektöründe söz sahibi olmaları önünde büyük bir problemdir. Bu tez çalışmasında boya duyarlı güneş pillerinde duyarlaştırıcı olarak Quercetin Cu(II) kompleksi kullanılmıştır. Karşılaştırma amacıyla referans pilde duyarlaştırıcı olarak N3 boyası ismi ile bilinen Cis-bis(isothiocyanato) bis(2,2’-bipyridyl-4,4’- dicarboxylato ruthenium(II) kullanılmıştır. ITO kaplı cam üzerine doctor blade tekniği ile kaplanan TiO2 fotoanotlarının XRD ve SEM ile karakterizasyonu yapılmıştır. XRD sonuçlarından TiO2 fotoanodunun anataz fazında olduğu, SEM görüntülerinden de gözenekli süngerimsi yapıda olduğu ve yaklaşık 30 pm kalınlığında olduğu tespit edildi. Tasarlanan pillerden Quercetin Cu(II) ve N3 boya ile elde edilen Voc,Isc, p değerleri 1,5 AM (100mW/cm2) standart şartlarında sırasıyla Voc:0 . 6 V, Isc:0 . 5 7 mA, p: %0.093 ve Vo c : 0 . 7 6 V, Isc : 1.478 mA , p: %0.199 şeklinde olmuştur. Önceki çalışmalarda N3 boya ile elde edilen en iyi verimin %10 olduğu düşünüldüğünde ideal koşular yaratıldığında Quercetin Cu(II) ile hazırladığımız pilin verimi yaklaşık %5 civarında olacağı tespit edilmiştir. Yaptığımız çalışmada pilin performansını doğrudan etkileyen ikinci bir parametre olan karlılığı açısından incelendi. Altı hafta boyunca haftalık periyotlarla alınan ölçümlerde duyarlaştırıcı olarak Quercetin Cu(II) kompleksi kullandığımız güneş pilinin son derece kararlı bir yapı sergilediğini gözlemlendi.Öğe Batman'da farklı teknolojilere sahip fotovoltaik modüllerin performans karşılaştırması(Batman Üniversitesi, 2016) Öztürker, Hakkı; Pakma, OsmanBu tez çalışmasında Batman ilinde farklı teknolojilere sahip kurulu toplamda 6,46 kWp güce sahip şebeke bağlantılı sistemin bir yıllık verileri alınmış ve modül performans karşılaştırmaları dış parametrelere göre değerlendirilmiştir. Sistem 2,15 kWp tekli kristal silisyum, 2,15 kWp çoklu kristal silisyum ve 2,16 kWp ince film amorf silisyumdan oluşmuştur. Sistemden elde edilen veriler Haziran 2013-Mayıs 2014 tarihleri arasında 15'er dakika aralıklarla ölçülmüştür. Aynı zamanda gelen güneş ışınımı şiddeti değerleri de ölçülmüş, bu değerler yardımıyla sistem verimliliği ve modül performansları aylara göre karşılaştırılmıştır. Yapılan analizlerde her bir modülün aylara göre performanslarında önemli ölçüde değişkenlik gösterdiği saptanmıştır.Öğe NMR ve MR ile yapılan proton rölaksivite çalışmalarının değerlendirilmesi(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-06-27) Yalınkılıç, Mehmet; Yılmaz, AliNMR çalışmalarının başlangıcından, 1980’li yılların ortalarına kadar iyon veya protein içeren ya da her ikisini birlikte içeren çözeltilerin T1 ve T2 rölaksasyonları konsantrasyona bağlı olarak inceleniyordu. 80’lerin ortalarından itibaren iyon veya proteinin birim miktarı başına rölaksasyon artışını ifade eden rölaksivite kavramı kullanılmaya başlandı. Literatürde iyon ve protein konsantrasyonu ve rölaksiviteye dair pek çok çalışma mevcuttur. Ancak bu çalışmalar değişik frekanslarda çalışan NMR cihazları kullanılarak değişik konsantrasyon ve sıcaklıklarda gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla sabit sıcaklıkta ve değişik NMR cihazlarıyla elde edilen frekans-konsantrasyon verilerini bütünleştiren bir çalışma mevcut değildir. Bu çalışmanın amacı iyon ve proteinin her birini tek tek veya ikisini birlikte içeren çözeltilerin rölaksivitelerinin frekansa bağlılığını tespit etmektir. Bu amaçla değişik frekanslarda pure iyon ve protein çözeltisi, iyon+protein çözeltisi, kan ve serum bileşenleri ile ilgili çalışmalar 1950'den itibaren taranmıştır. Bu çözelti türleri için rölaksasyon-konsantrasyon ilişkisini ortaya koyan tablolar tarafmızdan oluşturulmuş ve bu tablolardan alınan değerlerle rölaksivite değerleri saptanmıştır. Tarafımızdan bulunan rölaksivite değerlerinden yeni tablolar ve grafikler oluşturulmuştur. Buna göre, Mn(II) R2 rölaksivitesi hariç, bütün çözeltilerin rölaksiviteleri düşük frekansta yüksek, yüksek frekanslarda ise giderek düşmektedir. Ancak Mn(II) iyonunun R2 rölaksivitesi artan frekansla artmaktadır. Yine bütün çözeltilerin R2 rölaksiviteleri R1 rölaksivitesinden büyüktür. Rölaksiviteyi en etkili olarak değiştiren iyon Mn(II), en etkili değiştiren protein ise (α+β) globulin olmaktadır.Öğe Metal/yarı iletken yapılar için benzeşim destekli yazılım ürün geliştirme(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-05-10) Mermer, Anıl; Pakma, OsmanGünümüzde elektrik-elektronik teknolojisi ve sanayisinde fazlasıyla kullanılmakta olan metal/yarıiletken kontakların geniş bir uygulama alanı bulunmaktadır. Bu durum, beraberinde kontak yapılarımızı oldukça önemli kılmış, aynı zamanda bir araştırma alanın da konusu yapmıştır. Gerçekleştirmiş olduğumuz benzeşim ile metal/yarıiletken kontaklara ait deneysel sonuçlarla, benzeşim programımızdaki sonuçlar karşılaştırılarak sonuçların daha hızlı ve daha güvenilir elde edinilmesi amaç edinilmiştir. Bu tez çalışmasında Microsoft Visual Studio tarafından geliştirilmiş olan, C Sharp (C#) programlama dilinden faydalanılarak, metal/yarıiletken kontak yapılar için kullanışlı bir benzeşim uygulaması gerçekleştirilmiştir. Program vasıtasıyla, farklı iş fonksiyonlarına sahip metallerle, farklı tipteki yarıiletkenlerin oluşturduğu, metal/yarıiletken kontak diyot yapılarının akım-gerilim (I-V) eğrileri, deneysel verilerle karşılaştırılarak program optimize edilmiştir. Ayrıca programımızda metal/yarıiletken kontak yapıları için seri direnç etkisi de incelenmiştir. Hazırlanan bu benzeşim programımızın çalışması defalarca incelenmiş olup, yapılan hesaplamalar birçok kez tekrar edilmiştir. Yapılan bu testler sonucunda programımızın güvenirliği sağlanmıştır. Ayrıca program verimliliği de artırılmıştır.Öğe Sol-jel yöntemiyle hazırlanmış Ag katkılı HfO2 ince filmlerin yapısal ve optiksel özelliklerinin incelenmesi(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-06-07) Kaval, Şehmus; Pakma, OsmanBu çalışmada, sol-jel daldırma yöntemiyle cam yüzeylere katkısız ve Ag-katkılı HfO2 ince filmler elde edilmiştir. Daha sonra bu filmler 1 saat 500 C’de tavlamaya bırakılmıştır. Katkısız ve Agkatkılı HfO2 ince filmlerin yapısal ve optiksel özellikleri X-ışını kırınım deseni (XRD), UV-VIS spektrometresi ve taramalı elektron mikroskopu (SEM) ile karakterize edilmiştir. Yapılan analiz sonuçları literatürde çeşitli yöntemlerle elde edilmiş HfO2 kaplama sonuçlarıyla karşılaştırılmış ve yorumlanmıştır.Öğe Siirt ilinin içme sularında toplam alfa ve beta aktivitesi(Batman Üniversitesi, 2016) Altun, Ahmet; Damla, NevzatGüneydoğu Anadolu Bölgesinde yer alan Siirt ili kendine özgün tarihi ve kültürel farklılıklarıyla tercih edilen bir turizm durağıdır. Bu çalışmada, 12 farklı musluk suyu örneklerindeki toplam alfa ve beta aktivite derişimleri, Berthold LB 770 model çok detektörlü düşük seviyeli gaz orantılı aynı anda on ölçüm yapabilen sayım cihazı kullanılarak ölçülmüştür. Ölçümleri yapılan toplam alfa ve beta aktivite derişim değerleri tablo ve şekiller halinde verilmiş olup WHO ve TSE yönetmenlikleri tarafından tavsiye edilen limit değerler ile karşılaştırılmıştır. Toplam alfa ve beta aktivite derişim değerlerinin, sırasıyla 9 ± 5 – 40 ± 9 mBq/L ile 21 ± 11- 252 ± 23 mBq/L arasında değiştiği bulundu. Analizleri yapılan musluk sularının sindirilmesi nedeniyle oluşabilecek radyolojik riskleri, yetişkin bireyler için değerlendirmek amacıyla, yıllık etkin doz değerleri WHO tarafından önerilen doz dönüşüm katsayıları kullanılarak hesaplanmıştır. Hesaplamalar sonucunda 238U, 226Ra, 210Po, 210Pb, 228Ra ve 232Th'nın ortalama doz değerleri sırasıyla 0,9, 5,3, 22,6, 52,3, 52,3 and 4,3 Sv/y' olarak bulundu.Öğe Saf çözeltilere eklenen paramanyetik iyonların T1 ve T2 durulma zamanları üzerine yapılan çalışmalar, elde edilen sonuçlar ve ortaya çıkan uygulamaların incelenmesi(Batman Üniversitesi, 2017) Öncü, Mehmet Salih; Arsel, İsmailBu çalışmada, saf çözeltilere eklenen paramanyetik iyonların NMR T1 ve T2 durulma zamanlarının ölçülmesinde kullanılan yöntemler incelenmiştir. NMR cihazlarında kullanılan rezonans frekanslarının, ölçüm yapılan sıcaklık ve konsantrasyonlarının NMR T1 ve T2 üzerindeki etkisi, ölçümlerinden elde edilen sonuçların değerlendirilmesiyle söz konusu sonuçların yeniden üretildiği teoriler ve bu teorilerin sonuçlarından ortaya çıkan uygulamalar incelenmiştir. NMR T1 ve T2 ölçümlerindeki sıcaklık, frekans ve yoğunluk farklılıklarından kaynaklanan sonuçlar değerlendirilmiştir.Öğe Batman yöresi petrol örneklerinin NMR ile incelenmesi(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-10-24) Kal, Düzgün; Yılmaz, AliÇok farklı araştırma alanlarında kullanılan Nükleer Manyetik Rezonans (NMR) petrol araştırmalarında da kullanılmaktadır. Ham petrolün NMR spin-örgü (T1) ve spin-spin (T2) durulma zamanları ile petrolün viskozitesi, difüzyon katsayısı, su ve yağ emülsiyonlarının özellikleri, fraktür karekterizasyonu ve geçirgenlik gibi özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesi düşük alan NMR ile yapılmıştır. Ancak petrol NMR spektrumundaki piklerin T1 ve çizgi yarı genişlikleri yüksek alan NMR ile ölçülmemiştir. NMR durulma oranları (1/T1 and 1/T2) ile çizgi yarı genişliği arasındaki ilişki de ortaya konmamıştır. Bu çalışmanın petrol örnekleri Batman yöresinde bulunan Şelmo 1, Şelmo 2 ve Didan kuyularından alındı. Her bir kuyudan alınan ham petrol ve dötorokloroform (CDCl3) çeşitli oranlarda karıştırılarak, 5 farklı karışımdan ibaret 3 takım hazırlandı. Bu örneklerin spektumları 400MHz 'de çalışan Bruker Avance NMR Spektrometresi ile alındı. T1 ölçümleri inversion recovery (IR) puls adımı [(180-t-90)-PR]- kullanılarak gerçekleştirildi. Tüm örneklerin T1 değerleri, NMR spektrumundaki CH2 ve CH3 piklerinin kimyasal kaymaları ve çizgi yarı genişlikleri ve ayrıca bir örnekten hazırlanan karışımın viskozitesi; karışımın içeriğindeki petrol miktarlarına karşı ölçüldü. Çizgi genişliği verileri kullanılarak, 1/T2 değerleri, teoriden türetildi. NMR ölçümlerinde farklı kimyasal kaymalarda yer alan çok pikli bir spektrum elde edildi. Piklerin kimliklendirilmesi, literature yolu ile sağlandı.Petrol karışımından elde edilen piklerinin 1/T1, piklerinin çizgi yarı genişliği, kimyasal kayma ve çizgi genişliğinden türetilmiş 1/T2 değerlerinin her birinin, karışım içindeki petrol miktarı ile lineer arttığı belirlendi. Viscositenin de karışımdaki petrol oranı ile lineer arttığı gözlendi. Piklerin deneysel 1/T1 ve türetilmiş 1/T2 değerleri ile viskosite değerleri arasındaki ilişkinin lineer olduğu belirlendi. Karışımın hampetrol oranı ile 1/T1 veya 1/T2 değerleri arasındaki çizgisel ilişkin eğimi, birim ham petrol artışına karşı, (1/T1 veya 1/T2) artışını (rölaksivite) ifade etmektedir. İncelenen piklerin rölaksivite değerlerinin kuyudan kuyuya değiştiği ortaya konuldu. Bu değişkenlik, kuyulardaki ham petrolün viskosite farklılıklarına ve paramanyetik iyon muhtevasına atfedildi. Karışımın petrol muhtevası ile piklerin 1/T1, 1/T2, çizgi yarı genişliği ve kimyasal kayma değerlerinin herbiri arasındaki çizgisel ilişki, pik protonları ile solvent arasında hızlı kimyasal değiş-tokuşun durulma mekanizmalarına katkıda bulunduğunu gösterdi. Viskosite ile 1/T1 ve 1/T2 nin herbiri arasındaki lineer ilişki de, dipolar etkileşimin durulmalara katkıda bulunduğunu gösteriyor. Ancak türetilmiş T2 değerlerinin oldukça küçük olması, CDCl3 ün D sinin oluşturduğu elektriksel alan gradienti ile I spinin etkileşimden ileri gelen quadrapol etkileşimin etkisini anlamamızı da önemli kılmaktadır.Öğe MOS yapıların dielektrik uygulamaları için vanadyum oksit ince filmlerin incelenmesi(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-12-25) Bilgen, Yusuf; Pakma, OsmanBu çalışmada V3O7 ve V8O15 ince filmler sol-jel daldırma yöntemiyle cam ve p-Si yarıiletken yüzeyler üzerine kaplanmış; AFM ile yüzey yapısı araştırılmış, XRD ile filmlerin polikristal yönelmeleri ve kristal yapıları incelenmiştir. EDX ile filim muhtevası araştırılmış. UV-VIS ölçümleri ile optik özellikleri araştırılmıştır. Elde edilen filmlerden Al/VOx /p-Si/Al MOS yapılar oluşturularak akım-gerilim, kapasite-gerilim-frekans yöntemleriyle elektriksel ve fiziksel özellikler incelenmiştir. İnce filmleri elde etmek için %99 saflıkta V2O5 tozu, HCl, HNO3, H2O2 çözücülerinin farklı birleşimleri içinde çözünerek homojen çözeltiler elde edilmiş ve kaplanacak olan cam veya p-Si yüzey bu çözelti içerisine 600 m/s hızla daldırılmıştır. Bu şekilde kaplanan yüzey öncelikle 300 derece 5 dakika tavlama işlemine tabi tutulmuş 10. kattan sonra 400 ile 500 derece arasında değişen sıcaklıkta 1 saat tavlamaya tabi tutulmuştur. MOS yapılar elde etmek için p-Si üzerine elde edilen filmlerin bir tarafı buharlaştırma yöntemiyle Al kaplanmış, diğer tarafı yine buharlaştırma yöntemiyle delikli maske kullanılarak Al kaplanmıştır.Öğe Diyabetli hastaların kan ve idrar metabolitlerinin yüksek alan NMR ile incelenmesi(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021-05-07) Özkorkmaz Yüksel, Gülnur; Yılmaz, Ali1990’lı yıllardan itibaren kan, idrar ve diğer sıvıların metabolitleri ile ilgili pek çok yayın yapılmıştır. Ancak bu yayınlarda su sinyalini baskılamak için presaturasyon puls teknikleri kullanılmıştır. Bu teknikler, çoklu puls adımları kullandıklarından karmaşıktır. NMR T1 ve T2 durulmalarının direkt ölçümüne izin vermez. Yüksek tarama sayısı kullandıklarından, deneysel zaman israfına da yol açar. Bu çalışmanın amacı, su baskılama yapmaksızın ve tek puls kullanarak, diyabetli kan ve idrar örneklerinin metabolit profilini 400 MHz’ de elde etmektir. Diyarbakır Memorial Hastane’ sinin kliniklerinden, 29 diyabetli ve 28 sağlıklı kan ve idrar örneği toplandı. Kan örneğinden alınan 0,02 ml kan 0,98 ml D2O ya ve yine idrar örneğinden alınan 0,06 ml idrar 0,94 ml D2O ya eklenerek karışımlar hazırlandı. Her bir karışımın metabolit spektrumu, 400 MHz NMR ile elde edildi. Deneyde sadece 90 derecelik radyo frekans pulsu kullanıldı. Her bir ölçüm için 16 tarama yapıldı. Diyabetli ve sağlıklı kan örneklerinin NMR spektrumu iyi çözünmemiş olup, birbirinden farklılık arz etmemektedir. Buna karşın gerek normal ve gerek diyabetli idrar örnekleri, 400 MHz NMR ile ve su baskılama yapmaksızın, oldukça iyi çözünür bir spektrum verdi. Spektrumdaki pik sayısı ve genel profil, normal diyabetli örneklerde farklı bulundu. Bu tez çalışması, su baskılama için pre-saturasyon puls teknikleri ve ayrıca ultra yüksek NMR cihazları kullanmadan da idrar metabolitlerinin elde edilebileceğini göstermiştir. Kullanılan metot basit ve yeni olup, H2O T1 ve T2 durulmalarının ölçümüne uygun olmaktadır. Ayrıca düşük tarama sayısı (16) kullanıldığından deneysel zamanda da tasarrufa yol açmaktadır.